Learn the English Phrases "bring someone back down to earth" and "bring to a close"

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase,

İngilizce deyimi öğrenmenize yardımcı olmak istedim,

bring someone back down to earth.

birisini dünyaya geri getirin.

This is a phrase we use to describe

Bu,

when life goes back to normal

after someone thinks something's going to be amazing.

birisi bir şeyin harika olacağını düşündükten sonra hayatın normale döndüğünü anlatmak için kullandığımız bir deyimdir.

Sometimes, students start school and they think,

Bazen öğrenciler okula başlar ve

"Oh, it's going to be so easy,

"Ah, çok kolay olacak,

"I'm going to get 100% on every assignment,"

" Her ödevden %100 alacağım "düşünürler

and then they write their first quiz

ve sonra ilk sınavlarını yazarlar

and get barely a passing grade,

ve zar zor geçer not alırlar

and that brings them down to earth,

ve bu da Onları dünyaya indiriyor,

it brings them back down to earth.

bu onları tekrar dünyaya getiriyor.Belki

Maybe sometimes when people get married,

bazen insanlar evlendiklerinde

they think for the first few weeks

ilk birkaç hafta

that marriage is gonna all be awesome and amazing,

evliliğin harika ve harika olacağını düşünürler,

which, it is, for the most part,

ki bu çoğunlukla öyledir,

but eventually, they might have their first fight

ama sonunda, ilk kavgalarını yaşayabilirler

and that might bring them back down to earth.

ve bu onları dünyaya geri getirebilir. bu

It might make them realize that marriage is fun,

onların evliliğin eğlenceli olduğunu anlamalarını sağlayabilir

but marriage is also something you need to work at,

ama evliliğin iyi gitmesi için üzerinde çalışman gereken bir şey olduğunu da anlamalarını sağlayabilir

so that it goes well.

.

The second phrase I wanted to teach you today

öğretmek istediğim ikinci cümle sen bugün

is the phrase, bring to a close.

bir deyimsin, bitir,

When you bring something to a close,

bir şeyi bitirdiğinde,

it means you are ending it.

bu onu bitirdiğin anlamına gelir, yani

It means, it's getting a little windy,

, hava biraz rüzgar alıyor, ben

I'm gonna move while I talk,

konuşurken hareket edeceğim, sen

when you bring something to a close,

bir şeyi bitirdiğinde kapat,

it means that you have decided

bu,

that maybe the meeting is over,

toplantının belki de bittiğine karar verdiğiniz

and so you decide to bring the meeting to a close.

ve bu nedenle toplantıyı sonlandırmaya karar verdiğiniz anlamına gelir .

Maybe you're doing something

Belki

like making an English lesson video,

İngilizce ders videosu hazırlamak gibi bir şey yapıyorsun

and you might want to bring the lesson to a close

ve

when we get close to the four minute mark.

dört dakikaya yaklaştığımızda dersi bitirmek isteyebilirsin.

So when you bring something to a close,

Yani bir şeyi sona erdirdiğinizde, onu bitirmeye

it means you've decided you're going to end it.

karar vermişsiniz demektir .

So to review, when you bring someone back down to earth,

Yani tekrar gözden geçirmek gerekirse, birini dünyaya geri getirdiğinizde

or when someone is brought back down to earth,

veya biri dünyaya geri getirildiğinde,

it means that they're reminded somehow,

bu onlara bir şekilde hatırlatıldığı anlamına gelir, onlara

something happens that reminds them

that whatever they're doing

yaptıkları

or whatever they're involved in

veya dahil oldukları her neyse onu hatırlatan bir şey olur. belki de düşündükleri

is not as amazing or won't be as amazing all the time

kadar şaşırtıcı değil veya her zaman o kadar harika olmayacak

as maybe they think it would have been.

.

And when you bring something to a close,

Ve bir şeyi sona erdirdiğinizde,

it means that you bring it to an end.

onu sona erdirdiğiniz anlamına gelir.

So this part of the lesson, I'm bringing to a close,

Dersin bu kısmını kapatıyorum

because it's time to read a comment from a previous viewer.

çünkü bir önceki izleyicinin yorumunu okuma zamanı.

This comment is from Manju.

Bu yorum Manju'dan.

"Hi, Bob, happy Teachers' Day.

"Merhaba Bob, Öğretmenler Günü kutlu olsun.

"In India, we celebrate September 5th as a Teachers' Day.

"Hindistan'da 5 Eylül Öğretmenler Günü olarak kutlanır.

"Once again, thanks for teaching English,"

"Bir kez daha, İngilizce öğrettiğin için teşekkürler"

and my response, "Thank you.

ve yanıtım, "Teşekkürler.

"It's nice to feel appreciated."

"Takdir edildiğini hissetmek güzel."

So I'm actually making this video on September 5th,

Yani aslında bu videoyu 5 Eylül'de çekiyorum,

I'm making this a little bit early,

bunu biraz erken yapıyorum

because I'm trying to get ahead.

çünkü Öne geçmeye çalışıyorum.

I have a very busy week,

Çok yoğun bir hafta geçiriyorum,

so I'm trying to pre-shoot some videos,

bu yüzden bazı videoları önceden çekmeye çalışıyorum

but thank you for that comment.

ama bu yorum için teşekkür ederim.

I do find it interesting how often people say,

İnsanların

"Happy Teachers' Day" to me, because I think,

"Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun" demesini ilginç buluyorum. çünkü sanırım

I've mentioned this before,

bundan daha önce bahsetmiştim,

every country in the world has a Teachers' Day, I think,

dünyadaki her ülkenin bir Öğretmenler Günü olduğunu düşünüyorum

and a lot of them are all on different days.

ve çoğunun farklı günleri var.

So when I started teaching on YouTube,

Bu yüzden YouTube'da ders vermeye başladığımda,

I didn't realize that almost monthly,

Neredeyse ayda bir

someone would say, "Happy Teachers' Day,"

birinin "Öğretmenler Günü Kutlu Olsun" diyeceğini fark ettim

and it feels really nice.

ve bu gerçekten çok güzel bir duygu.

So I do really, really appreciate it.

Bu yüzden gerçekten çok minnettarım.

Anyways, if you notice,

Her neyse, fark ettiyseniz,

by the way, thank you for the comment,

bu arada, yorumunuz için teşekkür ederim,

if you notice I did get a printer,

fark ettiyseniz Bir yazıcı aldım,

that's the wrong piece of paper, I think,

bu yanlış kağıt parçası, sanırım,

one moment here.

bir dakika,

Let me find the other piece of paper.

diğer kağıdı bulayım.

I did get a printer, so no more handwriting.

Bir yazıcı aldım, artık el yazısı olmasın.

You've seen my printing,

Baskımı gördün,

you've seen my cursive writing,

gördün el yazısı yazımı gördüm,

from now on, hopefully, this printer will do a good job.

bundan sonra umarım bu yazıcı iyi bir iş çıkarır.

I decided not to go cheap and not to go expensive.

Ucuza gitmemeye ve pahalıya gitmemeye karar verdim. Fiyat açısından tam ortasında olan

I bought a printer that's right about in the middle,

bir yazıcı satın aldım

in terms of price.

.

If you're wondering, it was just over $200 Canadian.

Merak ediyorsanız, 200 $ Kanada dolarının biraz üzerindeydi.

And if you feel bad, if you think,

Ve eğer kendinizi kötü hissederseniz,

"Oh, Bob had to spend all this money

"Ah, Bob YouTube kanalı için baskı yapabilmek için tüm bu parayı harcamak zorunda kaldı

"so he could print for his YouTube channel,"

" diye düşünürseniz ,

it's not just for the YouTube channel.

bu sadece YouTube kanalı için değildir.

We use that printer to print stuff for the farm,

O yazıcıyı çiftlik için bir şeyler basmak için kullanıyoruz,

we use it to print invoices,

faturaları yazdırmak için kullanıyoruz,

I just stepped in a puddle and got a soaker.

sadece bir su birikintisine girdim ve sağanak aldım.

A soaker is when you step in a puddle

Sağanak, bir su birikintisine adım attığınızda

and your foot gets wet.

ayağınızın ıslanmasıdır.

We use it for a lot of things.

Onu pek çok şey için kullanıyoruz.

The kids use it for school projects

Çocuklar bunu okul projeleri için kullanıyor

and those types of things.

ve bu tür şeyler.

So it wasn't just an expense

Yani

so that I could teach you guys on YouTube.

YouTube'da size öğretmek için harcadığım bir masraf değildi.

Although, I do use it a few times a week for that.

Yine de bunun için haftada birkaç kez kullanıyorum.

Anyways, thank you once again for watching.

Her neyse, izlediğiniz için bir kez daha teşekkür ederim .

Thanks for enjoying these little short English lessons,

Bunları beğendiğiniz için teşekkürler biraz kısa İngilizce dersleri

and I'll see you in a few days with another one, bye.

ve birkaç gün sonra başka bir derste görüşürüz, hoşçakalın.