Learn the English Phrases BIRD'S EYE VIEW and AS FREE AS A BIRD - An English Lesson with Subtitles

In this English lesson I wanted to help you learn

Bu İngilizce dersinde

the English phrase, a bird's-eye view.

İngilizce ifadeyi kuş bakışı öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

When you have a bird's-eye view of something,

Bir şeye kuş bakışı baktığınızda,

it means that you are really high up

gerçekten yüksektesiniz

and you are looking down.

ve aşağıya bakıyorsunuz demektir.

Maybe you are on a mountain top,

Belki bir dağın tepesindesin,

or maybe you are on a bridge

belki bir köprüdesin

and you are looking down at something.

ve aşağıdan bir şeye bakıyorsun.

You would say that you have a bird's-eye view.

Kuşbakışı bir bakış açısına sahip olduğunuzu söyleyebilirsiniz.

I think you can understand where this phrase comes from.

Sanırım bu sözün nereden geldiğini anlayabilirsiniz.

When a bird is in the sky,

Bir kuş gökyüzünde olduğunda,

the bird has a really good view of everything below it.

kuş altındaki her şeyi gerçekten çok iyi görür.

We would say that the bird has a bird's-eye view.

Kuşun kuş bakışı olduğunu söylerdik.

So if you are on the roof of a building,

Yani bir binanın çatısındaysanız

or if you are up somewhere high and you are looking down,

veya yüksek bir yerdeyseniz ve aşağıya bakıyorsanız,

we would say that you have a bird's-eye view.

kuşbakışı görüşe sahip olduğunuzu söyleyebiliriz.

The reason I chose this phrase this morning

Bu sabah bu cümleyi seçmemin

is because when I walked outside,

nedeni, dışarı çıktığımda, tarım makineleri kulübemin

there was a gigantic bird on top of my farm machinery shed.

tepesinde devasa bir kuş olmasıydı .

I think it was a hawk or it may be some kind of vulture.

Sanırım bir şahindi ya da bir çeşit akbaba olabilir.

So that bird definitely had a bird's-eye view.

Yani o kuşun kesinlikle kuşbakışı görüntüsü vardı.

And that bird is what caused me to look up idioms

Ve bu kuş, içinde kuş kelimesi geçen deyimleri aramama neden oldu

that have the word bird in it.

.

The second phrase I have is the phrase as free as a bird.

Sahip olduğum ikinci cümle, kuş kadar özgür bir ifadedir.

For some reason,

Nedense

I guess we think birds are the most free animal

kuşların dünyadaki en özgür hayvan olduğunu düşünüyoruz sanırım

in the world.

.

And when someone is in prison and they get out

Ve birisi hapisteyken, dışarı çıkıp

and they are free, we say they are as free as a bird.

özgür olduğunda, ona kuş kadar özgür diyoruz.

Sometimes we say,

Bazen,

when people are older and all of their children move out

insanlar büyüdüğünde ve tüm çocukları

of the house, that they are now as free as a bird.

evden taşındığında, artık bir kuş kadar özgür olduklarını söylüyoruz.

Actually, we wouldn't say they.

Aslında onlar demezdik.

We would say he is as free as a bird,

O kuş kadar özgür,

or she is as free as a bird, or they are as free as birds.

ya kuş kadar özgür, ya da onlar kuş kadar özgür deriz.

That would be the right way to say it,

Bunu söylemenin doğru yolu bu olurdu,

which is where I think the phrase empty nesters come from.

bence boş yuvalar ifadesi buradan geliyor.

The phrase, empty nesters,

Boş nesterler ifadesi,

refers to people when their youngest child moves out

en küçük çocukları

of the house and they are just home, just the two of them.

evden taşındığında ve evde sadece ikisi olduğunda insanlara atıfta bulunur.

So they are now empty nesters.

Yani artık boş nesterler.

The nest is empty and they would both be free as birds.

Yuva boştu ve ikisi de kuşlar kadar özgür olacaktı.

Anyways, let's look at a comment from a previous video.

Her neyse, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This is from the video where I talked about wearing shades

Bu da güneş gözlüğü takmak

and made in the shade.

ve gölgede yapmak hakkında konuştuğum videodan.

And this comment comes from Brent.

Bu yorum da Brent'ten geliyor.

American English With This Guy.

Bu Adamla Amerikan İngilizcesi.

And Brent says, love the shades. Thanks Brent.

Ve Brent, gölgeleri sev diyor . Brent'e teşekkürler.

I was wearing shades in the last video.

Son videoda güneş gözlüğü takıyordum.

In the United States, a new term is throwing shade.

Amerika Birleşik Devletleri'nde yeni bir terim gölge düşürüyor.

That is when you try to make someone feel bad

İşte o zaman birini

by putting them down and saying mean things about them.

aşağılayarak ve onun hakkında kötü şeyler söyleyerek kendini kötü hissettirmeye çalışırsın.

And my response is, this language is never complete, is it?

Ve benim cevabım, bu dil asla tamamlanmaz, değil mi?

We just have to keep inventing new words and phrases.

Sadece yeni kelimeler ve deyimler icat etmeye devam etmeliyiz. Dili öğrenen

So hard for people who are learning the language.

insanlar için çok zor .

Well, thanks, Brent, for that new phrase.

Bu yeni cümle için teşekkürler Brent.

Yes, the term throwing shade just started to be used

Evet, gölge atmak terimi

in the last few years, and became really popular

son birkaç yılda kullanılmaya başlandı ve geçen yıl gerçekten popüler oldu

in the past year.

.

When you throw shade, it's when you say mean things

Gölge attığınız zaman,

about someone, sometimes publicly.

birileri hakkında bazen herkesin önünde kötü şeyler söylediğiniz zamandır.

I think you can look up some headlines where Taylor Swift

Bence Taylor Swift'in

was throwing shade at other celebrities.

diğer ünlülere gölge attığı bazı manşetlere bakabilirsin.

Anyways, great new phrase.

Her neyse, harika yeni ifade.

Thank you so much for that, Brent.

Bunun için çok teşekkür ederim Brent.

Awesome that the language evolves.

Dilin gelişmesi harika.

I think that's one of the things

Bence

that makes the language beautiful.

dili güzel yapan şeylerden biri de bu.

But it's also one of the things that makes the language

Ama aynı zamanda dili

really hard for people to learn.

insanların öğrenmesini gerçekten zorlaştıran şeylerden biri de bu.

I know in a previous comment,

Önceki bir yorumda,

you can notice my speed just went up a little bit.

hızımın biraz arttığını fark edebileceğinizi biliyorum.

I'm back to normal speed.

Normal hıza geri döndüm. Bir videoya yapılan

In a previous comment on a video, someone said,

önceki bir yorumda birisi, "

if you teach one phrase every day, Bob,

Her gün bir cümle öğretirsen Bob, bu dili öğrenmem

how many years will it take before I know this language

kaç yıl alır" dedi

and I didn't really have a good answer,

ve gerçekten iyi bir cevabım yoktu, sadece

except that learning a language is a really long process.

bir dil öğrenmenin bir gerçekten uzun süreç.

As you know, I don't really like videos

Bildiğiniz gibi,

that say master English in 30 days,

30 günde İngilizcede ustalaşın

or learn English in three months,

veya üç ayda İngilizce öğrenin diyen videoları pek sevmiyorum

because learning a language takes a really long time.

çünkü bir dil öğrenmek çok uzun zaman alıyor.

There's no quick and easy recipe.

Hızlı ve kolay bir tarif yok.

Hard work now pays off somewhere down the road.

Sıkı çalışma artık yolun aşağısında bir yerde karşılığını veriyor.

The more work you do every day, the more you do.

Her gün ne kadar çok iş yaparsanız , o kadar çok iş yaparsınız.

Sorry, totally lost my train of thought.

Üzgünüm, düşünce trenimi tamamen kaybettim. Akıcılık hedefinize doğru çalışırken

The more work you do every day as you work towards your goal

her gün ne kadar çok çalışırsanız

of fluency, the better it will be down the road.

, ileride o kadar iyi olacaktır.

So learn a little bit of English every day. Do your best.

Bu yüzden her gün biraz İngilizce öğrenin. En iyisini yap.

The language does keep changing,

Dil değişmeye devam ediyor,

but it's a cool language to learn, I think.

ama bence öğrenmesi harika bir dil .