Meaning of DOWN TO A FINE ART and TO GO THE EXTRA MILE - A Short English Lesson with Subtitles

So in English, when we say that someone

Yani İngilizce'de, birinin

has something down to a fine art,

güzel sanatlara kadar bir şeyi olduğunu söylediğimizde,

it means that we think they are really good at it.

bu onların bu konuda gerçekten iyi olduklarını düşündüğümüz anlamına gelir.

It means that we think that they are very efficient

Demek ki bunu yaparken çok verimli olduklarını düşünüyoruz

when they are doing it.

.

My wife, Jen, in the summer, makes bouquets

Eşim Jen, yazın kendi yetiştirdiği çiçeklerden buketler yapar

out of the flowers that she grows,

and she has it down to a fine art.

ve bunu bir güzel sanat eserine dönüştürür.

She goes out to the field, and she picks the flowers,

Tarlaya çıkıyor ve çiçekleri topluyor,

she lays all of the flowers out on her workbench,

tüm çiçekleri tezgahının üzerine seriyor

and then she very quickly and efficiently

ve sonra onları çok hızlı ve verimli bir şekilde

makes them into a nice, beautiful bouquet.

güzel, güzel bir buket haline getiriyor.

She has it down to a fine art.

Güzel bir sanata sahip.

You could also say this

Bunu

about a really good chef at a restaurant.

bir restoranda gerçekten iyi bir şef için de söyleyebilirsin.

A good chef has everything that they do down to a fine art.

İyi bir şef, güzel sanatlara kadar yaptıkları her şeye sahiptir.

They have become very efficient,

Çok verimli hale geldiler, yemek hazırlarken

they have become very well organized

çok iyi organize oldular

when they are preparing food.

.

So, when you say that someone has something

Yani, birinin

down to a fine art, it means that they are very organized,

güzel sanatlara kadar bir şeyi olduğunu söylediğinizde, bu onların çok düzenli,

very efficient, and just really good

çok verimli ve

at whatever they're doing.

yaptıkları her şeyde gerçekten iyi oldukları anlamına gelir.

Here's another phrase,

İşte başka bir cümle

and it's not related to the first one.

ve ilkiyle ilgili değil.

It's just a second phrase for today,

Bugün için sadece ikinci bir cümle

and that's the phrase to go the extra mile.

ve bu, fazladan yol kat etmek için bir ifade.

When someone goes the extra mile,

Birisi fazladan yol kat ettiğinde,

it means that they do a little bit extra for you.

bu sizin için biraz fazladan yaptıkları anlamına gelir.

So imagine that you bring your car to the garage,

Arabanızı garaja getirdiğinizi

and the mechanic doesn't just fix it,

ve tamircinin sadece tamir etmekle kalmayıp arabanın içine

but he hangs a nice air freshener in the car,

güzel bir hava spreyi astığını

and he vacuums out the interior.

ve içini süpürdüğünü hayal edin.

This never happens, but if it did,

Bu asla olmaz, ancak olsaydı,

you would say that the mechanic was going the extra mile.

tamircinin fazladan yol kat ettiğini söylerdiniz.

You would say that it's nice when the mechanic has time

Tamircinin

to go the extra mile.

fazladan yol kat edecek zamanı olduğunda bunun iyi olduğunu söyleyebilirsiniz.

So when you say that somebody has something

Yani birinin

down to a fine art, it mean they are really good at it,

güzel sanatlara kadar bir şeyi olduğunu söylediğinizde, bu o işte gerçekten iyi oldukları anlamına gelir

and when you say that someone goes the extra mile,

ve birisinin elinden gelenin fazlasını yaptığını söylediğinizde,

it means that they do a little bit extra

when they are doing something for you.

sizin için bir şey yaparken biraz fazladan yaptıkları anlamına gelir. .

And by the way, you don't ever say

Ve bu arada,

that someone goes the extra kilometer.

birisinin fazladan kilometre kat ettiğini asla söylemezsin.

It's always mile, no matter what country you live in.

Hangi ülkede yaşarsan yaşa her zaman mildir. Her

Anyways, Bob the Canadian here,

neyse, Kanadalı Bob burada

and you're learning English with me.

ve sen benimle İngilizce öğreniyorsun.

Have a good day.

İyi günler.