Learn the English Phrases DON'T QUIT YOUR DAY JOB and HE'S A NATURAL - A Short English Lesson

In this English lesson, I wanted to help you learn

Bu İngilizce dersinde,

the English phrase don't quit your day job

günlük işinizden vazgeçmeyin

or don't give up your day job.

veya günlük işinizden vazgeçmeyin İngilizce ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

This is a phrase that we say jokingly

Bu,

after someone does something like plays the guitar

birisi gitar çalmak

or sings a song,

, şarkı söylemek gibi bir şey yaptığında

or does something that requires some talent,

ya da biraz yetenek gerektiren bir şey yaptığında şaka [ __ ] söylediğimiz bir söz

and we don't think they were very good at it.

ve bunda pek iyi olduklarını düşünmüyoruz.

So it's not a nice thing to say.

Yani söylemesi hoş bir şey değil.

It's kind of a mean joke,

Bu biraz kötü bir şaka

but let's say your brother has been practicing the guitar

ama diyelim ki kardeşin haftalardır gitar çalışıyor

for weeks, and he has been practicing singing for weeks,

ve haftalardır şarkı söyleme alıştırması yapıyor

and he sits down one evening,

ve bir akşam oturup

and he plays you a song, and it's not really that good.

sana bir şarkı çalıyor ve bu pek iyi değil.

You might say, well, don't quit your day job.

Günlük işini bırakma diyebilirsin.

(chuckling)

(kıkırdar)

Basically, what you're saying is

Temel olarak,

now is not the time to quit your job

şu anda işini bırakmanın zamanı olmadığını söylüyorsun

because I don't think you have enough talent

çünkü

to make a living or to make money

hayatını kazanmak ya da şarkı

singing and playing the guitar.

söyleyip gitar çalarak para kazanmak için yeterli yeteneğin olduğunu düşünmüyorum.

So not a nice joke,

Yani hoş bir şaka değil

but if someone does something like plays the guitar

ama birisi gitar çalmak gibi bir şey yaparsa

or does not sing well, you might say

veya iyi şarkı söylemezse,

hey, don't quit your day job.

hey, günlük işini bırakma diyebilirsin. Bakmak

The other phrase I wanna look at is the phrase

istediğim diğer ifade,

when you say someone is a natural.

birinin doğal olduğunu söylediğiniz ifadedir.

So let's say your brother bought a guitar,

Diyelim ki kardeşiniz bir gitar aldı

and he only practiced for a week,

ve sadece bir hafta pratik yaptı

and all of the sudden, he was just an amazing guitarist.

ve birdenbire harika bir gitarist oldu.

You would say he's a natural.

Onun doğal biri olduğunu söyleyebilirsin.

Let's say your sister,

Diyelim ki kız kardeşiniz

when she goes to learn to drive a vehicle,

araç kullanmayı öğrendiğinde

within an hour, she's a perfect driver.

bir saat içinde mükemmel bir sürücü oluyor.

You would say she's a natural.

Onun doğuştan olduğunu söyleyebilirsin.

When you say someone is a natural,

Birinin doğal olduğunu söylediğinizde, bu,

it means that with very little training

çok az eğitim

and with very little practice,

ve çok az pratikle,

they become really, really good at something.

bir şeyde gerçekten çok iyi hale geldikleri anlamına gelir.

So some people are just natural,

Yani bazı insanlar sadece doğaldır

or you can say they are a natural at certain sports.

veya belirli sporlarda doğal olduklarını söyleyebilirsiniz.

I think there's actually a baseball movie

Sanırım

called "The Natural."

"The Natural" adında bir beyzbol filmi var.

You'll have to look that up.

Anyways, don't quit your day job, something funny-ish,

Buna bakmanız gerekecek.

Her neyse, günlük işini bırakma, komik bir şey,

so that means it's a little bit funny,

yani bu biraz komik olur,

that you say to someone if you don't think they're very good

birine sergilediği yetenekte çok iyi olmadığını düşünüyorsan söylemen

at the talent they are displaying,

and then when you say that someone is a natural,

ve sonra ne zaman Birinin doğal olduğunu söylüyorsunuz,

it means they're really good at what they do

bu onların

with very little training and very little practice.

çok az eğitim ve çok az pratikle yaptıkları işte gerçekten iyi oldukları anlamına geliyor.

Let's look at a comment from one of the last videos.

Son videolardan birinin yorumuna bakalım.

This comment is from Julia Olis.

Bu yorum Julia Olis'ten.

Julia is a member of this channel.

Julia bu kanalın bir üyesidir.

Remember, if you would like to support this channel,

Unutmayın, bu kanalı desteklemek istiyorsanız,

there is a join button down there,

aşağıda bir katıl düğmesi var

and I do tend to answer the comments

ve abonelerden gelen yorumları yanıtlamadan önce yorumları

or respond to the comments from members

veya üyelerin yorumlarını yanıtlama eğilimindeyim

before I respond to comments from subscribers.

.

So Julia Olis says hello, dear teacher.

Julia Olis merhaba diyor sevgili öğretmenim.

I hope everything is going well.

Umarım her şey yolunda gidiyordur. Bu

It is.

.

Smoking, although legal,

Sigara içmek, yasal olmasına rağmen,

is very frowned upon in this day and age.

bu gün ve çağda çok kaşlarını çattı.

Great use of two different phrases, Julia.

İki farklı ifadenin harika kullanımı Julia.

If someone dares to smoke in a public place,

Birisi halka açık bir yerde,

for instance, at the bus stop,

örneğin otobüs durağında sigara içmeye cüret ederse,

he definitely will get not only a dirty look

kesinlikle sadece pis bir bakış değil, aynı zamanda

but also a fine from the police.

polisten para cezası da alacaktır.

Excellent, so you've used, I think three phrases,

Harika, yani az önce öğrettiğim, sanırım

if not four phrases in there that I've just recently taught.

orada dört değilse de üç cümle kullandınız .

Nice work.

My response was that is very true here in Canada, as well.

İyi iş.

Cevabım, bunun burada, Kanada'da da çok doğru olduğuydu.

Smoking in public is frowned upon.

Toplum içinde sigara içmek hoş karşılanmaz.

So thank you, Julia, for that comment.

Bu yorum için teşekkürler Julia.

and it was fun to be able to respond to you via video.

ve size video ile cevap verebilmek eğlenceliydi.

Anyways, it is a beautiful day here in Ontario, Canada.

Her neyse, burada, Ontario, Kanada'da güzel bir gün.

I'll talk a little bit about the weather.

Biraz hava durumundan bahsedeceğim.

We have been getting awesome rainfall lately on the farm,

Son zamanlarda çiftlikte harika yağmur yağıyor

and that just makes me excited.

ve bu beni heyecanlandırıyor.

I think I've mentioned in other videos

Sanırım diğer videolarımda

that one of my primary jobs on the farm is to water things.

çiftlikteki başlıca işlerimden birinin sulamak olduğundan bahsetmiştim. Bu

So I drag hoses around, and I set up sprinklers,

yüzden etrafta hortumlar taşıyorum, fıskiyeler kuruyorum

and I water a lot of things on the farm.

ve çiftlikte birçok şeyi suluyorum.

When it rains, like it just rained yesterday again,

Yağmur yağdığında, daha dün yağmış gibi,

I have less to do, and I kinda like that

yapacak daha az şeyim var ve bu hoşuma gidiyor

because I do teach full time still,

çünkü hala tam zamanlı ders veriyorum

and I do all these YouTube videos.

ve tüm bu YouTube videolarını yapıyorum. Bu

So whenever it rains, it's like a mini holiday for me.

yüzden ne zaman yağmur yağsa, benim için küçük bir tatil gibi.

It's a stay vacation or, sorry, it's a staycation.

Bu bir konaklama tatili ya da üzgünüm, bir konaklama.

I don't actually go anywhere,

Aslında hiçbir yere gitmiyorum

but I'm super excited whenever it rains.

ama ne zaman yağmur yağsa çok heyecanlanıyorum.

In fact, yesterday, it was raining,

Aslında dün yağmur yağıyordu

and Jen and I stood in the garage of our house

ve Jen'le ben evimizin garajında

with the door open,

kapısı açık durduk

and we just watched the rain fall out of the sky.

ve gökten yağan yağmuru izledik.

It was beautiful.

Güzeldi.

I loved it.

So anyways, super happy it rained.

Onu sevdim. Her

neyse, yağmur yağdığı için çok mutluyum. Bu

By the way, you're seeing this on a Tuesday.

arada, bunu bir Salı günü görüyorsunuz. Büyük kanalımda

There is another video on my bigger channel.

başka bir video var .

I'll put a link somewhere.

Bir yere bir bağlantı koyacağım.

You should watch that, as well.

Bunu da izlemelisiniz.

Have a good day.

İyi günler.

I'll see you in a couple of days

Birkaç gün sonra

with another small English lesson.

başka bir küçük İngilizce dersi ile görüşürüz.