Nasa smashes asteroid: BBC News Review

A new era for humankind.

İnsanlık için yeni bir dönem.

Nasa smashes asteroid.

Nasa asteroidi parçaladı.

This is News Review from

Bu,

BBC Learning English. I'm Neil. And I'm Beth.

BBC Learning English'ten Haber İncelemesidir. Ben Neil. Ben de Beth'im. Bugünün hikayesi hakkında konuşmak için kelime

Make sure you watch to the end to learn vocabulary to talk about today's story.

öğrenmek için sonuna kadar izlediğinizden emin olun .

And don't forget to subscribe to a channel, like this video,

Ve bir kanala abone olmayı, bu videoyu beğenmeyi

and try the quiz on our website.

ve web sitemizdeki testi denemeyi unutmayın.

Now it's time for the story.

Şimdi hikaye zamanı.

Protecting our Earth from space rocks.

Dünyamızı uzay kayalarından korumak.

Nasa has successfully crashed a dart spacecraft into an asteroid

NASA, savunma testinin bir parçası olarak bir dart uzay aracını bir asteroide başarıyla çarptırdı

as part of a defence test. It's hoped scientists will learn more

. Bilim adamlarının tehlikeli asteroitleri rotasından saptırma konusunda daha fazla şey öğrenecekleri umulmaktadır

about pushing dangerous asteroids off course.

. Nasa'nın gezegen bilimi

Dr Lori Glaze, the director of planetary science at Nasa,

direktörü Dr Lori Glaze ,

called it a new era for humankind.

bunu insanlık için yeni bir çağ olarak nitelendirdi.

You've been looking at the headlines.

Başlıklara bakıyorsunuz.

Beth. What's the vocabulary.

Beth. Kelime dağarcığı nedir?

We have 'bullseye', 'rams' and 'unprecedented'.

"Hedef gözü", "koç" ve "benzeri görülmemiş" var.

This is News Review from

Bu,

BBC Learning English.

BBC Learning English'ten Haber İncelemesidir.

Let's have a look at our first headline.

İlk başlığımıza bir göz atalım.

This one is from the Irish Times.

Bu, Irish Times'tan.

And so the meaning of this headline is that Nasa have smashed a spacecraft

Ve bu başlığın anlamı, Nasa'nın bir uzay gemisini

into an asteroid.

bir asteroide çarpması.

An asteroid is a really big rock floating in space,

Bir asteroit, uzayda yüzen gerçekten büyük bir kayadır

and to smash something means to hit it really, really hard. But the word

ve bir şeyi parçalamak, ona gerçekten çok sert vurmak demektir. Ama odaklandığımız kelime

we are concentrating on is

'bullseye', and it's a word from sport, isn't it?

'hedef' ve spordan bir kelime değil mi?

Yes. Now, the spacecraft was called dart, and darts is a game

Evet. Şimdi, uzay aracına dart adı verildi ve dart,

or a sport where you throw a small arrow called a dart

dart adı verilen küçük bir oku

into the centre target, which is called a bullseye.

hedef tahtası adı verilen merkez hedefe fırlattığınız bir oyun veya spordur .

Now, if you hit that you, get a lot of points.

Şimdi, eğer onu vurursan, çok puan alırsın.

And when you hit it, you say: 'bullseye'.

Ve ona vurduğunuzda, 'hedef' diyorsunuz.

And so the headline writer is saying that Nasa hit this asteroid exactly

Ve manşet yazarı, NASA'nın bu asteroidi tam olarak

in the right place. And they are using the word

doğru yere çarptığını söylüyor. Ve

'bullseye' because the spacecraft is called dart.

uzay aracına dart denildiği için 'hedef' kelimesini kullanıyorlar.

So it's a bit of a joke.

Yani bu biraz şaka.

But can we use the word beyond sport? Well,

Ama sporun ötesindeki kelimeyi kullanabilir miyiz ? Pekala, tam olarak istediğimiz sonucu

we often say it when we get the exact result that we wanted.

aldığımızda bunu sıklıkla söyleriz .

It's a bit similar to 'yes!', or 'I did it',

Bu biraz 'evet!' ya da 'Ben yaptım'a benziyor,

but it's only he really used

ama

for sports and games normally.

normalde sadece spor ve oyunlar için kullanıyordu.

Right, OK. So, if I take this piece of paper,

Tamam peki. Yani, eğer bu kağıt parçasını alırsam

and I tried to hit the camera lens right in the middle. I can say:

ve kamera merceğini tam ortasından vurmaya çalıştım.

'Bullseye!'. Let's have a look at that again.

"Bullseye!" diyebilirim. Buna tekrar bir göz atalım. Bir sonraki başlığımıza

Let's have a look at our next headline.

bir göz atalım .

And this one comes from Bloomberg:

Bu da Bloomberg'den geliyor:

The headline is saying that Nasa did this experiment

Başlık, NASA'nın bu deneyi

as a test of defence. And defence

bir savunma testi olarak yaptığını söylüyor. Ve savunma, kötü bir şeyin olmasını

is an activity designed to stop something bad happening. In this case,

durdurmak için tasarlanmış bir faaliyettir . Bu durumda,

an asteroid hitting the Earth.

bir asteroid Dünya'ya çarpıyor.

But the word we're looking at is 'ram'. Now, Beth.

Ama baktığımız kelime 'koç'. Şimdi, Beth.

A ram was a kind of animal, isn't it?

Koç bir tür hayvandı, değil mi?

Yes, a ram is actually a male sheep,

Evet, koç aslında bir erkek koyundur

and they smash into things really hard with their head.

ve kafalarıyla çok sert şeylere çarparlar.

OK. Tell us more.

TAMAM. Bize daha fazlasını anlat.

So imagine this action as a verb: 'to ram'. It means to push

Öyleyse bu eylemi bir fiil olarak hayal edin: 'çarpmak'.

or hit something very violently.

Bir şeyi çok şiddetli bir şekilde itmek veya vurmak demektir.

Now, we know that the spacecraft hit the asteroid

Şimdi, uzay aracının asteroide çarptığını

and was actually destroyed when that happened,

ve bu olduğunda gerçekten yok olduğunu biliyoruz ,

so it really rammed it.

bu yüzden ona gerçekten çarptı. Sert

It hit it hard.

vurdu.

OK, 'ram' as a verb then means 'to hit something really hard'.

Tamam, fiil olarak 'çarpmak' o zaman 'gerçekten sert bir şeye vurmak' anlamına gelir.

We're not talking about a little knock or a tap.

Küçük bir vuruştan veya bir dokunuştan bahsetmiyoruz.

Imagine the police trying to open the door of a building

Polisin girmek istediği bir binanın kapısını açmaya çalıştığını hayal edin

they want to go in. They will ram it.

. Kapıyı çarparlar.

If you're in a car accident,

Bir araba kazası geçirirseniz,

a car can ram it into you.

bir araba size çarpabilir.

There is another word connected to 'ram': 'rammed',

'Koç' ile bağlantılı başka bir kelime daha var: Sıfat olarak 'sıkıştırılmış'

as an adjective - has a different meaning, doesn't it?

- farklı bir anlamı var, değil mi?

It means really busy, crowded.

Çok meşgul, kalabalık demektir.

Yeah. Exactly. So if you imagine almost that the people have been pushed

Evet. Kesinlikle. Dolayısıyla, insanların

or rammed into a very tight space,

çok dar bir alana itildiğini veya sıkıştırıldığını neredeyse hayal ederseniz,

it's very busy. So, we can say 'it's rammed'.

burası çok meşguldür. Yani 'çarptı' diyebiliriz.

Have you been anywhere that was rammed, recently, Neil?

Son zamanlarda çarptığın bir yerde bulundun mu Neil?

Yes, my train into work this morning was absolutely rammed - it was full

Evet, bu sabah işe giden trenim kesinlikle çarptı -

of people. Now, that's quite informal way of describing it.

insanlarla doluydu. Şimdi, bu onu tanımlamanın oldukça resmi olmayan bir yolu .

Yeah. So, if you want to use it in a situation that isn't informal,

Evet. Bu nedenle, resmi olmayan bir durumda kullanmak istiyorsanız,

you might say it's 'overcrowded' or 'busy'.

"aşırı kalabalık" veya "meşgul" diyebilirsiniz.

OK. Let's look at that again.

TAMAM. Buna tekrar bakalım.

Our next headline, please. This one comes from CBC:

Bir sonraki başlığımız lütfen. Bu CBC'den geliyor:

The headline says that Nasa slammed a spacecraft

Başlık, Nasa'nın bir uzay aracını

into an asteroid. 'Slammed' as another word like 'smashed'

bir asteroide çarptığını söylüyor. 'Slammed', daha önce duyduğumuz 'ezilmiş'

and 'rammed' that we've heard already, meaning hit very hard.

ve 'çarptı' gibi , çok sert vurmak anlamına gelen başka bir kelime.

But we are looking at the word 'unprecedented'

Ama biz kelimeye bakıyoruz '

We are, and unprecedented is an adjective.

emsalsiz'iz ve eşi benzeri olmayan bir sıfatız.

It means something that hasn't happened before,

Daha önce olmayan

or something that we haven't known until now.

veya şimdiye kadar bilmediğimiz bir şey anlamına gelir.

And, so, the headline describes the test as unprecedented.

Ve bu nedenle, başlık, testi benzeri görülmemiş olarak tanımlıyor.

They've never done this before. They haven't tried to push an asteroid

Bunu daha önce hiç yapmamışlardı. Daha önce bir asteroidi rotasından çıkarmaya çalışmamışlardı

off its course ever before. Now, this word 'unprecedented'.

. Şimdi, bu kelime 'benzeri görülmemiş'.

It's used a lot, isn't it?

Çok kullanılıyor değil mi?

Yeah, we see it all the time in the news.

Evet, haberlerde hep görüyoruz .

I mean, the news is all about new events,

Demek istediğim, haberler tamamen yeni olaylar hakkında,

so recently we've heard about unprecedented levels of rainfall.

bu yüzden son zamanlarda benzeri görülmemiş düzeyde yağışlar duyduk.

We have also heard about unprecedented rises in prices of gas, for example.

Örneğin, benzin fiyatlarında benzeri görülmemiş artışlar olduğunu da duyduk.

Yeah. And those are all very serious things.

Evet. Ve bunların hepsi çok ciddi şeyler.

And, so, unprecedented is often used for more kind of formal situations.

Ve bu nedenle, benzeri görülmemiş genellikle daha resmi durumlar için kullanılır.

For example, my son.

Örneğin oğlum.

If he did an exam at school,

Okulda bir sınav yaptıysa,

he got a really high mark.

gerçekten yüksek bir not aldı.

I wouldn't say: 'Ah Beth,

"Ah Beth,

my son got an unprecedented mark in his exam.

oğlum sınavda benzeri görülmemiş bir not aldı" demezdim .

No, you definitely wouldn't.

Hayır, kesinlikle yapmazsın.

You'd just say, maybe, it's the best result, he has ever had.

Belki de şimdiye kadar aldığı en iyi sonuç bu diyebilirsiniz .

OK, let's have a look at that again.

Tamam, buna tekrar bir göz atalım.

We've had 'bullseye':

Hedefi belirledik: Hedefi

I hit the target. 'Rams': crashes into something violently,

vurdum. 'Koç': şiddetli bir şekilde bir şeye çarpar

and 'unprecedented':

ve 'benzeri görülmemiş':

This has never happened before.

Bu daha önce hiç olmamıştı.

Don't forget, there is a quiz on our website.

Unutmayın, sitemizde bir sınav var.

www.bbclearningenglish.com Thank you for joining us.

www.bbclearningenglish.com Bize katıldığınız için teşekkür ederiz.

And goodbye. Bye.

Ve güle güle. Hoşçakal.