Learn the English Terms UNDERHANDED and HANDS DOWN

In this English lesson I wanted to help you

Bu İngilizce dersinde,

learn the English term that's underhanded.

gizli İngilizce terimini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

This is a phrase we would use

Bu, biraz

to describe something that's kind of sneaky,

sinsi,

maybe even a little bit illegal.

hatta belki biraz yasa dışı bir şeyi tanımlamak için kullanacağımız bir ifadedir.

When something is underhanded,

Bir şey el altından yapıldığında,

it means someone's doing something

birisi bir

they're not supposed to do, in order to achieve something.

şeyi başarmak için yapmaması gereken bir şeyi yapıyor demektir.

Here's a great example.

İşte harika bir örnek.

If a politician is in an election,

Bir siyasetçi seçimdeyse,

if they are running for office,

adaylığını koyuyorsa

and if they were to pay people to vote for them,

ve insanlara oy vermeleri için para verseler,

you would probably say that's underhanded.

muhtemelen bunun el altından olduğunu söylersiniz.

Basically, when you have an election,

Temel olarak, bir seçim yaptığınızda,

people are supposed to freely go out

insanların özgürce dışarı çıkıp

and vote for who they think is the best person for the job.

bu iş için en iyi kişi olduğunu düşündükleri kişiye oy vermesi gerekiyor.

And if someone pays everyone they know $5 to vote for them,

Ve birisi tanıdığı herkese kendisine oy vermesi için 5 dolar öderse,

we would say that's underhanded,

bunun el altından olduğunu, yani

meaning that it's deceitful, they're deceiving people,

bunun hilekar olduğunu, insanları kandırdıklarını

and it's also illegal.

ve ayrıca yasa dışı olduğunu söyleriz. Bugün size öğretmek

The other phrase I wanted to teach you today

istediğim bir diğer ifade ise

is the phrase hands down.

eller aşağı ifadesidir.

When you say something is, well, here's the example.

Bir şeyin olduğunu söylediğinizde, işte örnek.

If I was to say, "These are the best cookies

"Bunlar

I've ever eaten, hands down," it means like decisively.

şimdiye kadar yediğim en iyi kurabiyeler, kesinlikle" dersem, kararlı bir şekilde anlamına gelir.

It means like for sure.

kesin gibi demektir.

If you are a fan of a sports team,

Bir spor takımının hayranıysanız

and they beat the other team hands down,

ve diğer takımı kesin olarak yendilerse,

the score, if it was football or something,

skor, futbol falansa,

was probably like 5 to 1, or 10 to 8.

muhtemelen 5'e 1 veya 10'a 8 gibiydi.

If it was basketball, it might be like 105 to 80.

105'e 80.

You would then say that that team won hands down.

O zaman o takımın kesin olarak kazandığını söylersiniz.

So it means like decisively, that there's a clear winner.

Bu, kesin olarak, açık bir kazanan olduğu anlamına gelir.

It means that they for sure accomplished

Demek ki

what they were trying to do.

yapmak istediklerini kesinlikle başarmışlar.

Anyways, let's review.

Her neyse, gözden geçirelim.

When you describe something by saying "that's underhanded,"

Bir şeyi "el altından" diyerek tanımladığınızda,

you're basically saying that's illegal or that's wrong,

temelde bunun yasa dışı olduğunu veya yanlış olduğunu

or someone isn't playing by the rules.

veya birinin kurallara göre oynamadığını söylüyorsunuz.

I should do that phrase, shouldn't I? To play by the rules.

Bu cümleyi kurmalıyım, değil mi? Kurallara göre oynamak için.

I'll do that in a future video.

Bunu gelecekteki bir videoda yapacağım.

And if you win something hands down,

Ve kesin olarak bir şey kazanırsanız

or if you say something is the best, hands down,

veya bir şeyin en iyisi olduğunu söylerseniz, kesin olarak, kesin olarak,

it means decisively, it means for sure, it means absolutely.

kesinlikle anlamına gelir.

But, hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama, hey, bir önceki videodan bir yoruma bakalım. Bu yorumların nerede olduğu

It's always a mystery to me where these comments are,

benim için hep bir muamma ,

it almost fell out of my pocket.

neredeyse cebimden düşüyordu.

This comment is from Helinä.

Bu yorum Helinä'dan.

The comment is, "By the way, your hair looks awesome."

Yorum, "Bu arada, saçın harika görünüyor."

And my reply, "Thanks, I feel like it's getting a bit long.

Ve cevabım, "Teşekkürler, biraz uzadığını hissediyorum.

I might get a haircut this weekend. I like it short."

Bu hafta sonu saçımı kestirebilirim. Kısa olmasını seviyorum."

So I don't talk about my appearance very much,

Bu yüzden görünüşümden pek bahsetmem

but I have mentioned to many of you in previous videos,

ama önceki videolarda çoğunuza

that I do like my hair short.

saçlarımı kısa sevdiğimden bahsetmiştim.

That when I was much younger, I had a motorcycle,

Çok daha gençken bir motosikletim vardı

and when I wore my helmet, when my hair was longer,

ve kaskımı taktığımda, saçlarım uzadığında,

it would look funny when I took my helmet off.

kaskımı çıkardığımda komik göründüğünü.

So I ended up getting a really short haircut and I liked it,

Bu yüzden gerçekten kısa bir saç kesimi yaptırdım ve hoşuma gitti

and I've just kept it that way ever since.

ve o zamandan beri bu şekilde tuttum.

For me, this feels like really long hair.

Benim için bu gerçekten uzun saç gibi geliyor.

I know it doesn't look long to you maybe,

Sana uzun gelmediğini biliyorum,

but for me, it's like, ah, I feel like my hair

ama benim için sanki, ah, saçlarım bu taraftan

is starting to stick out on this side, there's kinda

dışarı çıkmaya başlıyor gibi hissediyorum , burada

like this funny cowlick thing that happens here.

komik bir kukuleta [ __ ] olayı oluyor. Bu

By the way a cowlick

arada, saç yalamak,

is when your hair grows in a funny direction.

saçınızın komik bir yönde uzamasıdır.

If you look on this side of my head,

Kafamın bu tarafına bakarsanız,

sometimes you can see it,

bazen onu görebilirsiniz

but the hair starts to grow straight out.

ama saçlar dümdüz uzamaya başlıyor.

I'm not gonna comment on my eyebrows or eyelashes,

Kaşlarım veya kirpiklerim hakkında yorum yapmayacağım,

they're doing weird things too as I get older.

yaşlandıkça onlar da garip şeyler yapıyorlar.

But, yes, for me, this would be long.

Ama evet, benim için bu uzun olurdu.

I've thought about growing my hair out.

Saçımı uzatmayı düşündüm.

When you say in English

that you're gonna grow your hair out,

İngilizce'de

saçını uzatacağını söylediğinde,

it means that you're gonna go from having shorter hair

bu, daha kısa saçlardan daha uzun

to having longer hair.

saçlara sahip olacaksın anlamına gelir.

But I just can't see myself doing it.

Ama kendimi bunu yaparken göremiyorum.

I don't know if I could have this flowing mane of gray hair,

Bu uçuşan gri saçlara sahip olabilir miyim bilmiyorum,

I'm not sure I would like it.

hoşlanacağımdan emin değilim.

I'm not sure if Jen would like it.

Jen'in bundan hoşlanıp hoşlanmadığından emin değilim. Bu

So I think I'll just ask Jen to cut my hair this weekend

yüzden sanırım Jen'den bu hafta sonu saçımı kesmesini isteyeceğim

and I'll go with the short look for a while longer.

ve bir süre daha kısa görünümle devam edeceğim.

Anyways, I'm gonna leave the beard and mustache on though.

Her neyse, sakal ve bıyığı bırakacağım.

Ow, I just poked my nose. That hurt a little bit.

Ah, sadece burnumu soktum. Bu biraz acıttı.

Bob the Canadian out here making English lessons

Kanadalı Bob burada İngilizce dersleri veriyor

and poking his nose and hurting himself a little bit.

, burnunu sokuyor ve kendine biraz zarar veriyor.

(chuckles) I hope you enjoyed this lesson,

(kıkırdar) Umarım bu dersten keyif almışsınızdır

and I'll see you in a few days with another one, bye.

ve birkaç gün sonra başka bir derste görüşürüz, hoşçakalın.