Learn the English Phrases LEFT, RIGHT, and CENTRE and TAKE CENTRE STAGE

In this English lesson I wanted to help you

Bu İngilizce dersinde

learn the English phrase left, right and center.

İngilizce deyimi sola, sağa ve merkeze öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

We use these three words,

Bu üç kelimeyi kullanıyoruz,

you know, you have your left hand, your right hand,

bilirsiniz, sol eliniz var, sağ eliniz var

and then there's obviously the center of something,

ve sonra belli ki bir şeyin merkezi var,

but we use these three words,

ama bu üç kelimeyi kullanıyoruz,

we use this phrase to talk about something

bu ifadeyi çok olan bir şeyden

that's happening a lot

or something that's happening quickly.

veya olan bir şeyden bahsetmek için kullanıyoruz. hızla oluyor.

Sometimes when we go to market

Bazen pazara gittiğimizde

the bouquets are really beautiful

buketler gerçekten çok güzel oluyor

and people buy them left, right, and center.

ve insanlar onları soldan, sağdan ve ortadan alıyor.

Basically, what we're saying is people are coming

Temel olarak, insanların

from every direction and they're buying them.

her yönden geldiğini ve onları satın aldıklarını söylüyoruz.

Lately in Canada they're handing out rapid test kits

Son zamanlarda Kanada'da

for people to test for COVID before Christmas break,

insanlara Noel tatilinden önce, aileleriyle

before they get together with their families,

bir araya gelmeden önce COVID testi yapmaları için hızlı test kitleri dağıtıyorlar

and people are grabbing them left, right, and center.

ve insanlar onları sağdan, soldan ve merkezden kapıyor.

When you go to the places where they're handing them out,

Onları dağıttıkları yerlere gittiğinizde,

people are grabbing them left, right and center.

insanlar onları sola, sağa ve merkeze alıyorlar.

Everyone's grabbing them from every direction.

Herkes onları her yönden kapıyor.

The second phrase I wanted to take,

Almak istediğim ikinci cümle,

the second phrase I wanted to teach you today

bugün size öğretmek istediğim ikinci cümle,

is the phrase take center stage.

sahneye çıkmak ifadesidir.

When something or someone takes center stage

Bir şey ya da biri sahneye çıktığında, odaklandığınız

they are the main thing or the thing that you focus on.

ana şey ya da şeydir.

Let's say I go to a party

Diyelim ki bir partiye gidiyorum

and I've gotten a promotion at work,

ve işte terfi aldım

and someone at the party announces

ve partideki biri

that they just got engaged to be married.

yeni evlenmek için nişanlandığını duyurdu.

I would let that take center stage.

Bunun merkez sahneye çıkmasına izin verirdim.

Instead of mentioning my promotion I would just think,

Terfimden bahsetmek yerine şöyle düşünürdüm:

"Oh, I'll just be quiet for a bit

"Ah, biraz sessiz kalıp

and let them enjoy this moment.

bu anın tadını çıkarmalarına izin vereyim.

Because announcing that you're engaged to be married

Çünkü

should take center stage in a situation like that.

böyle bir durumda nişanlı olduğunu duyurmak ilgi odağı olmalı.

I'll tell everyone about my promotion later."

Ben Terfimi daha sonra herkese anlatacağım."

So to review, when something is happening

Yani gözden geçirmek için, bir şey

left, right, and center it means it's happening a lot.

sağda, solda ve merkezde olduğunda, bunun çok fazla olduğu anlamına gelir.

It's happening quickly,

Hızla oluyor

and in a way it's happening in every direction.

ve bir bakıma her yönde oluyor.

And when you let something take center stage,

Ve bir şeyin ön plana çıkmasına izin verdiğinizde,

you let it take priority.

önceliğin onun olmasına izin vermiş olursunuz.

You let it be the main focus of that situation.

Bu durumun ana odak noktası olmasına izin veriyorsunuz.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from write Winter.

Bu yorum write Winter'dan.

"When I was young I saw the phrase late John Smith,

"Gençken, geç John Smith ifadesini gördüm

and believe that Mr. Smith was being late all the time.

ve Bay Smith'in her zaman geç kaldığına inanıyorum.

Thanks for your teaching."

Öğrettiğin için teşekkürler."

And my response.

Ve cevabım.

English speakers choose their words carefully

İngilizce konuşanlar,

so as to avoid confusion.

karışıklığı önlemek için sözcüklerini dikkatle seçerler.

When we say the late John Smith,

Rahmetli John Smith dediğimizde,

it means he has passed away or he's died.

vefat etmiş veya ölmüş demektir.

The John Smith who is always late refers to the person

Her zaman geç kalan John Smith,

with that name who is late a lot.

bu isimde çok geç kalan kişiyi ifade eder.

So kind of a reference, write Winter,

Bu yüzden bir tür referans, Winter'ı yazın,

back to the last lesson

son derse

when I talked about the phrase of late.

geç ifadesinden bahsettiğimde.

And yes, you have to be careful as an English speaker

Ve evet, İngilizce konuşan biri olarak

which phrase you use,

hangi cümleyi kullandığınıza dikkat etmelisiniz

because if you say the late Joe Namath,

çünkü merhum Joe Namath

is that a football player, he hasn't died.

o bir futbolcu mu derseniz ölmemiştir.

I shouldn't even mention real names.

Gerçek isimlerden bile bahsetmemeliyim.

The late Joe Smith would refer to someone

Rahmetli Joe Smith, vefat etmiş birine atıfta bulunur

who has passed away.

.

And the Joe Smith who is always late

Ve her zaman geç kalan Joe Smith, asla zamanında gelemeyen

would refer to a Joe Smith who just can't be on time ever.

bir Joe Smith'e atıfta bulunur .

Hey, I'm just walking around out here.

Hey, burada dolaşıyorum. Kanada, Ontario'da

It's a nice afternoon here in Ontario, Canada.

güzel bir öğleden sonra .

There's a beautiful layer of snow.

Güzel bir kar tabakası var.

For those of you that watched my live lesson on Saturday,

Cumartesi günü canlı dersimi izleyenler,

you'll know that there was a little bit of snow coming down.

biraz kar yağdığını bileceklerdir.

It did actually all melt

Aslında hepsi eridi

and now it did come again in the night.

ve şimdi gece tekrar geldi.

So that's been kind of nice.

Yani bu biraz hoş oldu.

I'm getting ready to kind of slow down a bit

for the holiday season.

Tatil sezonu için biraz yavaşlamaya hazırlanıyorum.

I'm getting ready to do a few less videos.

Birkaç video daha az yapmaya hazırlanıyorum.

By the way, videos on this channel

Bu arada bu kanaldaki videolar

will continue all week this week,

bu hafta bütün hafta devam edecek

but I will be slowing down a little bit

ama

during the Christmas break.

yılbaşı tatilinde biraz yavaşlayacağım.

I'll still make a couple videos a week.

Yine de haftada birkaç video çekeceğim.

And they might just show up randomly,

Ve rastgele ortaya çıkabilirler, bu

so you'll have to kind of look out for them.

yüzden onlara dikkat etmeniz gerekecek.

And I did wanna mention as well,

Ve şunu da belirtmek isterim ki,

it's gone back to being extremely bright outside.

dışarısı aşırı parlak olmaya başladı.

I'm wearing my sunglasses. I have my toque on.

Güneş gözlüğümü takıyorum. Başımda miğferim var.

By the way, this toque,

Bu arada bu miğfer,

I don't know if you saw it in the last video?

bilmem son videoda gördünüz mü?

It does say Canada on the toque.

Miğferin üzerinde Kanada yazıyor.

When I saw it in the store I thought that's a good toque

Mağazada gördüğümde Kanadalı Bob için iyi bir şapka olduğunu düşündüm

for Bob the Canadian, I think I will buy it.

, sanırım alacağım.

So anyways, besides the snow, the weather is quite cold.

Yani her neyse, karın yanı sıra hava da oldukça soğuk.

I know I talk about the weather a lot,

Hava durumu hakkında çok konuştuğumu biliyorum

but it's an interesting topic for me.

ama bu benim için ilginç bir konu. Her

So anyways, I'm not sure what the time is here.

neyse, burada saatin kaç olduğundan emin değilim.

Oh, I'm done. Bye.

Ah, bitirdim. Hoşçakal.

I'll see you in a couple of days

Birkaç gün sonra

with another short English lesson.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz.