Learn the English Phrases TO DODGE A BULLET and MAGIC BULLET - A Short English Lesson with Subtitles

In this English lesson I wanted to help you

Bu İngilizce dersinde,

learn the English phrase to dodge a bullet.

to dodge a bullet İngilizce ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

In English, when you dodge a bullet,

İngilizce'de, bir kurşundan kaçtığınızda, kötü olabilecek

it means you avoid something that would have been bad.

bir şeyden kaçındığınız anlamına gelir . İşin

There are no actual bullets or guns involved

içinde gerçek mermi veya silah yok, bu

so don't worry about that.

yüzden endişelenmeyin.

But normally in English,

Ama normalde İngilizce'de,

if you say that someone dodged a bullet,

birinin kurşundan kaçtığını söylerseniz,

it means that something bad could have happened to them,

bu onların başına kötü bir şey gelmiş olabilir

but it didn't.

ama olmadı anlamına gelir.

A great example of this is something that happened

Bunun harika bir örneği,

to Jen and I this past weekend.

geçen hafta sonu Jen ve benim başımıza gelen bir şey.

We grow flowers and they were saying on the news

Çiçek yetiştiriyoruz ve haberlerde

that the temperature at night was going to go down

gece sıcaklığın

to zero degrees.

sıfıra ineceğini söylüyorlardı.

As it turned out, the temperature only went down

Görünüşe göre, sıcaklık sadece

to about four or five degrees.

dört veya beş dereceye kadar düştü.

Not sure if you know this, but at zero degrees, flowers die,

Bunu biliyor musunuz bilmiyorum ama sıfır derecede çiçekler ölür,

at four degrees they don't die.

dört derecede ölmezler.

So we dodged a bullet.

Böylece bir kurşundan kurtulduk.

There was the potential that something really bad

Gerçekten kötü bir şey

could have happened, but it didn't.

olma potansiyeli vardı ama olmadı.

So we dodged a bullet.

Böylece bir kurşundan kurtulduk.

The other phrase I want to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim bir diğer deyim de

is the phrase magic bullet.

sihirli mermi deyimi.

Now the phrase magic bullet is kind of funny

Şimdi sihirli mermi ifadesi biraz komik

because it's not this thing, I'll put a picture up here.

çünkü bu şey değil, buraya bir resim koyacağım.

There is a blender now that's called a Magic Bullet.

Artık Magic Bullet adı verilen bir blender var.

But we also use the phrase magic bullet

Ancak sihirli değnek tabirini tüm sorunları çözen

to talk about a solution that solves all the problems.

bir çözümden bahsetmek için de kullanırız .

Here's a great example.

İşte harika bir örnek.

Some people wish that a vaccine could be created

Bazı insanlar,

really quickly for COVID

COVID için çok hızlı bir şekilde bir aşı geliştirilebilmesini

and that that vaccine would be the magic bullet.

ve bu aşının sihirli değnek olmasını diliyor.

So a magic bullet is something that just solves

Yani sihirli bir kurşun,

all of the problems that you are facing in that moment.

o anda karşı karşıya kaldığınız tüm sorunları çözen bir şeydir.

That's probably the best example

Bu muhtemelen

I can come up with right now.

şu anda bulabildiğim en iyi örnek.

If all of the sudden there was a vaccine

Birdenbire

that was 100% effective against COVID

COVID'e karşı %100 etkili bir aşı bulunsa

and they distributed it to everyone in the world--

ve bunu dünyadaki herkese dağıtsalar--

Sometimes I have trouble speaking English too.

Bazen ben de İngilizce konuşmakta güçlük çekiyorum.

It would be a magic bullet.

Sihirli bir mermi olurdu.

So hopefully they find something like that.

Yani umarım böyle bir şey bulurlar.

So once again, when you dodge a bullet,

Yani bir kez daha, bir mermiden kaçtığınızda,

it means you avoid something bad.

bu kötü bir şeyden kaçındığınız anlamına gelir.

And a magic bullet is like the perfect solution

Ve sihirli bir kurşun,

to a really big problem.

gerçekten büyük bir soruna mükemmel bir çözüm gibidir.

Hey, let's look at a comment from a previous video.

Hey, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment made me laugh quite a bit.

Bu yorum beni epey güldürdü.

This is from Ario and Ario says,

Bu Ario'dan ve Ario diyor ki,

I'm sitting here or I'm standing here?

burada mı oturuyorum yoksa burada mı duruyorum?

So in my last video, I actually used this phrase.

Son videomda aslında bu cümleyi kullandım.

I said, I'm sitting here and then I went on

Ben burada oturuyorum dedim ve sonra

to continue my thought.

düşüncelerime devam ettim.

And Ario is asking whether I was sitting or standing

Ve Ario

when I made that video.

o videoyu çekerken oturduğumu yoksa ayakta mı durduğumu soruyor.

My response was it's hard to tell,

Cevabım, söylemesi zor

but I was actually sitting on a stool

ama o videoyu çekerken aslında bir taburede oturuyordum

when I made that video.

.

So most of you, you probably don't know.

Yani çoğunuz muhtemelen bilmiyorsunuz.

So take a moment to guess.

Tahmin etmek için bir dakikanızı ayırın. Şu anda

Am I standing here right now or am I sitting here right now?

burada mı duruyorum yoksa şu anda burada mı oturuyorum?

Lemme give you three seconds to think about it.

Bunu düşünmen için sana üç saniye vermeme izin ver.

Three, two, one.

Üç iki bir.

Well, I'm actually sitting.

Aslında oturuyorum. Taburenin

So if you're wondering what a stool is, this is a stool.

ne olduğunu merak ediyorsanız , bu bir taburedir. Videolarımı çekerken

I often sit on a stool when I am making my videos.

genellikle bir tabureye otururum .

Generally, when I make my bigger videos,

Genelde daha büyük videolarımı çekerken

I walk around and I stand and I'm active.

etrafta dolaşırım, ayakta dururum ve aktif olurum.

But when I make these short videos,

Ama bu kısa videoları çekerken

I'm usually sitting on a stool.

genellikle bir taburede oturuyorum.

You may have noticed I also sometimes sit

Bazen piknik masasına da oturduğumu fark etmişsinizdir

at the picnic table, I also sometimes sit on my bench.

, bazen sırama da otururum.

Let me show you the bench for a sec.

Bir saniyeliğine sana bankı göstereyim.

It's over here.

Burada.

So sometimes I sit on the bench.

Bu yüzden bazen bankta oturuyorum.

Sometimes I sit on the picnic table,

Bazen piknik masasına otururum

but most of the time I sit on a stool.

ama çoğu zaman bir tabureye otururum.

I have two stools.

İki taburem var.

Actually I have a small blue one as well.

Aslında benim de küçük bir mavim var.

Let me try to get the camera back where it was.

Kamerayı olduğu yere geri getirmeye çalışayım. Kamerayla yürüyüşe çıktığınızda

That's always the tricky thing

her zaman zor olan şey budur

when you go for a walk with the camera,

,

it's tricky to get it back in the location

onu ihtiyaç duyduğunuz yere geri götürmek zordur

where you needed it.

. Her

So anyways, I'm a little worried

neyse, biraz endişeliyim

because with the temperature's dropping that low,

çünkü sıcaklığın bu kadar düşmesiyle birlikte

it starts to make you think about winter.

kışı düşünmeye başlıyorsunuz.

I mean, it's only fall right now.

Yani, şu an sadece sonbahar.

Yesterday or two days ago was the first day of fall

Dün veya iki gün önce

here in Canada

burada, Kanada'da

and I think in most of the Northern hemisphere.

ve sanırım Kuzey Yarımküre'nin çoğunda sonbaharın ilk günüydü.

But when you start to think about being outside

Ama dışarıda olmayı düşünmeye başladığınızda

and when it starts to go down to zero degrees at night,

ve geceleri hava sıfır dereceye inmeye başladığında,

you wonder when will the first snow fly

ilk kar ne zaman yağacak diye merak ediyorsunuz

because I've had it pretty good.

çünkü ben oldukça iyi yaşadım.

I just go out, make videos.

Dışarı çıkıp video çekiyorum. Şu anda hava durumu

I don't have to worry about the weather right now,

hakkında endişelenmeme gerek yok

but eventually it's gonna snow.

ama sonunda kar yağacak.

Hopefully not for two or three months, but who knows?

Umarım iki ya da üç ay için değil, ama kim bilir? Beklediğimizden daha

It could come sooner than we are expecting.

erken gelebilir .