Learn the English Phrases A WAKE-UP CALL and WAKE UP!

In this English lesson I wanted to help you learn

Bu İngilizce dersinde, uyandırma çağrısı olan İngilizce deyimi öğrenmenize yardımcı olmak istedim

the English phrase, a wake up call.

.

Now a wake up call can mean a phone call

Artık uyandırma çağrısı, bir otelde kaldığınızda sizi sabah uyandırmak için verdikleri bir telefon görüşmesi anlamına gelebilir

that they give you when you stay at a hotel

to wake you up in the morning.

.

But we also use this phrase to talk about something in life

Ancak bu tabiri, hayatta

that happens that reminds you to do something.

olup biten ve size bir şey yapmanızı hatırlatan bir şeyden bahsetmek için de kullanırız.

Here's a good example.

İşte iyi bir örnek.

Maybe in your city, there was a car accident

Belki sizin şehrinizde bir araba kazası oldu

and someone got hurt because

ve biri

they didn't have their seatbelt on.

emniyet kemeri takmadığı için yaralandı. Emniyet kemerinizi düzenli olarak takmazsanız,

We would say that that would be a wake-up call for you

bunun sizin için bir uyandırma çağrısı olacağını söyleyebiliriz

if you don't regularly wear your seatbelt.

.

So a wake up call is any time something happens

Yani bir uyandırma çağrısı,

that brings your attention to something

dikkatinizi

that maybe you're not doing in life

hayatta yapmamanız

that you should be doing.

gereken bir şeye çeken herhangi bir zamandır . Bugün size öğretmek

The other phrase I wanted to teach you today

istediğim diğer söz ise

is the phrase, wake up.

uyanın sözüdür.

Now this can simply be what someone yells to someone

Şimdi bu,

if that person is sleeping and you want them to wake up.

o kişi uyuyorsa ve siz onun uyanmasını istiyorsanız, birinin birine bağırdığı şey olabilir.

But we also use this to tell people

Ancak bunu insanlara

that they should do something

bir şeyler yapmaları

or they should pay attention to something.

veya bir şeye dikkat etmeleri gerektiğini söylemek için de kullanırız.

Here's an example.

İşte bir örnek.

Sometimes I'll have a student in my class

Bazen sınıfımda

that thinks they're doing a really good job

gerçekten iyi bir iş çıkardığını düşünen

but they're failing all their assignments.

ancak tüm ödevlerinde başarısız olan bir öğrencim olur.

So they think they're doing good but they're actually not.

Yani iyi yaptıklarını sanıyorlar ama aslında iyi değiller.

I might say to them, hey, wake up.

Onlara, hey, uyanın diyebilirim.

You're not doing a very good job in my class,

Sınıfımda pek iyi bir iş çıkarmıyorsun,

you need to do better work.

daha iyi çalışman gerekiyor.

You need to hand in your assignments on time.

Ödevlerinizi zamanında teslim etmelisiniz . İyi

I know you think you are doing good, but wake up.

olduğunu düşündüğünü biliyorum ama uyan.

You really need to try harder.

Gerçekten daha çok çabalamalısın. Tekrar

So to review, a wake up call is anything

gözden geçirecek olursak, uyandırma çağrısı

that happens in life that reminds you

hayatta olup biten ve size bir

that you should do something

şey yapmanız gerektiğini

or that you should pay attention to something.

veya bir şeye dikkat etmeniz gerektiğini hatırlatan her şeydir.

And if someone says wake up,

Ve eğer biri uyan diyorsa, bunun

it might be because you're sleeping on the bus,

nedeni otobüste uyuduğun için olabilir,

they actually want you to wake up,

aslında uyanmanı istiyor olabilir,

but more likely they might be just telling you

ama daha büyük ihtimalle sana

that you need to change something you're doing in your life.

hayatında yapmakta olduğun bir şeyi değiştirmen gerektiğini söylüyor olabilir.

You need to wake up.

uyanman gerek

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Jeff Green.

Bu yorum Jeff Green'den.

And Jeff says, funny you should say

Ve Jeff diyor ki, komik,

that when you are done teaching,

öğretmenliği bitirdiğinde

you want to be in peace and then LMAO.

huzur içinde olmak istediğini söylemelisin ve sonra LMAO.

And my response was this,

Benim cevabım da şu oldu,

teaching is an interesting profession.

öğretmenlik ilginç bir meslek.

It has its ups and downs.

İnişleri ve çıkışları var.

I love 90% of the job but the end of each semester

İşin %90'ını seviyorum ama her dönemin sonu,

can be very hectic especially the second semester.

özellikle ikinci dönem çok telaşlı olabiliyor .

The end of the second semester is the end

İkinci yarıyılın sonu

of the school year.

öğretim yılının sonudur.

It can be extremely hectic,

Son derece telaşlı olabilir,

it can be a real challenge for me to get all my work done

tüm işlerimi bitirmek

and to finish things that I need to finish

ve okul yılının sonunda bitirmem gereken şeyleri bitirmek benim için gerçek bir meydan okuma olabilir

at the end of the school year.

.

I wanted to talk a little bit more about a wake-up call.

Uyandırma servisi hakkında biraz daha konuşmak istedim.

If you look at the river today,

Bugün nehre bakarsanız,

I'm not sure how well you can see this

bunu ne kadar iyi görebildiğinizden emin değilim

but there's all kinds of algae in the river.

ama nehirde her türden yosun var.

Now, the algae itself isn't a problem

Şimdi, alglerin kendisi bir sorun değil

but it's kind of a wake-up call because the algae grows

ama bu bir tür uyandırma çağrısı çünkü

when there's pollution in the river.

nehirde kirlilik olduğunda algler büyüyor.

And the algae grows when the pollution is from,

Ve kirlilik,

let's say human waste or fertilizer runoff from farms.

diyelim ki insan atığı veya çiftliklerden gelen gübre akışından kaynaklandığında algler büyür.

So it's kind of a wake-up call the algae itself isn't bad

Yani bu bir tür uyandırma çağrısı, alglerin kendisi kötü değil

but it's a sign that there are too many nutrients

ama suda çok fazla besin olduğunun bir işareti

in the water.

.

And I think when I say human waste and nutrients,

Ve insan atıkları ve besin maddeleri dediğimde umarım

I hope you know what I mean.

ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Bu tarafta

There's actually a lagoon really far that way.

gerçekten bir lagün var .

And then do treat the wastewater,

Ve sonra atık suyu arıtıyorlar,

they do treat the sewage but they only treat it once.

kanalizasyonu arıtıyorlar ama sadece bir kez arıtıyorlar.

And then when the lagoon is full,

Sonra lagün dolduğunda

they release it into the river.

onu nehre bırakıyorlar.

So all of you who thought that Canada

Kanada'nın

was this beautiful pristine country with no pollution,

kirliliğin olmadığı bu kadar güzel, bozulmamış bir ülke olduğunu düşünen hepiniz,

well, we do kind of have some problems.

bazı sorunlarımız var.

We do have to take better care of all of our waterways

Tüm su yollarımıza daha iyi bakmamız gerekiyor

and we just don't do that good of a job sometimes.

ve bazen işimizi o kadar iyi yapmıyoruz.

So it's a bit of a wake-up call.

Yani biraz uyandırma çağrısı. Tüm bunlardan

I want to go to the person in charge of all this and say,

sorumlu kişiye gidip,

wake up you're releasing sewage,

uyandığınızda,

partially treated sewage into the water

suya kısmen arıtılmış lağım suyu saldığınızı

and it's causing all of this algae to grow.

ve tüm bu alglerin büyümesine neden olduğunu söylemek istiyorum.

Please don't do that, wake up.

Lütfen bunu yapma, uyan.

Anyways, Bob the Canadian here.

Her neyse, Kanadalı Bob burada.

I hope you're enjoying these little lessons.

Umarım bu küçük derslerden zevk alıyorsundur.

I know I certainly am.

Kesinlikle öyle olduğumu biliyorum.

Have a good day, I'll see you in a couple of days

İyi günler, birkaç gün sonra

with another short English lesson, bye.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz, hoşçakalın.