Learn the English Phrases ASLEEP AT THE WHEEL and SOUND ASLEEP - An English Lesson with Subtitles

In this English lesson

Bu İngilizce dersinde, uykuda direksiyon başında İngilizce deyimi öğrenmenize

I wanted to help you learn the English phrase

yardımcı olmak istedim

asleep at the wheel.

.

When you are asleep at the wheel,

Direksiyon başında uyuyorsanız,

it means you're not doing your job.

işinizi yapmıyorsunuz demektir.

It comes from the idea that when you're driving a vehicle,

Araç sürerken

you should not fall asleep

while you're holding onto the steering wheel.

direksiyon simidini tutarken uyuya kalmamanız gerektiği fikrinden geliyor.

But we use it to describe anyone

Ama işini yapmayan herkesi tanımlamak için kullanıyoruz

who is not doing their job.

.

We say that they are asleep at the wheel.

Direksiyon başında uyuyorlar diyoruz.

We actually use this a lot to talk about people

Aslında bunu

who are in charge of something.

bir şeyden sorumlu olan insanlardan bahsederken çok kullanırız.

Maybe someone at your work is in charge of a project,

Belki iş yerinizdeki biri bir projeden sorumlu

and they're not doing their job.

ve işini yapmıyor.

We would say that they are asleep at the wheel.

Direksiyon başında uyuyorlar derdik.

Certainly it's not something that you want to do.

Elbette bu yapmak isteyeceğin bir şey değil .

You want to be alert.

Uyanık olmak istiyorsun.

You want to be doing your job at all times.

Her zaman işinizi yapmak istiyorsunuz.

You don't want to be asleep at the wheel.

Direksiyon başında uyumak istemezsin.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim diğer bir deyim de

is the phrase, sound asleep.

derin uykuda deyimidir.

I'm not sure if you knew

we had this word in English, asleep.

Bu kelimenin İngilizce'de olduğunu bildiğinden emin değilim, uykuda.

When you sleep, it means you close your eyes,

Uyuduğunuzda, bu, gözlerinizi kapattığınız

and you go to sleep.

ve uykuya daldığınız anlamına gelir.

But then we would say that you are asleep.

Ama o zaman uyuyorsun derdik.

Last night, I was asleep all night.

Dün gece, bütün gece uyudum.

It was a great night.

Muhteşem bir geceydi.

When someone is sound asleep,

Birisi mışıl mışıl uyuyorsa,

it means that they are in a very, very deep sleep.

bu onun çok ama çok derin bir uykuda olduğu anlamına gelir.

Sometimes when we go driving,

Bazen arabayla gittiğimizde,

our children, our younger children,

will fall asleep if we go on a long trip.

uzun bir yolculuğa çıkarsak çocuklarımız, daha küçük çocuklarımız uyuyakalır.

And when we get to the place where we are going,

Ve gideceğimiz yere vardığımızda mışıl mışıl

they will be sound asleep.

uyuyor olacaklar.

We'll say their names,

İsimlerini söyleyeceğiz

and that won't even wake them up.

ve bu onları uyandırmayacak bile.

So when you are sound asleep

Yani derin uykuda olduğunuzda bu,

it means that you are in a very, very deep sleep,

çok, çok derin bir uykuda olduğunuz anlamına gelir,

usually a very restful sleep as well.

genellikle de çok dinlendirici bir uykudasınızdır.

Let's look at a comment from a previous video.

Bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Mauro.

Bu yorum Mauro'dan.

And Mauro says, "Hi teacher, Bob.

Mauro, "Merhaba öğretmenim Bob.

You were lucky to find a pair of boots, 50% off.

%50 indirimli bir çift çizme bulduğunuz için şanslıydınız. Biz de

And we were lucky to find a good teacher like you.

sizin gibi iyi bir öğretmen bulduğumuz için şanslıydık. Bu

So we are all happy."

yüzden hepimiz mutluyuz."

And my response was, "And I'm 100% off.

Yanıtım, "Ve %100 indirimliyim.

There is no charge for my lessons."

Derslerimden ücret alınmıyor."

So thank you, Mauro, for that comment.

Bu yorum için teşekkürler Mauro. Bu dersleri sizin için ücretsiz yaptığım

I don't wanna talk too much about the fact

gerçeğinden çok fazla bahsetmek istemiyorum

that I make these lessons for you at no charge,

because I do really like doing it.

çünkü bunu yapmayı gerçekten seviyorum.

And I do get a little bit of money

Ve videonun başındaki reklamlardan biraz para alıyorum

from the advertisements at the beginning of the video.

.

So in the end, this is a win-win situation.

Sonuç olarak, bu bir kazan-kazan durumu.

I like making English lessons.

İngilizce dersi vermeyi seviyorum.

I like putting them on YouTube.

Onları YouTube'a koymayı seviyorum.

You like watching them.

Onları izlemeyi seviyorsun.

You get some benefit from this,

Siz bundan biraz fayda elde edersiniz,

and I get a little bit of money from the advertising.

ben de reklamdan biraz para kazanırım.

So it all works out in the end,

Yani sonunda her şey yoluna giriyor

and I am happy and you are happy.

ve ben mutluyum, sen de mutlusun.

So that makes everybody happy, I guess.

Bu da herkesi mutlu ediyor sanırım. Her

So anyways again, Mauro, thank you so much for that.

neyse Mauro, bunun için çok teşekkür ederim. Aslında

Today is my first day back at work,

işe dönmemiş olsam da bugün

although I'm not actually back at work.

işe döndüğüm ilk gün.

I'm going to be teaching from home until January 25th.

25 Ocak'a kadar evden ders vereceğim.

So in Ontario, Canada, they decided to close the schools.

Bu yüzden Kanada, Ontario'da okulları kapatmaya karar verdiler.

So we just finished our Christmas break,

Noel tatilimizi yeni bitirdik

and tomorrow, or sorry, today,

ve yarın ya da pardon bugün,

is the very first day where I will be teaching online

for the whole day for the next couple of weeks.

önümüzdeki birkaç hafta boyunca tüm gün çevrimiçi ders vereceğim ilk gün. Gelecekte yüz yüze öğrenmeye

I really hope that we go back to

geri dönmeyi gerçekten umuyorum

in-person learning in the future.

.

I hope that on January 25th,

Umarım 25 Ocak'ta

we can all meet again in person,

hepimiz yüz yüze tekrar görüşebiliriz,

because I don't mind teaching online,

çünkü çevrimiçi ders vermeyi umursamıyorum,

but it's not really the same thing.

ama bu gerçekten aynı şey değil.

It's not the same experience for me or for the students.

Benim için ya da öğrenciler için aynı deneyim değil.

Plus we teach in a semester system.

Ayrıca sömestr sisteminde ders veriyoruz.

So the semester actually ends in three weeks.

Yani sömestr aslında üç haftada bitiyor.

So in order to do exams and final tests,

Bu yüzden sınavları ve son testleri yapmak için

it would be nice to meet in person.

yüz yüze görüşmek güzel olur.

Although I think my students would prefer

Yine de öğrencilerimin

just to not have exams at all.

sınavlara hiç girmemeyi tercih edeceğini düşünüyorum.

Anyways, Bob, the Canadian here.

Her neyse, Bob, Kanadalı burada.

Thanks again for watching this little English lesson.

Bu küçük İngilizce dersini izlediğiniz için tekrar teşekkürler.

I'll see you tomorrow with another one.

Yarın başka biriyle görüşürüz.