Learn the English Phrases TO NOT GIVE SOMEONE THE TIME OF DAY and CALL IT A DAY

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase,

to not give someone the time of day.

birine günün saatini vermemek için İngilizce ifadeyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

If you don't give someone the time of day,

Birine günün saatini vermezseniz,

it means that you are ignoring them.

onları görmezden geliyorsunuz demektir.

I mean, on a simple level,

Yani, basit bir düzeyde, size

it means if they asked you what time it was,

saatin kaç olduğunu sorsalar, belki

you would not tell them the time

onlara kızdığınız için onlara saati söylemezsiniz anlamına gelir

because maybe you're annoyed with them,

,

but we use this phrase all of the time

ancak bu ifadeyi her zaman

to refer to when one person

bir kişiye atıfta bulunmak için kullanırız.

does not want to talk to another person,

başkasıyla konuşmak istemiyor, telefonda

they don't want to talk to them on the phone

konuşmak istemiyor

and they don't want to see them.

ve onu görmek istemiyor.

Often, this can happen after two people date for a while.

Genellikle bu, iki kişi bir süre çıktıktan sonra olabilir.

So maybe they are involved romantically

Yani belki romantik bir ilişki içindedirler

and they go out on a few dates and then they break up.

ve birkaç randevuya çıkarlar ve sonra ayrılırlar.

Sometimes, one person doesn't even wanna

Bazen bir kişi

give the other person the time of day after that,

diğerine günün saatini bile vermek istemiyor,

because maybe the breakup didn't go well,

çünkü belki ayrılık iyi gitmedi,

maybe there are hard feelings between the two people,

belki iki kişi arasında kötü duygular var

and so one person maybe wants

ve bu yüzden bir kişi belki de durumu

to just ignore the other person

görmezden gelmek istiyor. diğer kişi

and they don't want to give them the time of day.

ve onlara günün saatini vermek istemiyorlar.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim diğer ifade,

is the phrase, call it a day.

bir gün deyin.

It's late here on a Monday,

Burada bir pazartesi geç vakit oldu,

you can see that there's a long shadow behind me,

arkamda uzun bir gölge olduğunu görebilirsiniz

and I think, after this video,

ve sanırım bu videodan sonra

I'm gonna call it a day.

bir gün diyeceğim.

In English, when you say

İngilizce'de,

that you are going to call it a day,

buna bir gün diyeceğinizi söylediğinizde,

it means that you're going to stop working,

bu, çalışmayı bırakacağınız anlamına gelir,

it means that you're done all the work for the day

bu, o günkü tüm işi bitirdiğiniz

and it's time to just have a good meal and relax.

ve sadece iyi bir yemek yemenin zamanı geldiği anlamına gelir. rahatlamak.

So I'm sitting here at the end of a long day,

Bu yüzden uzun bir günün sonunda burada oturuyorum ve

thinking, "I think, after this video,

"Sanırım bu videodan sonra,

"I'm gonna call it a day."

"Bir gün diyeceğim" diye düşünüyorum.

Again, when you say that you're going to call it a day,

,

it simply means that you're going to end your day of work

bu sadece iş gününüzü bitireceğiniz

and begin your day of relaxing

ve gününüze dinlenerek

or just enjoying yourself.

veya sadece eğlenerek başlayacağınız anlamına gelir.

So after this video, of course, I'm gonna call it a day,

Yani bu videodan sonra, elbette, buna bir gün diyeceğim, akşam

I'm going to have supper,

yemeği yiyeceğim ,

I think I'm gonna just relax after supper

Sanırım akşam yemeğinden sonra biraz dinlenip

and watch the news.

haberleri izleyeceğim. Bu kamerada stop düğmesine basar basmaz

I'm definitely gonna call it a day

kesinlikle bir gün diyeceğim

as soon as I hit the stop button on this camera.

.

Let's look at a comment from a previous video,

Bir önceki videodan bir yoruma bakalım,

this comment is from, I'm not sure how to say your name,

bu yorum dan, adını nasıl söyleyeceğimden emin değilim

but Google Translate said your name was Here,

ama Google Translate senin adının Burda olduğunu söyledi

or in French, we say.

ya da Fransızca diyoruz.

(speaking in foreign language)

So from Here is this comment,

"Maybe you shouldn't give those annoying people

can sıkıcı insanları

"the time of day.

"günün saati.

"Never let anyone else get you down."

" "Asla kimsenin seni üzmesine izin verme."

And my response was,

Ve benim yanıtım,

"That's true, sometimes when people say annoying things,

"Bu doğru, bazen insanlar can sıkıcı şeyler söylediğinde,

"it's best to just ignore them."

"onları görmezden gelmek en iyisidir."

So you'll notice that, in this comment,

Böylece, bu yorumda

the viewer used the phrase,

izleyicinin ifadeyi kullandığını fark edeceksiniz,

don't give them the time of day.

onlara günün saatini vermeyin.

Let me read it again,

Tekrar okuyayım,

"Maybe you should not give those annoying people

"Belki de o can sıkıcı insanlara

"the time of day.

zaman ayırmamalısın".

"Never let anyone else get you down."

"Asla kimsenin seni üzmesine izin verme."

I think this is great advice,

Bence bu harika bir tavsiye,

it's difficult to do sometimes,

bazen yapılması zor

but I think it's important in life

ama bence hayatta

to not always listen to people who are negative.

her zaman olumsuz olan insanları dinlememek önemli.

I know sometimes it's hard,

Bazen zor olduğunu biliyorum,

sometimes people have opinions

bazen insanların ne yaptığınız hakkında fikirleri var

about what you are doing

and it's hard to not listen to them.

ve onları dinlememek zor.

I like the fact that the vast majority

of the comments on my videos

on both of my YouTube channels are positive.

Her iki YouTube kanalımda da videolarıma yapılan yorumların büyük çoğunluğunun olumlu olması hoşuma gidiyor.

I actually really like reading the comments on my videos,

Aslında videolarımdaki yorumları okumayı gerçekten seviyorum ,

they are overwhelmingly nice,

ezici bir şekilde güzeller,

you are all very, very nice people,

hepiniz çok ama çok iyi insanlarsınız

and so I love reading them.

ve bu yüzden onları okumayı seviyorum.

But every once in a while,

Ama arada bir, biraz olumsuz

there will be a comment that's a little bit negative.

bir yorum olacak .

And so what I usually think then is,

O zaman genellikle şöyle düşünürüm,

"This person isn't really being negative,

"Bu kişi gerçekten olumsuz davranmıyor, "

"maybe they're just not sure

belki de

"how to write a really kind English sentence,

gerçekten kibar bir İngilizce cümleyi nasıl yazacaklarından emin değiller,

"because they're learning English,

"çünkü İngilizce öğreniyorlar,

"maybe they are just having a little bit of trouble."

"belki sadece biraz sıkıntı var." Bu

So I usually give people the benefit of the doubt.

yüzden genellikle insanlara şüphenin faydasını veririm.

In English, when you give someone the benefit of the doubt,

İngilizce'de, birine şüphenin faydasını gördüğünüzde,

it means they do something that may appear rude or mean,

bu onların kaba veya kaba görünebilecek bir şey yaptıkları anlamına gelir ,

but you're thinking to yourself,

ancak kendi kendinize "

"Well, maybe there's another reason

"why they said this this way

Bunu bu şekilde söylemelerinin başka bir nedeni olabilir

"or wrote this this way."

" veya şöyle yazabilirsiniz diye düşünürsünüz: bu taraftan." Yorumlarla her zaman

So that's what I do with comments all the time,

yaptığım şey bu,

I think, "Oh, this comment seems a little bit mean,

"Ah, bu yorum biraz kaba görünüyor "

"but I'll give them the benefit of the doubt

ama onlara şüphe avantajını vereceğim

"because I know they're learning English,

"çünkü İngilizce öğrendiklerini biliyorum,

"maybe they didn't know exactly

" diye düşünüyorum. "

"how to say this politely."

Bunu kibarca nasıl söyleyeceğimi" tam olarak bilmiyordum.

Anyways, this was a great video,

Her neyse, bu harika bir videoydu,

thanks for watching again.

tekrar izlediğiniz için teşekkürler.

I'm gonna call it a day now,

Şimdi bir gün diyeceğim,

I'll see you in a couple of days

birkaç gün sonra

with another new English lesson.

yeni bir İngilizce dersi ile görüşürüz.