The Case for Good Jobs — and Why They’re Good for Business Too | Zeynep Ton | TED

50,805 views ・ 2024-09-02

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Dilara Tanış Gözden geçirme: Eren Gokce
00:04
I am so excited to be here
0
4834
2169
Burada sizinle banyo temizlemek,
00:07
to talk to you about work that is not glamorous,
1
7045
4838
domates raflamak, çöp toplamak
00:11
like cleaning bathrooms,
2
11925
1835
veya yaşlıları yıkamak gibi cazibeli
00:13
shelving tomatoes, picking up trash
3
13760
3337
olmayan işlerden konuşmak
00:17
or bathing the elderly.
4
17138
1919
için çok heyecanlıyım.
00:19
During the pandemic,
5
19975
1501
Pandemi sırasında, bu işi yapan
00:21
we called the workers who do this work “essential”
6
21518
4129
işçileri “zorunlu” olarak adlandırdık
00:25
because our world literally stops without them.
7
25689
4462
çünkü dünyamız kelimenin tam anlamıyla onlarsız durur.
00:30
Remember how we used to clap for them?
8
30652
2794
Onları nasıl alkışladığımızı hatırlıyor musunuz?
00:33
You know, we've been talking a lot about AI robots,
9
33488
2836
Biliyorsunuz, yapay zekâ robotları hakkında çok konuştuk,
00:36
but this work is also unlikely to be automated.
10
36324
3545
ancak bu işin otomatikleştirilmesi de pek olası değil.
00:39
So these jobs are here to stay.
11
39911
2836
Yani bu işler kalıcı olarak burada.
00:43
But a lot of people can do this work.
12
43331
4296
Ama birçok insan bu işi yapabilir.
00:47
So the wages that are set by the market are low.
13
47669
4504
Yani piyasa tarafından belirlenen maaşlar düşük.
00:52
In fact, market pay is often unlivable pay.
14
52716
4087
Aslında, piyasa ücreti genellikle yaşanabilir bir ücret değildir.
00:56
And tens of millions of essential workers live in a vicious cycle of poverty
15
56803
6340
Ve on milyonlarca zorunlu işçi, yoksulluğun kısır döngüsünde yaşıyor
01:03
and lack dignity,
16
63143
2586
ve onurundan yoksun,
01:05
which also hurts their companies.
17
65770
2169
bu da şirketlerine de zarar veriyor.
01:08
Take Janet,
18
68690
1501
Bir perakende zincirinde
01:10
a full-time hourly manager at a retail chain.
19
70191
3504
tam zamanlı saatlik bir yönetici olan Janet’i ele alalım.
01:13
Even as a manager,
20
73737
1751
Bir yönetici olarak bile,
01:15
her low income didn't pay the bills for her and her son,
21
75530
4046
düşük geliri onun ve oğlunun faturalarına yetmedi, bu yüzden ikinci
01:19
so she had to have a second job.
22
79618
1835
bir işe sahip olması gerekiyordu.
01:21
But she couldn't hold on to her second job
23
81953
1960
Ama ikinci işine dayanamadı
01:23
because her work schedule changed all the time.
24
83955
2920
çünkü çalışma programı her zaman farklıydı.
01:27
One day she might work from 5 pm to 9 pm.
25
87292
3587
Bir gün akşam 5′ten akşam 9′a kadar çalışabilir.
01:30
The next morning, her shift might start at 5 am.
26
90920
3963
Ertesi sabah vardiyası sabah 5′te başlayabilir.
01:35
Just imagine her life and imagine how little time she had with her son.
27
95216
5005
Sadece hayatını hayal edin ve oğluyla ne kadar az zaman geçirdiğini hayal edin.
01:40
"My life is always in a turmoil," Janet told me.
28
100889
3837
Janet bana “Hayatım her zaman bir kargaşa içinde” dedi.
01:44
She couldn't sleep.
29
104768
1501
Uyuyamadı.
01:47
Amazingly, though, she still cared so much about doing a good job at work.
30
107437
5047
Şaşırtıcı bir şekilde, yine de işte iyi bir iş çıkarmayı çok önemsiyordu.
01:52
But even there, she failed in front of her customers all the time.
31
112484
4254
Ama orada bile, müşterilerinin önünde her zaman başarısız oluyordu.
01:56
One day she said to me customers were yelling at her
32
116780
3920
Bir gün bana müşterilerin ona bağırdığını söyledi
02:00
because the checkout line was too long.
33
120700
2336
çünkü ödeme kuyruğu çok uzundu.
02:03
Some walked off, leaving their full baskets.
34
123370
2877
Bazıları dolu sepetlerini bırakarak çekip gitti.
02:06
The line was too long
35
126998
1293
Sıra çok uzundu
02:08
because there weren't enough workers at the store.
36
128333
3128
çünkü mağazada yeterli çalışan yoktu.
02:11
And so many of the workers who were there were new,
37
131961
4004
Ve oradaki çalışanların çoğu yeniydi,
02:16
so they were slow and made a lot of mistakes.
38
136007
3253
bu yüzden yavaşlardı ve birçok hata yaptılar.
02:19
They put the wrong product on the wrong shelf
39
139302
2544
Yanlış ürünü yanlış rafa koydular
02:21
or left expired milk in the fridge.
40
141888
2628
veya tarihi geçmiş sütü buzdolabında bıraktılar.
02:25
When customers caught mistakes at the checkout,
41
145016
3212
Müşteriler kasada hatalar fark ettiklerinde,
02:28
cashiers had to call Janet for help every time
42
148228
4504
kasiyerler her seferinde Janet'i aramak zorunda kaldılar
02:32
because they weren't trusted to adjust prices
43
152774
3253
çünkü fiyatları ayarlamak ve hatta en küçük
02:36
or even solve the smallest problems.
44
156069
2878
sorunları çözmek için kendilerine güvenilmiyorlardı.
02:39
Controls like that drove people crazy
45
159364
3003
Böyle kontroller insanları çıldırttı
02:42
and wasted everyone's time.
46
162409
2085
ve herkesin zamanını boşa harcadı.
02:45
Janet begged for more staff,
47
165120
3795
Janet daha fazla personel için yalvardı, ancak mağazasının kötü
02:48
but her store's poor performance meant even a lower labor budget,
48
168957
3378
performansı daha düşük bir işgücü bütçesi anlamına geliyordu,
02:52
which meant more mistakes and higher turnover.
49
172335
3128
bu da daha fazla hata ve daha yüksek devir anlamına geliyordu.
02:56
So she was always starting from square one
50
176089
3086
Bu yüzden her zaman sıfırdan başlamak zorunda kalıyordu:
02:59
rehiring, retraining,
51
179217
2586
Yeniden işe alma, yeniden eğitim verme
03:01
more firefighting.
52
181845
1543
ve sürekli sorunlarla uğraşma.
03:03
You know, these dynamics are so common in labor-intensive services
53
183805
4630
Biliyorsunuz, bu dinamikler perakende mağazalar, restoranlar, çağrı merkezleri,
03:08
like retail stores, restaurants, call centers, nursing homes, hotels,
54
188476
3963
bakım evleri, oteller gibi emek yoğun hizmetlerde o kadar yaygın ki,
03:12
that it seems like it's the only way for companies to keep their costs down.
55
192480
5089
şirketlerin maliyetlerini düşük tutmasının tek yolu bu gibi görünüyor.
03:17
But it's not.
56
197944
1293
Ama öyle değil.
03:19
You know, it's true,
57
199571
1209
Biliyorsunuz, doğru,
03:20
Janet’s company isn’t spending the money on labor,
58
200822
4129
Janet’in şirketi parayı işçiliğe harcamıyor,
03:24
but they are spending the money --
59
204951
2795
ama parayı yeniden işe almaya,
03:27
on rehiring,
60
207787
1418
yeniden eğitime, uzun
03:29
retraining,
61
209247
1543
kuyruklardan kaynaklanan
03:30
on lost sales from long lines,
62
210790
2878
satış kayıplarına,
03:33
empty shelves and poor service.
63
213710
2169
boş raflara ve kötü hizmetlere harcıyorlar.
03:36
On all the wasted products and wasted time.
64
216755
3461
Tüm boşa giden ürünler ve boşa harcanan zamanlar.
03:40
Now I'm an operations management professor at MIT.
65
220258
3253
Şimdi MIT'de operasyon yönetimi profesörüyüm.
03:43
We can't stand waste or inefficiency in operations.
66
223511
5130
Operasyonlarda israfa veya verimsizliğe karşıyız.
03:48
So that's the reason that I began researching service operations
67
228641
4380
25 yıl önce hizmet operasyonlarını araştırmaya
03:53
25 years ago.
68
233062
1627
başlamamın nedeni buydu.
03:54
But then when I met hardworking people like Janet
69
234731
4087
Ama sonra Janet gibi istediğine ulaşamayan çalışkan insanlarla
03:58
who weren't making it,
70
238818
1919
tanıştığımda, mücadeleleri
04:00
their struggles got to my heart.
71
240737
2544
kalbime ulaştı.
04:03
Especially as an immigrant who believes in the American Dream.
72
243782
3753
Özellikle Amerikan Rüyası’na inanan bir göçmen olarak.
04:08
So figuring out how to improve company performance and jobs
73
248661
4505
Bu yüzden şirket performansını ve işlerini nasıl iyileştireceğimi bulmak
04:13
became my work mission.
74
253208
2294
mesleki hedefim oldu.
04:15
Now luckily, some companies have already figured this out.
75
255543
5089
Neyse ki, bazı şirketler bunu çoktan anladı.
04:20
So Jim Sinegal, Costco’s cofounder and my business hero,
76
260673
4713
Jim Sinegal, Costco’nun kurucu ortağı ve benim iş kahramanım,
04:25
visits my class.
77
265428
1543
sınıfıma geliyor.
04:26
My MBA students are always so curious.
78
266971
4046
MBA öğrencilerim her zaman çok meraklıdır.
04:31
They say, how can Costco, the world's third-largest retailer,
79
271059
3754
Onlar diyor ki, dünyanın üçüncü en büyük perakendecisi olan Costco,
04:34
afford to pay its workers so much more than other retailers
80
274854
3963
işçilerine diğer perakendecilerden çok daha fazla nasıl ödeme yapabiliyor
04:38
and provide its customers the lowest prices?
81
278858
3629
ve müşterilerine en düşük fiyatları nasıl sunabiliyor? İşte Costco’nun diğer
04:42
Here is how much Costco pays compared to other retailers.
82
282529
3211
perakendecilere göre ne kadar ödeme yaptığını gösteren bilgiler.
04:45
Huge difference.
83
285740
1794
Büyük fark.
04:47
And Jim's answer is always the same.
84
287575
2795
Ve Jim'in cevabı her zaman aynıdır.
04:50
He says, "Paying your fellow workers well isn't altruism.
85
290370
4713
Diyor ki, “İş arkadaşlarınıza iyi ödeme yapmak fedakârlık değildir.
04:55
It's good business."
86
295124
1919
Bu iyi bir iş anlayışıdır”
04:57
Costco's employee turnover is a fraction of the retail average...
87
297043
5297
Costco'nun çalışan devir hızı, perakende ortalamasının bir kısmı...
05:02
eight percent versus 60 percent.
88
302382
2836
Yüzde sekiz, yüzde 60'a karşı.
05:05
And its 20-year stock performance is so much higher than other retailers
89
305218
4713
Ve 20 yıllık hisse senedi performansı diğer perakendecilerden
05:09
or S and P 500.
90
309931
1752
veya S ve P 500'den çok daha yüksek.
05:12
You might say, yeah, but Costco is an exception,
91
312016
4046
Belki de şunu söyleyebilirsiniz: Evet, ama Costco bir istisna,
05:16
Jim Sinegal is brave and brilliant,
92
316104
2836
Jim Sinegal cesur ve zeki
05:18
and that's the only reason they can keep their costs low and wages high.
93
318940
4838
ve maliyetlerini düşük ve ücretlerini yüksek tutabilmelerinin tek nedeni budur.
05:23
But it's not just Costco.
94
323778
1710
Ama sadece Costco değil.
05:26
Others, like Mercadona,
95
326364
1919
İspanya’nın en büyük süpermarket zinciri
05:28
Spain's largest supermarket chain;
96
328283
2377
Mercadona ve benzin istasyonları bulunan
05:30
QuikTrip, a convenience store chain with gas stations,
97
330702
4921
market zinciri olan QuikTrip gibi
05:35
have also turned what's typically considered low-wage,
98
335665
4213
diğerleri de, genellikle düşük ücretli ve
05:39
high-turnover jobs
99
339919
2127
yüksek personel değişimi olan işleri iyi
05:42
into good jobs.
100
342046
1210
işler hâline getirmiştir.
05:43
Now these companies all pay their workers more
101
343715
2752
Şimdi bu şirketlerin hepsi çalışanlarına daha fazla
05:46
because absence of sufficient pay guarantees high employee turnover.
102
346467
5631
ödeme yapıyor. Yeterli bir ücretin olmaması, yüksek çalışan sirkülasyonunu
05:53
But pay alone is not going to make Janet's job a good one.
103
353057
3295
kaçınılmaz kılar. Ama sadece maaş, Janet’in işini iyi hâle
05:57
And if all Janet's company did was to pay workers more
104
357145
4004
getirmeyecek. Ve eğer Janet’in şirketi sadece çalışanlara daha fazla ödeme yapar
06:01
without raising their productivity,
105
361190
2211
ama verimliliklerini artırmazsa,
06:03
then that would mean either higher prices or lower profits.
106
363443
4379
o zaman bu, ya daha yüksek fiyatlar ya da daha düşük kârlar anlamına gelir.
06:08
Higher pay requires higher productivity.
107
368698
3879
Daha yüksek ücret daha yüksek üretkenlik gerektirir.
06:13
And higher productivity requires better work.
108
373244
4254
Ve daha yüksek üretkenlik daha iyi çalışma gerektirir.
06:17
Here is how work at Janet's store would be different
109
377498
2670
İşte Janet’in mağazası, Costco, QuikTrip veya
06:20
if her store operated more like Costco or QuikTrip or Mercadona.
110
380209
3587
Mercadona gibi çalışsaydı, işin nasıl farklı olacağı.
06:24
Everyone's priority would be the customer.
111
384589
4254
Herkesin önceliği müşteri olacaktır. Yani kasada uzun bir sıra
06:29
So when there's a long line at the checkout,
112
389427
2085
olduğunda, ürün rafına yerleştiren biri,
06:31
someone shelving merchandise would rush over to open a cash register
113
391554
4463
hızlıca bir kasa açmak için yanına koşardı
06:36
because they would be cross-trained.
114
396017
2002
çünkü çapraz eğitim almış olurlardı.
06:38
When there are problems,
115
398519
2336
Sorunlar çıktığında,
06:40
experienced cashiers would be trusted to solve them quickly.
116
400855
4421
deneyimli kasiyerlere, sorunları hızlı bir şekilde çözmeleri için güvenilecektir.
06:45
No need to call Janet for help.
117
405318
1752
Yardım için Janet’i aramanıza
06:47
They would also work fast,
118
407445
1960
gerek yok. Ayrıca hızlı çalışacaklardı,
06:49
not just because they have expertise,
119
409447
2044
uzmanlıkları olduğu için değil, aynı
06:51
but because corporate would do everything it can to simplify their work.
120
411491
4045
zamanda şirketlerin işlerini basitleştirmek için elinden gelen her şeyi
06:55
Janet's store would also operate with slack,
121
415954
3420
yapacakları için. Janet’in mağazası da esnek bir şekilde çalışacaktı,
06:59
meaning having enough staff to take care of the customer,
122
419374
3712
yani müşteriyle ilgilenmek, hataları en
07:03
minimize mistakes,
123
423127
1585
aza indirmek ve iyileştirme yapmak
07:04
and do improvement.
124
424712
1669
için yeterli personele sahip
07:06
But operating with slack wouldn't work if there are slackers.
125
426881
4630
olacaktı. Ama esnek bir şekilde çalışmak, tembel çalışanlar varsa işe yaramaz.
07:12
Right?
126
432679
1167
Doğru değil mi?
07:13
So the standards would be high,
127
433888
2711
Böylece standartlar yüksek olacak ve çalışan devir
07:16
and with turnover low,
128
436641
1418
oranı düşük olacaktı,
07:18
Janet would have time to develop her team and improve performance.
129
438059
5297
Janet'in ekibini geliştirmek ve performansı artırmak için zamanı olacaktı.
07:23
Now if you think about the work at the store,
130
443356
2169
Şimdi mağazadaki işi düşünürseniz,
07:25
it's still not glamorous.
131
445566
1836
hâlâ göz alıcı değil.
07:27
And Janet would still go home physically exhausted --
132
447819
5130
Ve Janet yine de fiziksel olarak bitkin eve gidecekti -
07:32
but not defeated.
133
452991
1668
ama yenilmezdi.
07:35
She would feel valued,
134
455243
2669
Kendini değerli hissedecekti
07:37
and she would take pride in creating a lot of value.
135
457912
3796
ve çok fazla değer yaratmaktan gurur duyardı.
07:42
So what makes a job a good one,
136
462166
2086
Yani bir işi hem işçiler
07:44
both for workers and companies
137
464293
2128
hem de şirketler için iyi yapan şey
07:46
is not this or that thing, but it's a system.
138
466462
3712
şu ya da bu şey değil, bir sistemdir.
07:50
It's a system with two interdependent elements.
139
470216
3170
Birbirine bağlı iki unsura sahip bir sistemdir.
07:53
One is investment in people:
140
473386
2252
Biri insanlara yapılan yatırımdır:
07:55
pay, schedules, career paths, standards.
141
475638
2628
Ücret, programlar, kariyer yolları, standartlar.
07:58
The other is work that's productive and motivating with simplification,
142
478766
5130
Diğeri ise basitleştirme, güçlendirme, çapraz eğitim ve esnek çalışma
08:03
empowerment, cross-training and operating with slack.
143
483938
2795
ile üretken ve motive edici bir çalışmadır.
08:07
I want to make this system,
144
487316
2002
Bu sistemi, ben ‘iyi iş sistemi’ dediğimi,
08:09
which I call the good job system,
145
489360
2044
istisna değil, norm hâline
08:11
the norm, not the exception.
146
491446
2669
getirmek istiyorum.
08:15
So to do that,
147
495908
1669
Bunu yapmak için,
08:17
I started a nonprofit called the Good Jobs Institute.
148
497618
2962
İyi İşler Enstitüsü adında kâr amacı gütmeyen bir
08:20
And I've been working with my former MBA students,
149
500913
2962
kuruluş kurdum. Ve eski MBA öğrencilerim ile çalışıyordum.
08:23
and together we have now worked with more than 30 companies
150
503916
4964
Ve birlikte şimdi, bu sistemi benimsemek ve müşterileriyle kazanmak
08:28
whose leaders wanted to adopt this system to win with their customers.
151
508921
4797
isteyen 30’dan fazla şirketle çalıştık.
08:34
And we have seen small and large companies in different industries do it.
152
514177
4838
Ve farklı endüstrilerdeki küçük ve büyük şirketlerin bunu yaptığını gördük.
08:39
A huge part of their success
153
519932
2711
Başarılarının büyük bir kısmı, liderlerinin kendi
08:42
was their leaders' ability to imagine the workings of their own good-job system,
154
522643
6966
etkili iş sistemlerinin işleyişini hayal etme yeteneği
08:49
and have the courage to adopt it.
155
529609
2544
ve bunu benimseme cesaretiydi.
08:52
Let me give you an example.
156
532153
1501
Size bir örnek vereyim.
08:54
In 2017, John Furner became the CEO of Sam’s Club,
157
534447
5922
2017 yılında, John Furner Sam’s Club’ın CEO’su oldu;
09:00
which is Walmart's membership-based model that competes with Costco.
158
540411
4505
bu, Walmart’ın Costco ile rekabet eden üyelik tabanlı modelidir.
09:05
Now, at the time, Sam’s Club was struggling
159
545541
2795
O dönemde, Sam’s Club zorluk yaşıyordu
09:08
and way behind Costco in terms of labor productivity,
160
548336
3170
ve iş gücü verimliliği, üye memnuniyeti, satışlar
09:11
member satisfaction, sales, employee turnover.
161
551547
2836
ve çalışan devri açısından Costco’nun çok gerisindeydi.
09:15
John was Sam’s Club’s 14th CEO in 34 years.
162
555343
4963
John, 34 yıl içinde Sam’s Club’ın 14. CEO’su oldu.
09:20
Imagine the performance pressure, right,
163
560348
2085
Sonuçları kısa zamanda göstermek için
09:22
to show results in a short amount of time.
164
562475
2794
ne kadar baskı olduğunu hayal edin.
09:25
One of the earliest changes that John wanted to make
165
565978
2670
John’un yapmak istediği en erken değişikliklerden biri,
09:28
was to raise pay five to seven dollars an hour
166
568648
4296
et kesen, fırında çalışan ve
09:32
from a basis of 15 dollars an hour,
167
572985
2837
ekip yöneten işçilerin
09:35
for workers who cut meat,
168
575822
2419
saatlik ücretini 15 dolardan
09:38
who worked in bakery, who led teams.
169
578241
3253
5 ila 7 dolar artırmaktı.
09:42
But John got pushback.
170
582120
1876
Ama John itirazlarla karşılaştı.
09:44
HR said, "Don't do it.
171
584580
2836
HR dedi ki, “Yapma.
09:47
Last time we raised pay, it didn't reduce turnover."
172
587792
3253
Son ücret artışımız çalışan devrini azaltmadı.”
09:51
Finance said, "Don't do it.
173
591712
2253
Finans dedi ki, “Yapma.
09:54
It's not in the budget."
174
594006
1669
Bütçe yok.”
09:56
There was no way for John to be able to prove with numbers
175
596050
4546
John’un daha yüksek maaşın, sistemin geri kalanıyla olmadan, fayda
10:00
that higher pay
176
600638
1293
sağlayacağını
10:01
and higher pay alone, without the rest of the system
177
601973
2669
sayılarla kanıtlaması
10:04
would pay off.
178
604642
1251
mümkün değildi.
10:06
But he was certain
179
606602
1710
Ancak, Sam’s Club’ın maaşları
10:08
that Sam’s Club couldn’t be a great company if they didn’t raise pay.
180
608312
3879
artırmadığı sürece iyi bir şirket olamayacağından emindi.
10:12
You see, to be loved by their customers, their members,
181
612650
3253
Görüyorsun, müşterileri ve üyeleri tarafından
10:15
they had to have a motivated, capable team
182
615903
3462
sevilmek için, başarılı olabilecek motive olmuş, yetenekli
10:19
that can set up for success.
183
619365
1835
bir ekibe ihtiyaçları vardı.
10:21
That wasn't possible without reducing turnover
184
621242
3045
Bu, çalışan devrini azaltmadan mümkün değildi
10:24
and reducing turnover wasn't possible without raising pay,
185
624287
4296
ve devri azaltmak da maaşları artırmadan mümkün olamazdı.
10:28
because people were leaving for jobs that paid a couple more dollars an hour.
186
628583
5463
Çünkü insanlar, saatlik birkaç dolar daha fazla ödeyen işlere geçiyorlardı.
10:34
So just like Jim Sinegal,
187
634547
2502
Yani tıpkı Jim Sinegal gibi,
10:37
John could connect the dots between pay, turnover,
188
637091
5464
John, maaş, çalışan devri, verimli çalışma ve rekabetçilik
10:42
productive work and competitiveness.
189
642555
2753
arasındaki bağlantıyı kurabiliyordu.
10:45
So he and his team took a leap of faith.
190
645808
4380
Bu yüzden o ve ekibi bir cesaret adımı attı.
10:50
They raised pay,
191
650730
2085
Maaşları artırdılar ve verimliliği ve işleri
10:52
and they did the hard, bottom-up work to improve productivity and jobs.
192
652857
5672
geliştirmek için zor, aşağıdan yukarıya bir çalışma yaptılar.
10:59
When they announced the first pay raises,
193
659113
3170
İlk maaş artışlarını açıkladıklarında,
11:02
some employees cried.
194
662283
1710
bazı çalışanlar ağladı.
11:04
You know, for workers like Janet,
195
664744
2252
Bilirsin, Janet gibi çalışanlar için,
11:07
a couple more dollars an hour
196
667038
2169
saate birkaç dolar daha fazla almak,
11:09
is the difference between working one or two jobs.
197
669248
3921
bir ya da iki işte çalışmak arasındaki farktır.
11:14
It's the difference between getting enough sleep or not.
198
674045
3295
Yeterince uyumak ya da uyumamak arasındaki farktır.
11:18
Having a stable schedule
199
678299
2002
İstikrarlı bir programa sahip
11:20
is the difference between spending time with your son or not.
200
680343
4129
olmak, oğlunuzla vakit geçirmek ya da geçirmemek arasındaki farktır.
11:25
And for Sam’s Club,
201
685056
1668
Ve Sam's Club için, ilk iki yıl
11:26
within the first two years,
202
686724
2669
içinde, saatte satılan birim sayısı olarak ölçüldüğünde
11:29
labor productivity, measured as units sold per hour,
203
689393
3254
emek verimliliği yüzde 16
11:32
increased 16 percent.
204
692688
1669
arttı.
11:35
Employee turnover dropped 25 percent for hourly workers,
205
695024
3629
Çalışan devir hızı saatlik çalışanlar için yüzde 25, yöneticiler için
11:38
even more for managers.
206
698653
1835
daha da fazla düştü.
11:40
Sales increased 25 percent without opening new stores.
207
700488
4671
Satışlar yeni mağazalar açmadan yüzde 25 arttı.
11:45
This type of performance improvement fueled more investment in people
208
705493
4713
Bu tür bir performans iyileştirmesi, insanlara daha fazla yatırım
11:50
and record membership growth.
209
710206
2002
yapılmasını sağladı ve rekor düzeyde üye
11:52
The once-struggling chain is now a growth engine
210
712708
3837
artışı getirdi. Bir zamanlar zorlanan zincir,
11:56
for its parent company, Walmart,
211
716587
2920
şimdi ana şirketi Walmart için bir büyüme motoru hâline geldi;
11:59
which too is on a good-jobs journey.
212
719507
2544
Walmart da iyi işler yolculuğunda.
12:02
And John Furner got promoted to be the CEO of Walmart USA.
213
722385
3628
Ve John Furner, Walmart USA’nın CEO’su olarak terfi etti.
12:06
I'm talking a lot about retail,
214
726847
1836
Perakende hakkında çok konuşuyorum,
12:08
but it's not just retail.
215
728724
1627
ama sadece perakende değil.
12:10
At Good Jobs Institute,
216
730851
1293
İyi İşler Enstitüsü’nde
12:12
we've seen similar results, higher productivity, lower turnover,
217
732144
3337
benzer sonuçlar gördük; daha yüksek verimlilik,
12:15
more love from customers and higher sales
218
735481
3086
daha düşük çalışan devri, müşterilerden daha fazla
12:18
at restaurants, call centers,
219
738609
3462
ilgi ve restoranlar, çağrı merkezleri hatta bir haşere
12:22
even at a pest control company.
220
742071
3086
kontrol şirketinde bile daha yüksek satışlar.
12:25
The success of these courageous early adopters, I hope,
221
745866
4839
Bu cesur erken benimseyenlerin başarısının, umarım diğerlerinin de
12:30
will make it a lot easier for others to make a bet on their people.
222
750746
4713
insanlara yatırım yapmayı daha kolay hâle getirmesine yardımcı olur.
12:35
You know, when we think about high-performance organizations,
223
755960
2878
Yüksek performanslı organizasyonları düşündüğümüzde
12:38
our first instinct is often to fix the people right?
224
758879
4630
ilk içgüdümüz genellikle insanları düzeltmektir, doğru mu?
12:43
But it turns out what really needs fixing is their work and their pay.
225
763551
6506
Ama gerçekten düzeltilmesi gereken şeyin işleri ve maaşları olduğu açığa çıktı.
12:50
The problem was never Janet.
226
770933
2127
Sorun hiçbir zaman Janet değildi.
12:53
The problem was the system that Janet was stuck in.
227
773728
3878
Sorun Janet’in içinde sıkışıp kaldığı sistemdi.
12:58
And if we see jobs like hers not as dead-end jobs,
228
778357
5339
Ve eğer onun gibi işleri sonu belirsiz işler olarak değil,
13:03
but as good jobs that can provide dignity,
229
783738
3920
onur, saygı ve makul bir yaşam sağlayan
13:07
respect and a decent living,
230
787658
3295
iyi işler olarak görürsek,
13:10
we would have more engaged and productive workers.
231
790995
3128
bu durumda daha fazla bağlı ve verimli çalışanımız olurdu.
13:14
We would have more competitive companies,
232
794749
3003
Daha rekabetçi şirketlere, daha güçlü
13:17
a stronger economy,
233
797752
2294
bir ekonomiye
13:20
and a growing, rather than a shrinking, middle class.
234
800046
3962
ve küçülen bir orta sınıfa değil büyüyen bir orta sınıfa sahip olacaktık.
13:25
Tens of millions of essential workers would have hope instead of desperation,
235
805426
5923
On milyonlarca temel işçi çaresizlik yerine umutlu
13:31
and that will be a blessing for all of us.
236
811390
3754
olacaktı ve bu hepimiz için bir nimet olacaktı.
13:35
Thank you.
237
815186
1126
Teşekkür ederim.
13:36
(Applause)
238
816354
5338
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7