Meaning of FIRST THINGS FIRST and ONE STEP AT A TIME - A Short English Lesson with Subtitles

- So we have this really cool phrase in English,

-Öyleyse, İngilizce'de gerçekten harika bir ifademiz var, her

first things first.

şeyden önce.

And we say this phrase

Ve bu cümleyi

when we have to do something

bir şeyler yapmamız gerektiğinde

and we want to make sure

ve

that we do the most important things first.

ilk olarak en önemli şeyleri yaptığımızdan emin olmak istediğimizde söyleriz.

We have a bit of a storm coming here, today.

Bugün buraya biraz fırtına geliyor.

So first things first,

İlk olarak,

we're gonna make sure that all the windows are closed,

tüm pencerelerin kapalı olduğundan emin olacağız,

we're going to make sure

that anything that might blow away is put away.

uçabilecek her şeyin kaldırıldığından emin olacağız. Kelimenin

So we would literally say,

tam anlamıyla,

well, the storm's coming.

fırtına geliyor derdik.

First things first, let's get everything closed up.

İlk önce, her şeyi kapatalım.

Let's close the windows,

Pencereleri kapatalım

and let's make sure that everything

ve uçabilecek her şeyin kaldırıldığından emin olalım

that could blow away is put away.

.

You could say the same thing

if you're heading out on a trip.

Bir seyahate çıkıyorsanız da aynı şeyi söyleyebilirsiniz.

You could say, okay, we're gonna head out on a trip today,

Tamam, bugün bir seyahate çıkacağız,

so first things first,

o yüzden ilk önce,

let's make sure that the car has gas in it.

arabanın içinde benzin olduğundan emin olalım diyebilirsiniz.

Ah, the wind's really starting to blow, all of a sudden.

Ah, rüzgar aniden esmeye başladı.

Let's make sure the car has gas in it,

Arabanın içinde benzin olduğundan emin olalım,

let's make sure the car is repaired and ready to go,

arabanın tamir edildiğinden ve yola çıkmaya hazır olduğundan emin olalım,

you would wanna make sure that you do first things first,

ilk şeyleri yaptığınızdan emin olmak istersiniz,

so you are ready.

yani hazırsınız.

And we have another phrase in English

Ve bir şey yaparken İngilizce'de başka bir deyimimiz var

when you are doing something.

.

Let me see if I can get this held up,

Bakalım bunu adım adım durdurabilecek miyim

one step at a time.

.

I can't remember if I did this phrase before.

Bu cümleyi daha önce yapıp yapmadığımı hatırlayamıyorum.

But when you do something one step at a time,

Ancak bir şeyi adım adım yaptığınızda,

it means that you do it slowly and carefully.

bu, onu yavaş ve dikkatli bir şekilde yaptığınız anlamına gelir.

You do it in the correct order,

Bunu doğru sırayla yaparsınız,

you do it deliberately,

kasıtlı olarak yaparsınız,

that means that you think about each step as you do it,

yani bunu yaparken her adımı düşünürsünüz

and then you just do it one step at a time.

ve sonra her seferinde bir adım yaparsınız.

We also use this phrase,

Bu cümleyi

sometimes, to encourage people

bazen

when life isn't going to so good.

hayat pek iyi gitmediğinde insanları cesaretlendirmek için de kullanırız.

We say to them, you know, one step at a time.

Onlara diyoruz ki, bilirsiniz, her seferinde bir adım.

Just make sure you get up in the morning,

Sadece sabah kalktığınızdan emin olun,

make sure that you have a good breakfast,

iyi bir kahvaltı yaptığınızdan emin olun, her

just take the day one step at a time.

seferinde bir adım atın.

Don't think about the whole day,

Tüm günü düşünmeyin,

just think about each small step

sadece

that you need to make along the way.

yol boyunca atmanız gereken her küçük adımı düşünün.

So, first things first, on a Monday.

Yani, her şeyden önce, bir Pazartesi günü.

I think first things first,

Öncelikle

I need to make a video for all of you.

hepiniz için bir video çekmem gerektiğini düşünüyorum.

And when I plan the video, I plan it one step at a time.

Ve videoyu planladığımda, her seferinde bir adım planlıyorum.

Anyways, Bob the Canadian here,

Her neyse, Kanadalı Bob,

hope you're having a good day,

umarım iyi bir gün geçiriyorsundur,

see you tomorrow in the next vid.

yarın bir sonraki videoda görüşmek üzere.