Phrasal Verbs with TAKE: "take to", "take in", "take after"...

Hi. Welcome back to www.engvid.com. I'm Adam. Today's lesson is, again, phrasal verbs; everybody's

favourite lessons. Today, we're going to look at phrasal verbs using the verb "take". Again,

Bugün tekrardan deyimsel fiillerin "take " ile kullanımına göz atacağız.

a quick review: what is a phrasal verb? A phrasal verb is a verb and a preposition,

Hızlı bir ön izleme yapalım: Deyimsel fiiller nedir? deyimsel filler bir fiildir(vay canına) ve bir edatla ,

when put together, giving different meanings. Sometimes one, sometimes two, sometimes more.

birlikte kullanıldığında, farklı anlamlar verir. Bazen bir , bazen 2 , bazen daha fazla.

So, today, we're going to look at "take out", "take in", "take over", "take up",-excuse

Bugün, "take out", "take in", take over", "take up", -pardon-

me-"take after", "take back", "take off", "take on", "take down", "take to".

"take after", "take back", "take off", "take on", "take down" , take to". bu deyimsel fiillere göz atacağız.

Let's start with "take out". All of you, of course, know takeout food. You go to McDonald's,

"take out" ile başlayalım. Hepiniz dışarıdan yemek almayı elbette bilirsiniz. McDonald's a gidersiniz..

they ask you if you want to eat in or take out. So, take out means to take your food

Ne yemek istediğinizi veya ne almak istediğinizi sorarsınız. Böylelikle "take out"

to go. That's one meaning. Another meaning of "take out" is the literal meaning; exactly

Giderek aldığınız yemek anlamına gelir. Bu birinci anlamı. "take out" Diğer bir anlamı

what the words mean. For example, you have a turkey in the oven. It is finished cooking.

kesinlikle kelimenin ne anlama geldiğidir. Örneğin, Fırında bir hindiniz var. Pişirme işi bitmiş.

You take it out of the oven. Then, there is also the slang. If you want to take someone

onu fırından çıkarırsınız. Burada bir "ağız (şive)" var. Eğer birisini hakkında "take out" kullanırsanız..

out, you kill them. You see this in kind of the mob movies. They want to take someone

onları öldürmek anlamına gelir. Mafya türündeki filmlerde görürsünüz. Birilerini indirmek isterler.

out; they want to assassinate. Assassinate.

öldürmek isterler. "öldürmek".

I'll have to... Yeah, I'll leave that for now. Okay.

evet.. Şimdilik bunu bir köşeye bırakalım. tamam.

"Take in". What does "take in" mean? A few meanings as well. The first is the most common

"take in" ne anlama gelir ? Bir kaç iyi anlama gelir. İlk olarak en yaygınlarından biri.

one. If your clothes are too big, if you've lost some weight, you might want to take in

Eğer giysileriniz çok büyük ise ve biraz kilo kaybettiyseniz, gömleğinizi,

your shirt, or your dress, or your pants. You take it to a tailor, and he or she will

elbisenizi, veya pantalonunuzu içeri sokmak istersiniz.

take it in; make it smaller, tighter. Another meaning of "take in", for example, if you

al içine; sıkı, daha küçük hale. Bir diğeri eğer anlamı, örneğin, "almak"

go outside your house and you see a cat, and the cat is sitting there: "Meow, meow", you

Evinin dışında gidip bir kedi görmek ve Kedi orada oturuyor: "Miyav, miyav" Size

know, it's all sad and lonely. You take it in. It doesn't mean you take it into your

herşeyin bir üzgün ve yalnız. Sen al içinde. O aşağıdaki konularda içine almak anlamına gelmez

house. It, of course, means that. But more, it means like adopt. You take it into your

ev. Bu, tabii ki, anlamına gelir. Ama daha fazla, Benimsemeyi gibi gelir. Eğer içine almak

house, you give it a home, it's part of the family. So, you accept, you take in, you adopt

Evin, bunun bir parçası, bir konum sağlamak aile. Yani, almak, kabul ettin, evlat

something or someone.

şey ya da birisi.

"Take over". "Take over" means assume control of something. So, for example, if I own a

"Devralmak". "Over" Take denetimini üstlenecek demektir bir şeyin. Yani, örneğin, ben kendi halinde bir

big company and you own a slightly smaller company, but you're my competition, one way

büyük bir şirket ve biraz daha küçük bir sahibi şirket, ama sen benim rekabeti konum tek yön

I can beat you is I can take over your company. I can buy a lot of shares in your company,

Sana şirketiniz üzerinden alabilir olduğunu yenebilir. Ben, şirketteki hisselerin bir sürü satın alabilirsiniz

and I take over. I take control. If we're going on a long road trip, and I'm driving

ve ben devralmak. Ben kontrol altına almak. biz iseniz Uzun bir yolculuğa gideceğim ve ben sürüyorum

and I'm getting tired, I say: "Oh, can you take over the driving?" Means we switch, and

Yoruluyorum ve diyorum: "Oh, can "? Sürüş devralacak Değiştiriyoruz ilaçları ve

you continue driving.

Sürüş devam ediyor.

"Take up". If you take up space, for example, it means you use. You use space. You take

"Almak". Örneğin boşluk, yukarı alırsak, Eğer kullanmak anlamına gelir. Sen yer kaplarlar. Sen al

up space in a room. Another way to say "take up" is you start to do something new, like

Bir odadaki uzayda kadar. al" Diğer bir deyişle, "Dir kadar sizin gibi, yeni bir şey yapmak başlamak

a new hobby, or you start learning something new. So, recently, I took up Spanish. It means

Yeni bir hobi, ya da bir şeyleri öğrenmeye başlamak yeni. Yani, son zamanlarda, İspanyolca aldı. Anlamı

I started going to Spanish classes, and I started to learn Spanish. Now, if you add

Ben İspanyolca sınıflarına gidiş başladı ve ben İspanyolca öğrenmek başladı. Şimdi, eklerseniz

"with", you can take something up with someone. It means you can discuss. So, if you have

"Ile", birisiyle bir şeyler bulabilir. Bu tartışmak anlamına gelir. Yani, varsa

a problem in your class and you're falling behind, and you're not doing so well, take

sınıfınızda bir sorun ve düşüyorsun Eğer bunu yaptıklarından değil ve arkasında, almak

this problem up with your teacher. It means go to your teacher and discuss the situation.

Öğretmeninizle bu sorun yukarı. Anlamı öğretmenini gidip durumu görüşmek.

See how you can fix it. Okay.

Bunu nasıl çözebileceğinizi Bkz. Tamam.

"After". If you take after someone, means you behave like them. It's very similar to

"Sonra". Birinin, araçlarla sonra alırsak Onlar gibi davranırlar. Bu çok benzer

look like, except it's not about physical features; it's about personality. So, if you

fiziksel ilgili değil dışında benziyor Özellikler; o kişilik ilgili. Yani, eğer

take after someone, you are similar to someone in terms of character or behaviour. So, for

birilerinin peşinden almak, birisiyle benzer karakter veya davranış açısından. İçin böylece

example, I take after my mother. My sister takes after my father. My father was a very

örnek, annem çekmişsin. Kız kardeşim Babamdan çekmiş. Babam çok oldu

hot-tempered man. My sister's a very hot-tempered woman, so she takes after him.

Sıcak temperli adamı. Ablam çok var Sıcak temperli kadın, bu yüzden ona çekmiş.

"Take back". Again, two meanings. There's the literal meaning, so I lend you my pen.

"Geri al". Yine, iki anlamı vardır. Orada literal anlamı, o yüzden sana kalemimi ödünç.

You use it. You finished. I take it back. You give it back to me, it returns to me;

Bunu kullan. Bitirdin. Geri alıyorum. Sen bana döner, bana geri ver;

I take it back. Now, if I said something really mean to you or something not nice, or I made

Geri alıyorum. Şimdi, eğer gerçekten bir şey söz konusu sana kötü falan hoş değil, ya da ben yapılan

a promise and then I take it back, it means I cancel what I said. So, if I said something

Geri almak bir söz ve o zaman, ben demektir Dediğimi iptal edin. Yani, eğer Söylediğim bir şey

that made you upset and I take it back, it means I apologize. I take back the bad words

o, üzgün yapılan ve geri götürün Özür dilemek anlamına gelir. Ben kötü kelimeler geri almak

and everything's okay, hopefully. If I made a promise then take it back, it means I'm

ve her şey yoluna, umarım. Ben yaptıysanız bir söz o zaman ben değilim demektir, geri al

not going to do this promise anymore. Okay? So you have to be a little bit careful about

Artık bu sözü yapmayacak. Tamam? Yani hakkında biraz dikkatli olmak zorunda

take backs.

sırtlarını alır.

"Take off". I think most of you know the airplane takes off. It goes down the runway, then "whew,"

"Havalanmak". Çoğunuzun uçağı biliyorum çıkarır. Bu, "vay" daha sonra, pist iner

takes off. But "take off" can also mean to be very successful or very quickly to do well.

çıkarır. Ama aynı zamanda olmak anlamına gelebilir "take off" iyi yapmak için çok hızlı bir şekilde çok başarılı ya.

So, a business starts and, you know, the owners are doing what they can, but suddenly the

Yani, bir iş, biliyorsunuz, sahipleri başlar ve ellerinden geleni yapıyor, ama aniden edilir

business just takes off. It becomes very popular, very successful, making lots of money, hopefully, again.

iş sadece çıkarır. Çok, çok popüler hale Başarılı, çok para kazanan, umarım, yine.

"Take on". If you take something on, means you're facing the challenge. Okay? So I don't

"Üstüne almak". Bir şey, araçlarla ilgili alırsak Eğer görev ile karşı karşıya. Tamam? Yani yok

know how to do something, but I will take it on. I will try to do it. I will challenge it.

şeyin nasıl biliyorum ama bunu alacak üzerinde. Yapmayı deneyeceğim. Bunu meydan okuyacak.

Now, you can also take someone on, means confront. So, this guy has been bullying me

Şimdi, aynı zamanda birisi, yollara alabilir karşısına çıkmak. Bu adam bana zorbalık olmuştur

for a long time, and I'm fed up. I don't want to do... I can't take it anymore. I will take

Uzun süre, ben bıktım. İstemediğim yapmak ... ben artık buna dayanamıyorum. alacağım

him on. I will challenge him to a fight, and I will stand and win.

Onu üzerinde. Ben onu meydan okuyacak mücadele ve ben durup kazanacak.

"Take down". But if I take him on, but he's actually much bigger than me, he might take

"Devirmek". Ama onu almak, ama eğer Aslında benden çok daha büyük, o sürebilir

me down. It means "phoo", take me down to the ground and I'm beaten. Okay? So that's

Beni aşağı. Bunun anlamı "phoo" Bana aşağı çekmek Zemin ve ben dayak ediyorum. Tamam? Yani işte

one meaning of "take down" is to beat someone up, basically, or to knock someone down. Another

"Aşağı çekmek" birinin anlamı birisini dövmek etmek, Temelde, ya da birisi yıkmak. Bir diğeri

meaning is to write notes. So in your class, the lecturer, the professor is speaking, speaking

anlam notlar yazmak. Senin sınıf Yani öğretim görevlisi, profesör konuşuyor, konuşma

speaking. You don't have time to read the book as he's speaking, so the best thing you

konuşuyorum. Okumayı zaman yok Kitap o konuşma, bu yüzden en iyi şey oluyor olarak

can do is just take down notes. Take down the most important information. Write. Write

Sadece notlar aşağı çekmek olduğunu yapabilirsiniz. devirmek En önemli bilgiler. Yazmak. Yazmak

it in your book.

o kitabınızda.

"Take to", a few meanings as well. If you take to someone, means you have a sort of

"Götür", birkaç anlamlar da. Eğer sen Birine al, bir tür var demektir

connection with that person; you like that person, you have a feeling that you want to

o kişiyle bağlantısı; bunu beğendin mi kişi, size istediğiniz bir his var

help this person or you want to be around this person. If you take something to someone

Bu kişiye yardım veya etrafında olmak istiyorum bu kişi. Birine bir şey alırsak

or somewhere, then you are just carrying it. So I'm going to take this pen to the other

ya da bir yere, o zaman sadece onu taşıyoruz. Bu yüzden diğer bu kalemi alacağım

room. Okay? In the other room is one of my favourite students. I really took to her or

oda. Tamam? Diğer odada biridir benim favori öğrenciler. Onunla gerçekten sürdü veya

him, or whatever the case may be. So "take to".

onu, ya durum ne olursa olsun. Yani "götürmek".

And, a little bonus - I've got an idiom. So, this time we're looking at "take under". But

Ayrıca, küçük bir ikramiye - Ben bir deyim var. Yani, Baktığımız bu kez "altında almak". Fakat

"take under" by itself doesn't really mean anything. In the idiom: "to take someone under

tek başına gerçekten anlamına gelmez "başlığı altında almak" şey. deyimleriyle: "altındaki birisini almak

your wing", means basically to take someone as an apprentice or as a protégé. This

kanat", birisini almak temelde demektir çırak olarak veya protégé olarak. Bu

is an excellent word. "Protégé" is like a student, but not really a student. You're

Mükemmel bir kelimedir. "Protégé" a gibidir Öğrenci, ama gerçekten bir öğrenci. Sen

teaching him how to do something specific. You're not teaching him or her in a class.

ona nasıl öğretim belirli bir şey yapmak. Bir sınıfta ona öğretim değiliz.

You're showing him or her, in the real world, how to do something. So you take this person

Sen, gerçek dünyada, ona gösteriyoruz nasıl bir şey yapmak. Yani bu kişiyi almak

under your wing, means you protect them, you teach them, and hopefully one day they fly;

kanatlarının altında, Zaman, size onları korumak demektir onlara öğretmek ve umarım bir gün onlar sinek;

they take off on their own.

kendi başlarına çıkar.

Okay. I'm going to put an extra "s" here because I'm pretty sure it's two "s'", but we'll check

Tamam. Burada çünkü ekstra "s" koyacağım Ben iki "s'" eminim, ama biz kontrol edeceğiz

that after.

ondan sonra.

Anyway, if you want to practice these phrasal verbs, go to www.engvid.com. There's quiz

Neyse, bu Phrasal Alıştırma yapmak isterseniz fiiller, www.engvid.com gidin. bilgi yarışması var

there. You can try that out. Of course, if you have any questions, ask away in the forum.

Orada. Bunu deneyebilirsiniz. Tabii ki, eğer Herhangi bir sorunuz varsa forumda sor bakalım.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel. And come back again soon. Bye.

Benim YouTube'a abone unutmayın kanal. Ve kısa süre sonra tekrar geri gelirler. Hoşçakal..