Learn the English Phrases SPOILED BRAT and ROTTEN APPLE - An English Lesson with Subtitles

In this English lesson I wanted to help you learn

Bu İngilizce dersinde,

the English term, spoiled brat.

İngilizce terimini, şımarık velet öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

A spoiled brat is a child

Şımarık bir velet,

who gets everything they want all the time.

her zaman her istediğini elde eden bir çocuktur.

So you probably know families like this,

Muhtemelen bunun gibi aileleri tanıyorsunuzdur,

where the parents have lots of money

ebeveynlerin çok parası var

and whenever the child wants something, they get it.

ve çocuk ne zaman bir şey isterse onu alıyorlar.

Maybe the child has a birthday coming up

Belki çocuğun yaklaşan bir doğum günü vardır

and they want a really, really expensive gift,

ve gerçekten çok ama çok pahalı bir hediye isterler, yüzlerce dolara

a gift that might cost hundreds of dollars.

mal olabilecek bir hediye .

And if their parents buy them that gift,

Ve eğer ebeveynleri onlara bu hediyeyi alırsa

and if their parents regularly buy expensive things

ve ebeveynleri çocukları için düzenli olarak pahalı şeyler alırsa

for their child, you might call that child a spoiled brat.

, o çocuğa şımarık bir velet diyebilirsiniz.

It usually also refers a little bit to their behavior.

Genellikle davranışlarına da biraz atıfta bulunur .

When a child is a spoiled brat,

Bir çocuk şımarık bir velet olduğunda,

they're used to always getting what they want

her zaman istediklerini elde etmeye alışkındır

and they get really upset when they don't get

ve

what they want in life.

hayatta istediklerini alamayınca gerçekten üzülürler.

So a spoiled brat is a child who gets everything they want,

Yani şımarık bir velet, her zaman ebeveynlerinden istediği her şeyi alan bir çocuktur

all the time from their parents.

.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim bir diğer deyim de

is the phrase, rotten apple.

çürük elma deyimi.

Technically a term, not a phrase,

Teknik olarak bir terim, bir deyim değil

but the term rotten apple refers to someone

ama çürük elma terimi,

who's not a good person.

iyi bir insan olmayan birini ifade eder.

So you might have friends of your family,

Yani ailenizden arkadaşlarınız olabilir,

maybe they have five children

belki onların beş çocuğu vardır

and one of those kids is not a good person.

ve o çocuklardan biri iyi bir insan değildir.

They are regularly getting in trouble.

Düzenli olarak başları belaya giriyor.

They get in trouble at school,

Okulda başları belaya giriyor,

they get in trouble maybe with the law,

belki kanunla başları belaya giriyor,

maybe they commit crimes,

belki suç işliyorlar

but they also make other people do bad things with them.

ama diğer insanlara da kendileriyle kötü şeyler yaptırıyorlar.

We would say that that person is a rotten apple,

O kişiye çürük elma deriz,

because a rotten apple tends to make other apples rotten.

çünkü çürük bir elma diğer elmaları da çürütür.

So if you know a person who is a rotten apple,

Yani çürük elma olan birini tanıyorsanız, o

they are a bad person, they do bad things,

kötü bir insandır, kötü şeyler yapar

but they also convince other people

ama aynı zamanda diğer insanları da

to do bad things with them.

kendisiyle kötü şeyler yapmaya ikna eder.

So anyways, a spoiled brat is a rich, sorry,

Her neyse, şımarık bir velet zengindir, pardon, her zaman

is a child of rich people who gets everything they want

istedikleri her şeyi elde eden zenginlerin çocuğudur

all the time,

and a rotten apple is a person who does bad things

ve çürük elma kötü şeyler yapan

and convinces other people to do bad things with them.

ve diğer insanları kendisiyle kötü şeyler yapmaya ikna eden kişidir. Bir önceki videodan

Let's look at a comment from previous video.

bir yoruma bakalım .

This comment is from Julia Olis and Julia says,

Bu yorum Julia Olis'ten ve Julia,

"Hi, dear teacher, thank you for these phrases.

"Merhaba sevgili öğretmenim, bu sözler için teşekkür ederim.

In Russian, we have something like,

Rusça'da

seven nannies can't look after a baby."

yedi dadı bir bebeğe bakamaz" gibi bir şey var.

So this is from the lesson on too many cooks

Yani bu,

spoil the broth, that I did the other day,

geçen gün yaptığım, çok fazla aşçının suyu bozduğu dersten

and my response was, "That makes sense.

ve cevabım şuydu: "Bu mantıklı.

Too many people taking care of a child

Bir çocuğa bakan çok fazla insan,

might make the child grow up to be a spoiled brat."

çocuğu büyüyünce şımarık bir velet haline getirebilir. ."

So you see what I did there?

Orada ne yaptığımı görüyor musun?

I used today's phrase in my reply to that comment.

O yoruma verdiğim yanıtta bugünkü ifadeyi kullandım.

Actually today's phrase came from my reply

Aslında bugünkü ifade, Julia'nın yorumuna verdiğim yanıttan geldi

to Julia's comment.

.

So thank you Julia for that comment.

Bu yorum için Julia'ya teşekkür ederim.

Yes, sometimes if you think about children,

Evet, bazen çocukları düşünürseniz, onlara bakan

if they have too many people taking care of them

çok fazla insan varsa

and they get too many things, they can become spoiled.

ve çok fazla şey alıyorlarsa, şımarık olabiliyorlar.

They can become spoiled brats.

Şımarık veletler haline gelebilirler.

Not a good thing.

İyi bir şey değil.

Let me tell you something, though.

Yine de sana bir şey söyleyeyim.

When I was a kid, I was not a spoiled brat.

Ben çocukken şımarık bir velet değildim.

You might see this farm and think that this is really cool

Bu çiftliği görebilir ve bunun gerçekten harika,

and it's really big and it's awesome,

gerçekten büyük ve harika olduğunu düşünebilirsiniz

and Bob grew up on this beautiful farm,

ve Bob bu güzel çiftlikte büyüdü

but when I was a kid, we lived on this farm,

ama ben çocukken bu çiftlikte yaşardık

but we didn't have a lot of money.

ama çok fazla şeyimiz yoktu. paradan.

We had a lot of land.

Çok toprağımız vardı.

My parents owed the bank a lot of money

Ailemin bankaya çok borcu vardı

and it was a good life, but it was filled with hard work.

ve iyi bir hayattı ama sıkı çalışmayla doluydu.

I did not get anything given to me by my parents

Ailem tarafından bana verilen hiçbir şeyi

very quickly or very easily.

çok çabuk ya da çok kolay almadım.

I was not a spoiled brat in that sense.

Bu anlamda şımarık bir velet değildim.

If I wanted something for my birthday,

Doğum günüm için bir şey isteseydim,

that was really expensive, sometimes my parents would pay

bu gerçekten pahalıydı, bazen ailem

for part of it and they would make me work to earn money

bunun bir kısmını öderdi ve diğer kısmını ödemek için para kazanmam için beni çalıştırırlardı

to pay for the other part of it.

.

So let's say I wanted a toy that cost $100,

Diyelim ki 100 dolarlık bir oyuncak istedim,

when I was a kid, my parents might pay

ben çocukken, ailem

for 20 or $30 of that toy,

o oyuncağın 20 veya 30 dolarını ödeyebilirdi

but I had to find money to pay for the rest of it,

ama geri kalanını ödemek için para bulmam gerekiyordu,

so I definitely was not raised in a rich family

bu yüzden kesinlikle büyümedim. zengin bir aile

and I was not a spoiled brat.

ve ben şımarık bir velet değildim.

Anyways, thanks for watching

Her neyse,

and listening to this English lesson.

bu İngilizce dersini izlediğiniz ve dinlediğiniz için teşekkürler.

Hope you're having a good day.

Umarım iyi bir gün geçiriyorsundur.

I'll see you tomorrow with another one.

Yarın başka biriyle görüşürüz.