Learn the English Phrases IT'S ON ME and THAT'S NEWS TO ME

In this English lesson I wanted to help you

Bu İngilizce dersinde

learn the English phrase, it's on me.

İngilizce cümleyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim, sorumluluk bana ait.

If someone says to you, it's on me,

Biri size derse, benden, bir

it means they're going to pay for something.

şey için para ödeyecekler.

Sometimes this happens when you go out to eat with someone

Bazen bu, birisiyle yemeğe çıktığınızda olur

and as you're getting out your wallet

ve yemeğin sonunda cüzdanınızı çıkarırken

at the end of the meal,

the other person might say, "No, no, don't worry about it.

karşınızdaki kişi "Hayır, hayır, merak etme,

It's on me."

benden" diyebilir.

When they say that, what they're mean (laughs)

Bunu söylediklerinde, demek istedikleri (gülüyor)

what they mean is that they're going to pay for your meal.

yemeğinizin parasını ödeyecekleri.

It's awesome.

Bu harika.

People might even say this before you go out to eat

Hatta insanlar bunu siz yemek yemeye çıkmadan önce

or before you go do something I can say to my brother,

veya bir şey yapmadan önce kardeşime şunu söyleyebilirim,

"Hey, do you want to go see a movie tonight?"

"Hey, bu akşam sinemaya gitmek ister misin?"

And if my brother was like,

Ve erkek kardeşim

"I'm not sure."

" Emin değilim" deseydi.

I could say, "Come on.

"Hadi,

It's on me."

benim sorumluluğumda" diyebilirim.

That means if we go to a movie, if I say,

Bu, eğer bir filme gidersek,

"It's on me,"

" Benden" dersem, onun parasını

it means I'm going to pay for him.

ödeyeceğim anlamına gelir .

I don't usually ever do that, though.

Normalde bunu asla yapmam ama.

If my brother and I go see a movie,

Ağabeyim ve ben bir film izlemeye gidersek,

he pays for his own movie.

kendi filminin parasını öder.

I don't usually say, "It's on me."

Genelde "Benden" demem.

Sometimes when I go out to eat, I do though.

Bazen yemek yemeye gittiğimde yine de yaparım.

Hey, the other phrase I wanted to teach you today

Hey, bugün sana öğretmek istediğim diğer cümle

is the phrase that's news to me.

benim için yeni olan cümle. Birine

When you say, "That's news to me," to someone

"Bu benim için yeni bir haber" dediğinizde,

it's usually after they've told you something

bu genellikle size bilmediğiniz bir şey anlattıktan sonra olur

that you didn't know about.

.

If someone said to me, "Hey the hardware store

Birisi bana "Hey,

in our local town is closing."

yerel kasabamızdaki hırdavat dükkanı kapanıyor" deseydi.

I could say, "Oh really?

"Gerçekten mi?

That's news to me."

Bu benim için yeni bir haber" diyebilirim.

What I mean when I say that is that

Bunu söylediğimde demek istediğim,

I had not heard that before.

bunu daha önce duymamıştım.

If someone said, "Hey, did you hear,"

Birisi "Hey duydun mu"

if my sister said to me,

dese kız kardeşim bana

"Hey, did you hear mum sold her house?"

"Hey annemin evini sattığını duydun mu?"

I would be like, "What?

"Ne?

That's news to me.

Bu benim için yeni bir haber.

I didn't even know she was planning to sell it."

Onu satmayı planladığını bile bilmiyordum."

My mom hasn't sold her house, by the way.

Bu arada annem evini satmadı.

It's just an example.

Bu sadece bir örnek.

So to review, if someone invites you to go out

Yani gözden geçirmek gerekirse, birisi sizi dışarı çıkıp bir

to do something and it costs money and they say,

şey yapmaya davet ederse ve bu paraya mal olursa ve

"It's on me,"

"Benden" derse,

it means they plan to pay for it.

bu onun bedelini ödemeyi planladıkları anlamına gelir.

And if you are already out doing something

Ve zaten dışarıda bir şey yapıyorsanız

and when you go to pay for it with your wallet,

ve cüzdanınızla ödemeye gittiğinizde ,

someone says, "No, no, it's on me."

biri "Hayır, hayır, benden" der.

It means they're going to pay for you.

Bu senin için ödeme yapacakları anlamına geliyor.

That's kind of cool.

Bu çok havalı.

And if someone says to you, "That's news to me,"

Ve eğer biri size "Bu benim için yeni bir haber" derse,

they're basically saying

temelde onlara az önce

that whatever you just told them, they hadn't heard before.

söylediğiniz her şeyi daha önce duymadıklarını söylüyorlar.

It's something new for them.

Onlar için yeni bir şey.

It's news to them.

Onlara haber.

Hey, let's look at a comment, though, from a previous video.

Hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Sutopa and Sutopa says this,

Bu yorum Sutopa'dan ve Sutopa şöyle diyor,

"Sir, can you explain last fall, late last fall.

"Efendim, geçen sonbaharı, geçen sonbaharın sonlarını açıklayabilir misiniz? Bir

So in the previous lesson I referred

önceki derste sonbahar

to the season of fall by saying last fall

mevsiminden geçen sonbahar diyerek bahsetmiştim

and then I corrected myself to say late last fall.

ve sonra geçen sonbaharın sonları diye kendimi düzelttim.

Here's my response.

İşte cevabım.

Sutopa to explain that.

Bunu açıklamak için Sutopa.

Sure, last fall for us in Canada

Elbette, Kanada'da bizim için geçen sonbahar,

refers to the time from about mid September to mid December,

the entire season of last year.

geçen yılın tüm sezonu olan Eylül ortasından Aralık ortasına kadar olan zamanı ifade eder.

So if I say last fall, I'm talking about the season of fall

Yani geçen sonbahar dersem, sezondan bahsediyorum.

that we just experienced a few months ago.

Birkaç ay önce deneyimlediğimiz sonbahar.

Late last fall would mean sometime in November or December

Geçen sonbaharın sonları, geçen yılın Kasım veya Aralık ayı anlamına gelebilir

of last year or the last part of the fall last year.

veya geçen yılın sonbaharının son kısmı anlamına gelebilir. Bu

So when I'm referring to the season of fall,

nedenle, sonbahar mevsiminden söz ettiğimde,

I'm not just referring,

sadece kastediyorum,

when I say last fall, I'm referring to the entire season

geçen sonbahar derken

that occurred last year.

geçen sene yaşanan tüm sezonu kastediyorum.Geçen sonbaharın

When I say late last fall, I'm talking about

sonları derken

the last few weeks of the season of fall.

sonbahar sezonunun son birkaç haftasından bahsediyorum.Geçen

If I said early last fall, I would be referring

sonbahar başı dediysem ,

to at the time of this video, September, October of 2020.

Bu videonun zamanına, Eylül, Ekim 2020'den bahsediyor olacaktım.

But if say late last fall, I'm talking about the last part

Ama geçen sonbaharın sonları dersen, sonbaharın son kısmından bahsediyorum

of the fall so end of November, beginning of December.

yani Kasım sonu, Aralık başı.

I hope that made some sense.

Umarım bu bir anlam ifade etmiştir.

I could even say like, you know, halfway through last fall

Hatta geçen sonbaharın ortası gibi diyebilirim,

which means somewhere at the midpoint of the season of fall.

bu da sonbahar mevsiminin orta noktasında bir yer anlamına gelir . Bir şeylerden

We often use last when we're talking about things.

bahsederken genellikle son kullanırız .

Late last, you know, late, late yesterday I did this

Geçen geç, hani geç, dün geç bunu yaptım

or late last week I went to the grocery store.

ya da geçen hafta geç saatlerde bakkala gittim.

So that would mean that on Thursday or Friday of last week,

Bu, geçen hafta Perşembe veya Cuma günü markete

I went to the grocery store.

gittiğim anlamına gelir.

So it's interesting that we use the word late there.

Bu yüzden orada geç kelimesini kullanmamız ilginç.

I should probably do an entire lesson

Muhtemelen geç kelimesi hakkında bütün bir ders yapmalıyım

about the word late because we use it in a lot

çünkü onu

of interesting ways and the word next as well.

birçok ilginç şekilde kullanıyoruz ve sonraki kelimesini de.

Maybe I'll see if I can do that in a future video.

Belki bir sonraki videoda bunu yapıp yapamayacağımı görürüm.

Anyways, thanks for watching.

Her neyse, izlediğiniz için teşekkürler.

By the way, I plan to teach more phrasal verbs

Bu arada, önümüzdeki aylarda bu kanalda daha fazla deyimsel fiil öğretmeyi planlıyorum

on this channel over the next few months.

. Daha fazla değilse

I plan to do at least one phrasal verbal week, if not more.

en az bir deyimsel sözlü hafta yapmayı planlıyorum.

So look for that.

Öyleyse bunu ara.

See you in a couple of days

Birkaç gün sonra

with another short English lesson.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşmek üzere.