Learn the English Phrases TO SHAKE ON IT and TO SHAKE THE HABIT

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde İngilizce cümleyi

I wanted to help you learn the English phrase, shake on it.

öğrenmenize yardımcı olmak istedim , shake on it.

When you sell something to someone,

Birine bir şey sattığınızda,

especially something used, when you agree on a price,

özellikle kullanılmış bir şeyde, bir fiyatta anlaştığınızda,

you might shake on it.

bu konuda sallanabilirsiniz.

That means you'll literally shake hands.

Bu, kelimenin tam anlamıyla el sıkışacağınız anlamına gelir.

And this means that you've both agreed on the price,

Ve bu, ikinizin de fiyat üzerinde anlaştığınız

and you are both going to make sure

ve ikinizin de

the deal actually happens.

anlaşmanın gerçekten gerçekleştiğinden emin olacağınız anlamına gelir.

The other person's gonna give you money,

Diğer kişi sana para verecek

and you're going to give them the item.

ve sen de ona eşyayı vereceksin.

So you shake on it.

Yani üzerine titrersin.

It kind of shows that you have formalized the deal.

Bu, anlaşmayı resmileştirdiğinizi gösteriyor.

By the way, I'm not sure with the pandemic,

Bu arada,

whether we're going to come up with a new way to do that,

bunu yapmak için yeni bir yol bulup bulmayacağımızdan,

whether we're going to keep doing that

bunu

here in North America.

burada Kuzey Amerika'da yapmaya devam edip etmeyeceğimizden emin değilim.

But when you agree to sell something,

Ama bir şeyi satmayı kabul ettiğinizde

you usually shake on it.

genellikle sallarsınız.

When you buy a car from a dealership,

Bayiden bir araba satın aldığınızda, onu

you'll often shake on it when you agree to buy it.

satın almayı kabul ettiğinizde genellikle sallarsınız.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim bir diğer deyim de

is the phrase to shake the habit.

alışkanlığı sarsmak deyimi.

We also say to kick the habit,

Alışkanlığı tekmele de deriz

and often, we shorten this to I'm trying to shake it.

ve çoğu zaman bunu sallamaya çalışıyorum şeklinde kısaltırız.

Do you still smoke cigarettes?

Hala sigara içiyor musun?

No, I'm trying to shake the habit.

Hayır, alışkanlığımdan kurtulmaya çalışıyorum.

I'm trying to kick the habit.

alışkanlığı kırmaya çalışıyorum.

Is he still, let me see.

Hala mı, bir bakayım.

I'm trying to think of something else people do.

İnsanların yaptığı başka bir şey düşünmeye çalışıyorum.

Let's stick with the cigarette theme.

Sigara temasına bağlı kalalım.

Is he still smoking cigarettes?

Hala sigara içiyor mu?

No, he's trying to shake it.

Hayır, onu sallamaya çalışıyor.

He's really trying to shake the habit.

Gerçekten alışkanlığından kurtulmaya çalışıyor.

So to review, when you shake on something,

Yani gözden geçirmek, bir şey üzerinde titrediğiniz zaman,

it means that you agree.

aynı fikirde olduğunuz anlamına gelir.

So when you make a deal,

Yani bir anlaşma yaptığınızda,

you will shake on things with someone.

biriyle bir şeyler sallayacaksınız.

And then to shake the habit means to

Ve sonra bu alışkanlığı sallamak,

simply quit doing something that you shouldn't do,

because it's bad for you.

sizin için kötü olduğu için yapmamanız gereken bir şeyi yapmayı bırakmak anlamına gelir.

I feel like I'm talking really fast today.

Bugün çok hızlı konuşuyormuşum gibi hissediyorum.

Sorry about that.

Bunun için üzgünüm.

For some reason, I'm a fast talker today.

Nedense bugün hızlı konuşan biriyim.

I'll try to speak just slightly slower.

Biraz daha yavaş konuşmaya çalışacağım.

Let's look at a comment from a previous video.

Bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Francisco.

Bu yorum Francisco'dan.

"YouTube is a game changer

"YouTube, özellikle sizin kanalınızla

for people who want to learn English,

İngilizce öğrenmek isteyenler için ezber bozan bir şey

especially with your channel."

."

And I say, I respond with,

Ben de

"I agree, it's the best thing ever

"Kabul ediyorum, herhangi bir dili öğrenmek için gelmiş geçmiş en iyi şey bu

for learning any language."

."

So thanks, Francisco.

Teşekkürler, Francisco.

By the way, I was saying

Bu arada,

that I think YouTube is the best thing ever

YouTube'un

for learning any language, not my particular channel.

herhangi bir dili öğrenmek için gelmiş geçmiş en iyi şey olduğunu söylüyorum, benim kanalım değil.

I do like my English learning channels,

İngilizce öğrenme kanallarımı seviyorum

but they aren't the most amazing things in the world.

ama dünyadaki en harika şeyler değiller.

I just think I do the best job I can,

Sadece yapabileceğim en iyi işi yaptığımı düşünüyorum

and people seem to like them.

ve insanlar onlardan hoşlanıyor gibi görünüyor.

But yes, YouTube is a game changer.

Ama evet, YouTube oyunun kurallarını değiştirir.

I know for myself, learning and practicing French,

Kendi adıma biliyorum, Fransızca öğrenmek ve pratik yapmak

it's just amazing.

harika.

I just remember years ago, if I wanted French videos,

Yıllar öncesini hatırlıyorum, Fransızca videolar isteseydim

I would have to order them,

onları sipariş etmem gerekirdi

and it would take two or three weeks

ve videoların ortaya çıkması iki veya üç hafta sürerdi

for the videos to show up.

.

Now I can just go on YouTube, and watch a video.

Artık YouTube'a girip video izleyebilirim.

Similar to books.

Kitaplara benzer.

The internet has revolutionized

İnternet,

my ability to buy books in French.

Fransızca kitap satın alma yeteneğimde devrim yarattı.

I know you're learning English,

İngilizce öğrendiğini biliyorum

but I'm practicing my French.

ama ben Fransızca pratik yapıyorum.

I can just go on Amazon,

Amazon'a gidebilirim

and I can say, show me all of the French books,

ve bana tüm Fransızca kitapları göster diyebilirim

and I can just buy an ebook for my Kindle, just like that.

ve Kindle'ım için bir e-kitap alabilirim , aynen böyle.

And it arrives.

Ve geldi.

So it's very, very cool, and very, very awesome.

Yani çok, çok havalı ve çok, çok harika.

I'm not sure if you can see this.

Bunu görebildiğinden emin değilim.

I'll give you a look across the river.

Sana nehrin karşısına bir göz atacağım.

I know I mentioned

that a tree blew down on our property,

Arazimizde bir ağacın devrildiğinden bahsetmiştim, nehrin karşısında

well, a tree also blew down across the river.

da bir ağaç devrildi.

Not sure if you can see it.

Görebildiğinden emin değilim.

I will zoom in when I do the edit here,

Düzenlemeyi burada yaptığımda yakınlaştıracağım

but there's a tree down over there.

ama aşağıda bir ağaç var.

And if we go this way, we'll walk along here.

Ve bu yoldan gidersek, burada birlikte yürürüz.

You can see all of the cool things that grow

in the wild in Ontario, Canada.

Kanada, Ontario'da vahşi doğada yetişen tüm harika şeyleri görebilirsiniz.

If we go down this way,

Bu yoldan gidersek,

you'll see that the neighbor has already been out

komşunun

with his chainsaw across the river there.

elektrikli testeresiyle nehrin karşısına çoktan çıktığını göreceksin.

There's another tree that went down,

Düşen başka bir ağaç var

and he is in the process of chopping it up for firewood.

ve onu yakacak odun olarak kesme sürecinde.

So I guess there's, every cloud has a silver lining.

Sanırım var, her bulutun bir gümüş astarı vardır.

Is that how they say it?

Böyle mi söylüyorlar?

When trees blow down, for some people,

Bazı insanlar için ağaçlar devrildiğinde,

it just means they have a little bit of firewood

bu sadece kış için biraz odunları olduğu anlamına gelir

for the winter.

.

So there's a little bit of good

Yani bir fırtınada ağaçların uçmasının kötülüğünde bir parça iyilik var

in the bad of having trees blow over in a windstorm.

.

Anyways, I hope you're having a good day.

Her neyse, umarım gününüz iyi geçiyordur.

I popped out to do this video,

Bu videoyu yapmak için çıktım

and I'm gonna do my members only video

ve

for my other channel right now,

şu anda diğer kanalım için üyelerime özel video yapacağım,

but I'll see all of you

ancak

in a couple days with another English lesson, bye.

birkaç gün sonra başka bir İngilizce dersinde görüşürüz, hoşçakalın.