Learn the English Phrases A MIND OF ITS OWN and TO MAKE HEADS OR TAILS OF IT

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde, kendi başına bir zihin olan İngilizce ifadeyi

I wanted to help you learn the English phrase,

öğrenmenize yardımcı olmak istedim

a mind of its own.

.

This is a phrase we use to describe a machine

Bu,

that starts doing things that you didn't tell it to do,

sizin söylemediğiniz şeyleri yapmaya başlayan

or starts behaving strangely.

veya garip davranmaya başlayan bir makineyi tanımlamak için kullandığımız bir ifadedir.

Sometimes my camera has a mind of its own.

Bazen kameramın kendine ait bir aklı vardır.

Sometimes it focuses on me and then sometimes it focuses

Bazen bana odaklanıyor ve sonra bazen

on something behind, and that can be a little bit annoying,

arkadaki bir şeye odaklanıyor ve bu biraz can sıkıcı olabilir

but sometimes my camera has a mind of its own.

ama bazen kameramın kendine ait bir aklı var.

Sometimes when you're driving a vehicle,

Bazen bir araç kullanırken

and when it starts to go off in one direction or the other,

ve bir yönde veya diğer yönde hareket etmeye başladığında,

you might think, oh no,

oh hayır,

my car has a mind of its own all of the sudden.

arabamın birdenbire kendine ait bir aklı olduğunu düşünebilirsiniz .

So it's like a thing, it's like a machine suddenly starts

Yani bir şey gibi, sanki bir makine aniden

to think a little bit for itself,

biraz kendi kendine düşünmeye başlıyor,

when you say that it has a mind of its own.

siz onun kendine ait bir aklı olduğunu söylediğinizde. Bugün size öğretmek

The other phrase I wanted to teach you today is the phrase,

istediğim bir diğer ifade de,

to make heads or tails of it.

baştan sona anlatmak gerekirse, ifadesidir.

When you can't make heads or tails of something,

Bir şeyi tam olarak çözemiyorsanız,

it means you can't figure it out.

bu onu çözemeyeceğiniz anlamına gelir.

We almost always use this phrase in the negative.

Bu ifadeyi neredeyse her zaman olumsuz olarak kullanırız.

In fact, I should've put that in front of here.

Aslında bunu buraya koymalıydım. Bir şeyin tura

I should've put, to not make heads or tails of something.

gelmemesi için koymalıydım .

We use it like this.

Biz böyle kullanıyoruz.

I could say, y'know, the car won't start

Biliyorsun, araba çalışmıyor diyebilirim

and I can't make heads or tails of it.

ve bundan bir anlam çıkaramıyorum.

I can't figure out why it won't start.

Neden başlamadığını anlayamıyorum.

You could say, you know, I'm trying to make a video,

Bir video çekmeye çalışıyorum diyebilirsiniz

and I could say, y'know, my camera just won't work.

ve ben de bilirsiniz, kameram çalışmıyor diyebilirim.

I can't make heads or tails of it.

Bundan bir sonuç çıkaramıyorum.

I've set everything the way I normally set it,

Her şeyi normalde ayarladığım şekilde ayarladım,

but it just isn't working right.

ancak doğru çalışmıyor.

I can't make heads or tail of it.

Başını ya da kuyruğunu çıkaramıyorum.

Luckily that never actually happens to me.

Neyse ki bu aslında benim başıma hiç gelmiyor.

Usually my camera works really well.

Genellikle kameram gerçekten iyi çalışır.

I should knock on wood right now

to make sure that keeps happening.

Bunun devam ettiğinden emin olmak için hemen tahtaya vurmalıyım.

Anyways, to review, when you say

Her neyse, gözden geçirecek olursak, bir

that something has a mind of its own,

şeyin kendine ait bir aklı olduğunu söylediğinizde,

you're talking about a thing, usually a machine,

bir şeyden bahsediyorsunuzdur, genellikle bir makineden,

that starts acting strangely

in a way that you didn't want it to behave or to act.

onun davranmasını veya hareket etmesini istemediğiniz şekilde garip bir şekilde hareket etmeye başlar.

And then when you can't make heads or tails of something,

Ve sonra, bir şeyi tam olarak anlayamadığınızda,

it means you can't figure it out.

bu onu çözemeyeceğiniz anlamına gelir.

Hey, let's look at a comment from a previous video.

Hey, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from, I think, Natalia.

Bu yorum sanırım Natalia'dan.

I think I'm remembering this correctly.

Sanırım bunu doğru hatırlıyorum.

And Natalia says, "I have cold feet in the winter,

Ve Natalia, " Kışın ayaklarım üşüyor,

"so I have to wear thick socks.

" diyor, bu yüzden kalın çoraplar giymem gerekiyor.

"I got cold feet before I flew on a plane

"İlk kez bir uçağa binmeden önce üşüdüm

"for the first time."

."

This was a comment from the video about the phrase,

Bu, videodan, üşümek ifadesiyle ilgili bir yorumdu

to have cold feet.

.

And my response was this.

Benim yanıtım da şu oldu.

"Great use of both the literal and figurative meanings

"Hem gerçek hem de mecazi anlamların harika kullanımı

"of the phrase, Natalia."

"İfade, Natalia."

So Natalia has given us two really cool example phrases

Bu yüzden Natalia bize, bir

that will help you understand what we mean

by the literal meaning of something

şeyin gerçek anlamı

and the figurative meaning of something.

ve bir şeyin mecazi anlamı ile ne demek istediğimizi anlamanıza yardımcı olacak gerçekten harika iki örnek cümle verdi.

Literally, she has to wear thick socks

Kelimenin tam anlamıyla, kışın soğuk olduğu için kalın çorap giymek zorunda

because it's cold in the winter,

and she doesn't want her feet to get cold,

ve ayaklarının üşümesini istemiyor, bu

so she wears thick socks.

yüzden kalın çorap giyiyor.

That's the literal meaning of having cold feet.

Soğuk ayaklara sahip olmanın gerçek anlamı budur.

And then the figurative meaning, the more of a,

Ve sonra mecazi anlam, daha çok

like a metaphor or simile or talking about something

bir metafor veya benzetme gibi veya aslında başka bir anlama gelen bir şeyden bahsetmek,

that actually means something else is to say

that she had cold feet before she flew for the first time.

ilk kez uçmadan önce ayakları üşüdüğünü söylemektir.

Well thanks Natalia for that comment.

Bu yorum için teşekkürler Natalia.

I have to laugh because I'm not sure if you noticed,

Gülmeliyim çünkü fark ettiniz mi emin değilim

but going back to the phrases from the beginning,

ama en baştan cümlelere geri dönersek,

my camera just had a mind of its own.

kameramın kendine ait bir aklı vardı.

It just stopped recording

when I was in the middle of a sentence there,

Ben orada bir cümlenin ortasındayken kaydı durdurdu

and that's why you saw the little fade to black

ve bu yüzden küçük karartmanın karardığını

and then the fade back there.

ve sonra orada kaybolduğunu gördünüz.

I had to kinda stop it and reset it.

Onu durdurmak ve sıfırlamak zorunda kaldım.

So ironically, my camera just had a mind of its own today

Çok ironik bir şekilde, bugün ben bir şeyin kendi

while I was teaching the phrase for something

to have a mind of its own.

aklına sahip olması için ifadeyi öğretirken kameramın kendi zihni vardı.

And now I'm not even sure

Ve şimdi

how many minutes I've been recording.

kaç dakika kayıt yaptığımdan bile emin değilim.

I think I have about 30 seconds left,

Sanırım yaklaşık 30 saniyem kaldı,

so I'll just talk for a little bit.

bu yüzden biraz konuşacağım. Burada

Everything has really started to melt here.

gerçekten her şey erimeye başladı.

You really can't see it all, but we'll spin for a sec.

Gerçekten hepsini göremiyorsunuz, ama bir saniye döneceğiz.

You can see the driveway behind me.

Arkamda araba yolunu görebilirsin. Yerde

You can see there's still a little bit of snow

hala biraz kar olduğunu görebilirsiniz

on the ground, but honestly,

, ama dürüst olmak gerekirse,

I think all of that will be gone by Tuesday or Wednesday.

bunların hepsinin Salı veya Çarşamba gününe kadar gitmiş olacağını düşünüyorum.

It's certainly not going to last.

Kesinlikle uzun sürmeyecek.

Anyways, Bob the Canadian here,

Her neyse, Kanadalı Bob,

another little short English lesson for you.

senin için kısa bir İngilizce dersi daha.

I'm enjoying these.

Bunların tadını çıkarıyorum.

I really like responding to the comments.

Yorumlara cevap vermeyi gerçekten seviyorum.

I really like helping you learn English.

İngilizce öğrenmenize yardımcı olmayı gerçekten seviyorum.

I'll see you in a couple days

Birkaç gün sonra

with another short English lesson.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz.