Learn the English Phrases A SLAP ON THE WRIST and A SLAP IN THE FACE

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase,

İngilizce

"a slap on the wrist."

"a slap on the wrist" deyimini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

When we say something is a slap on the wrist,

Bir şey bileğe tokattır dediğimizde,

it means someone was punished or disciplined for something,

bu, birinin bir şey için cezalandırıldığı veya disipline edildiği,

but the punishment or discipline was very minor.

ancak cezanın veya disiplinin çok küçük olduğu anlamına gelir.

Here's a great example.

İşte harika bir örnek.

Maybe someone on a sports team you like

Belki sevdiğiniz bir spor takımından biri, bir maçta

did something they weren't supposed to in a game,

yapmaması gereken bir şey yaptı

and so they fined the player $10,000.

ve bu yüzden oyuncuya 10.000 dolar para cezası verdi.

(engine rumbles)

(motor gürler)

Sorry, it's a little loud here 'cause I'm in town.

Üzgünüm, şehirdeyim çünkü burası biraz gürültülü .

Maybe that player makes a million dollars a year.

Belki o oyuncu yılda bir milyon dolar kazanıyor.

So a $10,000 fine would just be a slap on the wrist.

Yani 10.000 dolarlık bir para cezası bileğinize bir tokat olur.

So, basically, maybe the player did something in a game

Yani, temel olarak, oyuncu bir oyunda

or outside of the game that they weren't supposed to do.

veya oyun dışında yapmaması gereken bir şey yapmış olabilir.

And so they were given a really small fine

Ve böylece onlara gerçekten küçük bir para cezası verildi

and it was just a slap on the wrist.

ve bu sadece bileklerine bir tokat oldu.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim bir diğer deyim de

is the phrase "a slap in the face."

"yüze tokat" deyimi.

Now this is completely different.

Şimdi bu tamamen farklı. Yüze

A slap in the face is an insult.

tokat hakarettir.

Maybe at work,

Belki işte,

you and another person both want the same promotion.

siz ve başka biri aynı terfiyi istiyorsunuz.

Maybe you've been at the job for 20 years

Belki 20 yıldır bu işin içindesin

and you've worked really hard and you think you deserve it.

ve gerçekten çok çalıştın ve bunu hak ettiğini düşünüyorsun.

And the other person has worked there for 15 years

Diğeri ise 15 yıldır orada çalışıyor

and they worked really hard and they think they deserve it.

ve gerçekten çok çalışmış ve bunu hak ettiğini düşünüyor.

And then they give the promotion to the boss's son.

Sonra terfiyi patronun oğluna veriyorlar.

(laughs) That would be a slap in the face.

(gülüyor) Bu suratına bir tokat olurdu.

That would be a bit of an insult

Bu biraz aşağılayıcı olurdu

because both of you were probably way more qualified

çünkü ikiniz de muhtemelen patronun oğlundan çok daha nitelikliydiniz

than the boss's son.

.

So, to review, a slap on the wrist is

Yani, gözden geçirecek olursak, bileğe bir tokat, bir

when you are disciplined for something

şey için disipline edildiğiniz zamandır

and it's a very minor discipline compared to what you did.

ve yaptığınız şeye kıyasla çok küçük bir disiplindir .

And then a slap in the face is basically

Ve sonra suratınıza bir tokat, temelde

when a situation is such that it's insulting,

bir durum öyle aşağılayıcı ki,

that you feel insulted by what has happened.

olanlardan dolayı kendinizi aşağılanmış hissedersiniz.

But, hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama, hey, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

Sorry, I'm a little distracted with all the traffic,

Kusura bakmayın, trafik yüzünden biraz dikkatim dağıldı

but I'm sure you're enjoying it.

ama eminim hoşunuza gidiyordur.

We'll take a little walk in a bit

Birazdan biraz yürüyüşe çıkacağız

and you'll see some campers.

ve birkaç kampçı göreceksiniz.

This is from Aquiles,

Bu Aquiles'tan,

"Nice video, teacher Bob.

"Güzel video, öğretmen Bob.

Here in Mexico, spring break just began,

Burada, Meksika'da bahar tatili yeni başladı,

so I'm going to take a break

bu yüzden

from English the next two weeks.

önümüzdeki iki hafta İngilizce'ye ara vereceğim.

See you later, everyone.

Sonra görüşürüz millet. Kendinize

Take care."

iyi bakın."

And my response was, "I hope you have a nice break.

Ben de " Umarım güzel bir tatil geçirmişsinizdir. İyi

Enjoy it, I'm sure it will go fast."

eğlenceler, eminim hızlı geçecektir" oldu.

So thanks, Aquiles, for that comment.

Bu yorum için teşekkürler Aquiles.

Yes, breaks are always nice, aren't they?

Evet, molalar her zaman güzeldir, değil mi?

It's nice.

Bu iyi.

We just actually had our spring break a couple of weeks ago.

Aslında bahar tatilimizi birkaç hafta önce yaptık. Bundan herhangi bir videomda

I'm not sure I actually mentioned that on any of my videos,

bahsettiğimden emin değilim

but I did have a week off from work,

ama işten bir hafta izin aldım

and it was very, very enjoyable.

ve çok ama çok keyifliydi.

So Aquiles, I hope you have a good break, as well.

Aquiles, umarım senin de iyi bir tatilin olur.

Anyways, I'm out here by this camper van place

Her neyse, burada,

where you can buy basically camper trailers and camper vans

temel olarak karavan römorkları, karavan minibüsleri

and all sorts of campers that you can use,

ve kamp yapmaya giderseniz kullanabileceğiniz her türden karavan satın alabileceğiniz bu karavan yerinin yanındayım

if you go camping.

.

Now, Jen and I actually don't own one of these.

Şimdi, Jen ve ben aslında bunlardan birine sahip değiliz.

We will probably never own one of these

Muhtemelen bunlardan birine asla sahip olmayacağız

and we usually don't go camping.

ve genellikle kampa gitmeyiz.

I think you can probably guess why.

Nedenini muhtemelen tahmin edebileceğinizi düşünüyorum.

There are two reasons why we do not camp.

Kamp yapmamamızın iki nedeni var.

Number one, we already live on a beautiful property.

Birincisi, zaten güzel bir mülkte yaşıyoruz.

We live on a farm.

Bir çiftlikte yaşıyoruz.

We have lots of trees, and we have a river,

Bir sürü ağacımız ve bir nehrimiz var

and it's just very peaceful.

ve çok huzurlu. Bu

So when I go to a campground,

yüzden bir kamp alanına gittiğimde,

it actually seems a little bit crowded (laughs)

aslında biraz kalabalık görünüyor (gülüyor)

and it seems noisy.

ve gürültülü görünüyor.

So the place where I live is already quite nice

Yani yaşadığım yer zaten oldukça güzel

and quite peaceful.

ve oldukça huzurlu.

The other reason is because we grow flowers.

Diğer sebep ise çiçek yetiştirmemiz.

Here's someone coming on their super fast car.

İşte birisi süper hızlı arabasıyla geliyor.

(engine rumbles)

(motor gümbürdüyor)

As the weather gets nicer,

Havalar güzelleştikçe

people take their old cars out

insanlar eski arabalarını dışarı çıkarıyor

because in Canada a lot of people with really nice old cars,

çünkü Kanada'da gerçekten güzel eski arabaları olan pek çok insan

they store them in the winter.

onları kışın depoluyor. Her

So anyways, we live on a flower farm.

neyse, bir çiçek çiftliğinde yaşıyoruz.

So we're busy.

Yani meşgulüz.

We have work to do.

Yapılacak işimiz var.

There are things that we need to get done.

Halletmemiz gereken şeyler var.

And so we do not camp.

Ve bu yüzden kamp yapmıyoruz. Yine de

Let's spin around and have a look once more though.

etrafa dönelim ve bir kez daha bakalım.

I know there are a lot of people that enjoy these.

Bunlardan zevk alan birçok insan olduğunu biliyorum.

But Jen and I, it's just not for us.

Ama Jen ve ben, bu bize göre değil.

Anyways, see in a couple days with another short lesson.

Her neyse, birkaç gün sonra başka bir kısa dersle görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal.