Learn the English Phrases TO HORSE AROUND and HOLD YOUR HORSES

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde, İngilizce ifadeyi, yani atlamayı

I wanted to help you learn the English phrase,

öğrenmenize yardımcı olmak istedim

to horse around.

.

This is a phrase we use usually when we're talking

Bu, genellikle

about children who are just acting all crazy.

deli gibi davranan çocuklardan bahsederken kullandığımız bir ifadedir.

In fact, I remember as a kid,

Aslında, bir çocuk olarak hatırlıyorum,

my parents often saying to me, stop horsing around.

ailem bana sık sık ortalıkta dolaşmayı bırak demişti.

So when you horse around,

Yani etrafta at koşturduğunuzda,

it means as a kid, you jump around, you make lots of noise.

bu, çocukken etrafta zıpladığınız, çok ses çıkardığınız anlamına gelir.

Maybe you scream a little bit.

Belki biraz bağırırsın.

And usually parents don't want their kids to horse around

Ve genellikle ebeveynler, çocuklarının halka açık bir yerdeyken ortalıkta dolaşmasını istemezler

when they're somewhere out in public.

.

So sometimes at the grocery store,

Bu yüzden bazen bakkalda

my brother and I would be horsing around.

kardeşim ve ben ortalıkta dolanırdık.

We'd be grabbing boxes off the shelf

Raftan kutular kapıyor

or jumping around and making lots of noise.

ya da etrafta zıplıyor ve çok ses çıkarıyorduk.

And my mom would be upset because she didn't like it

Annem de markette dolaşmamızdan hoşlanmadığı için üzülürdü

when we horsed around at the grocery store.

.

So, to horse around simply means

Bu nedenle, ortalıkta dolaşmak,

to act like how kids probably should act just in a way

çocukların muhtemelen nasıl davranması gerektiği gibi davranmak anlamına gelir, öyle

that parents don't appreciate when they're in public.

ki ebeveynler toplum içindeyken takdir etmeyeceklerdir. Bugün size öğretmek

The other phrase I wanted to teach you today is the phrase,

istediğim bir diğer ifade ise,

hold your horses.

atlarınızı tutun.

An oldie, but a goodie. We would say in English.

Eski ama güzel. İngilizce derdik. Birine atlarını tutmasını söylediğinde

You probably know this phrase

muhtemelen bu cümleyi biliyorsundur

when you tell someone in English to hold their horses.

.

If you say, whoa, hold your horses.

Vay canına diyorsan, atlarını tut.

What you're basically saying is please wait.

Temelde söylediğin şey, lütfen bekle.

It's a very simple way.

Bu çok basit bir yol.

Wait is actually a simpler way to tell people to wait,

Bekle, aslında insanlara beklemelerini söylemenin daha basit bir yolu,

but we do actually say this quite a bit.

ama aslında bunu biraz söylüyoruz.

It surprised me because one week at school, I kept track

Beni şaşırttı çünkü okulda bir hafta takip ettim

and I actually heard the phrase I think seven times

ve aslında bir haftada yedi kez sanırım kelimesini

in one week from teachers, from students as well.

öğretmenlerden, öğrencilerden duydum.

They would say to someone else, "Hey, hold your horses.

Bir başkasına, "Hey, atlarınızı tutun.

No running in the hallway",

Koridorda koşmak yok"

or "Hey don't go past me in line, hold your horses.

veya "Hey, sırada beni geçme , atlarınızı tutun.

Get in line and just wait for your turn."

Sıraya girin ve sıranızı bekleyin" derlerdi.

So hold your horses means to wait.

Öyleyse atlarınızı tutun, beklemek demektir.

So to review, to horse around means to jump around.

Yani gözden geçirmek, atlamak, zıplamak demektir.

Usually children do this, scream, yell, giggle, laugh.

Genellikle çocuklar bunu yapar, bağırır, bağırır, kıkırdar, güler.

Everything that kids do, horsing around

Çocukların yaptığı her şey,

is probably one of the most common things that kids do.

muhtemelen çocukların yaptığı en yaygın şeylerden biridir.

And if you say to someone hold your horses,

Ve birine atlarınızı tutun dersen,

it means that you want them to wait.

bu onun beklemesini istediğin anlamına gelir.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

Sorry, there's always bugs out here right now.

Üzgünüm, şu anda burada her zaman hatalar oluyor.

In fact, the video I made the other day,

Aslında geçen gün yaptığım videoda alnımda gezinen

there's actually a bug crawling around on my forehead.

bir böcek var .

I don't know if you notice that on my other channel,

Diğer kanalım olan

the video I made about my childhood.

çocukluğumla ilgili yaptığım videoda dikkatinizi çekti mi bilmiyorum.

In the first few seconds,

İlk birkaç saniyede,

there's actually a black fly climbing around on my head.

aslında kafamın üzerinde dolaşan kara bir sinek var .

Anyways, this is from Qiu Park.

Her neyse, bu Qiu Park'tan.

How cute the baby Bob is.

Bebek Bob ne kadar tatlı.

When I was a kid I spent a lot of time horsing around.

Çocukken etrafta atlarla çok zaman geçirirdim.

My parents made me buy groceries and I hated it a lot.

Ailem bana market alışverişi yaptırdı ve bundan çok nefret ettim.

My response was I spent

Cevabım,

a lot of time horsing around as well.

etrafta dolaşarak da çok zaman harcadığım oldu.

Sometimes it drove my parents up the wall.

Bazen ailemi duvara tırmandırdı.

So this is the first time I've done this.

Yani bunu ilk kez yapıyorum.

I actually took Qiu Park's comment from my other video

Aslında Qiu Park'ın çocukluğumla ilgili diğer videomdaki yorumunu aldım

about my childhood, because I loved it

, çünkü

that they use the phrase horsing around correctly.

etrafta dolanıp durma ifadesini doğru kullanmalarına bayıldım.

And I thought I would respond

Ve cevap vereceğimi

and also use the phrase to drive someone up the wall.

ve aynı zamanda birini duvardan yukarı sürmek için bu ifadeyi kullanacağımı düşündüm.

So yes, definitely kids, sometimes horse around

Yani evet, kesinlikle çocuklar, bazen ortalıkta dolanırlar

and they do sometimes drive their parents up the wall.

ve bazen ebeveynlerini duvardan yukarı sürerler.

By the way, if you didn't watch that video,

Bu arada videoyu izlemediyseniz

maybe I'll put a link up here to it.

belki buraya bir link koyarım.

I'm sure most of you did.

Eminim çoğunuz yapmıştır.

I showed some pictures of my childhood.

Çocukluğumun bazı resimlerini gösterdim.

It was a lot of fun to me.

Benim için çok eğlenceliydi.

But I was gonna mention this.

Ama bundan bahsedecektim.

If you look way over there, it's the goat pasture.

Şuraya bakarsanız, keçi merası .

It's not a horse pasture.

At merası değil.

We have never had horses on this farm.

Bu çiftlikte hiç atımız olmadı.

I do know though that my grandfather,

Yine de

who had a farm down the road had horses

yolun aşağısında bir çiftliği olan dedemin

when he first moved here from Holland and he loved horses.

Hollanda'dan buraya ilk taşındığında atları olduğunu ve atları çok sevdiğini biliyorum.

He was a horse person, for sure.

Kesinlikle bir at insanıydı.

I think he had horses on his farm in Holland.

Sanırım Hollanda'daki çiftliğinde atları vardı.

And when they immigrated to Canada,

Ve Kanada'ya göç ettiklerinde,

one of the first things he did was I think he bought,

yaptığı ilk şeylerden biri sanırım satın almak oldu,

well, he worked for a bit,

yani, biraz çalıştı

but when he eventually bought a farm, he also got a horse.

ama sonunda bir çiftlik satın aldığında bir de atı oldu.

So there's some pictures from a long time ago

Bu yüzden,

that I should find of my grandfather with his horse.

büyükbabamı atıyla birlikte bulmam gereken uzun zaman öncesinden bazı resimler var. Bugün size göstermek

The other thing I wanted to show you today,

istediğim bir diğer şey de

of course, is the peonies.

elbette şakayıklar.

The peonies are almost blooming.

Şakayıklar neredeyse çiçek açıyor.

They will bloom very soon.

Çok yakında çiçek açacaklar.

They're getting there,

Oraya varıyorlar,

they'll bloom in a few days hopefully.

umarım birkaç gün içinde çiçek açarlar.

Anyway, see you in a couple of days

Her neyse, birkaç gün sonra

with another short English lesson.

başka bir kısa İngilizce dersinde görüşmek üzere.