Learn the English Phrases PUT TWO AND TWO TOGETHER and GET TOGETHER

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase

put two and two together.

iki ve ikiyi bir araya getiren İngilizce deyimi öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

When you put two and two together,

İki ile ikiyi topladığınızda

you don't just get the number four.

sadece dört sayısını elde etmezsiniz.

Sorry, that was a bad joke.

Üzgünüm, bu kötü bir şakaydı.

But in English,

Ama İngilizce'de

when we say that you put two and two together,

iki ile ikiyi topladığınızı söylediğimizde,

it means you figure something out.

bu bir şeyi çözdüğünüz anlamına gelir .

Oftentimes, when the police are trying to solve a crime,

Çoğu zaman, polis bir suçu çözmeye çalışırken

they will find clues,

ipuçları bulur

and eventually they'll put two and two together,

ve sonunda iki ile ikiyi bir araya getirir

and they'll figure out who committed the crime.

ve suçu kimin işlediğini bulur.

Another good example would be this.

Bir başka güzel örnek de bu olabilir.

If I went in the house and all the cookies were gone

Eve girdiğimde tüm kurabiyeler gitmişse

and my son had cookie crumbs on his shirt,

ve oğlumun gömleğinde kurabiye kırıntıları varsa,

if I put two and two together,

iki ile ikiyi toplasam,

it's pretty obvious that my son

is the one that ate all the cookies.

tüm kurabiyeleri oğlumun yediği çok açık.

So in English, when you put two and two together,

Yani İngilizce'de, iki ile ikiyi bir araya getirdiğinizde,

it means you figure something out.

bu bir şeyi çözdüğünüz anlamına gelir.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim diğer bir ifade de

is the English phrase get together.

İngilizce bir araya gelme ifadesidir.

It is Thanksgiving weekend here in Canada.

Kanada'da Şükran Günü hafta sonu.

It is a holiday today.

Bugün tatil.

I know you're watching this on Tuesday,

Bunu Salı günü izlediğini biliyorum

but I'm making this on Monday.

ama bunu Pazartesi günü yapacağım.

And normally, my family would get together.

Ve normalde ailem bir araya gelirdi.

We would all go to my sister's house

Hepimiz ablamın evine giderdik

and we would have Thanksgiving dinner.

ve Şükran Günü yemeği yerdik.

But because of COVID, we can't get together.

Ama covid yüzünden bir araya gelemiyoruz.

I did want to point out, though, that we use this as a verb.

Yine de bunu bir fiil olarak kullandığımızı belirtmek istedim. Bir

We say that we want to get together,

araya gelmek istediğimizi söyleriz

but we also use it as a noun,

ama aynı zamanda bir isim olarak da kullanırız,

because usually my sister has a get together.

çünkü genellikle kız kardeşimin bir araya gelmesi söz konusudur.

So did you hear the difference there?

Peki oradaki farkı duydunuz mu?

Usually we get together at my sister's house

because my sister has a get together.

Ablamın bir buluşması olduğu için genellikle ablamın evinde buluşuruz.

So to repeat, when you put two and two together,

Yani tekrar edecek olursak, iki ile ikiyi topladığınızda bir

it means you solve something or you figure something out,

şeyi çözdüğünüz veya bir şeyi çözdüğünüz anlamına gelir

and when you get together with someone,

ve biriyle bir araya geldiğinizde

it means that you meet at the same place.

aynı yerde buluştuğunuz anlamına gelir.

I'm a little bit sad this year,

Bu yıl biraz üzgünüm

because it's always nice to go to my sister's

çünkü

for Thanksgiving dinner.

Şükran Günü yemeği için kız kardeşime gitmek her zaman güzeldir.

Oh, well. There's always next year.

Oh iyi. Her zaman gelecek yıl vardır.

Hey, let's look at a comment from another video.

Hey, başka bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Mohamad,

Bu yorum Mohamad'dan

and he says, "The view behind you is picture perfect."

ve " Arkanızdaki manzara mükemmel" diyor.

It is, isn't it? This is from a video from last week.

Öyle, değil mi? Bu geçen haftaki bir videodan.

My reply is this. "Yes, very true.

Cevabım şudur. "Evet, çok doğru. Ama

Soon, it will all be gone, though.

yakında hepsi yok olacak.

One good rain and some wind

İyi bir yağmur, biraz rüzgar

and all the leaves will fall down."

ve bütün yapraklar dökülecek."

So you can kind of see behind me just a little bit,

Böylece arkamda birazcık görebilirsiniz,

that that is starting to happen.

bunun olmaya başladığını.

We are starting to see some of the leaves fall off.

Bazı yaprakların düştüğünü görmeye başlıyoruz.

We did have a little bit of rain last week.

Geçen hafta biraz yağmur yağdı.

We did have a little bit of wind,

Biraz rüzgar aldık

and when that happens, the leaves start to fall off.

ve bu olduğunda yapraklar düşmeye başlıyor.

So yes, Mohamad, the view behind me is picture perfect,

Yani evet, Mohamad, arkamdaki manzara mükemmel,

but eventually it will all fall down,

ama sonunda hepsi düşecek

and then we'll just have bare trees.

ve sonra çıplak ağaçlarımız olacak. Her

So anyways, thanks Mohamad again for that comment.

neyse, bu yorum için Mohamad'a tekrar teşekkürler.

Hey, just a few more things before I go.

Hey, gitmeden önce birkaç şey daha.

One is thank you so much for being patient with me

Birincisi,

as I took a small break.

küçük bir ara verdiğimde bana karşı sabırlı olduğunuz için çok teşekkür ederim. Bu kanalda

I know it was almost five or six days

neredeyse beş altı gün video olmadığını biliyorum

without a video on this channel,

but I knew that you guys would understand,

ama anlayacağınızı biliyordum

and it wouldn't be a big deal.

ve bu çok da önemli olmayacaktı.

And I do want to talk a little bit about Thanksgiving.

Ve biraz Şükran Günü hakkında konuşmak istiyorum.

So in Canada, it is Thanksgiving Day.

Yani Kanada'da Şükran Günü.

Normally we would be having turkey.

Normalde hindi yerdik.

We would be having potatoes.

Patates yiyecektik.

We would be having gravy.

Sos yiyecektik.

We would be having different kinds of vegetables.

Çeşit çeşit sebzelerimiz olurdu.

But because there is a pandemic,

Ama bir salgın olduğu için

and because we are under a Stage 2 lockdown again in Ontario

ve Ontario'da yine 2. Aşama tecrit altında olduğumuz için kız

we can't go to my sister's place

kardeşimin evine gidemiyoruz

and we can't enjoy Thanksgiving dinner together,

ve birlikte Şükran Günü yemeğinin tadını çıkaramıyoruz,

so that is a little bit sad for me and for my kids.

bu yüzden bu benim ve benim için biraz üzücü. çocuklar

But we were able to go out yesterday

Ama dün dışarı çıkıp

and do a little bit of hiking.

biraz yürüyüş yapabildik.

We were able to go out a couple of days ago

Birkaç gün önce dışarı çıkabildik

and we visited my son.

ve oğlumu ziyaret ettik.

We sat outside in a little circle, socially distanced,

Dışarıda küçük bir çember oluşturup sosyal mesafeyle oturduk

and we were able to visit him.

ve onu ziyaret edebildik.

But it is a really nice time here,

Ama bir

in spite of the fact that we can't get together,

araya gelemememize

and we can't see each other.

ve birbirimizi göremememize rağmen burada gerçekten güzel bir zaman. Keşke

I really wish that we could,

yapabilseydik

but you know, it's all for the best.

ama biliyorsun, en iyisi bu.

It's better for us to stay apart now

so that we can get past this COVID-19 pandemic

Bu COVID-19 salgınını bir

as soon as possible.

an önce atlatabilmemiz için şimdi ayrı kalmamız daha iyi.

Anyways, cases in Ontario have leveled out.

Her neyse, Ontario'daki vakalar dengelendi.

We are having about 600 to 700 cases a day,

Günde yaklaşık 600 ila 700 vaka yaşıyoruz,

so we are in what's called a Stage 2 lockdown again.

bu nedenle tekrar 2. Aşama kilitlenmesi denen bir dönemdeyiz.

Not really a lockdown, sorry.

Gerçekten bir kilitlenme değil, üzgünüm.

We're in Stage 2 closures. That's a better word for it.

Aşama 2 kapanışları içindeyiz. Bu onun için daha iyi bir kelime.

So restaurants are starting to close again and other things,

Yani restoranlar tekrar kapanmaya başlıyor ve diğer şeyler,

but I'm still in school for the time being.

ama ben şimdilik hala okuldayım .

We'll see how long that lasts.

Bunun ne kadar süreceğini göreceğiz.