Lie & Lay | Rise & Raise | British English Vs American English | Grammar & Vocabulary Lesson

Is it: I lie on my bed? Or: I lay on my bed?

Şu mu: Yatağımda uzanıyorum? Veya: Yatağımda mı yatıyorum? Şunları

Do we say: Prices have risen or prices have raised?

mı söylüyoruz: Fiyatlar arttı veya fiyatlar arttı? Herkese

Hello and welcome everyone, this is Minoo at Anglo-Link.

merhaba ve hoş geldiniz, ben Anglo-Link'ten Minoo. "

It's easy to confuse 'lie' and 'lay' and 'rise' and 'raise'.

Yalan" ile "yatmak" ve "yükselmek" ve "yükseltmek" kelimelerini karıştırmak kolaydır.

Especially because they're used differently in British and American English.

Özellikle İngiliz ve Amerikan İngilizcesinde farklı şekilde kullanıldıkları için. Bu

So, in this lesson we're going to review these verbs and make sure that you have no confusion in how to use them correctly.

nedenle, bu derste bu fiilleri inceleyeceğiz ve bunları doğru şekilde nasıl kullanacağınız konusunda kafa karışıklığı yaşamadığınızdan emin olacağız.

Before we start, a quick reminder that focused listening activities are a great way to improve your speaking skills.

Başlamadan önce, odaklanmış dinleme etkinliklerinin konuşma becerilerinizi geliştirmenin harika bir yolu olduğuna dair hızlı bir hatırlatma. Açıklama kutusundaki bağlantıyı kullanarak indirebileceğiniz

You can learn more about this in my guide,  which you can download using the link in the description box.

kılavuzumda bununla ilgili daha fazla bilgi edinebilirsiniz .

So, now let's look at these four confusing verbs starting with.... 'lie' and 'lay'.

O halde şimdi ... "lie" ve "lay" ile başlayan bu dört kafa karıştırıcı fiile bakalım.

What sounds right to you: I lie on my bed or I lay on my bed?

Hangisi size doğru geliyor: Yatağımda mı yatıyorum yoksa yatağımda mı uzanıyorum?

Well actually, they're both correct!

Aslında ikisi de doğru!

In British English we say: I lie on my bed.

İngiliz İngilizcesinde şöyle deriz: Yatağımda uzanıyorum.

Whereas, in American English we say: I lay on my bed.

Oysa Amerikan İngilizcesinde şöyle deriz: Yatağımda uzanıyorum.

So, let's look at the verb 'lie' in British English,

Öyleyse, İngiliz İngilizcesindeki "lie" fiiline bakalım

and figure out what the Past tense and the Past Participle are.

ve Geçmiş zamanın ve Geçmiş Participle'ın ne olduğunu bulalım.

For example: Yesterday  I ..... on my bed. What's the Past Simple form.

Örneğin: Dün  ben ..... yatağımda. Past Simple formu nedir?

And, the Past Participle in a sentence like: I  haven't ..... in the sun for the past five years.

Ve, Cümledeki Geçmiş Katılımcı: Son beş yıldır ..... güneşte değilim.

Let's see if you can fill in these two blanks.

Bakalım bu iki boşluğu doldurabilecek misiniz?

Let's look at the answers.

Cevaplara bakalım.

Yesterday, I lay on my bed.

Dün yatağımda uzandım.

And, I haven't lain in the sun for the past five years.

Ve son beş yıldır güneşte yatmadım.

So, It's lie, lay (past simple), and lain (past participle).

Yani, lie, lay (geçmiş zaman) ve lain (geçmiş ortaç).

So, how about American English?  What are the Past Simple and Past Participle forms in American English? 

Peki ya Amerikan İngilizcesi? Amerikan İngilizcesindeki Past Simple ve Past Particip biçimleri nelerdir?

Look at the two sentences again:

İki cümleye tekrar bakın:

Yesterday I ..... on my bed. And I haven't ..... in the sun for the past five years.

Dün ben ..... yatağımda. Ve son beş yıldır ..... güneşe çıkmadım.

And the answers are laid and laid.

Ve cevaplar atılır ve atılır.

Yesterday I laid on my bed.

Dün yatağıma uzandım.

And: I haven't laid in the sun for the past five years.

Ve: Son beş yıldır güneşe çıkmadım.

So, we have lay, laid, laid.

Yani, koyduk, koyduk, koyduk.

So, 'lie' in British English, and 'lay' in American English are intransitive verbs.

Yani, İngiliz İngilizcesinde "lie" ve Amerikan İngilizcesinde "lay" geçişsiz fiillerdir.

We don't need an object after them.

Onlardan sonra bir nesneye ihtiyacımız yok. Yalan

I lie or I lay on my bed.

söylerim ya da yatağıma uzanırım.

But there's also a transitive version of this verb.

Ancak bu fiilin geçişli bir versiyonu da vardır.

For example,  if you want to put your clothes on your bed, what should we say now?

Örneğin kıyafetlerinizi yatağınızın üzerine koymak istiyorsanız şimdi ne dememiz gerekiyor?

I ..... my clothes on the bed.

Ben ..... kıyafetlerim yatağın üzerinde.

And the answer is again the verb 'lay'. I lay my clothes on my bed,

Ve cevap yine 'lay' fiilidir. Kıyafetlerimi

both in British and in American English.

hem İngiliz hem de Amerikan İngilizcesi olarak yatağımın üzerine serdim.

And the Past and Past Participle forms are the same: lay, laid, laid.

Geçmiş ve Geçmiş Katılımcı biçimleri aynıdır: lay, lay, lay.

Other examples:

Diğer örnekler:

Our hen laid five eggs yesterday. Or: I've laid the table.

Tavuğumuz dün beş yumurta yumurtladı. Veya: Masayı kurdum.

And coming back to 'lie', don't forget that the verb 'to lie' has a second meaning,

Ve "yalan"a geri dönersek, "yalan söylemek" fiilinin ikinci bir anlamı olduğunu unutmayın,

which is say something that's not true.

bu da doğru olmayan bir şeyi söylemektir.

For example: He always lies about his age.

Örneğin: Yaşı hakkında her zaman yalan söyler.

And the Past tense and Past Participle are regular: lie, lied, lied. 

Ve Geçmiş zaman ve Geçmiş Katılımcı düzenlidir: lie, lied, lied.

Right! That's all for the verbs 'lie' and 'lay'.

Sağ! "Lie" ve "lay" fiilleri için hepsi bu kadar.

Let's have a look now at the verbs 'rise' and 'raise'.

Şimdi "yükselmek" ve "yükseltmek" fiillerine bir göz atalım.

To rise is to go up. So, in both British and American English, it's an intransitive verb.

Yükselmek, yukarı çıkmaktır. Yani hem İngiliz hem de Amerikan İngilizcesinde geçişsiz bir fiildir.

For example: His salary rises once a year.

Örneğin: Maaşı yılda bir kez artıyor.

So, let's see what the Past Simple and Past Participle forms are.

Öyleyse, Past Simple ve Past Particip biçimlerinin ne olduğunu görelim.

For example: His salary ..... last year.

Örneğin: Geçen yılki maaşı .....

Or: His salary has just .....

Veya: Maaşı yeni .....

The answers are 'rose' and 'risen'.

Cevaplar 'gül' ve 'yükseldi'.

His salary rose last year. And: His salary has just risen.

Maaşı geçen yıl arttı. Ve: Maaşı yeni arttı.

So, we have rise, rose, risen.

Yani, yükseldik, yükseldik, yükseldik.

And the transitive version of this verb is 'raise'.

Ve bu fiilin geçişli hali "yükseltmek"tir.

They raise his salary once a year.

Yılda bir maaşına zam yapıyorlar.

So, what are the Past Simple and Past Participle forms?

Peki, Past Simple ve Past Participle biçimleri nelerdir?

And the answer for both forms is 'raised'.

Ve her iki form için de cevap 'yükseltildi'.

They raised his salary last year.

Geçen yıl maaşını artırdılar.

And: They've just raised his salary.

Ve: Maaşına yeni zam yaptılar.

So, it's a regular verb: raise, raised, raised.

Bu normal bir fiildir: yükseltmek, yükseltmek, yükseltmek.

And I'd like to end with just one other point,  which is about 'rise' and 'raise' as nouns.

Ve isim olarak 'yükselmek' ve 'yükselmek' ile ilgili başka bir noktayla bitirmek istiyorum.

In British English we say: He's got to pay rise.

İngiliz İngilizcesinde şöyle deriz: Artış ödemesi gerekiyor.

But, in American English they say: He's got a pay raise.

Ancak Amerikan İngilizcesinde şöyle derler: Maaşına zam var.

Right! That's the end of this lesson.

Sağ! Bu dersin sonu budur.

For lessons and exercises on all topics, please visit my website

Tüm konulardaki dersler ve alıştırmalar için lütfen web sitem

Anglo-Link.com.

Anglo-Link.com'u ziyaret edin. Bir

And remember to subscribe  and allow notifications to know when my next lesson is available.

sonraki dersimin ne zaman müsait olduğunu öğrenmek için abone olmayı ve bildirimlere izin vermeyi unutmayın.

Thanks a lot for watching,  and I'll see you very soon in my next lesson.

İzlediğiniz için çok teşekkürler. Bir sonraki dersimde görüşmek üzere.

Goodbye for now.

Şimdilik hoşçakal.