Learn the English Phrases TO RAMP UP and TO SCALE BACK

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase, to ramp up.

to ramp up anlamına gelen İngilizce ifadeyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

This is actually a phrasal verb

Bu aslında üretimi artırmak anlamına gelen deyimsel bir fiildir

that means to increase production.

. Bunun

Probably the best example of this in the world right now

muhtemelen şu anda dünyadaki en iyi örneği

would be the companies that are making vaccines.

aşı yapan şirketler olacaktır.

They are trying to ramp up their production.

Üretimlerini artırmaya çalışıyorlar.

They are trying to increase their production.

Üretimlerini artırmaya çalışıyorlar. Her gün mümkün olduğu

They're trying to make as many vaccines

kadar çok aşı yapmaya çalışıyorlar

as they possibly can each and every day.

.

A long time ago, they were producing

Uzun zaman önce, her gün

a certain number every day,

belirli bir sayı üretiyorlardı ,

but because they've been able to ramp up their production,

ancak üretimlerini artırabildikleri için,

they can now produce more vaccines every day

artık her gün

than they could last fall or late last fall,

geçen sonbaharda veya geçen sonbaharın sonunda yapabildiklerinden

or that they could just a few months ago.

veya sadece üretebileceklerinden daha fazla aşı üretebiliyorlar. birkaç ay önce.

So they have definitely been able to

Böylece üretimlerini kesinlikle artırmayı başardılar

ramp up their production.

.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim diğer ifade,

is the phrasal verb, to scale back.

küçültmek için deyimsel fiildir.

Which actually means exactly the opposite.

Bu aslında tam tersi anlamına gelir.

Eventually, I'm going to assume that these companies

Sonunda, bu şirketlerin

will need to scale back their production.

üretimlerini küçültmeleri gerekeceğini varsayacağım.

When you scale back your production

Üretiminizi küçülttüğünüzde

or when you scale something back,

veya bir şeyi küçülttüğünüzde,

it means you reduce the amount that you are producing.

ürettiğiniz miktarı azaltmış olursunuz.

For Jenn and I here on the farm, just to review,

Çiftlikte Jenn ve ben için , sadece gözden geçirmek için,

in the spring and summer we ramp up

ilkbahar ve yaz aylarında

our production of flowers.

çiçek üretimimizi artırıyoruz.

We grow more and more flowers all the time.

Her zaman daha fazla çiçek yetiştiriyoruz.

And as fall approaches, and the cold weather approaches,

Ve sonbahar yaklaştıkça ve soğuk hava yaklaştıkça,

we tend to scale back.

küçülme eğilimindeyiz. Ürettiğimiz

We tend to reduce the number of flowers

çiçek sayısını azaltma eğilimindeyiz

that we are producing.

.

Actually, we don't choose to scale back.

Aslında, küçültmeyi seçmiyoruz.

The weather just sort of causes that to happen.

Hava durumu bunun olmasına neden oluyor.

So again, to review quickly.

Yani tekrar, hızlı bir şekilde gözden geçirmek için.

To ramp up means to increase the production of something,

Artırmak, bir şeyin üretimini artırmak,

and to scale back

küçültmek ise bir şeyin

means to reduce the production of something.

üretimini azaltmak anlamına gelir .

Now, this doesn't always have to do with producing things.

Şimdi, bunun her zaman bir şeyler üretmekle ilgisi yok.

You could ramp up the amount of exercise

you're doing every week.

Her hafta yaptığınız egzersiz miktarını artırabilirsiniz.

You could scale back the amount of exercise

you're doing every week.

Her hafta yaptığınız egzersiz miktarını azaltabilirsiniz.

So, both phrases do apply in other situations as well.

Dolayısıyla, her iki ifade de başka durumlarda da geçerlidir.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Mohd Ags.

Bu yorum Mohd Ags'tan.

And it's from the lesson

Ve

where I talked about cracking a joke,

şaka yapmaktan bahsettiğim dersten

and his response or his comment is this.

ve onun cevabı ya da yorumu bu.

"He cracked a smile.

"Bir gülümseme attı.

Then cracked a joke thinking

Sonra seyirciyi güldüreceğini düşünerek bir şaka yaptı

it'd crack the audience up.

.

Unfortunately, nobody laughed,

Ne yazık ki kimse gülmedi

and he instantly realized his joke

ve şakasının

is not all it's cracked up to be."

olması gereken tek şey olmadığını anında anladı."

And my response was, "Nice work, Mohd. That's perfect."

Cevabım, "Aferin Mohd. Bu mükemmel."

So, Mohd Ags, that is a great example

Yani, Mohd Ags, bu, içinde cracked kelimesi bulunan

of using a whole bunch of different phrases

bir sürü farklı cümle kullanmanın harika bir örneği

with the word cracked in it: cracked up,

: cracked,

not all it's cracked up to be.

all it's cracked up to be.

You obviously learned a lot in the last lesson

Belli ki son derste çok şey öğrendiniz

or it was at least a good review for you.

ya da en azından sizin için iyi bir inceleme oldu.

So thanks for that comment.

Bu yorum için teşekkürler.

Hey, so, I was just gonna mention a couple of things.

Hey, birkaç şeyden bahsedecektim.

Winter went away again.

Kış yine gitti.

So, I know last week I was making videos

Geçen hafta videolar çekiyordum

and it was quite cold.

ve hava oldukça soğuktu.

Last Friday, I didn't even go outside to make a video

Geçen cuma hava çok soğuk olduğu için video çekmek için dışarı bile çıkmadım

because it was so cold.

.

Now I'm outside again.

Şimdi yine dışarıdayım.

And the world has returned to its beautiful green color.

Ve dünya o güzel yeşil rengine geri döndü.

So, the snow melted.

Böylece kar eridi.

It's actually 14 degrees Celsius right now.

Aslında şu anda 14 santigrat derece.

So, a little warmer than I was expecting.

Yani beklediğimden biraz daha sıcak.

So, a little bit of an update on the weather.

Yani, hava durumu hakkında biraz güncelleme.

And then here's an update on what I do for work.

Ve işte iş için ne yaptığımla ilgili bir güncelleme.

As you know, I am a high school teacher.

Bildiğiniz gibi ben bir lise öğretmeniyim.

I have been teaching from home for about three weeks now.

Yaklaşık üç haftadır evden ders veriyorum.

Initially I got sent home because a student

Başlangıçta, sınıflarımdan birindeki bir öğrencinin

in one of my classes tested positive for COVID,

COVID testi pozitif çıktığı için eve gönderildim,

but then we had spring break.

ancak sonra bahar tatilimiz oldu.

So I had a week off.

Bu yüzden bir haftalık iznim vardı.

But then, the government decided

Ancak daha sonra hükümet,

that all schools would remain closed

tüm okulların

for about five or six weeks.

yaklaşık beş veya altı hafta süreyle kapalı kalmasına karar verdi.

So, I taught from home last week.

Geçen hafta evden ders verdim.

Students learned remotely last week.

Öğrenciler geçen hafta uzaktan öğrendiler.

I taught from home.

Evden öğrettim.

And I'm going to be doing that for the next,

Ve

at least three or four weeks, probably.

muhtemelen önümüzdeki en az üç veya dört hafta boyunca bunu yapacağım.

I'm not 100% sure what the government will decide,

Hükümetin ne karar vereceğinden %100 emin değilim ,

but at this point in time,

ancak bu noktada, muhtemelen dünyadaki çoğunuzun yaptığı gibi,

I will just get to enjoy being home with Jenn

Jenn

and the kids, working from home,

ve çocuklarla evde olmanın, evden çalışmanın keyfini çıkaracağım

as most of you around the world are probably doing.

.

Anyways, Bob the Canadian here.

Her neyse, Kanadalı Bob burada.

Thanks for watching this short English lesson.

Bu kısa İngilizce dersini izlediğiniz için teşekkürler.

I'll be back in a couple days with another one.

Birkaç gün içinde başka biriyle döneceğim.

Have a good day.

İyi günler.