Learn the English Phrase TO THROW SOMEONE UNDER THE BUS and THE WHEELS CAME OFF THE BUS

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde

I wanted to help you learn the English phrase,

İngilizce tabiri öğrenmenize yardımcı olmak istedim,

to throw someone under the bus.

birini otobüsün altına atmak.

Now, this sounds horrible,

Şimdi, bu kulağa korkunç geliyor

but it's not something you actually do.

ama aslında yaptığınız bir şey değil.

You would not actually throw a person under a bus,

Aslında bir insanı otobüsün altına atmazsınız,

but if you and someone else do something,

ama siz ve başka biri bir şey yaparsa

and the other person blames you for it,

ve diğer kişi bunun için sizi suçlarsa,

they would be throwing you under the bus.

sizi otobüsün altına atarlar.

Sometimes this happens in workplaces.

Bu bazen iş yerlerinde olur.

Sometimes people work on something,

Bazen insanlar bir şey üzerinde çalışır

and something goes wrong.

ve bir şeyler ters gider.

And the boss says, who did this?

Ve patron bunu kim yaptı der.

Whose fault was it?

Kimin hatasıydı?

And maybe it's two people that did it,

Ve belki de bunu iki kişi yaptı

and the one person says he did it.

ve bir kişi yaptığını söyledi.

They throw that person under the bus.

O kişiyi otobüsün altına atarlar.

They pretend that they didn't do anything wrong,

Yanlış bir şey yapmadıklarını iddia ederler

and they basically say that the other person did it.

ve temelde diğer kişinin yaptığını söylerler. Birini otobüsün altına

It's not nice to throw someone under the bus,

atmak hoş değil

but it definitely does happen at some workplaces.

ama bazı iş yerlerinde mutlaka oluyor.

And it sometimes happens with students too.

Ve bazen öğrencilerde de olur.

They'll blame another student for something,

Bir şey için başka bir öğrenciyi suçlayacaklar,

they'll throw them under the bus.

otobüsün altına atacaklar.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim bir diğer cümle de

is the wheels fell off the bus.

otobüsün tekerleklerinin düşmesi.

We use this to describe any situation

Bunu, işlerin ters gitmeye başladığı herhangi bir durumu tanımlamak için kullanırız

where things start to go wrong.

.

We sometimes use this to talk about a sports team

Bunu bazen bir spor takımının

when they're losing.

kaybettiği zaman hakkında konuşmak için kullanırız. İlk yarı

You could say they were playing really great

gerçekten harika oynadılar diyebilirsiniz

in the first half,

,

and then the wheels fell off the bus.

sonra otobüsün tekerlekleri düştü.

And in the second half

Ve ikinci yarıda

the other team got way more points than they did.

karşı takım onlardan çok daha fazla puan aldı.

So anytime you describe a situation

Bu nedenle,

where something's going badly,

bir şeylerin kötü gittiği bir durumu tarif ettiğinizde,

you could say the wheels fell off the bus,

tekerleklerin otobüsten düştüğünü

or the wheels are falling off the bus as it happens.

veya tekerleklerin otobüsten düştüğünü söyleyebilirsiniz.

So to review, to throw someone on the bus means to,

Yani gözden geçirmek, birini otobüse bindirmek demek,

sorry to throw someone under the bus

birini otobüsün altına attığım için özür dilerim, yanlış giden bir şey

means to blame them for something that went wrong,

için onu suçlamak demektir,

maybe at work,

belki işte,

or maybe if you're a student doing a group project.

belki de bir grup projesi yapan bir öğrenciyseniz.

And when you say the wheels fell off the bus,

Ve otobüsün tekerlekleri düştü dediğinizde,

it means that something went wrong,

bu bir şeylerin ters gittiği

and now things aren't going well.

ve artık her şeyin yolunda gitmediği anlamına gelir.

Sometimes we just say the wheels fell off too.

Bazen tekerleklerin de düştüğünü söyleriz.

You could say, oh, in the second half, the wheels fell off.

Ah, ikinci yarıda çarklar düştü diyebilirsiniz.

Let me get the comment out of my pocket here.

Yorumu cebimden çıkarayım.

Let's look at a comment from a previous video.

Bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from IOT.

Bu yorum IoT'den.

Hello, dear teacher, wear a toque, please.

Merhaba sevgili öğretmenim, lütfen bir şapka takın.

It seems it is cold there,

Orası soğuk görünüyor

and my response, I will make sure to wear one

ve cevabım, bir sonraki videoda giyeceğimden emin olacağım

in the next video.

.

I will make sure to wear one in the next video.

Bir sonraki videoda giyeceğimden emin olacağım.

Let me make sure I read that right.

Bunu doğru okuduğumdan emin olayım.

Yes, I'm wearing one in this video,

Evet, bu videoda bir tane giyiyorum

because it is severe winter out here right now.

çünkü şu anda burada şiddetli bir kış var.

You can see that my van is covered in snow.

Minibüsümün karla kaplı olduğunu görebilirsiniz. Elimi buraya koyarsam

Look how deep this is if I put my hand in here.

ne kadar derin olduğuna bak .

I could even write on here if I wanted to.

İstesem buraya bile yazarım.

I could write hello.

Merhaba yazabilirim.

Okay, that's not the greatest,

Tamam, bu en iyisi değil

but you can see what I'm saying.

ama ne dediğimi anlıyorsun.

If we walk along here,

Burada yürüyecek olursak,

let me just do the little spinny thing.

bırak şu küçük şeyi yapayım.

If we walk along here, you can see Oscar is outside with me.

Burada yürürsek, Oscar'ın benimle dışarıda olduğunu görebilirsin.

He wants to say hello.

Merhaba demek istiyor.

Hi, Oscar.

Merhaba Oscar.

You can see that this van

Bu minibüsün

is also very, very much covered in snow.

de çok ama çok karla kaplı olduğunu görebilirsiniz.

We are having a beautiful winter storm.

Güzel bir kış fırtınası yaşıyoruz.

In fact, I didn't have to

Aslında

go to work today.

bugün işe gitmek zorunda değildim.

Sorry, my face is going to look funny,

Üzgünüm, yüzüm komik görünecek

because the snow is blowing into my face.

çünkü kar yüzüme doğru esiyor.

I didn't have to go to work today,

Bugün işe gitmek zorunda değildim, bu

so that was kind of fun.

yüzden bu biraz eğlenceliydi.

When I woke up this morning, it said it was a snow day.

Bu sabah uyandığımda, kar günü olduğunu söyledi. Bu

So I'm home,

yüzden evdeyim

and it might even be a snow day tomorrow as well.

ve yarın da karlı bir gün olabilir.

The snow is really coming down right now.

Kar şu anda gerçekten yağıyor.

I was out earlier today

Bugün erken saatlerde

making my video for next week for my other channel.

diğer kanalım için gelecek haftaki videomu hazırlıyordum.

And man, it was cold.

Ve adamım, hava soğuktu. O

I didn't have my toque on then.

zamanlar miğferim yoktu.

So, IOT, you were correct.

Yani IOT, haklıydın.

I should be wearing a toque

when we have this kind of weather.

Bu tür havalarda şapka takmalıyım.

So I'm going to have to,

Bu yüzden yapmak zorunda kalacağım,

I know I show you guys a lot of snow,

size çok fazla kar gösterdiğimi biliyorum,

but it is, oh, I'm not sure what happened there.

ama o, oh, orada ne olduğundan emin değilim.

Somehow, let me just try this.

Bir şekilde, bunu deneyeyim.

Somehow, my camera thinks it's too cold, I think,

Her nasılsa, kameram çok soğuk olduğunu düşünüyor, sanırım

and it decided to go upside down.

ve ters gitmeye karar verdi.

Anyways, lots of snow on the ground.

Her neyse, yerde çok kar var.

Oscar is out here somewhere.

Oscar buralarda bir yerde.

I'll have to find him back later.

Onu daha sonra bulmam gerekecek.

Thanks for watching.

İzlediğiniz için teşekkürler.

I'll see you next Wednesday

Gelecek Çarşamba

with another short English lesson, bye.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz, hoşçakalın.