Learn the English Phrases GRASPING AT STRAWS and THE LAST STRAW

In this English lesson I wanted to help you learn

Bu İngilizce dersinde, İngilizce ifadeyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim

the English phrase, grasping at straws.

, samanları kavramak. Bir şeyi

When you are grasping at straws,

yanlış anladığınızda, bir

you want something to be true

şeyin doğru olmasını istersiniz

or you want something to be right but you know

veya bir şeyin doğru olmasını istersiniz ama

you have very little chance of proving it or getting it.

bunu kanıtlama veya elde etme şansınızın çok az olduğunu bilirsiniz.

Here's a great example.

İşte harika bir örnek.

Let's say you answered a question on a math test

Diyelim ki bir matematik testinde bir soruya cevap verdiniz

and the answer was eight and you wrote six instead of eight.

ve cevap sekizdi ve sekiz yerine altı yazdınız.

If you went to the teacher and said,

Hocaya gidip efendim sekiz yerine

sir, I wrote six instead of eight

altı yazdım

but if you look at the six,

ama altıya bakarsanız

it's sort of looks like an eight

sekize benziyor

or if the student said, you know sir, I wrote six

ya da öğrenci bilirsiniz efendim altı yazdım

but I meant to write eight.

ama yazmak istedim dese sekiz.

Now that I know the answer was eight,

Artık cevabın sekiz olduğunu bildiğime göre,

I really meant to write eight.

gerçekten sekiz yazmak istiyordum.

We would say that that student is grasping at straws,

O öğrencinin saman çöpü kavradığını,

they're trying to find ways to prove something was right

bir şeyin doğru olduğunu kanıtlamanın yollarını bulmaya çalıştıklarını

and they have very little evidence and it just isn't true.

ve çok az kanıtları olduğunu ve bunun doğru olmadığını söylerdik.

So when you are grasping at straws,

Bu yüzden, boş yere uğraştığınızda,

you are trying to make something seem like it was correct

bir şeyi

when it wasn't.

yanlış olduğu halde doğruymuş gibi göstermeye çalışıyorsunuz. Bugün size öğretmek

The second phrase I want to teach you today

istediğim ikinci cümle, bardağı taşıran

is the phrase, the last straw.

son damla. Bardağı taşıran

The last straw, I guess the best way to look at this is

son damla, sanırım buna bakmanın en iyi yolu, biriyle

if you have an argument or fight with someone,

bir tartışmanız veya kavganız varsa,

you usually have it right after the last straw,

genellikle bunu bardağı taşıran son damladan hemen sonra alırsınız,

something was the last straw.

bir şeyler bardağı taşıran son damla olur.

Maybe you have a friend who constantly says things

Belki de sürekli

about you that bother you a little bit.

senin hakkında seni biraz rahatsız eden şeyler söyleyen bir arkadaşın vardır.

And they say things all the time

Ve her zaman bir şeyler söylerler

and you never really mentioned it,

ve sen bundan gerçekten hiç bahsetmezsin,

they kind of maybe like yesterday,

belki dün gibiler,

I said they make fun of your hair

saçınla dalga geçiyorlar dedim ya da

or they say unkind things about you

senin hakkında kaba şeyler söylüyorlar

and then one day you just it's the last straw,

ve sonra bir gün sen bu bardağı taşıran son damla oluyor,

they do that one last thing that really upsets you

bunu yapıyorlar Sizi gerçekten üzen son bir şey varsa

and you just yell at them or have an argument with them,

ve onlara bağırırsanız veya onlarla tartışırsanız,

we would say that that is the last straw.

bunun bardağı taşıran son damla olduğunu söylerdik. Bir daha

So to review, when you are grasping at straws,

gözden geçirecek olursak, boş yere uğraştığınızda,

you are trying to desperately prove that something

bir şeyin

is true when probably even in your own heart you know

doğru olduğunu çaresizce kanıtlamaya çalışıyorsunuz, halbuki muhtemelen kendi kalbinizde bile

it's not true.

bunun doğru olmadığını biliyorsunuz.

So you're using any argument you can to try

Yani denemek

and prove it's true.

ve doğru olduğunu kanıtlamak için elinizden gelen her türlü argümanı kullanıyorsunuz.

And when something is the last straw,

Ve bir şey bardağı taşıran son damla olduğunda,

it's like that last thing that happens

before you get angry or before you have an argument,

sinirlenmeden veya tartışmadan önce olan son şey, bardağı

it's the last straw.

taşıran son damla olur.

Hey, let's look at a comment from a previous video.

Hey, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Vladimir and Vladimir says this,

Bu yorum Vladimir'den ve Vladimir şöyle diyor,

"Hi, Bob, how are you doing?

"Merhaba Bob, nasılsın? "

"I would be grateful if you could explain

"the difference between the words bald and bold.

kel ve cesur" kelimeleri arasındaki farkı açıklayabilirsen minnettar olurum.

"How do you pronounce them?

"Onları nasıl telaffuz ediyorsun?

"These words have similar pronunciation

"Bu kelimeler benzer telaffuza sahip

"but various meanings, thanks for answering

"ama farklı anlamlara sahip, yanıtladığınız için teşekkürler

"and have a great weekend."

" ve iyi hafta sonları.

And I said, I will do this at the end of my next video.

Ben de bunu bir sonraki videomun sonunda yapacağım dedim.

So this was from yesterday's video.

Yani bu dünkü videodandı.

I thought this was a great one to talk about.

Bunun hakkında konuşmak için harika bir şey olduğunu düşündüm.

So first of all bald, bald,

Yani her şeyden önce kel, kel,

I'm not bald, you can see right here though.

ben kel değilim ama burada görebilirsiniz.

I'm not sure what's happening here.

Burada neler olduğundan emin değilim.

I think this is just gray hair but it could be the beginning

Bence bu sadece gri saç ama bu

of my hair falling out, maybe in a few years

benim saçlarımın dökülmesinin başlangıcı olabilir, belki birkaç yıl içinde

when you're watching Bob The Canadian, I might be bald.

Kanadalı Bob'u izlerken kel olabilirim.

I don't think that's happening yet.

Bunun henüz olduğunu sanmıyorum.

But a bald person is a man that has no hair.

Ama kel insan, saçı olmayan erkektir.

Generally women don't lose their hair.

Genelde kadınlar saçlarını kaybetmezler.

Actually I don't much about men and women who go bald

Aslında kelleşen erkekler ve kadınlar hakkında pek bir şey bilmiyorum,

so let's just stick with the fact that I can tell you this.

bu yüzden size bunu söyleyebileceğim gerçeğiyle devam edelim.

My grandfather, on my dad's side of the family was bald.

Dedem, baba tarafımda keldi. Ailenin

My grandfather on my mom's side of the family had

anne tarafından dedemin

a full head of hair

right up to the day he died.

vefat ettiği güne kadar saçı tamdı.

So I hope that I have inherited the genes

Umarım

from my mom's side of the family so far so good

şimdiye kadar ailemin anne tarafından çok iyi genlerini almışımdır

but yeah, I do if you look whenever I get a hair cut,

ama evet, saçımı ne zaman kestirsem bakarsan,

I'm not sure what this is, there's a little white line.

bunun ne olduğundan emin değilim, küçük beyaz bir çizgi var.

I think maybe it's just gray hair.

Bence belki de sadece gri saçtır.

Anyways, that's bald, B-A-L-D, bald.

Her neyse, bu kel, B-A-L-D, kel.

Bold is when you have a lot of courage so B-O-L-D.

Cesur, çok fazla cesaretin olduğu zamandır, yani B-O-L-D.

If someone is a bold person,

Birisi cesur bir insansa, bir

they are not afraid to do things,

şeyler yapmaktan korkmaz,

they are not afraid to say things,

bir şeyler söylemekten korkmaz,

they are very bold.

çok cesurdur.

I hope someday that I can say that I am a bold person,

Umarım bir gün cesur bir insan olduğumu söyleyebilirim,

sometimes I'm afraid to say things

bazen bir şeyler söylemekten korkuyorum

but mostly I just say whatever's on my mind,

ama çoğunlukla aklımdan geçenleri söylüyorum, zaten

anyways there's the difference, bald and bold.

fark var , kel ve cesur.