Learn the English Phrases LARGER THAN LIFE and HANG ON FOR DEAR LIFE

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde, hayattan daha büyük

I wanted to help you learn the English phrase

İngilizce ifadeyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim

larger than life.

.

If you describe a person as being larger than life,

Bir insanı hayattan daha büyük olarak tanımlarsanız,

it just means that when they come into a room,

bu sadece bir odaya geldiklerinde

they kind of fill the room.

odayı doldurduğu anlamına gelir.

You definitely notice when someone

who is larger than life is around.

Hayattan daha büyük biri etrafta olduğunda kesinlikle fark edersiniz.

If someone is larger than life

Birisi hayattan daha büyükse

and they're at your party,

ve partinizdeyse

or they are visiting your house,

veya evinizi ziyaret ediyorsa,

usually they are fun to listen to,

genellikle dinlemek eğlencelidir,

they tell good stories, they laugh a lot,

güzel hikayeler anlatır, çok güler,

you can hear their laughter from far away,

kahkahalarını uzaktan duyabilirsiniz

and they tell really good jokes,

ve onlar gerçekten iyi şakalar söyleyin

and you are just happy when they are around.

ve onlar etraftayken mutlu olursunuz.

I have an uncle who is larger than life.

Hayattan daha büyük bir amcam var.

When he comes to visit,

Ziyarete geldiğinde

you can hear his deep laughter from far away.

derin kahkahalarını uzaktan duyabilirsiniz.

He is just a very enjoyable person to be around.

O sadece etrafta olması çok keyifli bir insan.

He is definitely larger than life.

O kesinlikle hayattan daha büyük.

Sometimes we use this phrase

Bazen

to describe celebrities as well.

ünlüleri tanımlamak için de bu tabiri kullanırız.

You could say that you met Tom Cruise

Tom Cruise ile tanıştığınızı ve

and he was larger than life,

onun hayattan daha büyük olduğunu

and so anyways, larger than life.

ve her neyse, hayattan daha büyük olduğunu söyleyebilirsiniz.

Then another phrase that I wanted

Sonra bugün öğrenmenize yardımcı olmak istediğim başka bir cümle

to help you learn today,

,

another English phrase, hang on for dear life.

başka bir İngilizce cümle, bekle sevgili hayat.

Once when I was younger,

Ben daha gençken,

I went for a ride with a friend of mine

bir arkadaşımla

on an ATV, or a four-wheeler, you might call it,

bir ATV'de ya da dört tekerlekli bir araçta gezintiye çıkmıştık, buna siz diyebilirsiniz

and I had to hang on for dear life,

ve hayatım boyunca dayanmak zorunda kaldım

because he drove really, really fast.

çünkü o gerçekten çok hızlı sürdü.

So when you say you need to hang on tightly,

Yani sımsıkı sarılmak lazım derken

it means that you are holding someone

birine tüm gücünle sarılıyorsun demektir

with all of your strength,

and if you want to describe it another way,

ve başka bir şekilde anlatmak istersen

you could say that you need to hang on for dear life.

canın pahasına dayanman gerektiğini söyleyebilirsin.

Sometimes when I ride on a wagon on the farm,

Bazen çiftlikte bir vagona bindiğimde,

when I was a kid, when I would ride on a wagon,

çocukken, bir vagona bindiğimde,

I would have to hold on for dear life.

canım için tutunmak zorunda kalırdım.

So we can use hold on, I guess, as well,

Böylece hold on'u kullanabiliriz, sanırım aynı zamanda,

hang on for dear life, and hold on for dear life.

hang on sevgili yaşam için ve hold for sevgili yaşam için. Bu

So I had to hang on for dear life,

yüzden sevgili hayatım için dayanmalıydım

or I had to hold on for dear life

ya da

so I wouldn't fall off the wagon.

arabadan düşmemek için sevgili hayatım için tutunmalıydım.

So again, if someone is larger than life,

Yani yine, eğer biri hayattan daha büyükse,

it just means they have a really big personality,

bu onun gerçekten büyük bir kişiliğe sahip olduğu anlamına gelir

and if you go for a ride

ve eğer bir gezintiye çıkarsanız

or if you ride in a vehicle

veya bir araca

or on something else where you go really fast,

veya gerçekten hızlı gittiğiniz başka bir şeye binerseniz,

you might need to hang on for dear life.

dayanmanız gerekebilir. kıymetli hayat için.

Sometimes when you go on a rollercoaster,

Bazen bir hız trenine bindiğinizde,

you need to hang on for dear life.

sevgili yaşam için dayanmanız gerekir.

Hey, the comment today is from Vinicius Reis,

Hey, bugünkü yorum Vinicius Reis'ten

and Vinicius says, "Bob, thanks for the lesson.

ve Vinicius, "Bob, ders için teşekkürler.

"Can I replace 'nowadays' to 'in this day and age?'"

So, this is from the lesson

where I talked about the phrase

how "in this day and age," means right now,

nasıl "bu gün ve çağda" tam şimdi anlamına gelir

and you could certainly use the phrase

ve "

or the word "nowadays," instead of "in this day and age."

bu gün ve çağda" yerine kesinlikle "

you could say something like,

"Nowadays, young people are very, very kind and helpful

günümüzde" ifadesini veya kelimesini kullanabilirsiniz. "kendilerinden daha yaşlı insanlara yardım ederken" çok, çok kibar ve yardımseverler

"when they are helping people who are older than them."

.

So you could say, "in this day and age," that means now,

Yani "bu gün ve çağda" diyebilirsiniz, bu şimdi anlamına gelir

or you could say, "nowadays." Excellent.

veya "bugünlerde" diyebilirsiniz. Harika.

And I think I replied, "Yes you can.

Ve sanırım, "Evet, yapabilirsin.

"It means exactly the same thing."

"Tam olarak aynı anlama geliyor." Bu

So yes, thank you Vinicius for that comment and question,

yüzden evet, bu yorum ve soru için teşekkürler Vinicius

and remember, if you leave a question under this video,

ve unutmayın, bu videonun altına bir soru bırakırsanız,

I read through the questions that you leave

soruları baştan sona okudum. sen git

and I will choose one for the next video.

ve ben bir sonraki video için birini seçeyim.

Anyways, it's time for Bob to talk at full speed

Her neyse, Bob'un tam hızda

or normal speed.

veya normal hızda konuşma zamanı.

What I wanted to tell you today

Bugün size söylemek istediğim şey,

is that today is a really busy day for us on the farm

bugün bizim için çiftlikte gerçekten yoğun bir gün

because tomorrow is market day.

çünkü yarın pazar günü.

So we grow flowers and we sell our flowers

Çiçek yetiştiriyoruz ve çiçeklerimizi

at a farmer's market in a local town,

yerel bir kasabadaki çiftçi pazarında satıyoruz, yani

so the farmer's market is tomorrow,

yarın çiftçi pazarı, yani

so today is the day where we do a lot

bugün çok fazla

of arranging of flowers.

çiçek aranjmanı yaptığımız gün.

So we have a lot of flowers in the cooler right now.

Yani çok fazla çiçeğimiz var. şu an buzluğa.satacağımız

We have cut most of the flowers

çiçeklerin çoğunu kestik.dün

that we are going to sell.

We cut them yesterday, the day before, the day before,

, önceki gün,önceki gün kestik

and they all go into a big cooler

ve hepsi taze kalsın diye büyük bir soğutucuya giriyor

so that they stay fresh,

and today is the day where Jen

ve bugün Jen

and a couple of my kids

ve birkaç çocuğumun bir

will just make lots of bouquets.

sürü buket yapacakları gün.

So they'll do a ton of bouquet work in the barn.

Böylece ahırda bir ton buket işi yapacaklar.

They will take all of the individual flowers,

Bütün çiçekleri tek tek alıp

put them together into a nice bouquet,

güzel bir buket oluşturacak şekilde bir araya getirecekler.

put an elastic on the bottom,

altı lastikli,

and then tomorrow, they will load up the van,

sonra yarın minibüsü dolduracaklar

and they will head off to market.

ve pazara doğru yola çıkacaklar.

I'm currently not going to market on our market day

Şu anda pazar günümüzde pazara gitmiyorum

because it's kind of limited because of COVID,

çünkü COVID nedeniyle biraz sınırlı,

not a lot of people can go.

pek çok insan gidemiyor.

But anyways, we are definitely in full production mode

Ama her neyse, burada çiftlikte kesinlikle tam üretim modundayız ve

here on the farm,

making as many bouquets as we possibly can.

elimizden geldiğince çok buket yapıyoruz.

Anyways, thanks for watching.

Her neyse, izlediğiniz için teşekkürler.

I'll see you tomorrow with another English lesson.

Yarın başka bir İngilizce dersinde görüşürüz.