Perfect Your English Grammar ✅ Stative Verbs & Continuous Tenses

Well hey there! I'm Emma from mmmEnglish

Peki merhaba! Ben mmmEnglish'den Emma

and I'm so excited to be bringing you this lesson today.

ve bugün size bu dersi vereceğim için çok heyecanlıyım.

It's a grammar point that is so

Bu,

often overlooked by English teachers but one that's gonna reveal

İngilizce öğretmenleri tarafından sıklıkla göz ardı edilen, ancak

some little known secrets about English verbs.

İngilizce fiiller hakkında az bilinen bazı sırları açığa çıkaracak bir gramer noktasıdır.

And these secrets are gonna dramatically improve

Ve bu sırlar,

your English accuracy,

particularly when it comes to continuous tenses.

özellikle sürekli zamanlar söz konusu olduğunda, İngilizce doğruluğunuzu önemli ölçüde artıracak.

We're talking about stative verbs and usually

Durum fiillerinden bahsediyoruz ve genellikle

stative verbs can't be used in continuous tenses

durum fiilleri sürekli kiplerde kullanılamaz,

though this is a common mistake for a lot of my students.

ancak bu birçok öğrencim için yaygın bir hatadır.

Now you might be thinking

Şimdi

stative verbs, surely they're not that common?

durum fiillerini düşünüyor olabilirsiniz, kesinlikle o kadar yaygın değiller mi?

Surely there's just a few of them that I've got to worry about.

Elbette endişelenmem gereken birkaç tane var.

Well, have I got news for you.

Peki, sana haberlerim var mı?

Some of the most common English verbs are stative verbs

En yaygın İngilizce fiillerden bazıları durum fiilleridir.

You use them every time that you speak in English.

Bunları her İngilizce konuştuğunuzda kullanırsınız.

So this lesson is really important,

Yani bu ders gerçekten önemli,

I want you to watch it all the way through and save it.

baştan sona izlemenizi ve kaydetmenizi istiyorum.

So what on earth is a stative verb anyway?

Öyleyse, zaten bir durum fiili nedir?

Stative verbs are also called state verbs.

Durum fiilleri aynı zamanda durum fiilleri olarak da adlandırılır.

They express a state, rather than an action.

Bir eylemi değil, bir durumu ifade ederler.

And they're often related to things like

Ve genellikle

our thoughts and our opinions, our senses

düşüncelerimiz ve fikirlerimiz, duyularımız,

our feelings and emotions, possession

hislerimiz ve duygularımız, sahip olma

and then a bunch of other verbs that aren't really actions.

ve daha sonra gerçekten eylem olmayan bir dizi başka fiil gibi şeylerle ilişkilidirler.

But don't worry, we'll take a closer look at all of those

Ama merak etmeyin, birazdan tüm bu

different types of verbs in a minute.

farklı fiil türlerine daha yakından bakacağız.

The most important thing that you need to know

Bilmeniz gereken en önemli şey,

is that many of them are used only in the simple tenses.

birçoğunun sadece basit zamanlarda kullanıldığıdır.

So that's the present simple, past simple,

Şimdiki zaman basit, şimdiki zaman basit,

present perfect simple, past perfect simple

şimdiki zaman mükemmel basit, geçmiş mükemmel basit

and the future simple.

ve gelecek basit.

So that means you can't use stative verbs in which tenses?

Yani bu, durum fiillerini hangi zamanlarda kullanamayacağınız anlamına gelir?

The present continuous, the past continuous,

Şimdiki sürekli, geçmiş sürekli,

the present perfect continuous, the past perfect continuous

şimdiki mükemmel sürekli, geçmiş mükemmel sürekli

and the future continuous.

ve gelecek sürekli.

Now unlike many things in English grammar,

Şimdi, İngilizce dilbilgisindeki birçok şeyin aksine,

this rule is a simple rule to remember.

bu kural hatırlanması gereken basit bir kuraldır.

Stative verbs can only be used in simple tenses.

Durum fiilleri yalnızca basit zamanlarda kullanılabilir.

Now there are some exceptions,

Şimdi bazı istisnalar var,

there's always exceptions in English, right?

İngilizcede her zaman istisnalar vardır, değil mi?

But I will talk about those in much more detail later in this lesson.

Ama bu derste daha sonra bunlardan çok daha ayrıntılı olarak bahsedeceğim.

Here.

Burada.

Know.

Bilmek. Sahip

Have.

olmak.

Like.

Beğenmek.

Measure.

Ölçüm.

These are all examples of a stative verb.

Bunların hepsi bir durum fiilinin örnekleridir.

Now I said that stative verbs describe a state,

Şimdi durum fiillerinin bir durumu tanımladığını söyledim,

but what does that really mean?

ama bu gerçekten ne anlama geliyor?

The verb hear requires no action from its subject.

Fiil duymak, öznesinden herhangi bir eylem gerektirmez.

Did you hear the sound?

Sesi duydun mu?

When the alarm goes off, you're gonna hear it

Alarm çaldığında,

whether you choose to hear it or not, right?

duymayı seçsen de seçmesen de duyacaksın, değil mi?

Hearing is one of the five senses,

İşitme beş duyumuzdan biridir,

it's not an action that we can choose to do.

yapmayı seçebileceğimiz bir eylem değildir.

Hear is a state verb.

Duymak bir durum fiilidir.

But the verb listen is an action verb.

Ancak dinle fiili bir eylem fiilidir.

Are you listening to me?

Beni dinliyor musun?

We get to choose whether or not we listen

to someone or something, right?

Birini veya bir şeyi dinleyip dinlemeyeceğimizi seçeceğiz, değil mi?

If you don't wanna listen to the radio,

Radyo dinlemek istemiyorsan, sana

it's up to you, you can turn it off.

kalmış, kapatabilirsin.

The same rule applies with the verbs see, watch and look.

Görmek, izlemek ve bakmak fiilleri için de aynı kural geçerlidir.

See is a sense.

Görmek bir duyudur.

Watch and look are actions.

İzle ve bak eylemlerdir.

So far so good?

Şimdiye kadar, çok iyi?

Where things can get a little tricky is that some verbs

İşlerin biraz zorlaşabileceği nokta, bazı fiillerin

have both an active and a stative meaning.

hem aktif hem de sabit bir anlama sahip olmasıdır.

The verb measure is a good example.

Fiil ölçüsü iyi bir örnektir.

We can say:

Şöyle diyebiliriz:

The table measures sixty centimetres by sixty centimetres.

Masa altmış santimetreye altmış santimetre ölçülerindedir.

So here, measure is describing the quality of the table,

Yani burada ölçü tablonun kalitesini anlatıyor,

it describes a fact.

bir gerçeği anlatıyor.

So in this context, measure is a state.

Yani bu bağlamda ölçü bir haldir.

I'm measuring the window to fit the curtains.

Perdeleri sığdırmak için pencereyi ölçüyorum.

Here, measure is an action.

Burada ölçü bir eylemdir.

So I'm carrying out the action of measuring for the curtains.

Yani perdeler için ölçü alma işlemini gerçekleştiriyorum.

There are more verbs that fit into the category

Bu kategoriye uyan daha çok fiil var

and I'll share a few more of them with you

ve bu derste ilerlerken sizinle bunlardan birkaçını daha paylaşacağım

as we go through this lesson.

.

But now that we've got those basics down,

Ama artık bu temelleri öğrendiğimize göre, hadi

let's get stuck into learning about stative verbs in context.

durum fiillerini bağlam içinde öğrenmeye odaklanalım.

We can break stative verbs down into about five categories.

Durum fiillerini yaklaşık beş kategoriye ayırabiliriz.

The first one is verbs of thought and opinion.

Birincisi düşünce ve kanaat fiilleridir.

The best way to recognise and remember new words

Yeni kelimeleri tanımanın ve hatırlamanın en iyi yolu,

is to learn them in context.

onları bağlam içinde öğrenmektir.

Now there are two stative verbs in that sentence,

Şimdi o cümlede iki durum fiili var,

can you see them?

onları görebiliyor musunuz?

Recognise and remember.

Tanı ve hatırla.

So they're both verbs of thought and opinion,

Yani ikisi de düşünce ve fikir fiilleridir,

so they're both stative verbs.

dolayısıyla ikisi de durum fiilidir.

It's incorrect to say:

I'm recognising the man across the street.

Karşıdaki adamı tanıyorum demek yanlış olur.

I am not remembering your name.

Adını hatırlamıyorum.

Stative verbs need simple tenses. We just say:

Durum fiilleri basit zamanlara ihtiyaç duyar. Sadece diyoruz ki:

I recognise that man.

O adamı tanıyorum.

I don't remember your name.

adını hatırlamıyorum Bir

Let's try another one.

tane daha deneyelim.

I agree, it can be hard to understand the difference between

Katılıyorum, İngilizce zamanlar arasındaki farkı anlamak zor olabilir

English tenses. You have to know the rules inside out.

. Kuralları içten dışa bilmek zorundasınız.

So which is the stative verb there? Do you know?

Öyleyse oradaki sabit fiil hangisi? Biliyor musunuz?

Agree.

Kabul etmek.

Understand.

Anlamak.

And know.

Ve bil.

She agrees with me.

Benimle aynı fikirde.

Not she is agreeing with me.

Benimle aynı fikirde değil.

We understand you.

seni anlıyoruz

Not we are understanding you.

Biz seni anlamıyoruz.

You know him.

Onu biliyorsun.

Not you are knowing him.

Sen onu tanımıyorsun. Düşünce ve fikir

There are lots more verbs that fit into the category

kategorisine uyan daha birçok fiil var

of thought and opinion.

.

Believe. Concern.

İnanmak. Kaygı.

Disagree. Doubt.

Aynı fikirde olmamak. Şüphe.

Forget. Imagine.

Unutmak. Hayal etmek.

Realise. Suppose.

Fark etmek. Sanmak.

These are all stative verbs.

Bunların hepsi durum fiilleridir.

Not a complete list but they're just some of the most

Tam bir liste değil ama en

common verbs of thought and opinion.

yaygın düşünce ve fikir fiillerinden sadece birkaçı.

The second group of stative verbs are verbs of the senses.

İkinci durum fiilleri grubu, duyu fiilleridir.

Now we have five senses. Do you know what they are?

Şimdi beş duyumuz var. Ne olduklarını biliyor musun?

See with your eyes.

Gözlerinle gör.

Hear with your ears.

Kulaklarınla ​​işit.

Touch with your fingers.

Parmaklarınızla dokunun.

Taste with your mouth.

Ağzınızla tadın.

And smell with your nose.

Ve burnunla kokla.

Verbs of the senses are stative verbs so we don't usually

Duyu fiilleri durum fiilleridir, bu yüzden

use them in the continuous tenses.

onları genellikle sürekli kiplerde kullanmayız.

Notice that I said usually,

Genellikle dediğime dikkat edin,

we don't usually use them in the continuous tenses.

onları genellikle sürekli kiplerde kullanmayız.

Now verbs of the senses are a little bit special

Şimdi duyu fiilleri biraz özeldir

and that's because we can also use them to talk about the act of

ve bunun nedeni onları

tasting, smelling or feeling.

tatma, koklama veya hissetme eylemlerinden bahsetmek için de kullanabilmemizdir. Şunu

We can say:

söyleyebiliriz:

I'm tasting the cake to make sure it's OK.

Sorun olmadığından emin olmak için pastanın tadına bakıyorum. Şunu

We can also say:

da söyleyebiliriz:

This cake tastes delicious.

Bu pastanın tadı çok güzel.

One is an action,

Biri bir eylem,

can you guess which one?

hangisi olduğunu tahmin edebilir misiniz?

This one.

Bu.

I'm actively tasting the cake.

Aktif olarak pastanın tadına bakıyorum.

I'm checking to make sure that it's yummy.

Nefis olduğundan emin olmak için kontrol ediyorum.

This one is a state.

Bu bir devlettir.

It relates to perception.

Algı ile alakalıdır.

My perception of the cake is that it's delicious.

Pastayla ilgili algım, lezzetli olduğu yönünde.

So I'm not describing an action here.

Yani burada bir eylemi tarif etmiyorum.

In that context, it's incorrect to say:

Bu bağlamda

The cake is tasting delicious.

kekin tadı güzeldir demek yanlış olur.

We just say: The cake tastes delicious.

Sadece şunu söylüyoruz: Pastanın tadı lezzetli.

Another thing to be aware of is that the verb see

Dikkat edilmesi gereken başka bir şey de görmek fiilinin

has a few different meanings.

birkaç farklı anlamı olduğudur.

So we can say: I saw Ruby at the supermarket.

Yani şöyle diyebiliriz: Ruby'yi süpermarkette gördüm.

In that sentence see is a verb of the sense so it's stative.

Bu cümlede görmek, anlamın bir fiilidir, bu yüzden durumsaldır.

But look at these examples.

Ama şu örneklere bakın.

I'm seeing Ruby tomorrow.

Yarın Ruby ile görüşeceğim.

He is seeing someone new.

Yeni biriyle görüşüyor.

So seeing means meeting. I'm meeting Ruby tomorrow.

Yani görmek, tanışmak demektir. Yarın Ruby ile buluşacağım.

And it also means being in a relationship.

Ve aynı zamanda bir ilişki içinde olmak demektir.

He's in a relationship with someone new.

Yeni biriyle ilişkisi var.

So in these sentences, the verb see is describing an action.

Yani bu cümlelerde görmek fiili bir eylemi anlatıyor.

And in that context,

Ve bu bağlamda,

it's perfectly okay to use a continuous tense.

sürekli kip kullanmakta bir sakınca yoktur.

The third group is verbs of feeling and emotion.

Üçüncü grup duygu ve duygu fiilleridir.

I need to find out what Gloria likes doing in her free time.

Gloria'nın boş zamanlarında ne yapmaktan hoşlandığını öğrenmem gerekiyor.

Now there were two verbs of feelings or emotion in that sentence.

Şimdi o cümlede iki duygu fiili ya da duygu vardı.

Can you guess which ones they are?

Hangileri olduklarını tahmin edebilir misin?

Need and like.

İhtiyaç ve beğeni.

You can absolutely use these verbs in the simple tenses

Bu fiilleri kesinlikle basit kiplerde kullanabilirsiniz

but it's incorrect to use them in the continuous form.

ama sürekli kipte kullanmak yanlıştır.

I was needing some information.

Bazı bilgilere ihtiyacım vardı.

What is Gloria liking?

Gloria nelerden hoşlanır?

Now of course,

there are lots of other verbs that fit into this category.

Şimdi, elbette,

bu kategoriye uyan pek çok başka fiil var.

Verbs like: Love

Fiiller gibi: Sevmek

Dislike. Adore.

Sevmemek. Hayranlık duymak.

Wish. Prefer.

Dilek. Tercih etmek.

And surprise.

Ve sürpriz.

These are all verbs of feeling and emotion and you should avoid

Bunların hepsi his ve duygu fiilleridir ve

using them in continuous tenses.

bunları sürekli kiplerde kullanmaktan kaçınmalısınız.

The fourth group is verbs of possession. They're verbs like

Dördüncü grup, sahip olma fiilleridir. Belong gibi fiillerdir

Belong. Own.

. Sahip olmak. Elinde

Possess.

bulundurmak.

and have.

ve var.

The bicycle belongs to my brother.

Bisiklet kardeşime ait.

But not: The bicycle is belonging to my brother.

Ama değil: Bisiklet kardeşime ait.

She owns a red Ferrari.

Kırmızı bir Ferrari'si var.

She has been owning a red Ferrari for a long time.

Uzun zamandır kırmızı bir Ferrari'ye sahip.

Now the verb have also falls into this category but only

Şimdi fiil de bu kategoriye giriyor, ancak yalnızca

when it means to own or possess something.

bir şeye sahip olmak veya sahip olmak anlamına geldiğinde.

Now have is a bit of an exception so I'm going to go into more

Şimdi sahip olmak biraz istisnadır, bu yüzden

detail about it later on in the lesson.

dersin ilerleyen kısımlarında bununla ilgili daha fazla ayrıntıya gireceğim.

The last group of stative verbs is

Durum fiillerinin son grubu,

well it's just everything else.

diğer her şeydir.

And by that I just mean any other verbs that aren't actions.

Ve bununla, eylem olmayan diğer fiilleri kastediyorum.

Like: Depend

Sevmek: Hak

Deserve.

Edin.

Promise.

Söz.

Owe.

Sahip olmak.

Seem.

Gözükmek.

Fit.

Yerleştirmek.

Weigh.

Tartmak

And measure.

Ve ölçün.

So these verbs don't describe an action.

Yani bu fiiller bir eylemi tarif etmez.

I promise not to be late.

Geç kalmayacağıma söz veriyorum.

Is promise an action?

Söz bir eylem midir?

When I make a promise, I don't actually do anything do I?

Bir söz verdiğimde, aslında hiçbir şey yapmıyorum, değil mi?

I just say the words.

Sadece kelimeleri söylüyorum.

I promise.

Söz veriyorum.

But there's no physical action there, is there?

Ama orada fiziksel bir hareket yok, değil mi?

It's just a stative verb.

Bu sadece durumsal bir fiil.

So I can't say:

Bu yüzden söyleyemem:

I am promising not to be late.

Geç kalmayacağıma söz veriyorum.

That's incorrect. We just use the present simple here.

Bu yanlış. Burada sadece şimdiki zamanı kullanıyoruz.

I promise.

Söz veriyorum.

How about: I owe you ten dollars.

Ne dersin: Sana on dolar borçluyum.

Is owe an action?

Borç bir eylem midir?

If I said: Here's ten dollars and gave you a ten dollar note

Desem: İşte on dolar ve sana on dolarlık banknot verdim, kuyu

well giving is an action, right? But to owe someone money

vermek bir eylemdir, değil mi? Ama birine borç vermek

that's not an action.

bu bir eylem değil.

So I can't say:

Bu yüzden

I'm owing you ten dollars, can I?

sana on dolar borcum olduğunu söyleyemem, değil mi?

We just keep it simple.

Sadece basit tutuyoruz. Sana

I owe you.

borçluyum. Durum fiilleri

I know there are a few things that are confusing about

hakkında kafa karıştıran birkaç şey olduğunu biliyorum

stative verbs.

.

Perhaps you've seen the words loving, smelling,

Belki de sevmek, koklamak

and owing around.

ve etrafta dolaşmak kelimelerini görmüşsünüzdür.

And now you're wondering

Ve şimdi

why is Emma telling me that using these verbs in this form

Emma'nın bana bu fiilleri bu şekilde kullanmanın yanlış olduğunu neden söylediğini merak ediyorsunuz.

is wrong?

Just because you can't use these verbs in continuous tenses,

Bu fiilleri sürekli kiplerde kullanamıyor olmanız,

doesn't mean

that you won't see them in an -ing form.

onları -ing biçiminde görmeyeceğiniz anlamına gelmez.

What?

Ne?

Don't worry, this is something that confuses a lot of my students.

Endişelenmeyin, bu birçok öğrencimin kafasını karıştıran bir şey.

It's one of those really annoying things about English grammar.

Bu, İngilizce grameri hakkında gerçekten can sıkıcı şeylerden biri.

-ing forms aren't only used for continuous verb tenses.

-ing formları yalnızca sürekli fiil zamanları için kullanılmaz.

We use them as adjectives, and nouns too, don't we?

Onları sıfat ve isim olarak da kullanırız, değil mi?

Remember our friend, the gerund?

Ulaç olan arkadaşımızı hatırladın mı?

But I have got a super little tip for you.

Ama senin için çok küçük bir ipucum var.

A great way to check if it's an -ing form of a verb

Bunun bir fiil olup olmadığını kontrol etmenin harika bir yolu, be

is to look for the auxiliary verb be.

yardımcı fiilini aramaktır.

Be will always be there if it's a continuous verb form.

Sürekli bir fiil formuysa, her zaman orada olacaktır.

Auxiliary verb be plus the main verb in -ing form.

Yardımcı fiil be artı -ing biçimindeki ana fiildir.

That equals the continuous tense.

Bu sürekli zamana eşittir.

We were listening to music.

Müzik dinliyorduk.

Sarah is having a baby in March.

Sarah'ın Mart ayında bir bebeği olacak.

Can you see those auxiliary verbs?

Şu yardımcı fiilleri görebiliyor musun?

They're telling us that listening and having,

Bize dinlemenin ve sahip olmanın

they're action verbs.

eylem fiilleri olduğunu söylüyorlar.

But take a look at these sentences.

Ama şu cümlelere bir bakın.

I heard some surprising news.

Bazı şaşırtıcı haberler duydum.

Is surprising a verb?

Şaşırtıcı bir fiil midir?

Surprising is an adjective

Şaşırtıcı bir sıfattır

and it modifies the noun news.

ve isim haberini değiştirir.

Gives us some extra information.

Bize bazı ek bilgiler verir.

Playing football is his passion.

Futbol oynamak onun tutkusu.

Playing is a gerund.

Çalma bir ulaçtır.

Playing football is the subject of our sentence.

Futbol oynamak cümlemizin konusudur.

It's a noun phrase.

Bu bir isim tamlamasıdır.

Seeing is believing.

Görmek inanmaktır.

What about here?

Peki ya burası?

Are either of these verbs?

Bu fiillerden herhangi biri var mı?

This one's a bit tricky.

Bu biraz zor.

In this example, both seeing and believing are gerunds.

Bu örnekte, hem görmek hem de inanmak ulaçtır.

They're nouns but they look like verbs.

İsimler ama fiil gibi görünüyorlar.

So this structure is just the same as saying:

Yani bu yapı şunu söylemekle aynı:

Tomorrow is Monday.

Yarın Pazartesi.

Tomorrow and Monday are nouns.

Yarın ve Pazartesi isimlerdir.

Seeing and believing are also nouns.

Görmek ve inanmak da isimlerdir.

So even though these words shouldn't be used as verbs

Yani bu kelimeler -ing biçiminde fiil olarak kullanılmamaları gerekse de

in -ing form, you will definitely see them around as adjectives

, onları sıfat ve isim olarak çevrenizde mutlaka göreceksiniz

and nouns.

.

Probably the most complicated part of this is that there's a

Muhtemelen bunun en karmaşık kısmı,

groups of verbs that have both an active and a stative meaning.

hem aktif hem de durumsal bir anlama sahip olan bir grup fiil olmasıdır.

And they're the ones that require you to really think about

Ve hangi kipin kullanılmasının uygun olduğuna karar vermeden önce fiilin anlamı hakkında gerçekten düşünmenizi gerektiren kiplerdir

the meaning of the verb before you decide

which tense is appropriate to use.

.

Now I've been pointing them out as we've been going through

Şimdi, bu derste ilerlerken onlara işaret ediyordum

this lesson, but I really just want to spend a couple of minutes

, ama gerçekten sadece birkaç dakika

going a little deeper here on the common ones.

burada yaygın olanları biraz daha derine inerek geçirmek istiyorum.

I mentioned that have is a stative verb when it means possession.

Sahiplik anlamına geldiğinde have'nin sabit bir fiil olduğundan bahsetmiştim.

Micky has a red bike.

Micky'nin kırmızı bir bisikleti var.

So here, if we replace has with own, or possess,

Yani burada, has'ı own veya own ile değiştirirsek,

we know it's a stative verb.

bunun sabit bir fiil olduğunu biliyoruz.

And the meaning stays the same, right? We can assume

Ve anlam aynı kalır, değil mi?

that have is stative.

have öğesinin durağan olduğunu varsayabiliriz.

So that means we can't say

Bu,

Mickey is having a red bike.

Mickey'nin kırmızı bir bisikleti olduğunu söyleyemeyeceğimiz anlamına geliyor.

It's the same when we use have to describe a quality.

Bir kaliteyi tanımlamak için have kullandığımızda da durum aynıdır.

They have brown hair.

Kahverengi saçları var.

So we can replace have with possess in this sentence.

Yani bu cümlede have ile have'i değiştirebiliriz.

So have in this context is stative.

Yani bu bağlamda have durağandır.

They have brown hair.

Kahverengi saçları var.

We can't say: They are having brown hair.

Diyemeyiz: Kahverengi saçları var.

But

but is coming up quite a bit during this lesson,

Ama bu ders sırasında epeyce geliyor,

well there are a few exceptions.

birkaç istisna var.

Because we use have a lot in English

Çünkü İngilizce'de have çok kullanırız

and it has different meanings each time. It can mean:

ve her seferinde farklı anlamlar taşır. Şu anlama gelebilir:

To host,

Ev sahipliği yapmak,

expect,

beklemek,

eat or drink

yemek veya içmek

or to experience.

veya deneyimlemek.

So these verbs are all action verbs

Yani bu fiillerin hepsi eylem fiilleridir,

which means we can use them in the continuous tenses.

bu da onları sürekli kiplerde kullanabileceğimiz anlamına gelir.

We're having a party this weekend.

Bu hafta sonu bir parti veriyoruz.

Have means host.

Have, ev sahibi anlamına gelir.

She's having a baby in June.

Haziranda bir bebeği olacak.

Have is expect.

sahip olmak, beklemektir.

They were having lunch.

Öğle yemeği yiyorlardı.

So now, have means eat.

Yani şimdi, yemek yemek demektir.

So just make sure you stop every now and again

Bu yüzden ara sıra durduğunuzdan emin olun

and just think about the true meaning of have.

ve sahip olmanın gerçek anlamını düşünün.

Can you replace have with own or possess?

have yerine own veya own ile değiştirebilir misiniz?

Or does it mean something else?

Yoksa başka bir anlama mı geliyor?

This will be a really good guide if you're trying to decide

whether to treat this as a stative or an active verb.

Bunu bir sabit fiil mi yoksa aktif bir fiil olarak mı ele alacağınıza karar vermeye çalışıyorsanız, bu gerçekten iyi bir rehber olacaktır.

The next verb to be careful of is be.

Dikkat edilmesi gereken bir sonraki fiil be'dir.

You are funny.

Eğlencelisin.

So be in this sentence refers to

Yani bu cümlede olmak

part of your personality, so this is a fact, a state. It's who you are.

kişiliğinizin bir parçasına atıfta bulunuyor, yani bu bir gerçek, bir durum. sen busun

You are a funny person.

Sen komik bir insansın.

But if I say: You are being funny.

Ama dersem: Komik oluyorsun.

Here, be means you're acting or behaving in that way.

Burada be, o şekilde davrandığınız veya davrandığınız anlamına gelir.

So in this context, it's perfectly okay to use the continuous form.

Yani bu bağlamda, sürekli formu kullanmakta bir sakınca yoktur.

The other verb I want to mention is think.

Bahsetmek istediğim diğer fiil düşünmektir.

Now think can be active or stative.

Şimdi düşün aktif veya durağan olabilir.

But when think means to have an opinion,

Ancak düşünmek, bir görüşe sahip olmak anlamına geldiğinde,

then it's stative.

o zaman durağandır.

What do you think about these earrings?

Bu küpeler hakkında ne düşünüyorsunuz?

But when think means consider, it's an action.

Ancak düşünmek, düşünmek anlamına geldiğinde, bu bir eylemdir.

What are you thinking about ordering?

Sipariş vermek hakkında ne düşünüyorsun? Farkında olmanızı

There's one more thing that I want to mention

istediğim, bahsetmek istediğim bir şey daha var

that I want you to be aware of.

.

Sometimes these rules are broken by native speakers

Bazen bu kurallar,

especially in informal context.

özellikle gayri resmi bağlamda anadili İngilizce olan kişiler tarafından çiğnenir.

You'll hear someone saying: I'm loving this song!

Birinin şöyle dediğini duyacaksınız: Bu şarkıyı seviyorum!

In the moment of enjoying the song, they'll say that.

Şarkının tadını çıkardıkları anda, bunu söyleyecekler.

Are you wanting my help with that?

Bu konuda yardımımı mı istiyorsun?

Here in Australia I hear people saying things like this

Burada, Avustralya'da insanların her zaman böyle şeyler söylediğini duyuyorum

all the time, so where does that leave us?

, peki bu bizi nerede bırakıyor?

Is it wrong to say: I'm loving it?

Seviyorum demek yanlış mı?

I mean McDonald's has kind of made that pretty standard now.

Demek istediğim, McDonald's artık bu oldukça standart hale geldi.

Are the millions of English speakers using the verb love

İngilizce konuşan milyonlarca kişi, "

incorrect when they say: I'm loving it?

Onu seviyorum" derken, aşk fiilini yanlış mı kullanıyor?

Let's just say that this is one of the many ways that English

Diyelim ki bu, İngilizcenin

is changing and evolving.

değişen ve gelişen birçok yolundan biri.

I mean, rules are made to be broken, aren't they?

Demek istediğim, kurallar çiğnenmek için yapılmıştır, değil mi?

Are you ready to test what you've learned today?

Bugün öğrendiklerinizi test etmeye hazır mısınız?

I really want you to practise using these stative verbs accurately.

Bu sabit fiilleri doğru bir şekilde kullanarak pratik yapmanızı gerçekten istiyorum.

So I'm gonna give you some sentences where the verb has been

Bu yüzden size fiilin yanlış kullanıldığı bazı cümleler vereceğim

used incorrectly and you need to correct them

ve bunları ya

either by changing the tense or by swapping out the verb.

zamanı değiştirerek ya da fiili değiştirerek düzeltmeniz gerekiyor.

Let's do the first one together.

İlkini birlikte yapalım.

They were thinking it was a bad idea.

Bunun kötü bir fikir olduğunu düşünüyorlardı.

What does thinking mean in this sentence?

Bu cümlede düşünmek ne anlama gelmektedir?

Does it mean to have an opinion

Bir görüşe sahip olmak

or to consider something?

veya bir şeyi düşünmek anlamına mı geliyor?

It means to have an opinion so it's a stative verb.

Bir görüşe sahip olmak anlamına gelir, bu yüzden durumsal bir fiildir.

We can correct it by saying:

Bunu şöyle düzeltebiliriz:

They thought it was a bad idea.

Bunun kötü bir fikir olduğunu düşündüler.

Now it's your turn.

Şimdi senin sıran.

So just make sure you pause the lesson after each example

Bu nedenle, her örnekten sonra dersi duraklattığınızdan emin olun,

so you have time to think about the answers.

böylece cevaplar hakkında düşünmek için zamanınız olur.

And of course, write those answers down in the comments below

Ve tabii ki, bu cevapları aşağıdaki yorumlara yazın,

so that I can come down and check them all out for you.

böylece gelip sizin için hepsini kontrol edebilirim.

I am wishing you a happy birthday.

Sana mutlu yıllar diliyorum.

She didn't answer the phone because she was hearing music.

Müzik duyduğu için telefona cevap vermedi.

They are not believing in magic.

Sihire inanmıyorlar.

I have been knowing Lucy for 5 years.

Lucy'yi 5 yıldır tanıyorum.

You are having your birthday party tomorrow.

Yarın doğum günü partin var.

Well that's it for this lesson! I really hope that it was useful

Bu ders için bu kadar!

to learn about action and stative verbs,

Eylem ve durum fiilleri hakkında bilgi edinmenin gerçekten yararlı olduğunu umuyorum.

Really focusing some time and energy on learning stative verbs

Durum fiillerini öğrenmeye gerçekten biraz zaman ve enerji ayırmak,

will help you to understand how to use them accurately

bunları İngilizce cümlelerinizde doğru şekilde nasıl kullanacağınızı anlamanıza yardımcı olacaktır

in your English sentences.

.

Now I've got a few other grammar lessons that will be really useful

Şimdi, sabit ve etkin fiilleri çalışmak için gerçekten faydalı olacak birkaç tane daha gramer dersim var,

for practising stative and active verbs okay? I've added the links

tamam mı?

to them down in the comments below.

Aşağıdaki yorumlara bağlantılarını ekledim.

As always, make sure you're subscribed to the channel,

Her zaman olduğu gibi, kanala abone olduğunuzdan emin olun,

turn on the notifications so I can let you know when there's a

bildirimleri açın, böylece

new lesson here for you.

sizin için yeni bir ders olduğunda size haber verebilirim.

I will be back next week with another lesson for you

Gelecek hafta sizin için başka bir dersle döneceğim

but until then, why don't you check out this one, right here?

ama o zamana kadar neden buna bir göz atmıyorsunuz?

I'll see you in there.

Orada görüşürüz.