The Timeless, Ancient Language of Art | Wangechi Mutu | TED

68,630 views ・ 2023-05-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Merve Sekmen Gözden geçirme: Ömer Faruk Zeren
00:04
I believe art is an ancient language
0
4459
2836
Sanatın, gelecekle iletişime geçmek için
00:07
that we use to communicate with each other
1
7337
4087
kullandığımız eski bir dil olduğuna
00:11
into the future.
2
11466
2086
inanıyorum.
00:13
A year ago,
3
13593
1251
Bir yıl önce,
00:14
I took a magnificent journey with a friend.
4
14886
3045
arkadaşımla muhteşem bir yolculuğa çıktım.
00:17
We went to see some prehistoric art.
5
17973
3712
Tarih öncesi sanatları görmeye gittik.
00:21
We went deep into the desert of Niger
6
21726
1919
On binlerce yıl önce yapılmış sanatlara bakmak için
00:23
to look for art that had been created tens of thousands of years ago.
7
23687
4921
Nijer Çölü’nün derinliklerine indik.
00:29
The journey was filled with long conversations,
8
29568
4462
Yolculuk, uzun konuşmalar,
00:34
Tuareg music
9
34030
1502
Tuareg müziği,
00:35
and our whimsical shadow dances,
10
35532
2878
garip gölge danslarımız
00:38
and lots of laughter.
11
38410
1376
ve bolca kahkahayla doluydu.
00:40
As we drove deep into the Sahara,
12
40870
2253
Sahra’nın derinliklerine doğru gittikçe
00:43
we found delicate drawings scratched into the gray rock faces,
13
43164
4672
gri taşlara kazınmış narin çizimler bulduk.
00:47
art made at a time when the Sahel was filled with people and their cattle,
14
47877
6632
Sahel, insanlar ve onların hayvanları, göller ve ormanlar dolu ve
00:55
full of lakes and forests and home to hippos and giraffes.
15
55594
5505
su aygırlarıyla zürafalara ev olduğu zamanlarda yapılmış bir çizim.
01:01
We saw engravings of characters made with intricate detailed patterns,
16
61141
4296
Karmaşık desenlerle oyulmuş karakter işlemeleri gördük.
01:05
a sign that whoever had carved them knew one day they would be seen and admired.
17
65478
6340
Bu, işleyen kimsenin onların bir gün görülüp beğenileceğini bildiğine işaretti.
01:12
These ancient voices from the past spoke of the wealth and the bounty that existed,
18
72652
5631
Geçmişten gelen bu antik sesler, var olan refahı ve cömertliği
01:18
showing the importance of making, recording and representing ourselves.
19
78283
6256
kayıt etmenin ve kendimizi anlatmanın önemini göstererek anlatıyordu.
01:24
Art is that ancient language
20
84581
2794
Sanat, yazılı metinlerden çok önce
01:27
that we've been using for longer than written text.
21
87417
3420
kullandığımız o kadim dildir.
01:31
We've left messages for each other using art.
22
91630
3753
Sanatı kullanarak birbirimize mesajlar bıraktık.
01:36
Messages that travel across the expanse of time and culture,
23
96259
4838
Zamanı ve kültürleri geçip
01:41
reminding us where we come from.
24
101139
2085
nereden geldiğimizi hatırlatan mesajlar.
01:44
As long as I can remember, I've been making art
25
104893
2544
Kendimi bildim bileli sanat yapıyorum
01:47
and I've always made art about women.
26
107437
3170
ve hep kadınlar hakkında sanat yaptım.
01:50
I've created figures with female bodies
27
110607
2419
Kadın vücutlarıyla, bazen hamile
01:53
that sometimes look like pregnant creatures
28
113026
3629
veya yaralıyken tamir edilmiş yaratıklar
01:56
or wounded and then repaired women.
29
116655
3128
gibi görünen figürler yaptım.
01:59
I’ve made hybrid humans and even fierce feminine machines.
30
119783
5505
Melez insanlar ve hatta öfkeli kadınsı makineler yaptım.
02:06
All to show how the female body is a powerful sight
31
126373
4587
Hepsi kadın vücudunun
02:11
onto which culture expresses its feelings of worthiness,
32
131002
4546
değerlilik, arzu veya nefret,
02:15
of desire or distaste,
33
135590
3295
kutsallık veya eskimişlik
02:18
of divinity or decrepitude,
34
138927
2627
duygularını ifade eden kültürde
02:21
of belonging or loss.
35
141596
2002
ne kadar güçlü olduğunu göstermek içindir.
02:24
The images I make,
36
144724
1251
Yaptığım resimler,
02:26
like the ones I saw carved on those ancient desert rocks,
37
146017
3253
tıpkı o antik çöl kayalıklarında gördüğüm işlemeler gibi,
02:29
are essentially the representation
38
149312
2961
hepimizin içindeki kadın varlığının
02:32
of the presence of the female in all of us.
39
152273
4588
esas temsilidir.
02:40
Growing up in Nairobi in the 1970s,
40
160824
3211
1970′lerde Nairobi’de büyürken,
02:44
Kenya had every appearance of a happy, wholesome, modernized country.
41
164035
5964
Kenya mutlu, sıhhatli ve modern bir ülke görünümüne sahipti.
02:50
We had fought, reclaimed and celebrated our independence
42
170875
4255
Acımasız İngiliz hükümdarlığına karşı savaştık ve
02:55
from a tyrannical British rule.
43
175171
2002
geri aldığımız bağımsızlığımızı kutladık.
02:58
But there were and there still are old skeletons and colonial traumas
44
178258
5589
Ancak dolaplarımızda eski iskeletler ve sömürge travmaları vardı
03:03
rattling in our closets.
45
183888
2002
ve hâlâ da var.
03:07
When I was ten years old, whilst our second president was in office,
46
187434
4004
Ben 10 yaşındayken, ikinci başkanımız görevdeyken,
03:11
there was an attempted and failed coup.
47
191438
2919
başarısız bir darbe girşimi oldu.
03:15
The president behaved increasingly paranoid and authoritarian,
48
195608
5214
Başkan giderek paranoyak ve otoriter davranmaya başlamıştı
03:20
and he placed restrictions on all types of freedoms of expression.
49
200822
4421
ve her türlü düşünce özgürlüğüne kısıtlamalar koydu.
03:26
People began to disappear.
50
206286
2919
İnsanlar kaybolmaya başladı.
03:29
Journalists. Preachers. Artists. Teachers.
51
209247
3504
Gazeteciler. Din Adamları. Sanatçılar. Öğretmenler.
03:33
Even my relatives who are vocal about the government began to vanish.
52
213793
5422
Hükümetten lafını sakınmayan akrabalarım bile gözden kaybolmaya başladı.
03:39
Kenyan people were rendered invisible, small and silent.
53
219924
6131
Kenyalılar işlevsizleştirildi, görünmez, küçük ve sessiz hale getirildi
03:47
And I wanted to get out.
54
227599
1543
ve ben kaçmak istedim.
03:51
And I did, through my mind,
55
231144
2377
Kaçtım da, aklım sayesinde,
03:53
by creating art and imagining places I could go
56
233521
3128
sanat yaparak ve özgürce ve korkusuzca
03:56
where I could communicate freely and fearlessly.
57
236649
3379
haberleşebileceğim yerleri düşünerek.
04:02
Within a few years' time, I found myself in New York
58
242030
3795
Birkaç yıl içerisinde, kendimi New York’ta buldum.
04:05
and though I immediately felt far and removed from my country,
59
245825
4588
Anında ülkemden uzakta ve kovulmuş hissetsem de
04:10
my mind remained clear and determined
60
250413
3879
net ve kararlıydım.
04:14
because I'd carried inside of me the language of my ancestral home.
61
254334
4129
Çünkü içimde atalarımın evinin dilini taşıyordum.
04:19
The cacophony of this big new city was disorienting at first.
62
259756
3754
Bu büyük ve yeni şehrin kakafonisi başta kafa karıştırıcıydı.
04:23
It was unlike dusty green Nairobi.
63
263551
3295
Griye çalan yeşil Nairobi’ye benzemiyordu.
04:26
But with time, I found my creative rhythm,
64
266888
3545
Ama zamanla düzenimi buldum.
04:30
gathering all manner of pictures and knickknacks,
65
270475
3045
Bazısı manevi değere sahip, bazısı yabancı
04:33
some sentimental, others unfamiliar,
66
273561
3504
her türlü resim ve süsü bir araya getirdim.
04:37
collecting discarded objects, old pictures, even letters.
67
277065
4004
Atılan eşyaları, eski resimleri, hatta mektupları topladım.
04:41
I cut and assembled them,
68
281069
2794
Kestim ve derledim.
04:43
and as I glued them together, I put myself together.
69
283863
4004
Onları birleştirdikçe kendime geldim.
04:48
Slicing out pictures from magazines and books
70
288952
3211
Şehrin sokaklarında bulunmuş dergilerden,
04:52
found on the streets of the city,
71
292205
1627
kitaplardan resimler kesiyordum.
04:53
I transformed them into large paintings
72
293873
3837
Onları ayrı ama bütün,
04:57
with figures that were disjointed but whole,
73
297752
3712
biçimsiz ama tuhaf bir şekilde güzel figürlerle
05:01
distorted, but strangely beautiful.
74
301506
2169
büyük resimlere dönüştürdüm.
05:05
I stuck these fragments into imaginary environments
75
305009
2795
Bu parçaları korkutucu ve şiddetli
05:07
that seemed frightening and violent,
76
307846
2293
ama her zaman çekici ve öteki dünyaya ait görünen
05:10
but always alluring and otherworldly.
77
310181
3295
hayali ortamlara sıkıştırdım.
05:14
It was my way of creating order and grace,
78
314435
2920
Bu benim düzen ve incelik oluşturma biçimimdi.
05:17
a way to remember who and where I'd come from.
79
317355
4588
Kimden ve nereden geldiğimi hatırlamak için bir yoldu.
05:21
Mending and healing in order to triumph.
80
321943
3086
Zafer için onarma ve iyileşme.
05:26
After harvesting so much paper
81
326656
2628
Yapılan onca kağıt hasadı
05:29
and producing so, so many collages,
82
329284
3795
ve üretilen pek çok kolajdan sonra
05:33
I felt it was time to step back and let go.
83
333079
4087
geri çekilip bırakma zamanının geldiğini hissettim.
05:37
Time to purge and shred this excess paper
84
337208
3629
Bu fazladan kağıtları ve yıllarca topladığım bu malzemeleri
05:40
and these materials that I'd collected for years.
85
340879
3378
temizleyip parçalama vaktiydi.
05:44
And I did.
86
344966
1251
Öyle de yaptım.
05:47
Turning it all into a dark, thick paper clay,
87
347218
4797
Hepsini ilk büyük heykelimi yapmak için kullandığım koyu ve
05:52
which I used to create my first large sculpture,
88
352056
5172
kalın bir kağıt hamuruna dönüştürdüm.
05:57
a reclining woman with open arms and her eyes facing forward,
89
357270
4421
Kollarını açarak uzanmış ve gözleri ileriye dönük bir kadın.
06:01
a figure who could see a new beginning on its way,
90
361691
2878
“Tüm Dünyayı İçine Aldı” başlıklı,
06:04
titled "She's Got the Whole World in Her."
91
364569
3420
ufukta yeni bir başlangıç görebilen bir figür.
06:10
As I visited and returned from my childhood home,
92
370199
3170
Çocukken yaşadığım evi ziyaret edip döndüğümde,
06:13
I came back with all types of rocks and branches,
93
373369
4922
her türlü taş, dal, çanak ve boncukla birlikte
06:18
pots and beads,
94
378333
1918
geri döndüm ve
06:20
and each shell, each bone, each feather I found,
95
380293
3420
bulduğum her kabuk, her kemik, her tüyü
06:23
I used in the work,
96
383755
1251
işimde kullanarak
06:25
weaving back that deep connection to my home soil.
97
385048
4212
topraklarımla olan o derin bağı tekrar ördüm.
06:29
I sculpted these giant earth queens
98
389302
5130
Bu devasa toprak kraliçelerinin heykellerini, ailem ve arkadaşlarımla
06:34
and placed the small mementos inside of them,
99
394474
3336
olan anılarımı ve deneyimlerimi arşivleyip
06:37
archiving my memories and experiences with family and friends.
100
397852
5339
küçük hatıraları içlerine yerleştirerek yaptım.
06:45
Our bodies once carried all of our art.
101
405234
4505
Vücudumuz bir zamanlar bütün sanatımızı taşıdı.
06:49
Our bodies are our oldest museums.
102
409739
2920
Vücudumuz bizim en eski müzelerimiz.
06:52
I made these sculptures to represent our fractured and remade histories
103
412659
5130
Bu heykelleri, kırılmış ve tekrar yapılmış tarihimizi ve
06:57
and our connection to each other and our red mud.
104
417830
3879
birbirimizle ve kızıl çamurla bağımızı temsil etmesi için yaptım.
07:01
Each of them a portrait of the resilience and the diversity of African women
105
421751
5714
Her biri, ana kıtanın parçalarından oluşan
07:07
formed from these particles of mother continent,
106
427507
4421
Afrika kadınlarının dayanıklılığı ve çeşitliliğinin bir portresidir.
07:11
shaped like old trees,
107
431970
2460
Yaşlı ağaçlar,
07:14
shaped like my sisters and my grandmothers,
108
434472
3420
kız kardeşlerim ve büyükannelerim,
07:17
like anthills and women friends,
109
437934
2961
karınca yuvaları ve kadın arkadaşlar,
07:20
like the coral reef and the Great Rift Valley.
110
440937
4337
sığır eti ve Büyük Rift Vadisi gibi, benim gibi şekillenen Afrika kadınları.
07:25
Shaped like me.
111
445274
1419
07:27
I gave them large elaborate feet
112
447568
3921
Onlara büyük ve detaylı ayaklar verdim ki
07:31
so they could stand steady, strong.
113
451489
3545
sabit ve güçlü durabilsinler.
07:36
As I spent more time reconnecting with this home I'd come back to,
114
456452
3629
Geri döneceğim bu eve tekrar bağlanmakla zaman harcarken
07:40
I conjured up more supernatural characters,
115
460123
3128
daha çok doğaüstü karakterler hayal ettim.
07:44
this time in bronze.
116
464961
1835
Bu defa bronzdan.
07:47
Like my smooth, shiny water woman,
117
467505
2461
Düzgün ve parlak su kadınım gibi,
07:50
a version of the mythical nguva of East African lore,
118
470008
4379
Doğu Afrika irfanına ait mitolojik denizkızının bir versiyonu.
07:54
a creature with the power to delight us, to instruct or destroy us,
119
474429
4212
Bizi sevindirme, yönlendirme veya yok etme gücüne sahip,
07:58
who speaks directly to sea creatures and the water itself.
120
478683
4796
direkt olarak deniz canlılarına ve suyun kendisine konuşan bir yaratık.
08:03
I created another sea goddess
121
483479
2127
Başka bir su tanrıçası yaptım.
08:05
and named her "MamaRay,"
122
485606
3170
“MamaRay” adını verdiğim,
08:08
with mystical shell eyes
123
488776
1627
gizemli deniz kabuğu gözleriyle
08:10
that see into the past and know the future,
124
490445
2627
geçmişi gören ve geleceği bilen,
08:13
with wings so wide they could carry us across the ocean.
125
493197
3546
bizi okyanus boyunca taşıyabilecek kadar geniş kanatlı bir yaratık.
08:18
And then next I created a great woman crocodile
126
498828
5464
Daha sonra büyük bir timsah kadın yaptım.
08:24
with striped armor,
127
504333
2002
Vücuduna çizilmiş uzun kelimeler gibi duran çizgili zırhıyla,
08:26
like long words cut into her body
128
506377
2461
08:28
to remind us of our land, our land that remembers us.
129
508880
4171
bizi hatırlayan toprağımızı bize hatırlatıyordu.
08:34
In 2018, the Metropolitan Museum of Art invited me to their first commission ever
130
514719
5839
2018′de, Metropolitan Sanat Müzesi şimdiye kadarki ilk komisyonuna beni
08:40
to create new sculptures that would sit in the building's facade,
131
520600
5005
binanın ön cephesinde bulunacak bir heykel yapmam için davet etti.
08:45
these niches that had remained empty for over a hundred years.
132
525605
5172
Yüz yılı aşkın bir süredir boş kalan bu oyuklara
08:50
I created four seated deities.
133
530777
2168
oturan dört tanrı yaptım.
08:54
All wearing golden crowns of light,
134
534405
2169
Hepsi ışığın altın taçlarını takmış ve
08:56
robed in rippling bronze garments made to reflect the sun.
135
536574
5839
güneşi yansıtması için bronz ve dalgalı giysiler giydirilmişti.
09:03
The first with a bright disk over her mouth,
136
543289
3378
İlkinin ağzında parlak bir plak,
09:06
the second with a golden mirror on her eyes,
137
546709
3337
ikincisinin gözlerinde altından bir ayna,
09:10
the third with a radiant crown,
138
550088
2502
ışıltılı tacıyla üçüncüsü
09:13
and the fourth with a circular light beam on her forehead.
139
553633
3420
ve alnında yuvarlak bir ışık hüzmesiyle dördüncüsü.
09:17
These works stood for tranquility,
140
557095
3461
Bu yapılar sükunet, yücelik,
09:20
dignity, Africanity and the feminine divine.
141
560598
4213
Afrikalılık ve kadınsı ilahilik için duruyordu.
09:26
A few months after they were placed in the niches,
142
566813
3503
Oyuklara yerleştirildikten birkaç ay sonra
09:30
the entire world descended into a pandemic.
143
570316
4254
bütün dünya pandeminin eline düştü.
09:34
And it's during this time, in this crisis,
144
574570
2836
Bu süreç içerisinde, krizde
09:37
that the serene guardians continued shining expressions of hope and calm
145
577406
5965
o engin gardiyanlar, umut ve sakinlik ifadeleriyle parlamaya
09:43
and healing for us all.
146
583371
1835
ve hepimize şifa olmaya devam ettiler.
09:45
(Applause)
147
585248
2419
(Alkış)
09:51
This journey I began by drawing and sculpting
148
591712
3421
Kendim gibi birçok farklı kadın tasvirleri
09:55
many different versions of women like myself
149
595174
2836
yaparak başladığım bu çizim ve heykel yolculuğum
09:58
is what allowed me to move forward.
150
598052
1960
benim ilerlememi sağlayan şeydir.
10:00
It's what gave me permission to re-examine my home and my family
151
600054
4046
Bana evimi, ailemi ve ülkemi dışarıdan bir gözle
10:04
and my country from a distance.
152
604142
2168
yeniden inceleme fırsatı veren buydu.
10:06
It's making art that continues to remind me
153
606978
3378
Bana ısrarla aradığım özgürlüğü
10:10
what freedom I was so desperately seeking.
154
610356
2544
hatırlatmaya devam eden şey sanat yapmaktır.
10:12
For me, for us,
155
612900
1585
Benim için, bizim için,
10:14
for anyone who works for our rightful place in the future.
156
614485
3796
gelecekte hak ettiğimiz yer uğruna çalışan herkes için.
10:18
And even if we begin our journeys at first to escape,
157
618281
3753
Ve yolculuğumuza ilk önce kaçmakla başlasak bile
10:22
the return path is always inside of us.
158
622034
2753
dönüş yolu her zaman içimizdedir.
10:24
If we want to exist in the homes we thought we never belonged,
159
624787
4546
Hiç ait olduğumuzu düşünmediğimiz evlerde var olmaya devam etmek istiyorsak,
10:29
we have to create new powerful images for them.
160
629375
4546
onlar için yeni ve güçlü bir görüntü yaratmalıyız.
10:34
When I'm working, I know I'm using this ancient language
161
634881
4254
Çalıştığım zaman, bu antik dili kullandığımı
10:39
and I know that I'm where this language was born.
162
639177
3003
ve benim bu dilin doğduğu yer olduğumu biliyorum.
10:43
I know we have all been related for millions of years
163
643097
3170
Milyonlarca yıldır hepimizin akraba olduğunu ve
10:46
and that we need to take care of this one vessel
164
646309
2878
bizi köklerimize bağlayan bu tek damara
10:49
that connects us to our roots,
165
649228
1919
sahip çıkmamız gerektiğini biliyorum.
10:51
our roots in the Rift Valley,
166
651147
2294
Rift Vadisi’ndeki,
10:53
or the Sahara, or the shores of the Nile,
167
653441
3253
Sahra veya Nil Nehrinin kıyılarındaki,
10:56
somewhere on African soil where we left traces of our first journeys.
168
656694
4379
ilk yolculuğumuzun izlerini bıraktığımız Afrika toprağındaki köklerimiz.
11:02
Art is that ancient language that we've always used
169
662074
3003
Sanat, nereden geldiğimizi ve nereye doğru gittiğimizi
11:05
to remind us where we're from and where we're heading.
170
665077
3129
hatırlatmak için hep kullandığımız o eski dildir.
11:08
I hope to always make art that empowers women,
171
668956
3879
Her zaman kadınlara güç veren,
11:12
that points us to the future,
172
672877
2627
bizi geleceğe yönelten,
11:15
to Africa, where art originated.
173
675546
3712
sanatın kaynağı olan Afrika’ya yönelten sanatı yapmayı umuyorum.
11:20
Thank you.
174
680218
1251
Teşekkür ederim.
11:21
(Applause)
175
681510
2420
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7