Speak English naturally by using filler phrases

Hi. My name is Benjamin. Have you ever had a problem when you didn't quite have the words

Merhaba. Ben Benjamin. Hiç İngilizce konuşurken

to say to someone when talking in English? I have that when I'm trying to speak French.

...birisine söylemek için kelime bulmakla ilgili problem yaşadınız mı? Fransızca konuşmaya çalıştığımda ben yaşadım.

So in one of my earlier lessons, I was talking about trying to buy a train ticket in London.

Önceki derslerimde Londra'da tren bileti satın almakla ilgili konuşmuştum.

Imagine that the man says back to me, "Where do I want to go?" I don't know the name of

Adamın bana nereye gitmek istediğimi sorduğunu hayal edin. Tren istasyonunun adını bilmiyorum,

the train station, so I say, "It sort of -- it's sort of got a big wheel. It's got a big wheel,

...o zaman "Bir tür-- bir tür büyük tekerlek var. Bir tür büyük tekerlek var

and it's in London. It's like -- it's, like, in the middle of the map. It's kind of busy,

...ve Londra'da. Şey gibi -- haritanın ortasında gibi. Biraz yoğun,

busy place in the middle of London." Trying to describe. So I can use "sort of"; I can

...Londra'nın ortasında işlek bir yer." Tarif etmeye çalışıyorum. O halde "sort of" ,

use "like"; and I can use "kind of" and then try and describe it. Okay?

..."like", veya "kind of" kullanabilirim, dene ve tarif et. Tamam mı?

So the man, he then says to me, "Do you mean the airport, son?" And I'm like, "No. No.

Adam bana, "Havaalanını mı kastediyorsun, evlat?" diyor "Hayır, hayır.

Not the airport. I want to go to -- I can't remember the name. No, actually..." So these

Havaalanı değil. Gitmek istediğim yer-- İsmini hatırlayamıyorum. Hayır, aslında..."

are all ways of showing a different opinion. "Actually, no. It's in the middle of London.

Bunların hepsi farklı bir fikri göstermenin yolları. "Aslında, hayır. Londra'nın ortasında.

It's by a big river. The river Thames. Or I could say, "as a matter of fact, no. I don't

Büyük bir nehir kıyısında. Thames nehri. Ya da "İşin doğrusu, hayır.

want to go to the airport." Or, "To be honest, I want to stay in the center. It's Zone 1."

Havaalanına gitmek istemiyorum." diyebilirim. Ya da "Dürüst olmak gerekirse, merkezde kalmak istiyorum. " diyebilirim.

Okay? Or a very similar way of saying "to be honest" would be "to be frank". It means

Tamam mı? "to be honest", "to be frank" çok benzer.

"honest" as well. So I could say, "To be frank with you, I want to go to the place with the

"Samimi olmak gerekirse, nehir kıyısındaki...

big wheel and the river." Okay? Or, "In fact, I really want to go to the place with the

...büyük tekerlekli yere gitmek istiyorum." Ya da "Aslında, ulusal tiyatronun oradaki yere...

national theatre." Okay? Or last one, "The fact of the matter is I'm not going to the

...gitmek istiyorum." Veya sonuncu olarak, "İşin aslı havaalanına gitmeyecek olmam."

airport now." Okay? These are all ways of showing opinions. "Actually", "as a matter

Tamam mı? Hepsi düşünceleri göstermenin yolları. "Actually", "as a matter...

of fact", "to be honest". This one is really juicy, nice one, "the fact of the matter is".

...of fact", "to be honest". "The fact of the matter is" gerçekten çekici, güzel olanı.

You'll sound very important if you say that.

Eğer onu söylerseniz çok önemli görünürsünüz.

So the man, he still doesn't understand. What else do I have to say to him to get him to

Adam hala anlamıyor. Beni anlaması için başka...

understand me? So I could say, "Well, how shall I put it? Uh, it's got a huge wheel."

...ne söylemek zorundayım? "Peki, nasıl anlatsam? Ah, kocaman bir tekerlek." diyebilirim.

Or, "What's the word I'm looking for? Um..." It's "Waterloo", by the way. Or, "How can

Ya da, "Aradığım kelime ne? Um..." "Waterloo", bu arada. "Bunu nasıl...

I explain this? It's on the black train line. It's on the northern line. It's right in the

...açıklayabilirim? Siyah tren hattında. Kuzey hattında.

middle." Okay? Similar to there -- other ways of, kind of, explaining it, trying to find

Tam ortada." Tamam mı? Diğer yollarla benzer, açıklamak, anlatmaya çalışmak.

the meaning.

The trainman, he's getting very annoyed with me, and he starts shouting at me. So I take

Biletçi, bana sinirlendi ve bağırmaya başladı. Ben de siper aldım.

cover. That was a very nasty thing to say. I'm now very upset with this man. These are

Söyledikleri çok çirkindi. Şimdi bu adama çok kızgınım.

little introductions to threats, to arguments, to entering an argument. Okay?

Bunlar, tehditlerin, tartışmaların küçük başlangıçları. Tamam mı?

"What's the best way to put this? You are very unhelpful." "You are an idiot." Or less

"Bunu anlatmanın en iyi yolu ne?" Hiç yardımcı olmuyorsun." "Sen bir aptalsın."

aggressive, I could say, "What I'm trying to say is you are a bad ticket man, and I

Ya da daha az saldırgan olarak, "Söylemeye çalıştığım şey senin kötü bir biletçi olduğun ve sadece...

just want to go to my favourite place in London." Or, "Now, let me put it this way. If you continue,

...Londra'daki favori yerime gitmek istediğim." diyebilirim. Veya, "Şimdi, izin ver bunu şu şekilde halledelim. Eğer devam edersen, ...

I will go to your boss." Okay? So these are little pauses while I think of what I'm going

...patronuna gideceğim." Tamam mı? O zaman bunlar ne söyleyeceğimi düşünürken küçük duraklamalar.

to say next. "What's the best way to put this?" To put. "To put", there, means "to say". "What's

"Bunu söylemenin en iyi yolu ne?" "to put" burada söylemek anlamında kullanılır.

the best way to say this?" "What I'm trying to say is..." And "now". "Now" is quite a

"Bunu söylemenin en iyi yolu ne?" "Söylemeye çalıştığım şey..." Ve "şimdi". Bu, ...

control word. If I say "now", then I have control of the conversation.

...kontrol sözcüğüdür. Eğer "şimdi" dersem, o zaman konuşmanın kontrolü bende olur.

Over to here. Brian, my ticket man, now starts yapping, talking. So I need him to stop. Okay?

Brian, biletçi, saçmalamaya başladı. Onu durdurmam lazım. Tamam mı?

So I say, "Now, look here, Brian. I want my ticket." Or, "Right, then, Brian. That's great,

"Şimdi, buraya bak Brian. Biletimi istiyorum." Ya da "Tamam o zaman Brian. Bu harika, ...

but..." okay? Or -- Brian is still talking. I say, "Okay. That's fine, Brian, but I just

... ama..." derim. Ya da--- Brian hala konuşuyor. "Tamam. İyi, Brian, ama sadece---

want to go to -- and now, I remember. I remember. Waterloo, the place with the big wheel and

...ve şimdi, hatırlıyorum. Hatırlıyorum. Waterloo, nehir kıyısındaki büyük tekerlekli yer.

the river. Thank you." So these are all ways of think about what you're saying, and then

Teşekkür ederim." Yani bunlar söyleyeceklerinizi düşünmenin bütün yolları ve sonra da...

you say it. Okay? Great. Thanks for watching the video, and do take part in the quiz. Bye.

...söyleyin. Tamam mı? Harika. Videoyu izlediğiniz için teşekkürler, ve testi yapın. Hoşçakalın.

I'm off to Waterloo.

Ben Waterloo'ya gidiyorum.