Learn the English Phrases SAME OLD SAME OLD and I'LL HAVE THE SAME

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase,

same old, same old.

aynı eski, aynı eski İngilizce cümleyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

No, this is not a typo.

Hayır, bu bir yazım hatası değil.

We do sometimes say this.

Bazen şunu söylüyoruz.

We say this when something was the same

Bir şey en son yaptığımızla aynı olduğunda bunu söylüyoruz

as the last time we did it.

.

Today I had my first day of work, actually, my second day,

Bugün ilk iş günümdü aslında ikinci günüm,

I'll explain that more later.

onu daha sonra anlatacağım.

And if you were to say to me, Bob, how was your day at work?

Ve bana, Bob, işte günün nasıl geçti?

I would say, you know, same old, same old.

Aynı eski, aynı eski derdim.

We did the same things as we did last year at this time.

Geçen sene ne yaptıysak bu zamanlarda da aynısını yaptık.

Same old, same old.

Aynı eski aynı eski.

I was in meetings.

toplantılarda bulundum.

I had to wear my mask all day.

Bütün gün maskemi takmak zorunda kaldım.

It was basically the same old, same old.

Temelde aynı eski, aynı eskiydi.

You can use this for any situation.

Bunu herhangi bir durum için kullanabilirsiniz.

Maybe you're watching a TV show and someone says,

Belki bir TV şovu izliyorsunuz ve biri diyor ki,

oh, did you see the last episode?

ah, son bölümü gördün mü?

And you could say, yeah, it wasn't that great.

Ve diyebilirsiniz ki, evet, o kadar da iyi değildi.

It was just the same old, same old.

Aynı eski, aynı eski.

It was the same story and it was kind of boring.

Aynı hikayeydi ve biraz sıkıcıydı.

The second phrase I want to teach you today.

Bugün size öğretmek istediğim ikinci cümle.

I'm kind of embarrassed by this phrase

Bu ifadeden biraz utandım

because it's quite simple when I look at it.

çünkü baktığımda oldukça basit.

The phrase is, I'll have the same.

İfade, aynısını alacağım.

I think you probably all know this phrase.

Muhtemelen hepinizin bu sözü bildiğini düşünüyorum.

It means that you'll have the same thing

Bu, genellikle bir restoranda başka birinin aldığı şeyin aynısını alacağınız anlamına gelir

that someone else is getting usually in a restaurant.

. Geçenlerde erkek kardeşimle

I was actually in a restaurant recently with my brother,

bir lokantadaydık

and he ordered a hamburger with fries and I said,

ve patates kızartmasıyla birlikte bir hamburger ısmarladı ve ben de

I'll have the same.

aynısını alayım dedim.

And I thought I should teach you this phrase.

Ve sana bu cümleyi öğretmem gerektiğini düşündüm.

But now when I look at it,

Ama şimdi baktığımda

I think this is actually a pretty easy one, isn't it?

aslında oldukça kolay bir iş olduğunu düşünüyorum değil mi?

Well, maybe it's your lucky day.

Belki de şanslı günündesindir.

Instead of two hard to understand phrases,

Anlaşılması zor iki ifade yerine,

you got one somewhat easy to understand

anlaşılması biraz kolay

and one really easy to understand phrase.

ve gerçekten anlaşılması kolay bir ifadeniz var.

So if you say, I'll have the same,

Yani ben de aynısını alırım derseniz, bu restorandaki başka birinin

it means you'll get the same thing

aldığının aynısını alacaksınız demektir

as someone else in a restaurant.

.

So to review the phrase, same old, same old,

Dolayısıyla, aynı eski, aynı eski ifadeyi gözden geçirmek,

means that something is the same.

bir şeyin aynı olduğu anlamına gelir.

And work definitely was the same old, same old today.

Ve iş kesinlikle aynı eski, bugün aynı eskiydi.

Same people, same classrooms, like I said, same masks,

Aynı insanlar, aynı sınıflar, dediğim gibi, aynı maskeler, kulağıma dolanan maskenin iplerinden günün sonunda

same little lines on my face at the end of the day

yüzümde aynı küçük çizgiler

from the strings on the mask, when they go around my ear.

.

So it was definitely the same old, same old.

Yani kesinlikle aynı eski, aynı eski.

And if you say in a restaurant, I'll have the same.

Ve bir restoranda dersen , bende aynısını yerim.

After someone you are with orders their food,

Beraber olduğunuz biri yemek siparişi veriyorsa,

it means you want the same order as them.

siz de onunla aynı siparişi istiyorsunuz demektir.

It's an easy way to order stuff in a restaurant.

Bir restoranda bir şeyler sipariş etmenin kolay bir yolu.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from, drum roll, please.

Bu yorum Drum Roll'dan lütfen. Bu

So sometimes we say that in English to be funny,

yüzden bazen bunu İngilizce'de komik olsun diye söyleriz, sanki

like we're waiting for a drum roll.

davul çalmayı beklermişiz gibi.

It's from Alex.

Alex'ten.

Alex says, "I got confused when you said around age 65,

Alex, " 65 yaş civarında deyince kafam karıştı, altyazısız

she decided to retire without subtitles on.

emekli olmaya karar verdi .

I heard around 865, she decided to retire.

865 civarında duydum, emekli olmaya karar verdi. Ben de

And my response is, maybe you heard correctly.

cevabım, belki doğru duydunuz.

And my mom is over a thousand years old.

Ve annem bin yıldan fazla. eski. Şaka yapıyorum

Just kidding.

.

Actually, when I went back and listened,

Aslında dönüp dinlediğimde

it did sound like that a bit.

biraz öyle gibi geldi.

I was speaking quite quickly."

Çok hızlı konuşuyordum."

So thanks Alex for that comment.

Bu yorum için teşekkürler Alex.

Yes, in my previous video,

Evet bir önceki videomda

I was talking about my mom and she retired at age 65.

65 yaşında emekli olan annemden bahsetmiştim.

And if you listen to it a certain way,

Bir de biraz kulak asarsanız 865 yılında annemin emekli olduğunu

you might have heard it as me saying that

söylediğim gibi duymuşsunuzdur

she retired in the year 865,

sometime, I guess, in the middle ages.

, sanırım bir ara. , orta yaşlarda.

So anyways, I'm a little bit tired.

Yani her neyse, biraz yorgunum. Size

I'll tell you what I've been up to the last couple of days.

son birkaç gündür neler yaptığımı anlatacağım.

I drove that van on Wednesday of this week.

O minibüsü bu hafta çarşamba günü kullandım. Oğlumu üniversiteye götürmek için

I drove that van almost four hours

o minibüsü neredeyse dört saat sürdüm

to bring my son to university.

.

It was a long drive, but it was a fun drive.

Uzun bir yolculuktu ama eğlenceli bir yolculuktu.

We got to talk a lot about

things that we've done in the past and him growing up.

Geçmişte yaptığımız şeyler ve onun büyümesi hakkında çok konuşmalıyız.

And then I had to drive it all the way back again

Ve sonra

yesterday four hours by myself.

dün dört saat boyunca tek başıma geri dönmek zorunda kaldım.

So I listened to a lot of rock and roll music,

Bu yüzden devam etmemi sağlayan çok fazla rock and roll müzik dinledim

that kept me going.

.

I left actually at five or six in the morning,

Aslında sabah beş ya da altıda ayrıldım,

I think it was quarter to six,

sanırım altıya çeyrek vardı

and it took me about four hours to get back.

ve geri dönmem yaklaşık dört saat sürdü.

But yeah, that's what I've been up to.

Ama evet, yaptığım şey buydu.

One more kid is off to university.

Bir çocuk daha üniversiteye gidiyor.

The family keeps growing and they get older,

Aile büyümeye devam ediyor ve yaşlanıyorlar

and then eventually they go somewhere else.

ve sonunda başka bir yere gidiyorlar.

That's how life works, isn't it?

Hayat böyle işler, değil mi?

Anyways, Bob the Canadian.

Her neyse, Kanadalı Bob.

Thanks for watching this little short lesson.

Bu küçük kısa dersi izlediğiniz için teşekkürler.

I'll see you in a couple of days with another one, bye.

Birkaç gün sonra başka biriyle görüşürüz, hoşçakalın.