How to use English Modal Verbs | Possibility & Probability

İngilizce Modal Verbs Kullanımı | İhtimal & Olasılık

1,614,196 views

2018-06-21 ・ mmmEnglish


New videos

How to use English Modal Verbs | Possibility & Probability

İngilizce Modal Verbs Kullanımı | İhtimal & Olasılık

1,614,196 views ・ 2018-06-21

mmmEnglish


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:08
Hello I'm Emma from mmmEnglish!
0
8040
3500
Merhaba, ben mmmEnglish!'den Emma.
00:11
So tell me,
1
11700
1160
Söylesene,
00:12
what type of words are these?
2
12860
3800
bunlar ne tür kelimeler?
00:20
They're modal verbs.
3
20800
1760
Modal fiiller
00:22
Now, I've been getting lots of questions
4
22720
2740
Son zamanlarda sizden modal fiiller ile ilgili
00:25
about modal verbs from you lately
5
25460
2000
bir sürü soru alıyorum.
00:27
so, I'm going to share some useful tips
6
27880
2560
Bu yüzden, İngilizce konuştuğunuzda onları
00:30
to help you use them a little more
7
30440
1920
biraz daha etkili kullanmanıza yardımcı olacak
00:32
effectively when you're speaking English.
8
32360
2540
bazı yararlı ipuçlarını paylaşacağım.
00:35
Now, these modal verbs are auxiliary verbs,
9
35240
3620
Şimdi, bu modal fiiller yardımcı fiillerdir,
00:38
just like be, do and have
10
38960
2980
be, do ve have gibi
00:41
because they work together with a main verb.
11
41940
3080
çünkü ana fiil ile birlikte yer alırlar.
00:45
You always have a modal verb with a main verb
12
45140
3320
Bir modal fiil her zaman ana fiil ile kullanılır.
00:48
and the main verb that follows is always
13
48480
2540
Modal fiilden sonra gelen ana fiil
00:51
in the bare infinitive form - without to.
14
51060
3540
her zaman yalın formdadır, yani -to ekini almaz.
00:55
I could go..
15
55580
1460
Gidebilirim..
00:57
You should take...
16
57580
1180
Almalısın...
00:59
They would like...
17
59800
1740
Severler...
01:02
Paul may borrow...
18
62340
2000
Paul ödünç alabilir...
01:05
Now, these modal verbs are used in English
19
65560
2900
Bu modal fiiller şimdi Ingilizcede
01:08
to express something.
20
68460
1900
bir şeyi ifade etmek için kullanılırlar.
01:10
They have a purpose!
21
70360
1940
Onların bir amacı var.
01:12
So, we need to try and understand that purpose today.
22
72300
4040
Bu sebeple, bu amacı anlamamız lazım
01:16
Now, they can be used to talk about
23
76340
2900
Modal fiiller olasılık ve ihtimalleri
01:19
possibility and probability.
24
79240
2800
anlatmak için kullanılırlar.
01:22
To talk about how likely something is.
25
82180
3220
Bir şeyin ne kadar olası olduğunu anlatmak için kullanılırlar.
01:26
Now, remember you're always using that modal verb
26
86040
3160
Modal fiilli her zaman ana fiil ile
01:29
with a main verb.
27
89200
1780
kullandığınızı unutmayın.
01:30
So, how likely is it that that action will happen?
28
90980
4460
Yani, bir eylemin olma olasılığı ne kadar muhtemel?
01:36
Are you certain?
29
96300
1480
Emin misin?
01:37
You're sure. You're confident that will happen.
30
97940
3780
Eminsin. Eylemin olacağı konusunda eminsin.
01:41
Is it probable?
31
101720
2200
İhtimal var mı ?
01:43
Is it likely to happen?
32
103960
2220
Olması muhtemel mi?
01:46
Is there a good chance it will happen?
33
106180
3340
Olacağına dair iyi bir işaret mi var?
01:51
Is it possible?
34
111100
1420
Olabilir mi?
01:53
Or is it unlikely?
35
113040
2000
Olmama ihtimali mi var?
01:55
Now, in all of these situations
36
115960
2340
şimdi, bu gibi durumların hepsinde
01:58
you can use a modal verb to explain how certain you are
37
118300
4160
ne kadar emin olduğunuzu belirten bir modal fiil kullanabilirsiniz
02:02
that something will happen,
38
122760
1280
eylem ne zaman olacak?
02:04
how possible something is.
39
124040
2480
Bir şey ne kadar mümkün?
02:07
Now, these same modal verbs can also be used
40
127160
2900
Şimdi, bu modallar 'yetenek' yani kabiliyet
02:10
to explain 'ability'.
41
130060
2080
anlatmak için kullanılırlar.
02:12
So, how able you are to do something.
42
132180
3460
Yani, bir şeyi yapmaya ne kadar uygunsun?
02:15
They can be used to ask permission, make requests
43
135720
4100
Modallar rica derken, izin almak için
02:19
and offer help.
44
139840
1500
ve yardım talep ederken de kullanılabilir.
02:21
In fact there's quite a few different uses
45
141400
2640
Aslında, bir kaç farklı kullanım biçimleri daha var
02:24
so I'm going to split this lesson in two.
46
144040
3040
Bu yüzden, bu dersi ikiye ayıracağım.
02:27
And I'm doing this because I want to take this slowly.
47
147260
3540
Bunu yapmamın sebebi yavaş yavaş ilerlemek istiyor olmam.
02:30
I don't want you to feel overwhelmed and confused,
48
150860
2980
Kafanızı karıştırıp kendinizi kötü hissetmenizi istemiyorum.
02:34
so let's just take one step at a time.
49
154220
2840
Haydi, bir adım atarak başlayalım.
02:37
In this lesson,
50
157240
940
Bu derste
02:38
I'll talk about how we use modal verbs to talk about
51
158180
3740
modal fiilerin doğruluk, ihtimal ve olasılık
02:41
certainty, probability and possibility.
52
161920
4560
konularında nasıl kullanıldığını konuşacağım.
02:46
So, this is how likely something is to happen.
53
166780
3760
Bir şeyin olma olasılığı ne?
02:50
Or, if it's possible at all!
54
170580
2980
Tamamen mümkün mü?
02:54
And the next lesson
55
174240
1420
Bir sonraki ders modalların
02:55
will focus on ability and the other uses.
56
175660
2980
diğer kullanım biçimleri ve özellikle kabiliyet-yetenek konusuna yoğunlaşacağım.
02:58
So, try not to worry about them right now.
57
178720
2480
yani şimdiden onları düşünüp endişelenmenize gerek yok
03:01
But, make sure that if you're not a subscriber
58
181480
4020
Fakat, hala abone olmadıysanız
03:05
you click that red button and subscribe so that
59
185580
2540
kırmızı butona tıklayıp abone olun ki
03:08
you find out when that next lesson is available.
60
188120
3920
diğer dersin ne zaman yüklendiğini öğrenin
03:12
Okay so let's start with probability,
61
192040
4000
Haydi, ihtimaller konusundan başlayalım.
03:16
how likely something is to happen.
62
196060
3140
bir şeyin olma olasılığı nedir?
03:19
Now, we use 'will' to talk about the future,
63
199440
4080
Gelecek hakkında konuşurken bir şeyin olacağına eminsek
03:23
when we're confident that something will happen.
64
203580
3340
'will' kullanırız.
03:27
We believe it. We're certain it's true.
65
207240
3320
Buna inanırız ve doğru olduğuna eminiz.
03:31
The sun will rise tomorrow.
66
211300
3040
Yarın güneş doğacak.
03:34
(I'm) pretty sure that will happen.
67
214440
2500
Eminim, olacak.
03:37
Ashley will be late.
68
217900
2180
Ashley geç kalacak.
03:40
Well... She's always late
69
220560
1080
O her zaman geç kalır.
03:41
so I definitely believe that to be true!
70
221640
2900
Doğruluğundan kesinlikle eminim.
03:45
If you don't take a jumper, you will get cold.
71
225860
3140
Eğer yeleğini yanına almazsan, üşürsün
03:49
It's freezing out there!
72
229700
1840
Dışarısı dondurucu soğuk.
03:52
You'll also hear 'will' used
73
232380
2120
Bir şeyin doğru olduğunu
03:54
to give reassurance when you want to confirm
74
234500
2880
teyit etmek istediğimizde
03:57
that something is true.
75
237380
1460
'will' kullanırız.
03:59
You know when your mum tells you
76
239300
2000
Bilirsiniz, anneniz ne zaman
04:01
"You will pass the exam. Don't worry!"
77
241300
3140
'Sınavı geçeceksin, endişelenme' dediğinde,
04:04
even though you're really not sure that's true.
78
244440
2920
ki bunun doğrulundan emin olmasan bile,
04:08
She's using 'will' to tell you that she's confident,
79
248140
3480
Emin olduğunu söylemek için "will" kullanılıyor
04:11
she believes in you.
80
251620
2000
sana inanıyor
04:14
When you're upset,
81
254460
1480
Üzgün olduğunuzda
04:15
your friends tell you "It will be okay".
82
255940
3300
arkadaşlarınız "İyi olacak" der
04:19
They're confident,
83
259720
1380
Eminler
04:21
they believe that everything will be okay.
84
261100
2920
her şeyin iyi olacağına inanıyorlar.
04:24
Now if you're certain
85
264280
2100
Şimdi,
04:26
that something is not going to happen,
86
266380
2800
eylemin gerçekleşmeyeceğine eminseniz
04:29
use 'will not' or' 'won't'.
87
269680
2920
"Will not" ya da "Won't" kullanın
04:33
If they walk, they won't arrive in time.
88
273100
3180
Yürürlerse, zamanında yetişemeyecekler.
04:36
It's too far!
89
276280
1500
Çünkü çok uzak
04:37
I'm certain that that won't happen.
90
277960
2680
Olmayacağına eminim
04:40
We also use 'must' when we are confident
91
280840
3040
Şimdiki zamanda eylemin gerçekleşeceğinden eminsek
04:43
and sure of something that is happening in the present.
92
283880
3740
"must" modal fiilini de kullanırız
04:48
And usually we have a reason or an explanation
93
288180
4080
Bizlere eylemin neden gerçekleştiği sorulduğunda
04:52
to tell us why something is happening.
94
292260
2780
genellikle bir nedenimiz ya da açıklamamız vardır
04:55
The baby's crying. He must be hungry.
95
295980
3260
Bebek ağlıyor. Aç olmalı
05:00
I thought Sarah would be here by now.
96
300800
2560
Sarah şimdiye burada olmalıydı
05:04
She must be stuck in traffic.
97
304000
2100
Trafiğe takılmış olmalı
05:07
They didn't eat any of the meat.
98
307560
2280
Hiç et yemediler
05:10
They must be vegetarian.
99
310420
2000
Vejetaryen olmalılar
05:14
Notice how I've given a reason
100
314260
2680
Fark ettiyseniz bütün bu örneklere
05:16
for all of these examples to show why I believe
101
316940
3380
neden doğru olduklarına inandığımı gösteren
05:20
something to be true
102
320320
1400
bir neden verdim
05:21
and it's quite common when you're using 'must'.
103
321720
2860
ve bu durum "must" modal fiilini kullanırken yaygın bir durumdur
05:25
It explains that you are
104
325000
1580
Durum hakkında
05:26
quite confident about the statement
105
326580
1960
güven sahibi olduğunuzu açıklar
05:28
and you're able to give a reason to explain
106
328980
3200
ve neden bu kadar emin olduğunuz hakkında
05:32
why you're so sure.
107
332180
2220
bir neden vermeye uygun olursunuz
05:35
To use 'must' to talk about the past
108
335020
2460
Geçmiş hakkında konuşurken "must" kullanmak için
05:37
when you're quite sure that something happened,
109
337920
2920
eylemin gerçekleştiğinden emin olduğunuzda
05:41
then use 'must have'.
110
341500
2080
o zaman "must+have" kullanın
05:44
After flying for 36 hours, you must have felt exhausted.
111
344600
3800
36 saat uçuştan sonra, bitkin hissetmiş olmalısın
05:51
I thought I'd do better in the exam.
112
351020
2040
Sınavda daha iyi yapabileceğimi düşünmüştüm
05:53
I must have been really nervous.
113
353060
2100
Gerçekten gerilmiş olmalıyım
05:56
Jack's not here right now. He must have thought
114
356620
3260
Jack şu an burada değil
05:59
that you were meeting him downstairs.
115
359880
2120
Onunla aşağıda buluşacağını düşünmüş olmalı
06:02
Now see how this creates the perfect tense.
116
362800
3520
Şimdi bunun "perfect tense" i nasıl oluşturduğuna bakın
06:06
The main verb following 'have'
117
366600
2460
Cümlenin ana fiili past participle formda
06:09
is in the past participle form.
118
369060
2580
"have" i takip eder
06:11
So when talking about the present or the future,
119
371760
3240
Şu an ya da gelecek hakkında konuştuğumuzda,
06:15
'must' is followed by the bare infinitive form
120
375000
3600
"must" yalın fiil tarafından takip edilir
06:18
but when talking about the past,
121
378920
2540
ama geçmiş hakkında konuşurken
06:21
'must' is followed by 'have'
122
381920
1900
"must" modal fiili "have" tarafından takip edilir
06:23
and the past participle verb form.
123
383820
2600
ve past participle (V3) formda olur
06:26
And this pattern is true for many of the modal verbs
124
386880
2860
Bu kalıp bugün konuşacağımız
06:29
that we'll talk about today.
125
389740
2200
birçok modal fiil için doğrudur
06:32
We use 'should' to say that something is likely.
126
392860
3960
Eylemin gerçekleşmesi muhtemelse "should" kullanırız
06:37
We're not a hundred percent certain
127
397380
1880
Yüzde yüz emin olmasak da
06:39
but we believe it to be true.
128
399260
1620
gerçek olacağına inanırız.
06:42
They left an hour ago,
129
402300
1800
Bir saat önce ayrıldılar,
06:44
they should be here by now.
130
404960
1660
şimdiye kadar burada olmalılardı.
06:47
If they take the car, they should arrive by three.
131
407660
3400
Arabayı alırlarsa, üçe kadar ulaşmalılar (ulaşabilirler)
06:52
To talk about the past, we use 'should have'.
132
412380
3140
Geçmiş hakkında konuşurken, "should have" kullanırız
06:55
It's the same pattern.
133
415520
2000
Bu aynı kalıptır
06:58
I didn't realise he was unwell.
134
418040
2100
Neden kötü olduğunu anlayamadım
07:00
We should have offered to take him to the doctor.
135
420480
2460
Doktora götürmemiz için ona sormalıydık
07:04
The school knew Sam was going to be late.
136
424060
2440
Okul Sam'in geç kalacağını biliyordu
07:06
They should have called her mother.
137
426500
2200
Annesini aramalılardı
07:09
Now let's talk possibility.
138
429620
2980
Şimdi olasılıklar hakkında konuşalım
07:13
So if you're making really general statements
139
433680
2720
Yani, gerçekten olması muhtemel genel durumlar
07:16
about something that is possible,
140
436400
2740
hakkında konuşuyorsanız
"can" modal fiilini kullanın
07:19
use 'can'.
141
439140
1760
07:21
People can be really rude.
142
441940
2000
İnsanlar gerçekten kaba olabiliyorlar
07:24
Be careful because it can be
143
444280
1480
Dikkatli ol çünkü
07:25
quite dangerous on the streets at night.
144
445760
2280
geceleri sokaklar biraz tehlikeli olabilir
07:29
It can be really hard to find a speaking partner
145
449820
2840
İngilizce pratiği yapmak için bir speaking partneri bulmak
07:32
to practise English with.
146
452660
1540
gerçekten çok zor olabilir
07:35
It can take over twelve hours
147
455580
2140
Bu dağların arasında yürüyüş yapmak
07:37
to hike through those mountains.
148
457720
2040
12 saatten fazla sürebilir
07:40
Now these are all general statements,
149
460360
2060
Bütün bunlar genel durumlardır
07:42
they're not specific.
150
462420
1540
özel ve kesin durumlar değillerdir
07:43
I'm saying these statements are possible
151
463960
2640
Bu durumların olası olduğunu söylüyorum
07:46
but I'm not saying exactly what is happening.
152
466600
3300
ama tam olarak ne olduğunu söylemiyorum
07:50
Now, in this context
153
470440
1940
Şimdi, bu içerikte
07:52
'could' is used as the past tense of 'can'.
154
472540
3740
"could" modal fiili 'can' in past tense hali olarak kullanılıyor
07:57
I remember winters in London.
155
477240
2000
Londra'da kış mevsimlerini hatırlıyorum
07:59
Weeks could go by without ever seeing the sun!
156
479460
3040
Güneşi hiç görmeden haftalar geçebiliyordu!
08:04
So when we're uncertain or unsure about the present
157
484120
3860
Yani şu andan ve gelecekten emin değilsek ya da
08:07
and the future,
158
487980
1400
kesin değilse
08:09
we use the modal verbs 'could'
159
489560
2540
modal fiillerden "could"
08:12
'might' and 'may'.
160
492500
1920
"might" ve "may" i kullanabiliriz
08:15
They explain that something is possible
161
495260
2340
Bu modal fiiller eylemin gerçekleşmesinin olmasının muhtemel olduğunu
08:17
but not certain or guaranteed.
162
497600
2500
ama kesin ya da garantili olmadığını açıklarlar
08:21
If you wait near the door on Lewis Street,
163
501140
2140
Lewis Caddesinin yanındaki kapıda beklersen
08:23
you could see the Prime minister leaving.
164
503280
2560
başkanın ayrıldığını görebilirsin
08:26
They might arrive before lunch.
165
506660
2560
Öğle yemeğinden önce ulaşabilirler
08:29
But I'm not sure.
166
509220
1680
Ama emin değilim
08:31
I may need to borrow your car.
167
511860
2360
Arabanı ödünç almaya ihtiyacım olabilir
08:35
Now 'might' and 'may' here are very similar.
168
515400
3440
"Might" ve "may" çok benzerler
08:39
There is a very slight difference between the two
169
519260
2840
İkisinin arasında çok küçük bir farklılık var
08:42
in that 'might' tells us that the outcome
170
522100
3220
"might" modal fiili sonucun
08:45
is a little bit less likely.
171
525320
2740
daha az ihtimalle gerçekleşebileceğini anlatır
08:48
But the truth is that ninety-nine percent of native English
172
528920
3340
Ama dürüst olmak gerekirse ana dili İngilizce olanların
08:52
speakers don't even realise this.
173
532260
2600
%99'u bu farklılığı anlamazlar
08:55
So you don't need to worry about the difference at all.
174
535020
4120
Yani bu farklılık konusunda endişelenmenize gerek yok
08:59
When used in spoken English, you can use either
175
539860
3080
İngilizce konuştuğunuzda ihtimallerden bahsederken
09:02
when talking about possibility.
176
542940
1780
her ikisini de kullanabilirsiniz
09:04
Just consider them to be the same.
177
544720
2660
Sadece ikisinin de aynı olduğunu düşünün
09:08
We may go on a holiday in September.
178
548040
2580
Eylül ayında tatile gidebiliriz
09:11
We might go on holiday in September.
179
551920
2000
Eylül ayında tatile gidebiliriz (gitmemiz muhtemel)
09:15
Close enough!
180
555380
1900
Neredeyse çok yakın!
09:17
The meaning of this sentence is so similar
181
557280
2760
Bu cümlenin anlamı birbirine çok benzer
09:20
but the second one suggests that it's a little less likely
182
560460
4080
ama ikinci olan daha az ihtimal anlamı taşımakta
09:24
- that's all!
183
564540
960
hepsi bu!
09:26
We can also use 'could' to explain that we are
184
566180
3260
Ayrıca "could" modal fiilini
09:29
uncertain or unsure about the future.
185
569440
3140
gelecek hakkında kesin olmayan ya da emin olmadığımız şeyleri açıklarken de kullanabiliriz
09:33
It could rain this afternoon.
186
573740
2000
Bu öğleden sonra yağmur yağabilir
09:37
It might rain this afternoon.
187
577300
1840
Bu öğleden sonra yağmur yağabilir
09:40
It may rain this afternoon.
188
580500
2540
Bu öğleden sonra yağmur yağabilir
09:44
Now all of these sentences tell us that it's possible
189
584080
3760
Bütün bu cümleler bizlere eylemin gerçekleşme ihtimalinin olduğunu
09:47
but not certain.
190
587840
1620
ama kesin olmadığını anlatır
09:49
There is a chance that it will happen.
191
589680
2940
Eylemin gerçekleşmesi için bir şans vardır
09:53
Simon could arrive before us.
192
593920
2340
Simon bizden önce ulaşabilir
09:56
Simon might arrive before us.
193
596920
2000
Simon bizden önce ulaşabilir
09:59
Simon may arrive before us.
194
599860
2560
Simon bizden önce ulaşabilir
10:03
Now these examples
195
603040
1660
Bu örneklerin hepsi
10:04
all talk about the present or the future.
196
604820
3140
şu andan ya da gelecekten bahseder
10:09
And the modal verb is followed
197
609080
2040
Ve modal fiil
10:11
by the bare infinitive verb form.
198
611120
3380
fiilin yalın hali tarafından takip edilir
10:14
But now,
199
614840
1160
Ama şimdi
10:16
we'll go into the past, back in time.
200
616000
3080
zamanın gerisine, geçmişe gideceğiz
10:20
Then we use these same modal verbs with 'have'
201
620220
3640
Sonra aynı modal fiilleri past participle (V3) fiillerle takip edildiği
10:24
followed by the past participle verb
202
624240
3000
"have" ile kullanacağız
10:27
so suddenly we're using the present perfect tense.
203
627660
3540
yani aniden present perfect tense'i kullanmaya başlayacağız
10:31
They might have finished dinner by now.
204
631940
2880
Akşam yemeğini şimdiye kadar bitirmiş olmalılardı
10:36
I'm worried. Something could have happened to Sara.
205
636520
3700
Endişeliyim. Sara'ya bir şeyler olmuş olmalı
10:41
Okay so that was talking about possibility.
206
641260
3980
Tamam bu ihtimaller hakkında konuşurkendi
10:45
Now,
207
645480
820
Şimdi,
10:46
let's focus on
208
646420
1600
olmasının imkanı olmayan,
10:48
impossibility - when something is not possible,
209
648020
3980
imkansız şeylere odaklanalım
10:52
when we know that something is unlikely to happen.
210
652100
3640
eylemin gerçekleşme ihtimalinin olmadığını bildiğimiz
10:56
The chances of it happening are
211
656040
2240
Bu eylemlerin olma ihtimalleri gerçekten ama gerçekten
10:58
really, really, really small.
212
658540
2040
çok çok azdır.
11:01
When we think that something is impossible,
213
661220
2260
Bir şeylerin imkansız olduğunu düşündüğümüzde,
11:03
we use the negative forms of 'can' and 'could'.
214
663480
3720
"can" ve "could" modal fiillerinin negatif formlarını kullanırız.
11:08
You can't be serious!
215
668480
1900
Ciddi olamazsın!
11:10
It's not possible. I don't believe you!
216
670600
2900
İmkansız. Sana inanamıyorum!
11:14
Now this expression is often used after someone
217
674320
3500
Genellikle bu ifade birileri
11:17
says something that you just don't believe.
218
677820
2640
inanamayacağınız bir şey söylediğinde kullanılır
11:21
When we think that what is said
219
681000
1480
Ne söylendiğini düşündüğümüzde,
11:22
is very unlikely to be true.
220
682480
2440
gerçek olma ihtimali çok azdır.
11:25
When we told them they'd won,
221
685280
1820
Kazandıklarını söylediğimizde,
11:27
they couldn't believe it!
222
687100
1920
buna inanamadılar!
11:30
He said he was in a band called 'Meatball'!
223
690440
3080
'Meatball' adında bir grupta olduğunu söyledi !
11:33
He couldn't have been serious.
224
693960
2400
Ciddi olamazdı
11:37
So when spoken, these negative forms
225
697860
2960
Yani konuşurken, bu negatif formlar
11:40
are usually contracted.
226
700820
2140
genellikle çok sınırlıdır
11:43
Can't.
227
703860
780
-e bilmemek (şimdiki zaman)
11:45
Couldn't.
228
705360
920
-e bilmemek (geçmiş -past- zaman)
11:46
And couldn't've.
229
706920
2060
ve -e bilmemek (present perfect)
11:50
Now you will never see this last one
230
710560
3860
Sonuncuyu ikili bir kısıtlama olarak
11:54
written as a double contraction
231
714420
2380
yazıldığını asla göremeyeceksiniz
11:56
but you will hear it spoken.
232
716920
2300
ama konuşulduğunda duyacaksınız
11:59
Couldn't've.
233
719220
2000
12:01
You will hear people pronounce
234
721440
1900
İnsanların tellafuzlarını
12:03
the full negative form though
235
723340
2360
negatif formun tamamıyla bile duyacaksınız
12:06
especially to add emphasis,
236
726380
1900
özellikle de vurgu eklemek için
12:08
to make the meaning stronger.
237
728280
2000
anlamı daha da güçlendirmek için
12:10
That cannot be true!
238
730840
2000
Bu doğru olamaz!
12:13
You can make it even more dramatic
239
733780
1980
Bütün harfleri daha da vurgulayarak
12:15
by stressing every single word.
240
735760
2260
bundan daha dramatiğini bile yapabilirsiniz
12:19
That can not be true!
241
739260
2520
Bu doğru olamaz!
12:22
Okay so let's summarise now.
242
742660
3140
Tamam şimdi özetleyelim
12:26
If you are certain about something use 'will'
243
746280
3000
Eğer bir durum hakkında eminseniz "will" kullanın
12:29
or use 'won't' if you are certain that something
244
749640
3240
ya da imkansız olduğuna eminseniz
12:33
is impossible.
245
753180
1280
"won't" modal fiilini kullanın
12:35
Now if you're confident about something and you have
246
755160
2740
Eğer bir konuda eminseniz ve
12:37
a reason for believing that
247
757900
2260
buna inanmak için bir nedeniniz varsa eğer
12:40
use 'must' or 'should'.
248
760160
1960
"must" ya da "should" modal fiilini kullanın
12:43
If you're talking about something generally
249
763320
2200
Eğer olması mümkün genel bir şey
12:45
that's possible, use 'can'.
250
765520
2300
hakkında konuşuyorsanız "can" modal fiilini kullanın
12:48
If you are not certain but it's possible
251
768240
3300
Eğer emin değilseniz ama eylemin gerçekleşmesi mümkünse
12:52
use 'might', 'may' or 'could'.
252
772040
2880
"might" , "may" ya da "could" kullanın
12:55
So remember that there are different meanings
253
775840
2900
Bütün modal fiillerin farklı anlamlara
12:58
for all of these modal verbs
254
778740
1380
sahip olduğunu hatırlayın
13:00
and we're going to talk about these more in the next lesson.
255
780120
3540
ve gelecek derste bunlar hakkında daha fazlasını konuşacağız
13:03
Well I hope that you enjoyed that lesson!
256
783680
2520
Umarım dersi beğenmişsinizdir!
13:06
I hope you feel a little more confident
257
786200
2860
Umarım, konuşurken
13:09
using modal verbs to talk about
258
789060
2440
modal fiillerin ihtimal ve olasılık anlamında kullanımlarında
13:11
possibility and probability.
259
791500
2460
daha özgüvenli olursunuz
13:14
Now remember that the next lesson will talk about
260
794660
3100
Gelecek dersin
13:17
how these modal verbs can be used
261
797760
2180
modal fiillerin yetenek, istek ve rica,
13:20
for ability, to ask for permission,
262
800200
3160
tavsiye verme ve tavsiye isteme
13:23
to give suggestions and ask for advice.
263
803360
4060
hakkında olduğunu unutmayın!
13:27
But for now, keep practising with these lessons
264
807420
3460
Ama şimdilik, bu derslerle pratik yapmaya devam edin
13:31
and I will be back again next week
265
811020
3100
ve gelecek hafta sizler için
13:34
with a new lesson for you.
266
814120
1560
yeni bir dersle geri döneceğim
13:36
Thanks for watching I'll see you again soon.
267
816020
2280
İzlediğiniz için teşekkürler. Yakında tekrar görüşmek üzere
13:38
Bye for now!
268
818340
2600
Hoşçakalın
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7