Learn the English Phrases "to double-check" and "a reality check"

In this English lesson I wanted to help you learn the English verb to double-check.

Bu İngilizce dersinde, tekrar kontrol etmek için İngilizce fiilini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

When you double-check something, it means you check it and then you check it again.

Bir şeyi iki kez kontrol ettiğinizde, onu kontrol ettiğiniz ve sonra tekrar kontrol ettiğiniz anlamına gelir. Bir şeyi kontrol etmenin

If you don't know what it means to check something, it means to make sure

ne anlama geldiğini bilmiyorsanız ,

it's there or to make sure it's in a certain place.

orada olduğundan emin olmak veya belirli bir yerde olduğundan emin olmak demektir.

Here's a great example.

İşte harika bir örnek.

When you pack to go on a trip, you put everything in a suitcase,

Bir seyahate çıkmak için bavulunuzu hazırlarken, her şeyi bir valize koyarsınız

and then when you're done packing, it's good to double-check.

ve bavul hazırlamayı bitirdiğinizde tekrar kontrol etmekte fayda vardır.

It's good to open the suitcase again and make sure that your toothbrush

Bavulu tekrar açıp diş fırçanızın,

and your deodorant and your underwear is all in the suitcase.

deodorantınızın ve iç çamaşırınızın valizin içinde olduğundan emin olmanızda fayda var.

I don't know why I used that example, but you should make sure you bring all that stuff.

Bu örneği neden kullandım bilmiyorum ama tüm bu şeyleri getirdiğinizden emin olmalısınız.

So to double-check means to check again.

Yani tekrar kontrol etmek, tekrar kontrol etmek anlamına gelir.

It means to make sure that everything is where it needs to be

before you go on a trip or before you do something else.

Seyahate çıkmadan veya başka bir şey yapmadan önce her şeyin olması gerektiği yerde olduğundan emin olmak demektir. Bugün

The other phrase I wanted to teach you today is the phrase a reality check.

size öğretmek istediğim diğer ifade, bir gerçeklik kontrolü ifadesidir.

Now a reality check is when something happens and it makes you realize

Şimdi bir gerçeklik kontrolü, bir şey olduğunda ve bu,

that maybe things are a certain way and you thought they were a different way.

belki de bazı şeylerin belirli bir şekilde olduğunu ve onların farklı bir şekilde olduğunu düşündüğünüzü fark etmenizi sağlar.

I better think of a good example.

İyi bir örnek düşünsem iyi olur.

Think of a sports team that thinks they are the best.

Kendisinin en iyisi olduğunu düşünen bir spor takımını düşünün.

Maybe at the beginning of the season, your favorite sports team thinks they are

Belki de sezon başında en sevdiğiniz spor takımı kendilerinin

the best and then they play a team that's really weak and they lose.

en iyisi olduğunu düşünür ve sonra gerçekten zayıf bir takımla oynar ve kaybeder.

That would be a reality check for them.

Bu onlar için bir gerçeklik kontrolü olurdu.

It would make them realize that even though they thought they were the best, they're not.

En iyi olduklarını düşündükleri halde aslında öyle olmadıklarını anlamalarını sağlardı.

It's definitely a reality check.

Bu kesinlikle bir gerçeklik kontrolü.

So whenever something happens that reminds you of reality,

Yani ne zaman size gerçeği hatırlatan bir şey olsa,

that is something we would call a reality check.

buna gerçeklik kontrolü diyeceğimiz bir şey olur.

So to review, when you double-check something, it means you check again.

Yani gözden geçirmek için, bir şeyi iki kez kontrol ettiğinizde, bu tekrar kontrol ettiğiniz anlamına gelir.

I often, when I go on a long trip,

Sık sık uzun bir yolculuğa çıktığımda

I will check the oil in the van and then just to be sure, I'll check again.

minibüsteki yağı kontrol ederim ve sonra emin olmak için tekrar kontrol ederim.

So I'll double-check the next day to make sure the oil in the van isn't low.

Bu yüzden ertesi gün minibüsteki yağın azalmadığından emin olmak için tekrar kontrol edeceğim.

And usually I'll make sure it's gassed up as well.

Ve genellikle gazının da dolu olduğundan emin olurum.

And a reality check is whenever something happens

Ve bir gerçeklik kontrolü,

that makes you realize again, that

not everything is the way you think it is.

her şeyin düşündüğün gibi olmadığını tekrar fark etmeni sağlayan bir şey olduğundadır.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from

Bu yorum

Aleksey.

Aleksey'den.

Hi, Bob. Thank you. Finally, it happened today.

Merhaba Bob. Teşekkür ederim. Sonunda bugün oldu.

I did not make a single mistake while transcribing the first part of the lesson.

Dersin ilk bölümünü yazıya dökerken tek bir hata yapmadım.

The trickiest sentence was at the 52 second mark.

En zor cümle 52 saniye işaretindeydi.

My students were so much work today because, you know, it doesn't look grammatically correct.

Öğrencilerim bugün çok çalıştılar çünkü bilirsiniz, gramer açısından doğru görünmüyor.

And this pause...

Ve bu duraksama...

because I paused when I said that...

çünkü bunu söylediğimde durakladım... o gün öğrencileriniz hakkında farklı

so I have a hunch you wanted to say something different about your students that day.

bir şey söylemek istediğinize dair bir önsezim var .

And my response? You are correct about the pause.

Ya cevabım? Mola konusunda haklısın.

I changed what I was going to say mid-sentence because I was going to say something

Cümlenin ortasında söyleyeceğim şeyi değiştirdim çünkü

a bit more harsh.

biraz daha sert bir şey söyleyecektim.

I was going to say something mean about my students.

Öğrencilerim hakkında kötü bir şey söyleyecektim.

Congratulations on getting things right and for noticing my speech pattern change.

İşleri doğru yaptığınız ve konuşma şeklimin değiştiğini fark ettiğiniz için tebrikler.

Very advanced.

Çok gelişmiş.

Yeah. Good work, Aleksey.

Evet. Aferin Aleksey.

That's awesome.

Bu harika.

Yeah. You know, as I make these videos,

Evet. Biliyorsunuz, bu videoları çekerken

I talk, and sometimes

konuşuyorum ve bazen

as I'm talking, I have to think about what I'm going to say.

konuşurken ne söyleyeceğimi düşünmem gerekiyor.

And sometimes I have to change what I'm going to say while I'm talking.

Ve bazen konuşurken söyleyeceğim şeyi değiştirmek zorunda kalıyorum.

You just experienced that right there.

Bunu hemen orada deneyimlediniz.

I don't have a script.

Senaryom yok.

When I make these videos, I just come outside, I teach the two phrases,

Bu videoları çekerken dışarı çıkıyorum, iki cümleyi öğretiyorum

and then for the last bit I just talk.

ve son kısımda sadece konuşuyorum.

And so yeah, I'm not reading anything.

Ve evet, hiçbir şey okumuyorum.

I don't have it scripted.

Senaryom yok.

I just come up with it on the fly - off the top of my head.

Bunu anında buldum - kafamın üstünden.

There's another phrase for you.

Senin için başka bir cümle var.

But hey, anyways, we are walking

Ama hey, her neyse,

in a typical Canadian subdivision.

tipik bir Kanada alt bölümünde yürüyoruz.

These are houses that are actually much nicer

Bunlar aslında

than what Jen and I could afford.

Jen ve benim karşılayabileceğimizden çok daha güzel evler.

We're in a little bit of a pricier part of town.

Şehrin biraz daha pahalı bir bölgesindeyiz.

I think these houses are quite big.

Bence bu evler oldukça büyük. Sana

Let me show you this one.

bunu göstereyim.

I think this is where, I'm just going to guess,

Sanırım burası, sadece tahmin edeceğim

but this is where doctors and dentists and lawyers live, I think.

ama sanırım burası doktorların, dişçilerin ve avukatların yaşadığı yer.

But I'll give you a little view and then I'll wrap this video up.

Ama size küçük bir görünüm vereceğim ve sonra bu videoyu toparlayacağım. Al işte ozaman,

So there you go.

buyur.

A little bit of a view of some of the nicer places in town.

Şehirdeki daha güzel yerlerden bazılarının biraz görünümü.

See in a couple of days with another lesson. Bye!

Birkaç gün sonra başka bir dersle görüşürüz. Hoşçakal!