The Poetry of Everyday Language | Julián Delgado Lopera | TED

58,471 views ・ 2023-06-01

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: GAMZE BAYRAM Gözden geçirme: Yüsra Doyan
00:03
My passion for the poetics of everyday language
0
3701
5572
Günlük dilin şiirselliğine olan tutkum,
00:09
began at 5 pm on Saturdays,
1
9306
3370
Cumartesi günleri saat 17.00′de,
00:12
at my abuela's dining room,
2
12710
2536
büyükannemin yemek odasında,
00:15
at a table full of loud, unstoppable women.
3
15279
3837
gürültücü, dur durak bilmeyen kadınlarla dolu bir masada başladı.
00:19
My five aunts plus my mom’s five aunts,
4
19850
4238
Beş teyzem, artı annemin beş teyzesi,
00:24
all smoking, some in their bras, some in their “rulos,”
5
24121
4805
hepsi sigara içiyor, bazıları sütyenleriyle, bazıları rulolarıyla,
00:28
all complaining about the ineptitude of their husbands
6
28959
2736
hepsi de kocalarının beceriksizliğinden ya da
00:31
or the rising prices at the grocery store.
7
31729
2402
ya da artan fiyatlardan şikayet ediyorlardı.
00:35
Some used grand gestures, pointing with their mouths.
8
35466
4237
Bazıları ağızlarıyla işaret ederek büyük mimikler yaptı.
00:40
Others made up words.
9
40404
2169
Diğerleri kelimeler uyduruyordu.
00:42
Some yelled, some cried.
10
42907
3136
Bazıları bağırdı, bazıları ağladı.
00:46
They were all narrating a similar experience,
11
46610
2803
Hepsi benzer bir deneyimi anlatıyordu,
00:49
but each one of them put her own twist to her story.
12
49447
3403
ama her biri hikayesine kendi yorumunu kattı.
00:53
Each one used a different word choice, a different rhythm.
13
53184
3103
Her biri farklı bir kelime tercihi, farklı bir ritim kullandı.
00:57
My mom complained in silence,
14
57021
3103
Annem sessizce şikayet ediyordu,
01:00
shaking her head and sighing.
15
60124
2803
başını sallayıp iç çekti.
01:04
My Tía T used energized curse words,
16
64128
2903
Tía T’m enerji dolu küfürler kullanırdı,
01:07
"That hijo de su madre," she would say.
17
67064
3937
Annesinin oğlu” derdi.
01:11
"That good-for-nothing son of a bitch."
18
71001
3204
“O işe yaramaz orospu çocuğu.”
01:14
(Laughter)
19
74238
1702
(Gülüşmeler)
01:16
My great aunt shut her eyes, drank coffee and pointed at God.
20
76307
6406
Büyük teyzem gözlerini kapadı, kahve içti ve Tanrı’yı işaret etti.
01:23
"Diosito!
21
83180
1368
“Diosito!
01:25
What is wrong with this man?"
22
85149
3670
Bu adamın nesi var?”
01:30
Each one putting a different tune, a different music to her story.
23
90654
4071
Her biri hikayesine farklı bir melodi, farklı bir müzik katıyordu.
01:35
As a kid, I sat among them in awe,
24
95359
2536
Çocukken onların arasında huşu içinde oturur,
01:37
marveled at how elastic, how expansive,
25
97928
3537
yemek masasında elastik, geniş, sonsuz bir dilin
01:41
how infinite language felt at the dining table, how fun.
26
101499
4437
ne kadar eğlenceli olduğuna hayret ederdim.
01:46
If my aunts didn't know a word, they would just make it up,
27
106437
2803
Eğer teyzelerim bir kelimeyi bilmiyorsa, uydururlardı,
01:49
laugh about it,
28
109273
1168
buna gülerlerdi,
01:50
and stick it to their husbands' nicknames.
29
110474
2002
ve kocalarına lakap takarlardı.
01:52
(Laughter)
30
112476
1235
(Gülüşmeler)
01:53
The word would then be tossed around
31
113744
2770
Bu kelime daha sonra dilden dile dolaşacak ve
01:56
and eventually become part of our intimate, familiar vocabulary.
32
116547
4271
sonunda samimi, tanıdık kelime dağar- cığımızın bir parçası haline gelecekti.
02:02
My family is originally from the coast of Colombia,
33
122219
2403
Ailem aslen Kolombiya sahillerinden,
02:04
which is a region known for its magnificent storytellers,
34
124622
2702
muhteşem hikaye anlatıcıları, muazzam
sözleri, uydurma kelimelerin norm olduğu,
02:07
its grand words,
35
127324
1602
02:08
a region where made-up words are the norm,
36
128926
2803
müzik ve ritmin konuşmanın vazgeçilmezi
02:11
where music and rhythm are essential to speaking.
37
131762
3070
olduğu bir bölge.
02:15
I inherited the creative tongue from my aunts.
38
135633
2802
Yaratıcı dil bana teyzelerimden miras kaldı.
02:19
In Colombia, I was a loud, energized sucker.
39
139036
2069
Kolombiya’da gürültücü, enerjik bir
02:21
I wouldn’t shut up, I made up words, too.
40
141138
2569
enayiydim. Susmazdım, ben de kelimeler uydururdum.
02:24
But the moment I moved to the States and landed in Miami,
41
144241
3604
Ama Amerika’ya taşındığım ve Miami’ye vardığım an,
02:27
all that energy and love for language disappeared.
42
147845
3503
tüm o enerji ve dil sevgisi yok oldu.
02:32
It was here that I had my first encounter with language hierarchy.
43
152183
4738
Dil hiyerarşisi ile ilk karşılaşmam burada oldu.
02:38
I was 15 years old and we were reading "Romeo and Juliet" in English class.
44
158389
4037
15 yaşındaydım ve İngilizce dersinde “Romeo ve Juliet“i okuyorduk.
02:42
I begged and prayed that I wouldn't be called to read Juliet's part
45
162426
4204
Juliet’in bölümünü okumaya çağrıl- mamam için dua ettim.
02:46
because it was long and I didn't know what most of the words meant.
46
166664
3236
Çünkü çok uzundu ve çoğu kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyordum.
02:50
But of course I was called to read Juliet's part.
47
170701
2536
Ama tabii ki Juliet’in bölümünü okumaya çağrıldım.
02:53
My heart sank.
48
173704
1802
Kalbim sıkıştı.
02:56
When I said I didn't want to, the teacher responded
49
176373
2403
İstemediğimi söylediğimde, öğretmen eğer yapmazsam
02:58
I will lose participation point if I didn't.
50
178809
2469
katılım notunu kaybedeceğimi söyledi.
03:01
OK, I had to read it.
51
181812
2403
Tamam, okumak zorundaydım.
03:05
I tried to push my tongue in impossible ways,
52
185449
3370
Dilimi imkansız yollara itmeye çalıştım,
03:08
tried to echo the sound that I have been listening around me.
53
188852
3471
etrafımda dinlediğim sesi seslendirmeye çalıştım.
03:13
But I butchered all the words.
54
193057
2002
Ama bütün kelimeleri katlettim.
03:16
Everyone around me laughed
55
196393
2636
Etrafımdaki herkes güldü.
03:19
and the teacher just stood there silently.
56
199029
2803
ve öğretmen sessizce orada durdu.
03:23
I remember clenching that desk, wanting to disappear,
57
203500
3304
O masayı yumrukladığımı, ortadan kaybolmak istediğimi,
03:26
wishing to be made small, invisible.
58
206837
3270
küçülmeyi, görünmez olmayı dilediğimi hatırlıyorum.
03:31
I went home that day and told my mom I wasn't going back to school.
59
211041
3470
O gün eve gittim ve anneme okula geri dönmeyeceğimi söyledim.
03:34
The laughter and ridicule in school created deep fear and anxiety inside me.
60
214511
4839
Okuldaki kahkahalar ve alaycılar içimde derin bir korku ve endişe yarattı..
03:40
I spoke differently and this clearly was wrong.
61
220184
2936
Ben farklı konuştum ve bu açıkça yanlıştı.
03:44
It saddened me that I couldn’t access that part of myself
62
224188
2803
Aksanlı konuşma, kelime uydurma ya da kelimeleri
03:47
that was so excited about language
63
227024
1702
duyduğum gibi telaffuz etme
03:48
because my way of speaking, with an accent
64
228759
2669
tarzımın yanlış görülmesi nedeniyle dil konusunda
03:51
or inventing words or pronouncing words as I heard them,
65
231462
2702
çok heyecanlı olan o tarafıma erişememek
03:54
was deemed wrong.
66
234198
1368
beni üzüyordu.
03:56
I said "sans giving" instead of Thanksgiving.
67
236300
4071
Şükran Günü yerine “ükran günü” dedim.
04:00
I mix both languages:
68
240838
2035
İki dili karıştırıyorum:
04:02
"I have to 'plancha' it."
69
242906
1335
“‘Plancha’ yapmalıyım.”
04:04
"Give me the 'trapo.'"
70
244241
1235
“Bana ’trapo’yu ver.”
04:05
"Mom wants her 'chanclas.'"
71
245476
1301
Annem chanclas’ını istiyor.
04:06
"'Oye ye estas' ready?"
72
246810
1902
“’Oye you estas’ ready?”
04:08
(Laughter)
73
248746
2302
(Gülüşmeler)
04:11
I remember staying up late to practice pronouncing words
74
251715
3537
Telaffuz için geç saatlere kadar çalıştığımı hatırlıyorum.
04:15
so the kids at school wouldn't make fun of me.
75
255286
2202
Okuldaki çocuklar benimle dalga geçmesin diye.
04:17
I hated myself for not fitting in,
76
257821
2002
Burada benden çok daha büyük bir
04:19
not realizing that there was a hierarchy much bigger than me at play here.
77
259857
4104
hiyerarşi olduğunu anlamadan, uyum sağla- yamadığım için kendimden nefret ettim.
04:23
I felt I was the one who was wrong.
78
263994
2269
Hatalı olanın ben olduğumu hissettim.
04:27
And it wasn't only me who was being corrected and laughed at.
79
267531
2970
Düzeltilen ve gülünen sadece ben değildim.
04:30
I saw teachers correct some of my peers,
80
270934
1936
Öğretmenlerin, kimi yaşıtlarımı genelde
04:32
usually anyone who wasn't white,
81
272870
2302
beyaz olmayan herkesi düzelttiğini gördüm,
04:35
shaming immigrant kids for saying "quota" instead of "quarter,"
82
275205
4738
Göçmen çocukları “çeyrek” yerine “keyrek” dedikleri,
04:39
“la pena bota” instead of “peanut butter,”
83
279943
3337
“Fıstık ezmesi” yerine “pıstık ezme” dedikleri,
04:43
“con flae” instead of “cornflakes.”
84
283280
3470
“mısır gevreği” yerine “mısır geyreği” dedikleri için utandırdılar.
04:47
(Laughter)
85
287284
1135
(Gülüşmeler)
04:48
It seemed all of us were crossing an invisible language boundary.
86
288786
4204
Görünüşe göre hepimiz görünmez bir dil sınırını aşıyorduk.
04:53
A boundary policed by the teacher and maintained by the students' laughter.
87
293023
4338
Öğretmen tarafından denetlenen ve öğrenci kahkahalarıyla korunan bir sınır.
04:58
Now let's take a step back and see what's really happening here.
88
298862
4505
Şimdi bir adım geri atalım ve burada gerçekten neler olduğunu görelim.
05:03
We tend to think of language, in this case English, as a closed circle,
89
303400
3504
Dili, şu an İngilizce, kapalı bir daire olarak düşünme eğilimindeyiz,
05:06
where all of us English speakers exist.
90
306937
2569
hepimizin İngilizce konuştuğu bir daire.
05:09
A closed circle where correct English is elevated at the center.
91
309973
4271
Doğru İngilizcenin merkezde yükseldiği kapalı bir daire.
05:14
When someone says something in another language,
92
314912
2269
Birisi başka bir dilde bir şey söylediğinde,
05:17
we know it is outside of that circle.
93
317214
2703
bu çemberin dışından olduğunu biliyoruz.
05:20
When someone speaks English with an accent or without proper grammar,
94
320784
3837
Birisi İngilizceyi aksanlı veya düzgün dilbilgisi olmadan konuştuğunda,
05:24
we know it is inside the circle,
95
324655
2369
dairenin içinde olduğunu biliyoruz,
05:27
but not correct, not at the center.
96
327057
2870
ama doğru değil, merkezde değil.
05:30
So we push both the language and the people who speak it
97
330227
3203
Böylece hem dili hem de onu konuşan insanları
05:33
to the margins.
98
333430
1201
sınırlara itiyoruz.
05:35
We really don't consider
99
335599
1535
Katı bir yerden bakıldığında
05:37
how looking at language as a closed circle with a solid center
100
337167
3304
dilin kapalı bir daire görülmesinin ne kadar çok insanı dışladığını,
05:40
excludes so many people,
101
340504
2202
konuşmanın ve dünyayı anlamlandırmanın
05:42
so many ways of speaking and making sense of the world.
102
342706
3470
pek çok yolunun olduğunu görmezden geliyoruz.
05:46
How this in turn creates a hierarchy of language.
103
346543
3404
Bunun da nasıl bir dil hiyerarşisi yarattığını.
05:51
I learned about how this hierarchy isolates people the hard way,
104
351548
3737
Bunun insanları nasıl izole ettiğini zor yoldan öğrendim,
05:55
by watching the condescension of cashiers at the grocery store
105
355285
3571
marketteki kasiyerlerin annemin her yanlış telaffuzunu
05:58
every time my mom wouldn't pronounce things right.
106
358856
2402
küçümsemelerini izleyerek
06:01
By watching my mother shrink at every joke at her mispronunciation
107
361725
4071
annemin her şakada yanlış telaffuzundan dolayı küçülmesini izleyerek.
06:05
until she stopped trying to speak English altogether
108
365796
2436
Ta ki İngilizce konuşmaya çalışmayı bırakana kadar.
06:08
and would just sit quietly in shame.
109
368265
2169
Ve utanç içinde sessizce oturana kadar.
06:11
My mother, who back in Colombia will call the manager,
110
371368
4605
Kolombiya’ya dönen annem müdürü arayacak,
06:15
the owner if needed,
111
375973
1268
ya da dükkanın sahibini
06:17
when her coupons wouldn't scan because
112
377241
1868
kuponları kabul edilmediğinde, çünkü
06:19
“This rice is two for one, señorita, it says it right here.
113
379109
2770
“Bu pirinç bir alana iki bedava, senyorita, öyle yazıyor.
06:21
Llámame el manager.”
114
381879
1167
Bana müdürü çağırın.”
06:23
(Laughter)
115
383213
1135
(Gülüşmeler)
06:25
I can still see her, hand on hips, negating with her head,
116
385015
5139
Onu hâlâ görebiliyorum, elleri belinde, başıyla hayır yapıyor,
06:30
articulating like homegirl got a degree in bargaining studies.
117
390187
3036
Sanki pazarlık çalışmalarında derece almış gibi konuşuyor.
06:33
(Laughter)
118
393257
1134
(Gülüşmeler)
06:34
My mom, the discounts queen,
119
394992
2903
Annem, indirim kraliçesi,
06:37
would not leave until she felt justice was served
120
397928
3003
pirinç ve kupon arasında adaletin yerini bulduğunu
06:40
between coupons and rice.
121
400931
2069
düşünene kadar gitmeyecekti.
06:43
Proudly bragged to her sisters about it later over coffee.
122
403634
3403
Daha sonra kahve içerken kız kardeşlerine bununla gururla övünürdü.
06:48
I walked alongside her with a warm grounding feeling.
123
408539
4671
Sıcak bir toprağa basma hissiyle onun yanında yürüdüm.
06:53
My mom could take anyone.
124
413210
2803
Annem herkesi yenebilirdi.
06:57
When we moved to the States,
125
417414
1802
Amerika’ya taşındığımızda
06:59
her sense of being a valued human being deserving of respect was destroyed
126
419249
4371
saygı görmeyi hak eden değerli bir insan olduğu duygusu
07:03
by ridicule and condescension.
127
423620
1702
aşağılama ve küçümsemeden mahvoldu.
07:07
As I slowly became aware of this hierarchy,
128
427191
2035
Yavaş yavaş bu hiyerarşinin farkına vardım
07:09
I realized that my mom, my sister, my friends and me,
129
429226
3036
Annemin, kız kardeşimin, arkadaşlarımın ve benim,
07:12
we were all close to the bottom.
130
432296
1701
dibe yakın olduğumuzu fark ettim.
07:13
We were on the margins of this circle and therefore of society.
131
433997
3904
Biz bu çevrenin ve dolayısıyla toplumun kıyısında kalmıştık.
07:17
We couldn't reach the center
132
437901
1368
Etnik ve kültürel geçmişimiz
07:19
because of our ethnic and cultural background.
133
439303
2536
nedeniyle merkeze ulaşamıyorduk.
07:22
We sat in shame because our way of speaking wasn't as "refined."
134
442139
4104
Utanç içindeydik çünkü konuşma tarzımız o kadar “rafine” değildi.
07:27
I realize also that this hierarchy permeates all spaces
135
447144
3870
Bu hiyerarşinin tüm mekanlara nüfuz ettiğinin de fark ettim.
07:31
and it's a gatekeeper when it comes to accessing resources and opportunities.
136
451048
4171
Kaynaklara ve fırsatlara erişim söz konusu olduğunda bir kapı bekçisidir.
07:35
I wasn't hired on several jobs
137
455953
1501
Birkaç işte işe alınmadım,
07:37
because I couldn’t speak “correct English,”
138
457488
2035
çünkü “doğru İngilizce” konuşamıyordum.
07:39
the managers letting me know,
139
459556
1402
Müdürler bana bildirdi,
07:40
"We're just a little worried the customers won't understand you."
140
460991
3070
“Sadece müşterilerin sizi anlamayacağından biraz endişeliyiz.”
07:44
My writing also hasn't been published in many places
141
464862
2435
Ayrıca yazdıklarım pek çok yerde yayınlanmadı,
07:47
because it mixes both languages and this is seen as less than, not pure.
142
467331
3937
çünkü iki dili de karıştırıyordum ve bu bir eksiklik olarak görülüyor.
07:52
My writing has been ridiculed in many academic workshops
143
472803
2703
Yazdıklarım birçok akademik çalıştayda alay konusu oldu
07:55
where several times white writers have made fun
144
475539
2469
beyaz yazarların birkaç kez dalga geçtiği
07:58
of my use of Spanglish out loud,
145
478008
2202
Spanglish metinlerimi, herkes duysun diye
08:00
rereading the text for all to hear,
146
480244
2302
metni yüksek sesle okuyorlardı,
08:02
questioning its legitimacy as real literature.
147
482546
2803
gerçek edebiyat olarak meşruiyetini sorguluyorlardı.
08:06
My abilities as a student, a worker,
148
486517
2402
Bir öğrenci, bir çalışan olarak yeteneklerim,
08:08
my value as a human being, has been questioned over and over again.
149
488952
4338
bir insan olarak değerim defalarca sorgulandı.
08:15
And yet.
150
495292
1735
Ama yine de.
08:17
There's beauty and connection in these marginal spaces.
151
497761
4304
Bu marjinal alanlarda güzellik ve bağlantı var.
08:22
For people in the margins, language creates cohesion between us.
152
502099
3804
Kenar mahallelerdeki insanlar için dil, aramızda bir uyum yaratır.
08:26
That "different" way of speaking is a secret door
153
506270
2936
Bu “farklı” konuşma biçimi sadece bazılarımızın
08:29
only some of us have access to.
154
509239
2136
erişebildiği gizli bir kapıdır.
08:31
A door to an underworld of language freedom.
155
511375
4237
Dil özgürlüğünün yeraltı dünyasına açılan bir kapı.
08:36
This world begins for me not in Miami,
156
516647
2669
Bu dünya benim için Miami’de değil,
08:39
but in the former "Esta Noche" gay Latino bar here, in San Francisco.
157
519349
5005
San Francisco’daki eski “Esta Noche” gey Latin barında başlıyor.
08:44
(Cheers and applause)
158
524388
3570
(Alkışlar ve tezahüratlar)
08:49
Ten years ago, I moved to San Francisco in search of my freak tribe
159
529426
4938
On yıl önce, değişik kabilemi aramak için San Francisco’ya taşındım.
08:54
and found the “queenas” tucked in a dingy bar on 16th Street,
160
534398
4371
ve “queenas “ı 16. Cadde’deki pis bir barda,
08:58
ironing their wigs and filling up their bras.
161
538769
2669
peruk ütüleyip ve sütyen doldururken buldum.
09:02
Queena -- it’s a blend between “queen”
162
542339
2603
Queena -- “kraliçe” ile
09:04
and “reina,” Spanish for queen.
163
544942
2435
İspanyolca kraliçe “reina,”nın karışımı.
09:07
Queena.
164
547411
1468
Queena.
09:08
(Laughter)
165
548912
1135
(Gülüşmeler)
09:10
It was at "Esta Noche" that I learned
166
550547
1769
“Esta Noche “de kendi tarihimizi
09:12
about the long history of LGBT people creating new words
167
552349
4271
kendi gerçekliğimizi yansıtmak için LGBT bireylerin
09:16
to reflect our own histories, our own realities.
168
556653
2937
yeni kelimeler yaratmasının uzun tarihini öğrendim.
09:20
It was here that my passion for language bloomed again.
169
560157
4738
Burada dile olan tutkum yeniden filizlendi.
09:26
The story begins with the words.
170
566229
3637
Hikaye şu kelimelerle başlıyor.
09:29
"Fierce,"
171
569900
1435
“Yangın”
09:31
"perra,"
172
571368
1134
“kahpe”
09:32
"sissy marica,"
173
572536
1468
“lubunya”
09:34
"come here, butch papi."
174
574037
2002
“gel buraya laço”
09:36
Here, Spanglish blends with queer slang
175
576707
4170
Burada, Spanglish queer argo ile
09:40
as drag queens take the center stage to the roar of the crowd.
176
580877
4438
drag queenler kalabalığın uğultusu eşliğinde sahneye çıkarken karışıyor.
09:45
Here, there's unapologetic invention and creativity.
177
585983
4104
Burada, müdanasız bir icat ve yaratıcılık var.
09:50
It is not only a mix of two languages,
178
590787
2903
Bu sadece iki dilin karışımı değil,
09:53
but a constructing, a shaping of new words
179
593724
3036
aynı zamanda bir inşa kendi bedenlerimizi
09:56
to reflect our own bodies, our own gender,
180
596793
2369
kendi cinsiyetimizi, bir araya gelişimizi
09:59
the ways that we come together.
181
599196
2068
yansıtan yeni kelimeler bulduk.
10:01
Here, you don't have to be a man or a woman.
182
601632
2602
Burada kadın ya da erkek olmanıza gerek yok.
10:04
You don't have to be gay or straight.
183
604267
2336
Eşcinsel, heteroseksüel olmak zorunda değilsiniz.
10:07
Here, the categories for gender are infinite,
184
607304
3737
Burada cinsiyet kategorileri tıpkı vücut parçalarını
10:11
as are the words to describe body parts,
185
611041
2235
tanımlamakta kullanılan kelimeler,
10:13
sexual orientation, feelings.
186
613276
2303
10:17
Here, language lets her hair down,
187
617314
4071
Burada, dil saçlarını serbest bırakıyor,
10:21
"se suelta las trenzas."
188
621385
2235
“saç örgülerini gevşetir.”
10:24
Gloria Trevi plays in the background as the next drag queen gets introduced
189
624988
4838
Bir sonraki drag queen tanıtılırken arka planda Gloria Trevi çalıyor
10:29
as a non-binary femme daddy mermaid of the revolution.
190
629860
3370
devrimin kadın olmayan baba denizkızı olarak.
10:33
(Laughter)
191
633230
2402
(Gülüşmeler)
10:35
We all snap our fingers,
192
635666
1468
Hepimiz parmak şıklatıp,
10:37
"Get it! Mami!"
193
637167
2536
“Hadi! Kraliçe!”
10:40
I stand next to someone with hot pink hair and a T-shirt that reads
194
640671
3570
Pembe saçlı ve üzerinde şöyle yazılı tişört olan birinin yanında duruyorum
10:44
"Gender queer cyborg."
195
644274
1702
“cinsiyetsiz sibernetik organizma”
10:46
(Laughter)
196
646443
1368
(Gülüşmeler)
10:47
Boys in crop tops yell, "Yes, perras."
197
647844
3537
Crop tişörtlü çocuklar “Evet, kahpe” diye bağırıyor.
10:51
They sashay up and down, twirling on the dance floor.
198
651415
4237
Dans pistinde bir aşağı bir yukarı dönüp dururlar.
10:55
"Serve," someone says,
199
655686
1768
“Yürü” diyor biri,
10:57
“Bring it,” someone responds,
200
657487
1769
Birisi “yıkılsın” diye cevap verir,
10:59
“¡Esa!” we all roar.
201
659289
2503
“işte bu!” hepimiz kükrüyoruz.
11:03
We wear glitter on our bodies and glitter on our language.
202
663126
4071
Bedenimize ve dilimize sim döküyoruz.
11:07
We feel seen.
203
667931
1802
Görüldüğümüzü hissediyoruz.
11:09
Our realities take up space
204
669766
1468
Gerçeklerimiz yer kaplar
11:11
and therefore we experience a sense of belonging.
205
671268
2869
ve bu nedenle bir aidiyet duygusu yaşarız.
11:14
We feel less alone, connected.
206
674671
2503
Daha az yalnız oluyor ve bağlı hissediyoruz.
11:17
We add a sense of magic and possibility to the world.
207
677674
3871
Dünyaya bir sihir ve olasılık duygusu katıyoruz.
11:21
We make it less boring and more inviting.
208
681545
2969
Daha az sıkıcı ve daha davetkar hale getiriyoruz.
11:25
Now think of the ways that you speak,
209
685716
3670
Şimdi nasıl konuştuğunuzu düşünün,
11:29
the words that you use.
210
689419
1669
kullandığınız kelimeleri.
11:31
Think of how you have borrowed words from your parents, your friends.
211
691521
4038
Anne babanızdan, arkadaşlarınızdan nasıl kelimeler ödünç aldığınızı düşünün.
11:35
This is how you know you belong to those circles, right?
212
695892
2636
Buraya ait olduğunuzu böyle anlıyorsunuz, değil mi?
11:38
By echoing back that language.
213
698562
2536
Bu dili yankılayarak.
11:41
The place where you grow up shows up in your accent, how you punctuate,
214
701765
4071
Büyüdüğünüz yer aksanınıza, vurgularınıza,
11:45
how you use your vowels.
215
705869
1902
sesli harfleri kullanışınıza yansır.
11:47
This is your very own language wardrobe.
216
707804
3504
Bu sizin kendi dil dolabınızdır.
11:52
Each one of us has a different wardrobe depending on our background,
217
712242
3670
Her birimizin geçmişimize
11:55
our ethnicity, our access to education, our immigration status,
218
715912
3637
etnik kökenimiz, eğitime erişimimiz, göçmenlik statümüze
11:59
the places that we come from.
219
719583
1735
bağlı olarak farklı dolabı vardır
12:02
Now consider how some of the most glittery,
220
722052
2769
Şimdi bazılarının nasıl ışıltılı olduğunu düşünün,
12:04
the most creative language wardrobes are erased,
221
724855
3570
en yaratıcı dil dolapları ya silinir,
12:08
stigmatized or only seen as spectacles.
222
728425
2869
ya damgalanır ya da sadece güldürü olarak görülmüştür.
12:12
But what if,
223
732362
1468
Ama ya,
12:13
alongside the language wardrobes we see and hear every day,
224
733864
4070
Her gün gördüğümüz ve duyduğumuz dil dolabının yanında,
12:17
we also allowed for the freaky, the weird,
225
737968
3136
tuhaf, çılgın ve anlamadıklarımıza da
12:21
the ones that we don't understand.
226
741138
2268
izin verseydik?
12:24
Wouldn't our world be that much more interesting?
227
744141
3403
Dünyamız çok daha ilginç olmaz mıydı?
12:27
Wouldn't our notion of what it means to be human expand?
228
747577
3837
İnsan olmanın ne anlama geldiğine dair kavramlarımız genişlemez miydi?
12:32
What would happen if these different ways of using language,
229
752883
2836
Dili kullanmanın bu farklı yolları,
12:35
of mixing English with other languages,
230
755719
1902
İngilizce’yi başka dille karıştırıp,
12:37
of making up words, were not considered less than,
231
757621
3904
kelimeler uydurmak daha yaratıcı zekanın tezahürleri
12:41
but instead, manifestations of creative brilliance?
232
761558
3737
olarak görülseydi ne olurdu?
12:45
People are, after all, inventing, creating, mixing.
233
765662
4938
Ne de olsa insanlar icat ediyor, yaratıyor, karıştırıyor.
12:51
What would happen if, for instance,
234
771902
1701
Örneğin, şey olsaydı
12:53
we didn’t see English and Spanish as mutually exclusive,
235
773637
2669
İngilizce ve İspanyolca’yı birbirini dışlayan değil,
12:56
as two separate languages,
236
776339
1669
iki ayrı dil olarak değil de
12:58
but as open circles touching each other?
237
778041
2669
ama değen açık daireler olarak görsek?
13:01
Imagine legislation written in Spanglish
238
781378
2969
Spanglish dilinde yazılmış bir mevzuat düşünün
13:04
or traffic signs written in queer slang.
239
784381
2969
ya da lgbt argosuyla trafik işaretleri.
13:07
"Men at Werk."
240
787350
1836
“Laçolar İş Başında.”
13:09
(Laughter)
241
789219
5672
(Gülüşmeler)
13:17
Imagine textbooks where children also learn words
242
797260
3837
Çocukların “cinsiyetsiz” ve “queena” gibi kelimeleri de öğrendiği
13:21
such as “gender queer” and “queena,”
243
801131
2903
ders kitapları hayal edin
13:24
where they learn how to write, “Ahí te guacho mami.”
244
804067
3370
“Aynen öyle bacım” yazmayı öğrendikleri.
13:28
That playfulness will seep into our own lives,
245
808505
2936
Bu oyunbazlık kendi hayatlarımıza da sızacak,
13:31
lighten our worlds.
246
811474
1635
dünyalarımızı aydınlatacak.
13:33
Maybe we would treat each other better.
247
813610
2002
Belki birbirimize daha iyi davranırdık.
13:36
Our daily interactions will be kinder,
248
816179
2870
Günlük etkileşimlerimiz daha nazik olacak,
13:39
less uncomfortable and fearful around those who speak differently.
249
819082
4004
Farklı konuşanların yanımızda daha az rahatsız ve korkak olacaklar.
13:43
Less isolating and damaging for those of us on the margins.
250
823119
3738
Dışarda kalan bizler için daha az izole edici ve zarar verici.
13:49
I want to invite us to suspend the idea of a "correct" way of speaking,
251
829059
5839
Bizi “doğru” bir konuşma biçimi fikrini askıya almaya davet etmek istiyorum,
13:54
a "correct" way of using language.
252
834898
2436
dili kullanmanın “doğru” tek yolu olması fikrini.
13:57
And let's allow for those rhythms,
253
837334
1902
Ve bu ritimlere
13:59
those incorrect words at the margins to rise up.
254
839269
3670
o yanlış kelimelere dışarda kalanlar için izin verelim.
14:03
Let's listen.
255
843306
1402
Dinleyelim.
14:05
Recognize the glitter in each other's way of speaking.
256
845342
3403
Birbirinizin konuşma tarzındaki parıltıyı tanıyın.
14:08
Activate that kid at the dining table
257
848778
2670
Yemek masasındaki dil ve onun dünyası hakkında
14:11
who is in awe and curious about language and its world.
258
851481
4104
huşu ve merak içinde olan o çocuğu harekete geçirin.
14:16
That child listening to her tías drop their
259
856186
3403
O çocuk, babasını dinlerken
14:19
"Ay, my goodness,"
260
859623
2269
“Aman Tanrım,”
14:21
as they drop their “Ajá, baby, come pa acá.”
261
861925
4304
“A-ha, bebeğim, buraya gel.” dediklerini duyarken
14:26
Their endless possibility to bring surprise and magic through language.
262
866263
4604
Dil aracılığıyla sürpriz ve sihir getirme konusundaki sonsuz olasılıkları.
14:31
Let's dance "pegadito" with language.
263
871268
3870
Dilimizle “çocuk” dansı yapalım.
14:35
Let's tune into the ways that each one of us speaks.
264
875538
3971
Her birimizin konuşma biçimlerine kulak verelim.
14:39
The many different ways
265
879876
1235
hepimizin dünyayı
14:41
that each one of us make sense of the world.
266
881144
2836
anlamlandırtan birçok farklı yolu var.
14:43
Thank you.
267
883980
1168
Teşekkürler.
14:45
(Applause and cheers)
268
885181
3170
(Alkışlar ve tezahüratlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7