English Grammar: Negative Prefixes - "un", "dis", "in", "im", "non"

İngilizce Dil Bilgisi: Olumsuz Ön-ekler: - "un", "dis", "in", "im", "non"

1,524,187 views

2015-02-16 ・ Adam’s English Lessons


New videos

English Grammar: Negative Prefixes - "un", "dis", "in", "im", "non"

İngilizce Dil Bilgisi: Olumsuz Ön-ekler: - "un", "dis", "in", "im", "non"

1,524,187 views ・ 2015-02-16

Adam’s English Lessons


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:01
Hi. Welcome back to www.engvid.com. I'm Adam. Today's lesson is a bit of a strange lesson.
0
1110
6810
Merhaba. www.engvid.com'a tekrardan hoş geldiniz. Ben Adam. Bugünün dersi biraz garip bir ders .
00:07
I'm going to tell you something that you can't actually learn. Well, you can learn it, there's
1
7894
5549
Aslında öğrenemeyeceğin bir şeyi anlatacağım. Yani, tabii ki öğrenebilirsin, fakat
00:13
just no rules for it. I'm talking about specifically some prefixes.
2
13469
4693
bir kuralı yok anlamında. Bazı özel öneklerden bahsediyorum.
00:18
"Dis-", "un", "in/im-/il/ir-", "non-". Okay?
3
18188
5457
"Dis-", "un", "in/im-/il/ir-", "non-". Bunlar, tamam mı?
00:23
First of all, let's review a little bit. What is a prefix? A prefix is a little part of
4
23681
5589
Önce ufak bir gözden geçirelim. Önek nedir? Önek, ana kelimenin önüne gelen küçük sözcüklerdir.
00:29
a word that comes before the main word; can come before an adjective, before an adverb,
5
29270
6270
bazen bir sıfattan, bir zarftan, bir isimden veya bir fiilden önce gelebilir.
00:35
before a noun, before a verb. Anything that comes before a word, especially before a root
6
35540
5690
Özellikle de ana kelimenin kökünün önüne gelir.
00:41
of a word. We're going to look at an example of that very soon.
7
41230
3651
Birazdan bir örneğine bakacağız.
00:44
So, I was asked specifically to talk about these prefixes. All of them basically mean
8
44907
7296
Şimdi, tam da bu önekleri anlatmam istendi bugün. Tamamı temelinde "değil" yani "not" anlamına
00:52
"not". Okay? They negate the word they are added to. Now, generally speaking, you can
9
52229
9125
gelir, tamam mı? Eklendikleri kelimeleri olumsuzlarlar. Günlük konuşmada, aralarındaki
01:01
find specific little subtle differences between all of them. For example, "dis" means more
10
61380
6930
ince farkları bulabilirsin. Örneğin; "dis" bir şeyden ayrı veya uzak olmak,
01:08
like be a part of or away from, separate. "Un" means not or a reversal of something,
11
68310
8374
ayrı olmak anlamına gelir. "Un" ise "değil" veya "bir şeyin tam tersi" alamına gelir,
01:16
or not having something, a lack of something, a deprivation. And same with these guys, not,
12
76710
6250
yahut "bir şeysiz olmak", "yoksun olmak", "yoksunluk". Bunlar da aynı şekilde:
01:22
reverse, opposite. "Non" is the most simple one. "Non" basically means not. Okay? But,
13
82986
7763
"değil", "aksi", "karşıtı". "Non" ise basitçe "değil" anlamına gelir. Tamam mı? Fakat,
01:30
the problem is that most of these can go with many words, but there's no real rule about
14
90775
6384
asıl problem bunların bir çok aynı kelimede kullanılabilir olmasıdır, dolayısıyla hangi kelime hangi öneki alır şeklinde
01:37
which word takes which prefix. Okay? So, how do you learn which one to use in which situation?
15
97159
7705
tam bir kuralı yoktur. Tamam mı? Dolayısıyla hangisinin hangi durumda kullanıldığını nasıl bileceksin?
01:44
Well, I'll tell you after we look at a few examples. Okay?
16
104890
4358
Hepsini, bir kaç örneğe bakarak anlatacağım. Tamam mı?
01:49
So, again, all of these mean not. The only thing you have to worry about the most is
17
109274
5735
Tekrar ediyorum: hepsi "değil" yani "not" demek. Asıl odaklanmanız gereken önekin geldiği
01:55
the actual word that is being connected to a prefix. Okay? Concentrate on the root or
18
115009
8205
asıl kelimeye bakmak olmalı. Tamam mı? Kelimeye gelen öneke bakmadan
02:03
the word itself before you concentrate on which prefix to join to it. Now, you will
19
123240
6670
önce kelimenin köküne veya kendisine bakın. Şimdi her iki öneki birden alabilen
02:09
see that some words will take both prefixes, and be totally okay.
20
129910
5920
bazı kelimelere bakalım ve ne demek istediğim otursun.
02:15
The problem is that their meanings are completely different. So, "to dislike", this is a verb,
21
135830
6683
Bunlarda temel fark anlam. Tamamen farklı. Mesela, "to dislike" (sevme-mek), kendisi bir fiil,
02:22
"to dislike", it could also be a noun. "I have a strong dislike for certain vegetables",
22
142936
9188
"dislike" (hoşnutsuzluk), aynı zamanda bir isim de olabiliyor. "I have a strong dislike for certain vegetables"
02:32
for example. But "to dislike" means to not like. Now, if you say: "I don't like Pizza."
23
152150
9979
Aynı zamanda "to dislike" sevmemek anlamında da kullanılır. Örneğin; "I don't like Pizza" anlamında
02:42
And you say: "I dislike Pizza." These are a little bit different. Right? "Don't like"
24
162155
5734
"I dislike Pizza." da diyebilirsiniz. küçük bir farklılık var, değil mi? "Don't like"
02:47
or "not like" means you don't have a good feeling towards. But "dislike" means you actually
25
167915
5184
veya "not like" bir şeyden hoşlanmadığınız anlamına gelir ama "dislike" o şeye karşı hoş hisler beslemediğiniz
02:53
have a bad feeling towards. Right? So, this is a little bit more active. You're away from
26
173099
4961
anlamına gelir, değil mi? Yani, bu biraz daha aktif bir yapıdadır. Sevmekten uzaksınız.
02:58
liking it. You're actually having a bad feeling for it. "Unlike" has absolutely no connection
27
178060
5750
Hatta kötü bir his besliyorsunuz o şeye. "Unlike" ise "dislike" ile yakından uzaktan alakası
03:03
to "dislike". "Unlike" means not similar to. This is the preposition "like", "A" is like
28
183810
7824
yoktur. "Unlike" , "benzemeyen" anlamında kullanılan bir edattır. "like", "A", "B"ye
03:11
"B". This is the verb "like", means to have a good feeling toward. So, concentrate on
29
191660
5439
benzer anlamındadır. Bu, "like" hoşlanmamak anlamında fiildir. Bu yüzden
03:17
the word you have. You have the verb, you have the preposition, and then decide which
30
197099
5357
elinizdeki kelimeye bakın. Elinizde kelimeler var, önekler var, ve sizden karar vermeniz isteniyor.
03:22
prefix you want to join to it.
31
202482
1977
Hangisi hangisine gelir.
03:24
So, here, I have a few examples of words that can take two prefixes and have different meanings.
32
204459
7705
Burada da farklı önekler alarak farklı anlamalara gelen bir kaç kelime var.
03:32
So, for example: "discover" and "uncover" are two completely different verbs. "To discover"
33
212190
8004
Örneğin; "discover" ve "uncover" tamamen farklı iki kelimedir.
03:40
means to find by accident. You're walking along the beach, and you discover the skull,
34
220220
6950
"To discover" bir şeyi tesadüfen bulmak anlamına gelir. Sahilde yürüyorsunuz ve bir kafatası ve kemik
03:47
the bone... Head bone of a dinosaur. You didn't look for it. You just found it. Okay? You
35
227170
8234
keşfettiniz. Bir dinozorun kafatası. Onu aramıyordunuz. Tesadüfen buldunuz. Tamam mı?
03:55
discovered it. So, it was hidden by nature, by time, and then you took away the cover
36
235430
7000
Onu keşfettiniz. Sahilde gömülüydü uzun süredir, gördünüz, eşelediniz ve işte
04:02
and there it is, the skull. "Uncover", on the other hand, means you were looking for
37
242510
6240
o bir kafatasıymış. "Uncover" ise bir şeyi aradığınızı ve
04:08
something and you found it.
38
248750
2180
onu açığa çıkardığınızı anlatır.
04:10
So, you're a... I'm a reporter. I work for a major newspaper, and I think that this particular
39
250930
6279
Örneğin; siz... ya da ben bir haberciyim. Bir medya kuruluşunda gazeteciyim. Bir politikacının hatasını
04:17
politician is corrupt; he's lying to the people, he's stealing their money. So, I investigate.
40
257209
6473
farkettim. İnsanlara yalan söylüyor. Onların parasını çalıyor. Ben de araştırıyorum.
04:23
And after my investigation, I uncover certain facts that will help the police put him in
41
263752
6832
Araştırmam sonucunda bazı polisin onu hapse atması için yardımcı olacak gerçekleri ortaya çıkarıyorum (uncover).
04:30
jail. Not, not, not covered, not covered, means not hidden, but this one by accident,
42
270610
8412
Değil, değil, üstü örtülmemiş, üstü örtülmemiş de gizli değil anlamına gelir. Fakat bu kazara,
04:39
time, nature hit it, I, by accident discovered it; "uncover" means I looked for, I found.
43
279048
7151
zaman, doğa sakladı onu, Ben, kazara keşfettim. "Uncover ise aradım ve buldum.
04:47
This one, or these two, I should say: "disinterested" and "uninterested". These are always mixed
44
287506
5503
Bu veya bu ikisi, yani "disinterested" ve"uninterested". Bu ikisi hep karşıtırılır.
04:53
up. You cannot use these two interchangeably; you have to use one or the other. I'll start
45
293009
6641
Bu ikisini birbirinin yerine kullanamazsınız. Ya birini ya da ötekini kullanırsınız.
04:59
with "uninterested". Uninterested means indifferent, don't care. It's boring. I'm uninterested.
46
299650
6139
"uninterested" ile başlayalım. "uninterested" ilgisini çekmemek, umursamamak. Sıkıcı o yüzden ilgilenmiyorum.
05:05
I don't want to know. Leave me alone. "Disinterested" means impartial, means you're not... You don't
47
305789
6750
Bilmek istemiyorum. Beni yalnız bırak. "Disinterested" ise tarafsız olmak, yani birini ötekine tercih ettirecek
05:12
have a reason to take one side or the other. Okay? So, again, I'm the reporter. I have
48
312539
5800
bir gerekçeniz yok. Tamam mı? Yine haberciyim diyelim.
05:18
nothing to gain or lose by finding out information about this politician. I am a disinterested
49
318339
6980
Bu politikacı hakkında bilgi edinmenin bana sağlayacağı bir kazanç veya kayıp yok diyelim. Bu durumda ben "I am a disinterested party" diyebilirim.
05:25
party. I am objective. Okay? I am not involved in the situation. I'm just reporting the facts.
50
325319
7275
Ben tarafsızım, yani. Duruma dahil değilim. Sadece olanı haber yapıyorum.
05:32
Here, I don't care; here, I'm not part of the situation.
51
332813
4886
Bu durumda umrumda olan bir şey yok ve burada olayın bir parçası değilim.
05:38
Now, you also think: "Well, these two are kind of weird. There are two different words
52
338501
3638
Şimdi, şuna bakalım: Burada iki farklı kelime var diyebilirsiniz. Evet, bunlar iki farklı kelime, değil mi?
05:42
here." Right? But you have a "discomfort", you are "uncomfortable". That's a little strange.
53
342139
7665
Fakat, bir rahatsızlık "discomfort" durumu var, ver siz rahatsızsınız "uncomfortable". Biraz tuhaf duruyor.
05:49
This is a noun, this is an adjective. You go to the doctor, you complain of a discomfort
54
349830
6149
Bu bir isim, bu ise bir sıfat. Doktora gidiyorsunuz, bir yerinizdeki rahatsızlığınızdan (discomfort)
05:55
in your side. But if you sit and somebody left a pen on your chair, oh, a little uncomfortable.
55
355979
6351
şikayet ediyorsunuz. Fakat, eğer oturuyorsanız ve biri sandalyeye kalem bırakmışsa, ah, biraz rahatsız(uncomfortable).
06:02
You're not... You know, you want to get up and see what's going on there. A discomfort
56
362330
4220
Aslında... bilirsiniz, altınızda ne var diye kalkıp bakmak istersiniz. Bir rahatsızlık (discomfort)
06:06
is like a real thing, probably inside. Uncomfortable, you can fix somehow.
57
366550
5089
bir durumdur, içten gelir. "Uncomfortable" ise sonradan düzeltebilceğiniz anlık bir şeydir.
06:13
"Disable", okay? We're going to look at the verb, "disable". Means make not able. Take
58
373135
7018
"Disable" ? Şimdi, disable kelimesine bakalım. Bişey hakkında kabiliyeti olmamak anlamına gelir.
06:20
away the ability of something. So, you have a machine running. You think: "Oh, it's a
59
380179
6540
Bir şeyden bu kabiliyeti alın. Örneğin; çalışan bir makineniz var. Çalışmasıyla ilgili
06:26
little bit dangerous." You don't want anybody to use it, so you disable it. You disconnect
60
386719
4491
tehlike sezdiniz. Onu kimsenin kullanmasını istemediniz ve ondan çalışma kabiliyetini aldınız. (disable) Kablosunu
06:31
the fuse. Now, nobody can come and use this machine. It has been disabled. We say about
61
391210
6389
çektiniz. Şimdi kimseye hizmet veremez o makine. "It has been disabled" (Makine kapatıldı)
06:37
a person if he or she is disabled, usually they're in a wheelchair, they had an accident
62
397599
5400
Kadın, erkek bir kişi hakkında da söyleyebiliriz. "He or she disabled" genellikle, tekerlikli sandalyeleri olur, kaza geçirmişlerdir.
06:42
or they were born with a problem. They are not able. "Unable" means can't. I am unable
63
402999
7864
Yahut, bir engelle doğmuş olurlar. Engellidirler. "Unable" yapamaz anlamına gelir. Sana yardım edemiyorum
06:50
to help you because I just don't know. Okay? "Unable", "disable".
64
410889
5144
çünkü bilgim yok. Tamam mı? "Unable", "disable".
06:56
We're going to come back to this bottom one, here. So, that's a few things. Oh, a couple
65
416059
4660
Bu sondakilere geleceğiz. Şimdi bir kaç bir şey var.
07:00
more. "Disorganized", "unorganized". Usually, you would say about a person: "He or she is
66
420719
6340
Mesela ""Disorganized", "unorganized". Genellikle bir kişi hakkında konuşurken söylenir
07:07
disorganized." He has things everywhere or she has things everywhere; it's a big mess.
67
427059
4873
"He or she is disorganized." (O dağınıktır) Her şeyi her yerdedir. Darmadağın.
07:11
But the office or the room of this person is unorganized. So, we talk about an organization,
68
431958
6344
Fakat bir kurum veya kurumdaki oda dağınık ise, bir örgütten bahsediyorsak
07:18
or a company, or an association, or a place that is unorganized. We talk about a person
69
438328
6797
bir şirket, veya dernek, veya yer ise dağınık olan: "unorganized". Ama kişi ise: "disorganized"
07:25
being disorganized. I'm going to come back to these.
70
445151
3518
Şu ikisine geleceğim. Şimdi..
07:28
So, now, we know, "dis", "un", depends on the word you're using. Same goes for these
71
448669
6550
Biliyoruz ki, "dis", "un" kullanacağımız kelimeye bağlı. aynısı bunlar için de geçerli.
07:35
ones. Right? For example, "non", "non", there are not that many words. You have a "nonpayment".
72
455219
6610
Tamam? Örneğin; "non". "non"la çok fazla kelime yok. Mesela "nonpayment".
07:44
Okay? You bought something, it's non-refundable. Keep in mind sometimes you will have a hyphen,
73
464095
9964
Tamam? Bir şey aldınız, ve o şeyin iadesi yok (nonrefundable). Bazen tire ile ayırmak zorunda olabileceğinizi unutmayın.
07:54
sometimes you will not. How do you know? Check the dictionary. Again, not really any rule
74
474085
5414
Her zaman değil, bazen. Nasıl emin olacaksınız? Sözlüğe bakın. Tekrar ediyorum: Bir kuralı yok.
07:59
here. Some dictionaries, like American dictionaries will put like a hyphen, British ones won't.
75
479499
5271
Bazı sözlükle, Amerikan sözlüğü gibi, tireyi koyar. İngilizlerinkinde yoktur.
08:04
Depends what you need, that's what you'll use.
76
484770
3228
Neye ihtiyacınız olduğuna bağlı olarak kullanırsınız.
08:08
"In", "im", same thing, especially with "il", "ir", they're all exact same. They also mean
77
488183
6632
"In", "im" aynı şey. Özellikle "il", "ir" tıpkı diğerlerinde olduğu gibi. Bunlar da
08:14
not, or opposite, or lack. We usually use "im" with words that begin with a "b", "m",
78
494849
6280
"değil, zıttı, yoksun olma" anlamına gelir. "im" kullanabilmemiz için kelimenin "b, m, p" harfleriyle
08:21
or a "p". Now, the thing about "in" or "im", you have to be careful about it. They don't
79
501129
5710
başlaması lazım. Şimdi, şu ikisine "in" veya "im" dikkat edin. Bunlar "değil" anlamına gelmiyorlar. Başka
08:26
only mean not; they have other meanings. For example, it could mean to put something into,
80
506839
6670
anlamları da var. Örneğin; bir şeyi içine koymak anlamına gelebilir.
08:33
or show direction towards the inside of something. Right?
81
513509
4181
Bir şeyin içine doğru yönlendirmek için kullanılabilir, anlaşıldı mı?
08:37
So, for example, "immigrate" means migrate into a country. So, come... Or come into a
82
517690
10644
Yani, örneğin, "immigrate". Bir ülkeye göç etmek demek. Yani ülkenin içine gelmek
08:48
country, I should say, sorry. "Migrate" move, "im", into. Move into a country. "Inflame",
83
528360
8817
pardon, taşınmak daha doğru. "Migrate" göç, "im" içine demek. Bir ülkeye göç etmek. "Inflame",
08:58
so this is another use of the prefix "in". Means to cause, to be, or to make. Right?
84
538208
5801
bu da "in" önekini kullanmanın başka bir yolu. Sebep olmak demek. Tamam?
09:04
So, you inflame, you make it... The flame, you make it more of a flame, you intensify it.
85
544009
4800
Yani sebep oluyorsanız (inflame), onu yaptırıyorsunuz demektir... Flame: Ateş, daha fazla ateşlendiriyorsanız onu şiddetlendiriyorsunuz: intensify.
09:10
Sorry, intensify. So, there's a... Somebody's having a fight, you want to inflame it. You
86
550276
8027
Pardon, intensify. Diyelimki birileri kavga ediyor. Sen de kızıştırmak istiyorsun: Yine "inflame".
09:18
give them both reasons to fight more. You inflame the product, the situation. So, "in"
87
558329
6240
İkisine de daha fazla kavga etsinler diye sebep veriyorsun. Durumu daha da şiddetlendiriyorsun. Dolayısıyla "in"
09:24
and "im" not only mean "not", they also mean "toward" or "to cause". So, be careful.
88
564569
7325
ve "im" sadece "değil" anlamına gelmiyor. Yönlendirme ve sebep olma anlamları da var. Bu yüzden dikkat.
09:31
"Il" and "ir" we use with words that begin with "l" or "r". For example, "illogical",
89
571920
8320
"Il" ve "ir" Bunları da "L" veya "R" ile başlayan kelimelerle kullanıyoruz. Örneğin: "illogical" (Mantıklı olmayan)
09:40
"irrelevant". Going back to "im", "b", "m", "p". "Imbalanced", "immaterial", "impossible".
90
580646
8061
"irrelevant"(Ilgisiz). "im"e dönecek olursak, "b", "m","p"."Imbalanced" (dengesiz), "immaterial" (manevi), "impossible" (Imkansız)
09:48
I'm using adjectives. You're not limited to adjectives. There could be other things. For
91
588895
4564
Sadece sıfatları kullanıyorum. Ama bunlarla sınırlı değil. Başka şeyler de olabilir.
09:53
example, "immigration" is a noun. "Immigrate" is a verb. I'm still using the "im". So be
92
593459
5651
örneğin , "immigration" bir isimdir. "Immigrate" bir fiildir. Hala "im" kullanıyorum. Yani ...
09:59
careful about these. And the "non", "nonpayment", "non-refundable".
93
599110
4320
...dikkat edin. Ve "non", "nonpayment", "non-refundable".
10:03
Now, there is another situation. "Mis", I know this is not on my list, this is a different
94
603430
6813
Şimdi bir diyer durum da "Mis" ile ilgili. Biliyorum, yukarıdaki listede yer almıyor.
10:10
prefix. But many people think that "mis" means "not". It doesn't. "Mis" means wrongly, in
95
610269
7435
Zaten bu da farklı bir örnek. Çoğu insan "mis"i "değil" anlamında sanıyor.
10:17
a wrong way. So, "inappropriate" means not appropriate, not proper, not correct. "Misappropriate",
96
617730
9119
"mis" yanlış bir şekilde ya da yanlış şekilde anlamına gelir. "inappropriate" uygun olmayan, uygunsuz, doğru olmayan anlamına gelir. "Misappropriate",
10:27
"inappropriate", "misappropriate", this word and this word are two different words. This
97
627279
7394
"inappropriate", "misappropriate" ikisi farklı iki kelimedir.
10:34
is an adjective, means correct or proper. "Appropriate" is a verb, means take. If you
98
634699
7775
Bu bir sıfat, uygun veya doğru anlamına gelir. "Appropriate" bir fiildir ve almak anlamına gelir.
10:42
misappropriate, you take something in a dishonest way, in a wrong way. Okay? So, be very careful
99
642500
5860
Eğer dürüst olmayan yola bir şey almak ise: misappropriate yani yanlış bir yol ile. "Mis"e
10:48
about "mis". And make sure you understand which word you are using before you add your prefix.
100
648360
6475
dikkat. Öneki eklemeden önce hangi kelimeyi kullandığına dikkat et.
10:55
Now, we're getting to the gist of the lesson, we're getting to the main point. How do you
101
655098
5262
Şimdi dersin can alıcı noktasına geliyoruz. Hangi önekin geleceğini
11:00
know, and what if you don't know which prefix to use? So, for example, "unsecure", "insecure".
102
660360
7908
bilmediğinizde nasıl karar vereceğiz? Mesela, "unsecure", "insecure".
11:09
"Insecure" generally, we talk about a person... A person's attitude toward him or herself.
103
669206
6433
"Insecure" genellikle, bir kişi hakkında konuşurken kullanılır ... Bir kimsenin başka bir kimseye tutumuyla ilgilidir.
11:15
If someone is insecure, means they lack confidence; they're not confident. They don't have the
104
675665
5815
Eğer biri güvensiz (insecure) hissediyorsa, bu öz güveninin veya güvenliğinin olmadığı anlamına gelir.
11:21
self-security. "Unsecure" means not safe. Now, if you're talking about a computer that
105
681480
6370
Yani kendi kendilerini koruyamıyorlar. "Unsecure" ise güvende olmadıkları anlamına gelir. Mesela bir bilgisayarı ele alalım.
11:27
doesn't have an anti-virus, it's unsecure. It doesn't have a firewall, it's unsecure.
106
687850
6384
Bu bilgisyarda antivirüs pr. olmasın. O zaman güvende değildir (unsecure). Koruma kalkanı yok: It's unsecure.
11:34
If you attach a picture to the wall... For example, this, this whiteboard is secured
107
694260
6400
Eğer duvara bir resim asarsanız... Örneğin, bu, bu beyaz tahta duvara
11:40
to the wall. If I take out the screws, it might fall over, it would be unsecure.
108
700634
5460
sabit, güvenli. Eğer vidaları çıkarırsanız,düşebilir. Güvenli değil (unsecure).
11:46
But many people feel this word is uncomfortable, it just doesn't sound right, "unsecure". If
109
706094
6730
Fakat birçok insan bu kelimeyi "uncomfortable" ile karıştırıyor. Ama "unsecure"ın böyle bir anlamı yok.
11:52
you're not sure, use the two words. Say: "Not secure". If this word, "unsecure" doesn't
110
712850
7434
Baktınız emin olamıyorsunuz: "Not secure" deyin. "unsecure" doğru gelmiyorsa
12:00
feel correct, don't use it. Use "not secure". Tell me the meaning of this. Okay? Don't worry
111
720284
6930
kullanmayın. Yerine "not secure" deyin. Kelimeyi değil, anlamını söyleyin. Tamam mı?
12:07
about the word itself if you don't like it.
112
727240
2789
Eğer tatmin etmediyse kelimeyi boş verin, takılmayın.
12:10
Which, brings us, again, to the main point: how do you know? Well, you have to feel.
113
730029
7507
Tam da burada ana konumuza geri dönüyoruz: Nasıl bileceğiz. Aslında hissetmek lazım.
12:18
You have to feel the language, you have to feel which word sounds correct or not. Now, this
114
738419
6290
Dili hissetmek lazım. Hangisinin kulağa hoş geldiğini anlayacak kadar dili anlamak gerekiyor...
12:24
is especially important in writing. In spoken English, if you say: "Dispossible", people
115
744709
9214
...özellikle de yazarken. Konuşma dilinde "Dispossible" falan derseniz
12:33
will look at you a little bit strange, but they will understand what you're saying. In
116
753949
3361
size dönüp tuhaf bakarlar ama sonunda ne demek istediğinizi anlarlar.
12:37
writing, they will look at it and try to figure out what's going on; they'll get confused.
117
757310
5089
Fakat yazıda bakıp ne demek istediğinizi anlamaya çalışacaklar. Yanlış olursa kafaları karışır.
12:42
In writing, it's very important to use the right word, the correct word. You have to feel it.
118
762399
5990
Yazıda doğru kelimeyi kullanmak bu yüzden önemlidir. Kesinlikle dili hissetmeniz lazım.
12:48
Now, how do you feel which word is correct and which word is not? Read. Read a lot, a
119
768389
6250
Peki doğru kelime olduğunu nasıl hissedersiniz? Okuyun. Çok okuyun.
12:54
lot, a lot, a lot. This is where you get to feel the language. For example, if you read
120
774639
5291
çok, çok, çok. Ancak öyle dili hissedersiniz. Örneğin, yüz farklı yazardan
12:59
100 books by 100 different authors, all of them will use "imbalanced". Nobody will use
121
779930
6180
yüz kitap okuduğunuzda, hepsi "imbalanced" kullandığında "disbalanced"ın
13:06
"disbalanced". Some might use "unbalanced". Okay? So, you're free to use one or the other.
122
786110
9550
kullanılmadığını görürsünüz. Bazıları "unbalanced" ı da kullanabilir. Tamam mı? Dolayısıyla siz de ikisinden birini kullanabilirsiniz.
13:15
Okay? "Immaterial", everybody will use "immaterial" or "not material". "Immaterial", by the way,
123
795910
6640
Tamam? "Immaterial", herkes "Immaterial" veya "not material" der. Bu arada önemsiz anlamına,
13:22
means not important, not relevant. Same as "irrelevant", "immaterial", synonyms. Okay?
124
802550
6701
alakasız anlamına gelir. Tıpkı "irrelevant" gibi, "immaterial" ile eşanlamlıdır.
13:29
So, now, personally, I recommend reading novels. Why? Because the authors of novels, technically,
125
809277
7948
Pekala, kişisel olarak roman okumanızı tavsiye ederim. Neden? Çünkü, roman yazarları, dil bilgisi
13:37
should have a very strong command of grammar. They spend a lot of time thinking about every
126
817251
4458
açısından dile çok hakimdirler. Kullandıkları her kelime için epeyce düşünürler ve
13:41
word they use, and they have editors, who also check every word they use. So, novels
127
821709
6370
editörler tarafından da bu kelimeler kontrol edilir. Dolayısıyla, romanlar
13:48
get you... Really play with the language and really help you get this feel for the language.
128
828079
6230
çok yardımcı olur. Dile biraz vakit ayırın, kelimelerin nasıl kullanıldığına bakın, ki dili hissedebilesiniz.
13:54
But until you get that feeling, until that time comes, use a dictionary. Like anything
129
834309
5380
O his gelene dek de sözlük kullanın. Her şey için bakın sözlüğe.
13:59
else, if you're not sure, check. The dictionary says like this, use it like that. If you're
130
839689
6181
Emin olmadığınızda kontrol edin. Sözlükler örnekler verir, nasıl kullanılacağını gösterir.
14:05
in the middle of the test and you can't think of... You don't have a dictionary, you have
131
845870
3250
Eğer bir sınavın ortasında iseniz ve karar veremiyorsanız da, yani sözlük olanağınız yoksa, mecburen yazmak, seçmek zorundaysanız...
14:09
to write something, give it your best guess and hope for the best. But eventually, you
132
849120
5250
herhangi birini sallayın, yapacak bir şey yok.
14:14
will know just by looking at it if it's right or wrong.
133
854370
3379
İnşallah bakınca doğrusunu görürsünüz.
14:17
Okay, if you go to www.engvid.com, I put a quiz there that will test your knowledge of
134
857749
5431
Pekala, www.engvid.com sitesini ziyaret edin. Bu kelimeleri ve önekleri
14:23
some of these words with their prefixes. A couple little surprise ones for you as well.
135
863180
5389
içeren bir test koydum oraya. Bir kaç sürpriz de ekledim.
14:28
Also, don't forget to subscribe to my channel on YouTube. And ask any questions you'd like,
136
868543
4755
Kanalıma abone olmayı ve merak ettiklerinizi yorum olarak atmayı unutmayın.
14:33
and I'll get back to you as soon as I can. Thanks.
137
873324
2772
En kısa sürede size dönmeye çalışacağım. Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7