Learn the English Phrases THAT'S GETTING OLD and OLD ENOUGH TO KNOW BETTER

In this English lesson I wanted to help you

Bu İngilizce dersinde,

learn the English phrase, "That's getting old!"

"Bu yaşlanıyor!" İngilizce ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

Now I should mention,

Şimdi belirtmeliyim ki,

I think I did this phrase a couple of years ago,

sanırım bu cümleyi birkaç yıl önce söylemiştim

but I did just hear this the other day again.

ama geçen gün yine duydum. Birisi aynı fıkrayı tekrar tekrar

It's something we say when someone tells the same joke

anlattığında söylediğimiz bir şey

over and over again, and it's not funny anymore.

ve artık komik değil.

Or they're saying something, that's getting old,

Ya da bir şey söylüyorlar, bu eskiyor,

the geese flying by making noise.

kazlar ses çıkararak uçuyor.

That's getting old.

Bu yaşlanıyor.

It's when you refer to something that was maybe nice,

Belki güzel,

or amusing or funny, or didn't bother you at one time,

eğlenceli ya da komik olan ya da bir zamanlar sizi rahatsız etmeyen bir şeyden söz ettiğinizde,

but because it happens over and over again,

ama bu tekrar tekrar gerçekleştiği için,

you're getting tired of it.

ondan sıkılırsınız.

You would then say that's getting old.

O zaman bunun eskidiğini söylersin. Bir

I once worked with a guy that always called me Bub

keresinde bana

instead of Bob.

Bob yerine Bub diyen bir adamla çalıştım.

It was kind of a funny thing that he did,

Yaptığı biraz komikti,

but eventually I just said, hey, you know what?

ama sonunda dedim ki, hey, biliyor musun?

That's getting old.

Bu yaşlanıyor.

My name's Bob, not Bub, just use my real name.

Benim adım Bob, Bub değil, sadece gerçek adımı kullan.

Anyways, oh, I'm losing track of where I am.

Her neyse, oh, nerede olduğumun izini kaybediyorum.

The second phrase I wanted to teach you today is the phrase,

Bugün size öğretmek istediğim ikinci cümle,

"Old enough to know better".

"Daha iyisini bilecek kadar yaşlı" ifadesidir.

So we use this phrase when someone,

Bu ifadeyi,

usually a younger person who is a teenager,

genellikle ergenlik çağındaki

or maybe in their twenties,

veya belki yirmili yaşlarındaki daha genç bir kişi,

when they do something and they should have known

bir şey yaptığında ve

not to do it.

yapmaması gerektiğini bilmesi gerektiğinde kullanırız.

Maybe they drive their car too fast and they go in the ditch

Belki arabalarını çok hızlı sürüyorlar ve hendeğe giriyorlar

or something like that.

ya da onun gibi bir şey.

We would say, man, they were old enough to know better.

Adamım, daha iyisini bilecek kadar yaşlı olduklarını söylerdik.

They did something that they were old enough

Yeterince yaşlı oldukları ve

they should have been wise enough as well

not to do that thing.

o şeyi yapmayacak kadar akıllı olmaları gereken bir şey yaptılar.

Sometimes I see teenagers do things like that.

Bazen gençlerin böyle şeyler yaptığını görüyorum. Senin sevdiğin

They do things where you're like, you know what?

şeyleri yapıyorlar , biliyor musun?

You're old enough to know better.

Daha iyisini bilecek yaştasın.

You're old enough to know what you're doing is wrong

Yaptığının yanlış olduğunu

or that you shouldn't be doing it.

ya da yapmaman gerektiğini bilecek yaştasın.

Anyways to review, when you say that's getting old,

Her neyse, gözden geçirecek olursak, bunun eskidiğini söylediğinizde, artık komik olmayan

you're referring to something that is no longer funny.

bir şeye atıfta bulunuyorsunuz .

Like those geese going by, that's getting old for me.

Geçen kazlar gibi, bu benim için yaşlanıyor.

I mean, I like the geese.

Demek istediğim, kazları severim.

It's cool to hear them honk sometimes,

Bazen korna çaldıklarını duymak harika

but they seem to do it every time I start making a video

ama bunu her video çekmeye başladığımda yapıyorlar

and that's getting old.

ve bu eskimeye başladı.

And when you say that someone is old enough to know better,

Ve birinin daha iyi bilecek kadar yaşlı olduğunu söylediğinizde,

it means that they have gotten to the age where,

bu onların

when they do certain things,

belirli şeyleri yaptıklarında,

they should know whether it's good or bad to do that.

bunu yapmanın iyi mi yoksa kötü mü olduğunu bilmeleri gereken yaşa geldikleri anlamına gelir.

Anyways, let's look at a comment from a previous video.

Her neyse, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Dúlio.

Bu yorum Dúlio'dan.

Blackbirds singing in the dead of night.

Gecenin köründe şarkı söyleyen karatavuklar.

It's what they sing in the song Blackbird by the Beatles.

Beatles'ın Blackbird şarkısında söyledikleri şarkı.

And my response was great reference to a great song.

Ve cevabım harika bir şarkıya harika bir referanstı.

So Dúlio was referring to a song called Blackbird

Yani Dúlio, önceki videoda size öğrettiğim ifadeye çok benzeyen, gecenin köründe o dizenin olduğu Blackbird adlı bir şarkıdan bahsediyordu

where they have that line in the dead of night,

which is a lot like the phrase I taught you

in the previous video, right?

, değil mi?

In the dead of night or in the dead of winter.

Gecenin köründe ya da kışın ölüsünde.

So thanks Dúlio for that.

Bunun için Dúlio'ya teşekkürler.

I'm not gonna walk around too much today

Bugün çok fazla dolaşmayacağım

because it's extremely windy out here.

çünkü burası çok rüzgarlı.

And if I was to say something about something

Ve eskiyen bir şey hakkında bir şey söyleyecek olsaydım

that's getting old,

,

I would also say that trying to make videos when it's windy

rüzgarlı havalarda video çekmeye çalışmanın

is getting old.

eskidiğini de söylerdim.

I do love going outside,

Dışarı çıkmayı seviyorum

but sometimes it's just a little too windy.

ama bazen biraz fazla rüzgarlı oluyor.

Hey, the other day someone said to me,

Hey, geçen gün biri bana

what animal would you be if you could be an animal?

bir hayvan olabilseydin hangi hayvan olurdun dedi.

And my response was almost immediate.

Ve yanıtım neredeyse anında oldu.

I said, I would love to be a bear.

Ayı olmak isterdim dedim.

Especially at this time of year,

Özellikle yılın bu zamanında,

as winter is getting closer, I think to myself,

kış yaklaşırken, kendi kendime düşünüyorum,

wouldn't it be cool to be a bear and just eat

bir ayı olmak ve

till you're really, really big and then just sleep

gerçekten, gerçekten büyüyene kadar yemek yemek ve sonra

for the entire winter.

bütün kış boyunca uyumak harika olmaz mıydı?

I don't know if I would ever be able to do that.

Bunu hiç yapabilir miyim bilmiyorum.

Obviously I'm not a bear, but I think to myself,

Açıkçası ben bir ayı değilim, ama kendi kendime düşünüyorum,

I might get bored if I was a bear,

ayı olsaydım sıkılabilirdim,

but certainly hibernating or sleeping

ama kesinlikle bütün kış boyunca kış uykusuna yatmak veya uyumak

through the entire winter has a certain appeal to me.

benim için belli bir çekiciliğe sahip.

I hope I'm making some sense today.

Umarım bugün bir anlam ifade edebilirim.

I'm not sure if you realize this,

Bunu anladığından emin değilim,

but oh, there they go again.

ama işte yine başlıyorlar.

I can't really show you.

Sana gerçekten gösteremem.

Let's see if I can do this.

Bakalım bunu yapabilecek miyim?

Probably not.

Muhtemelen değil.

It's probably quite hard to see,

Muhtemelen görmek oldukça zor,

but there are geese up there flying in a V.

ama yukarıda V şeklinde uçan kazlar var.

Anyways, yes.

Her neyse, evet.

Maybe someday I can hibernate all winter

Belki bir gün

when I no longer have a job and when I'm retired,

artık bir işim olmadığında ve emekli olduğumda bütün kış kış uykusuna yatabilirim,

but that day's a long ways off.

ama o güne çok var.

Anyways, Bob the Canadian here again

Her neyse, Kanadalı Bob yine

with a short English lesson and I'll see you

kısa bir İngilizce dersiyle karşınızda ve

in a couple of days with another one.

birkaç gün sonra başka bir derste görüşmek üzere.

Bye.

Hoşçakal.