Learn the English Phrases I MADE IT and TO HAVE IT MADE

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase "I made it".

İngilizce "I made it" ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

Now you can use this literally.

Şimdi bunu kelimenin tam anlamıyla kullanabilirsiniz.

If you made a cake and someone said, "Who made that cake?"

Bir pasta yaptıysanız ve biri "Bu pastayı kim yaptı?"

You could say, "I made it."

"Başardım" diyebilirsin.

But we also use this to say

Ancak bunu

that we've gotten to the end of something difficult,

zor bir şeyin sonuna geldiğimizi

or we've gotten to the end of a journey.

veya bir yolculuğun sonuna geldiğimizi söylemek için de kullanırız.

So I could say this, "I made it.

Böylece şunu söyleyebilirim, "Başardım.

I made it to the end of the school day today.

Bugün okul gününün sonuna kadar geldim.

I taught my first day.

İlk günümü öğrettim.

School started today, and I made it."

Bugün okul başladı ve başardım."

I think this is really a short form

Bence bu,

of saying "I made it to the end of the day",

" Günün sonuna kadar geldim"

or "I made it through my day."

veya "Günümü atlattım" demenin gerçekten kısa bir biçimi.

But "I made it."

Ama "başardım."

It was a good day.

Güzel bir gündü.

I really, really enjoyed it.

Gerçekten çok keyif aldım.

I had a good time and it was a lot easier

İyi vakit geçirdim ve beklediğimden çok daha kolaydı

than I was expecting.

.

I think that sometimes I feel like I'm a little rusty,

Bazen kendimi biraz paslanmış gibi hissediyorum

but when I get back in the classroom,

ama sınıfa döndüğümde

everything just comes back to me.

her şey bana geri dönüyor.

So it was a long day.

Yani uzun bir gündü.

It was an enjoyable day.

Keyifli bir gündü.

I made it.

Ben yaptım.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim bir diğer deyim de

is the phrase "to have it made."

"yaptırmak" deyimi.

"To have it made",

"Yaptırmak",

this looks like some of the same words,

bu aynı kelimelerin bir kısmı gibi görünüyor,

but when we put them in this order,

ancak onları bu sıraya koyduğumuzda,

it means that someone has a really easy and good life.

birinin gerçekten kolay ve iyi bir hayatı olduğu anlamına geliyor.

Let's say you have a friend and their job

Diyelim ki bir arkadaşınız var ve işi

is to count cars going past their house,

evinin önünden geçen arabaları saymak

and they get paid $100 an hour to do it.

ve bunu yapması için saatte 100 dolar alıyor.

No one has a job like that,

Kimsenin böyle bir işi yok

but you would definitely in that case say,

ama o durumda kesinlikle

that person has it made.

o kişi yaptırdı diyeceksiniz.

You would say, "Oh, you know what?

"Ah, biliyor musun?

If you wanna have it made, you should get the same job

Bunu yaptırmak istiyorsan, bu adamla aynı işi yapmalısın

as this guy.

.

He gets paid $100 an hour to count cars."

Arabaları sayması için saatte 100 dolar alıyor."

You would really have it made if you had that job.

O işe sahip olsaydın gerçekten yaptırırdın.

It would be really easy.

Gerçekten kolay olurdu.

You would just sit in a chair.

Sadece bir sandalyeye oturacaksın.

Again, I don't think that job exists.

Yine, o işin var olduğunu düşünmüyorum.

But to review, when you say "I made it",

Ama bir kez daha gözden geçirecek olursak, “başardım” dediğinizde,

it means you've gotten through your day

gününüzü atlatmışsınız

or to the end of a journey.

veya bir yolculuğun sonuna gelmişsiniz demektir.

I don't think I explained this,

Bunu anlattığımı sanmıyorum

but you can also use this phrase when you get somewhere.

ama bir yere vardığında bu tabiri de kullanabilirsin.

So when I went on a trip last week, when I got there,

Böylece geçen hafta bir geziye gittiğimde oraya vardığımda

I could text Jen and say, "I made it."

Jen'e mesaj atıp "Başardım" diyebildim.

I'm in the town that I was driving to.

Arabayla gittiğim kasabadayım.

And when you have it made,

Ve yaptırdığınızda,

it simply means that you have a really easy and good life.

gerçekten kolay ve iyi bir hayatınız olduğu anlamına gelir.

Your job isn't very hard.

İşiniz çok zor değil.

You have a really nice spouse and really happy children.

Gerçekten çok iyi bir eşiniz ve gerçekten mutlu çocuklarınız var.

You have it made.

Yaptırdın.

It's always a nice feeling probably.

Muhtemelen her zaman güzel bir duygudur.

I don't have it made.

yaptırmadım.

I have a nice life, but I wouldn't describe it

Güzel bir hayatım var ama bunu

at that level.

o seviyede tarif etmem.

It's a good life, but I don't have it made.

Bu iyi bir hayat, ama ben yapmadım.

I still work hard every day.

Hala her gün çok çalışıyorum.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Mohd Ags,

Bu yorum Mohd Ags'tandır

and the comment is this.

ve yorum şudur.

Have to laugh a bit because the subtitle person

Biraz gülmek gerekiyor çünkü altyazılı kişi

always makes Mohd Ags' name into "mode eggs",

Mohd Ags'ın adını hep yumurta gibi "mod yumurta" haline getiriyor

like the egg.

.

So anyways, Mohd Ags.

Her neyse, Mohd Ags.

"It's interesting how you will soon change

"

from free as a bird to busy as a bee.

Bir kuş kadar özgürden bir arı kadar meşgule çok geçmeden nasıl değişeceğin ilginç.

Don't worry, Bob, you're a great teacher.

Merak etme Bob, sen harika bir öğretmensin.

You got this.

Bunu anladın.

Everything will be hunky dory."

Her şey çok güzel olacak."

And my response is "Thanks for the encouragement.

Benim cevabım ise " Teşvik için teşekkürler.

It goes a long ways."

Uzun bir yol kat ediyor."

I do really appreciate it, by the way.

Bu arada gerçekten minnettarım. Bu

By the way, as I respond to this,

arada, buna cevap verirken,

I've actually finished my first day back.

aslında geri ilk günümü bitirdim.

It went great.

Harika gitti.

So Mohd Ags used the phrase "hunky dory".

Bu yüzden Mohd Ags, "yakışıklı dory" ifadesini kullandı.

I love that phrase.

Bu cümleyi seviyorum.

When everything's hunky dory,

Her şey güzel olduğunda,

it means everything's really good.

her şey gerçekten iyi demektir.

It means everything's going well.

Her şey yolunda gidiyor demektir.

And certainly today went really well.

Ve kesinlikle bugün çok iyi geçti. Bunun

I know I've talked about this a little bit already,

hakkında biraz konuştuğumu biliyorum ,

but it was just really nice.

ama gerçekten güzeldi.

It was nice to get back in the groove,

to do some lesson planning.

Biraz ders planlaması yapmak için oluğa geri dönmek güzeldi.

It was nice to talk to students.

Öğrencilerle sohbet etmek güzeldi. İşletme sınıfımda, bilgisayar sınıfımda

It was nice to be able to show students

öğrencilere

how to do certain things in my business class,

bazı şeyleri nasıl yapacaklarını gösterebilmek güzeldi

in my computer class.

.

It's just fun for me to explain things.

Bazı şeyleri açıklamak benim için eğlenceli. Bu

So I really, really enjoyed it.

yüzden gerçekten çok keyif aldım.

I just stepped in a hole, though.

Az önce bir deliğe girdim.

Hopefully I don't do that again.

Umarım bunu bir daha yapmam.

Anyways, what was I saying?

Her neyse, ne diyordum?

It was a nice day.

Güzel bir gündü.

I'm looking forward to tomorrow.

Yarın için sabırsızlanıyorum. Bu hafta

We have three more days of school this week.

üç gün daha okulumuz var.

I think it will go well.

iyi gideceğini düşünüyorum

And it certainly reminds me

Ve kesinlikle bana

that I'm in the right profession.

doğru meslekte olduğumu hatırlatıyor.

I think I mentioned this the other day.

Geçen gün bundan bahsetmiştim sanırım.

All of us have an opportunity in life

Hepimizin hayatta

to try and find a job that we like

sevdiğimiz bir iş bulma fırsatımız var

and I certainly have found one that I like a lot.

ve ben kesinlikle çok sevdiğim bir iş buldum.

Anyways, thanks for watching.

Her neyse, izlediğiniz için teşekkürler.

Bob the Canadian here.

Kanadalı Bob burada.

I hope you enjoyed this short, little English lesson

Umarım bu kısa, küçük İngilizce dersini beğenmişsinizdir

and I'll see you in a couple days with another one.

ve birkaç gün sonra başka bir derste görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal.