Meaning of ALL YOUR DUCKS IN A ROW - A Short English Lesson with Subtitles

So in English, when you say

Yani İngilizce'de,

that you have all your ducks in a row,

tüm ördeklerinizi üst üste koyduğunuzu söylediğinizde,

it means that you are organized and ready for something.

bu sizin organize ve bir şeye hazır olduğunuz anlamına gelir.

Let's imagine that you're having a party.

Bir parti verdiğinizi düşünelim.

I always seem to be talking about parties,

Hep partilerden bahsediyor gibiyim

(laughs) but let's imagine

(gülüyor) ama

that you are planning a party.

bir parti planladığınızı düşünelim.

You would want to buy some snacks,

Biraz atıştırmalık almak istersiniz,

you would want to invite people to the party,

insanları partiye davet etmek istersiniz,

you would want to make sure

you have everything that you need

so that the party goes well.

partinin iyi geçmesi için ihtiyacınız olan her şeye sahip olduğunuzdan emin olmak istersiniz.

You would want to have all your ducks in a row.

Tüm ördeklerinizin arka arkaya olmasını istersiniz.

You would want to be really organized and well prepared.

Gerçekten organize ve iyi hazırlanmış olmak istersiniz.

I do the same thing whenever I make a video.

Her video çektiğimde aynı şeyi yapıyorum.

I write a script for the video,

Video için bir senaryo yazıyorum,

I make sure that my camera batteries are charged,

kamera pillerimin dolu olduğundan emin oluyorum, videomu çekmeye

I do a lot of things to make sure that

when I go to make my video,

gittiğimde

I have all my ducks in a row

tüm ördeklerimi arka arkaya aldığımdan emin olmak için pek çok şey yapıyorum,

so that it goes really, really well.

böylece gerçekten gidiyor, Gerçekten iyi.

So once again, if you have all your ducks in a row,

Yani bir kez daha, tüm ördekleriniz üst üste gelirse,

it means that you are very organized

bu çok organize olduğunuz

and you are ready to do something.

ve bir şeyler yapmaya hazır olduğunuz anlamına gelir.

I hope you always have all your ducks in a row.

Umarım tüm ördeklerinizi her zaman üst üste alırsınız.

Because if you don't,

Çünkü yapmazsan,

you need to get your act together.

birlikte hareket etmen gerekir.

I think we looked at this phrase a few months ago.

Sanırım bu cümleye birkaç ay önce baktık.

In English, if I say to someone

İngilizcede, birine

that they need to get their act together,

hareketlerini toplaması gerektiğini söylersem

or if I was to tell you

veya sana kendini

that you need to get your act together,

toparlaman gerektiğini söylersem,

it means that you need to get yourself organized.

bu kendini organize etmen gerektiği anlamına gelir .

It means that you need to be better prepared for something.

Bu, bir şeye daha iyi hazırlanmanız gerektiği anlamına gelir.

So I hope that when it comes to learning English,

Bu yüzden, konu İngilizce öğrenmeye geldiğinde,

you have all your ducks in a row,

tüm sıkıntılarınızı üst üste topladığınızı umuyorum

and I hope that when it comes to learning English,

ve umarım konu İngilizce öğrenmeye geldiğinde,

you don't need to get your act together.

kendinizi toparlamanıza gerek kalmaz.

Anyways, Bob the Canadian here.

Her neyse, Kanadalı Bob burada.

Always talking about parties but,

Hep partilerden bahsediyorum ama

actually, I don't really have that many parties. (laughs)

aslında benim o kadar çok partim yok. (güler)

But, it's always a good example.

Ama bu her zaman iyi bir örnektir.

And I just lost my train of thought.

Ve düşünce trenimi kaybettim.

You're learning English with me.

Benimle İngilizce öğreniyorsun.

I'm Bob the Canadian,

Ben Kanadalı Bob,

I hope you're having a good day.

umarım gününüz iyi geçiyordur.

For a second there, I didn't have all my ducks in a row.

Orada bir an için tüm ördeklerimi üst üste almadım.

For a moment there, I needed to get my act together.

Bir an için kendimi toparlamam gerekiyordu.

Anyways, bye.

Her neyse, hoşçakal.