How Acts of Kindness Sparked a Global Movement | Asha Curran | TED

146,324 views ・ 2023-12-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Fatih Keskin Gözden geçirme: Başak Gökdaş
00:04
Our lives are made up of small moments and small decisions.
0
4584
5089
Hayatlarımız, küçük anlardan ve küçük kararlardan oluşur.
00:11
Left or right,
1
11216
1335
Sol veya sağ,
00:12
walk or drive,
2
12551
1584
yürümek veya araba sürmek,
00:14
eat in or take out,
3
14135
2545
restoranda yemek veya paket yaptırmak,
00:16
lend a helping hand,
4
16680
1793
bir yardım eli uzatmak,
00:18
or some words of encouragement
5
18473
1960
cesaretlendirici sözcükler söylemek veya
00:20
or an offer of support to a neighbor,
6
20475
3504
bir komşuya,
00:24
a colleague, a stranger.
7
24020
2086
bir iş arkadaşına,
bir yabancıya destek çıkmak.
00:27
Some of these decisions are not like the others.
8
27524
2794
Bu kararların bazıları diğerleri gibi değildir.
00:31
And with the world in this much pain,
9
31987
1793
Ve dünya bu kadar acı içindeyken,
00:33
it might seem futile to be focusing on those kinds of micro decisions.
10
33780
5130
bu tür mikro kararlara odaklanmak boşuna görünebilir.
00:39
But the truth is
11
39828
1376
Ama gerçek şu ki
00:41
that we underestimate the power of our own generous actions.
12
41204
4797
kendi cömert davranışlarımızın gücünü hafife alıyoruz.
00:47
Every time we intentionally choose generosity,
13
47377
5005
Kasıtlı olarak cömertliği seçtiğimiz her zaman,
00:52
the effects of that choice are more powerful
14
52382
3962
o seçimin etkileri düşündüğümüzden daha güçlü
00:56
and more far-reaching than we might think.
15
56386
2878
ve daha geniş kapsamlıdır.
00:59
The truth is that what one person can accomplish is enormous.
16
59598
4295
Gerçek şu ki bir kişinin yapabileceği şey
devasadır.
01:05
I've been one of the many leaders,
17
65729
2586
PaylaşmaGünü'nün birçok lideri arasından,
01:08
many of them here in this room,
18
68356
1502
çoğu bu odada şu anda,
01:09
of Giving Tuesday since it was created in 2012.
19
69858
3879
ben de 2012'deki kuruluşundan beri liderliğini üstlendim.
01:14
And it began as an experiment.
20
74321
2002
Ve bir deney olarak başladı:
01:17
Could we use social media to create a day of giving,
21
77324
4129
Sosyal medyayı, burada, ABD’de,
Kara Cuma ve Siber Pazartesi’nin yarattığı 2 günlük tüketim furyasının sonrasında
01:21
following two days of consumption,
22
81494
1710
01:23
Black Friday and Cyber Monday, here in the US?
23
83246
2628
bir bağış günü kurmak için kullanabilir miyiz?
01:25
And if we could, would anybody be interested in it?
24
85915
2795
Ve kursaydık, bununla ilgilenecek birileri çıkar mıydı?
01:28
Well, needless to say, the answer was yes.
25
88710
2711
Tabii ki cevap, evetti.
01:31
But I think that even all of us who were there at the very beginning
26
91755
3211
Ama bence, başından beri orada olan bizler bile
01:35
were genuinely stunned by just how deeply and widely
27
95008
5922
bu fikrin gerçekten böylesine
derinden
ve genişçe
01:40
the idea resonated.
28
100972
2336
yayılmasına hayret etmişizdir.
01:44
Nonprofits and families and schools and houses of worship
29
104184
4337
Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, aileler, okullar ve ibadethanelerin hepsi
01:48
all joined in with such enthusiasm and creativity.
30
108563
5506
öylesine hevesle ve yaratıcılıkla el ele verdiler ki
01:55
People felt like they were asked to be givers
31
115362
3503
insanlar, sanki kendilerinden ilk defa veya tamamen farklı bir şekilde
01:58
or invited to be givers for the first time,
32
118907
3170
bağışçı olmaları istendiklerini veya bağışçılığa davet edildiklerini hissetti.
02:02
or in a totally new way.
33
122118
1919
02:04
I will always remember the woman who posted,
34
124579
3378
Hiç unutmam, bir kadın vardı ve şöyle bir gönderi paylaşmıştı:
02:07
"I'm not rich,
35
127957
1168
“Zengin değilim,
02:09
I don't have a million dollars,
36
129125
1502
bir milyon dolarım yok
02:10
but I can help change lives on Giving Tuesday."
37
130669
2836
ama PaylaşmaGünü'nde yaşamları değiştirerek yardımcı olabilirim."
02:14
And with the spark that that ignited,
38
134422
2836
Ve başlattığı bu kıvılcım,
02:17
it spread throughout the whole United States
39
137300
3045
tüm Amerika Birleşik Devletleri'ne
02:20
and then throughout the entire world.
40
140345
3420
ve sonra tüm dünyaya yayıldı.
02:24
And now, 11 years later,
41
144516
2460
Ve şimdi, 11 yıl sonra,
02:27
Giving Tuesday is a year-round global generosity movement
42
147018
3671
PaylaşmaGünü, bütün yıl süren küresel bir cömertlik hareketi oldu ve
02:30
made up of thousands of leaders
43
150689
2419
binlerce liderden
02:33
and millions and millions of people
44
153108
2836
ve milyonlarca insandan oluşmakta.
02:35
who are working to transform their communities and their world,
45
155985
4171
Bu insanlar da topluluklarını ve dünyalarını
02:40
one small act at a time.
46
160198
2711
her seferinde bir küçük hareketle değiştirmekte.
02:44
And as a global family,
47
164577
2044
Ve küresel bir aile olarak,
02:46
because that's how we think about ourselves,
48
166621
2753
kendimizi böyle görüyoruz bu arada,
02:49
we look and sound and work and worship
49
169374
4171
görünüşümüz, sesimiz, çalışmalarımız ve ibadetlerimiz çok farklı olabiliyor.
02:53
in very different ways.
50
173545
1668
02:56
But what we share and what keeps us together
51
176339
3003
Ama aramızda paylaştığımız ve bizi bir arada tutan
02:59
and keeps us working, is a dream
52
179384
2502
ve çalışmamızı sağlayan şey,
radikal cömertlik değerlerine dayanan bir gelecek hayali.
03:02
of a future based in the value of radical generosity.
53
182721
3878
03:08
That phrase might sound like it means something big
54
188727
3712
Bu ifade kulağa büyük,
03:12
or extreme or dramatic or newsworthy.
55
192439
3044
aşırı, dramatik veya haberlik bir şey anlamına geliyormuş gibi gelebilir.
03:16
Or kind of scary.
56
196526
1627
Ya da biraz korkutucu belki de.
03:18
But it's actually the opposite.
57
198194
2336
Ama aslında tam tersi.
03:20
The word radical simply means “from the root.”
58
200530
4046
Radikal kelimesi aslında “kökten” anlamına gelir.
03:24
And so we imagine a world
59
204576
2711
Bu yüzden biz aslında
03:27
where generosity is simply at the root of our decisions
60
207328
4505
cömertliğin, kararlarımızın ve davranışlarımızın kökünde yattığı
bir dünya hayal etmekteyiz.
03:31
and our behaviors,
61
211833
1668
03:33
even, and maybe especially, down to our smallest
62
213543
4463
Bu cömertlik hatta ve belki de gerçekten, en küçük
03:38
and most mundane ones.
63
218006
2002
ve en sıradan davranışlarımızda yatıyor olabilir.
03:42
I have essentially been on a decade-long global generosity tour,
64
222552
5631
Kısacası ben, on yıldır bu küresel turun içindeyim ve
03:48
witnessing this principle of radical generosity in action.
65
228183
3878
bu radikal cömertlilik prensibine eylem halindeyken şahit oldum.
03:52
I have been welcomed and hugged and fed in more countries than I can count.
66
232645
5923
Sayabileceğimden daha fazla ülkede karşılandım, sarıldım ve beslendim.
03:58
And from Kenya to Colombia to Canada,
67
238943
4505
Ve Kenya'da, Kolombiya'da, Kanada'da,
04:03
so many more places,
68
243448
1752
daha birçok yerde,
04:05
I have witnessed the hundreds of ways that generosity manifests.
69
245241
5297
cömertliğin kendini gösterdiği yüzlerce yola şahit oldum.
04:11
And what I have learned,
70
251331
2169
Ve öğrendiklerim,
04:13
my understanding of what generosity is
71
253541
3504
cömertliğin ne olduğu düşüncem
04:17
and my appreciation for what it can accomplish,
72
257045
4171
ve cömertliğin neleri başarabileceğini anlayışım
04:21
has expanded 1,000 times over.
73
261257
3462
bin kat arttı.
04:26
I've unlearned a lot of lessons,
74
266095
1627
Bir sürü dersi aklımdan çıkardım
04:27
and I've learned a lot of lessons about generosity.
75
267764
2502
ve cömertlik hakkında birçok ders öğrendim.
04:32
Often when we think about giving, we think about money.
76
272227
3420
Genellikle bağış yapmayı düşündüğümüzde para aklımıza gelir.
04:36
And yes, money is an incredibly important form of giving.
77
276856
4004
Ve evet, para inanılmaz derecede önemli bir bağış şeklidir.
04:40
It is crucial for the health and sustainability of our civil societies.
78
280860
4713
Sivil toplumlarımızın sağlığı ve sürdürülebilirliği için çok önemlidir.
04:45
But thinking about giving only in terms of money
79
285615
3795
Ama bağış yapmayı sadece para olarak görmek,
04:49
is like thinking about love
80
289410
2169
aşkı sadece pırlanta olarak görmeye benzer.
04:51
only in terms of diamonds.
81
291621
2252
04:54
We love what we can measure, we love what we can quantify.
82
294916
3629
Ölçebildiğimiz şeyleri severiz, tartabildiğimiz şeyleri severiz
04:59
But I think what we would love even more
83
299295
2962
ama bence bunlardan daha çok seveceğimiz şey
05:02
is to live in a world of immeasurable abundance,
84
302257
5046
sonsuz bereketle, dayanışmayla ve empati ile dolu bir dünyada yaşamak olacaktır.
05:07
empathy and solidarity.
85
307303
1961
05:11
Generosity builds a bridge between this world that we live in now
86
311015
4296
Cömertlik, şu anda yaşadığımız dünya ile oradaki arasında bir köprü kurar.
05:15
and that one.
87
315311
1168
05:17
And it builds bridges between us at the same time.
88
317105
4004
Aynı zamanda aramızda da köprüler kurar.
05:22
One small act at a time.
89
322443
1669
Her seferinde bir küçük hareket.
05:25
So what do some of those small acts look like?
90
325280
4254
Peki bu küçük hareketlerden bazıları neye benziyor?
05:29
They might look like in Toronto,
91
329576
2794
Üzerlerinden geçebilecek kişileri neşelendirmek için
05:32
where people chalked messages of gratitude and love
92
332412
4838
insanların Toronto'da şehir kaldırımlarına
05:37
on city sidewalks,
93
337250
2502
05:39
just to uplift the spirits of anyone who might walk by.
94
339752
3295
tebeşirle minnet ve sevgi mesajları çizmesine benzeyebilir.
05:43
And then a lot of the people who did walk by picked up the chalk,
95
343089
3086
Ve hatta oradan geçen insanların çoğu yerdeki tebeşirleri alıp
05:46
and they added their own messages.
96
346217
2127
kendi mesajlarını da eklediler.
05:48
This picture happens to be Toronto,
97
348678
1710
Bu fotoğraf Toronto'dan olsa da,
05:50
but this project actually happened in dozens of cities across the country
98
350388
3545
bu proje ülke ve dünya genelindeki bir sürü şehirde de gerçekleşti.
05:53
and across the world.
99
353975
1251
05:55
Or in Nairobi,
100
355226
1418
Örneğin Nairobi'de
05:56
where people painted rocks
101
356686
2377
insanlar taşları canlı renkler ve ilham verici mesajlarla renklendirdiler
05:59
with bright colors and inspirational messages,
102
359105
4254
06:03
and they put them all over the city,
103
363401
2002
ve onları bütün şehre,
06:05
park benches, bus stops,
104
365403
2211
park banklarına ve otobüs duraklarına
06:07
just to bring smiles to the faces of strangers,
105
367614
3336
sırf hiç görmeyecekleri yabancıların yüzlerini güldürmek için koydular.
06:10
smiles that they would never even see.
106
370950
2127
06:13
And turning the Earth’s literal most mundane object into a love letter.
107
373453
4796
Ve böylece Dünya'nın gerçekten en sıradan cismini bir sevgi mektubuna çevirdiler.
06:19
In Jackson, Tennessee, one of our longtime Giving Tuesday leaders, Allison,
108
379918
4963
Jackson, Tennessee'de, uzun süredir PaylaşmaGünü liderlerimizden olan Allison,
06:24
was inspired to combat food insecurity in her community in one small way,
109
384923
6464
topluluğundaki gıda güvensizliğiyle, küçük bir yöntemle savaşmak istedi
06:31
which was building a set of little free pantries.
110
391429
3003
ve birtakım ücretsiz, küçük kilerler inşa etti.
06:35
And she put a message on Facebook asking for help.
111
395058
3128
Ve Facebook'ta bir mesaj paylaşıp yardım istedi.
06:38
People responded and they built an initial six boxes,
112
398227
4964
İnsanlar yanıt verdi ve ilk başta altı tane kutu inşa ettiler,
06:43
which local residents then stocked with food and other supplies.
113
403232
4088
sonrasında da yerel halk bunları yemek ve çeşitli erzaklarla doldurdu.
06:47
All of this done on donated supplies and volunteer time.
114
407695
3837
Bütün bunlar bağışlanan erzaklar ve gönüllülükle yapıldı.
06:53
And that has now turned into over 40 boxes over three different counties,
115
413201
5630
Ve bu, şimdi, üç farklı ilçede bulunan kırk farklı kutu ile
06:58
with a network of hundreds of volunteers keeping it stocked.
116
418873
5839
bu kutuları sürekli dolduran, yüzlerce gönüllüden oluşan bir ağ oldu.
07:06
What these stories have in common,
117
426381
2502
Bu hikayelerin ortak noktası,
07:08
some of them are much more elaborate
118
428925
2002
her ne kadar bazıları kat be kat ayrıntılı
07:10
and some of them are literally just a fleeting moment,
119
430927
3670
ve bazıları gerçekten uçup giden bir an olsa da
07:14
but what they have in common
120
434639
1376
ortak noktaları
07:16
is that each one inspired at least one person who was watching.
121
436015
4380
her birinin, en azından bunları gören bir kişiye ilham vermiş oluşudur.
07:21
Researchers think that
122
441521
4463
Araştırmacılara göre,
07:26
for every act of kindness or good deed a person does
123
446025
4129
bir kişinin yaptığı her iyilik veya iyi niyetli davranış,
07:30
they can affect someone, or many people, three or more degrees removed from them.
124
450196
5130
üç veya daha fazla derece uzaktaki bir veya bir sürü insanı etkileyebilir.
07:35
Imagine that next time you do a small good thing for someone,
125
455827
3712
Bir dahaki sefere biri için küçük, iyi bir iyilik yaptığınızda
07:39
that you might be inspiring people you will never meet
126
459580
3170
asla tanışmayacağınız insanları da iyilik yapmaya itebileceğinizi hayal edin.
07:42
to do good as well.
127
462792
1460
07:44
Your one fleeting moment could be amplified 100 times over.
128
464293
4922
O uçup giden anınız bin kat daha fazla güçlü olabilir.
07:50
But researchers also have found that we tend to drastically underestimate
129
470842
6173
Ayrıca araştırmacılar, hem kendi hareketlerimizin etkilerini
07:57
the effect of our own actions
130
477015
1876
hem de bağışı alanın vereceği takdiri büyük oranda hafife aldığımızı
07:58
and how much they will be appreciated by the recipient,
131
478891
4505
08:03
and that that miscalculation might hold us back
132
483396
4379
ve bu yanlış hesaplamanın da bizi, diğerleri için daha sıklıkla
08:07
from doing nice things for others more often.
133
487817
2878
iyi şeyler yapmaktan alıkoyabileceğini keşfettiler.
08:11
We also think, often, that it's great,
134
491988
3920
Ayrıca, sıklıkla, bunun harika bir şey olduğunu düşünürüz,
08:15
like, let's do more nice things for more people, yes.
135
495908
2711
tamam, daha fazla insan için daha iyi şeyler yapalım, doğru.
08:18
But also, "my life is stressful and hectic and hard,
136
498619
4964
Ama aynı zamanda deriz ki “hayatım stresli, telaşlı ve zor
08:23
and that takes up time that I might not necessarily have."
137
503624
3462
ve bu da sahip olmadığım zamanı alıyor.”
08:28
I find myself in that thought process all the time,
138
508129
2961
Kendimi her zaman bu düşünce sürecinde buluyorum
08:31
and what I remind myself of is that generosity alleviates stress.
139
511132
6506
ve kendime hatırlattığım şey cömertliğin stresi hafifletmesidir,
08:38
It doesn't add to it.
140
518181
1459
ona katkıda bulunmaz.
08:40
People who give are healthier and happier and more hopeful.
141
520266
4630
Bağış yapan insanlar daha sağlıklı, daha mutlu ve daha umutludur.
08:45
Just the act of paying for coffee
142
525313
1835
Sabahleyin sırada beklerken
08:47
for the person behind us in line in the morning
143
527190
3420
arkadaki kişinin kahvesini ödemek,
08:50
measurably enhances our feeling of well-being for the entire day.
144
530651
5005
tüm gün boyunca hatrı sayılır miktarda esenlik hissiyatımızı arttırır.
08:58
This is Sujan.
145
538993
1168
Bu Sujan.
09:01
He is a Nepalese restaurateur in London.
146
541996
4213
Kendisi Nepalli ve Londra'da bir lokanta işletiyor.
09:07
And Sujan has done a world of good in his life.
147
547043
3587
Ve Sujan, hayatı boyunca bir sürü iyilik yaptı.
09:10
But during the pandemic,
148
550630
1793
Ancak pandemi sırasında,
09:12
he started doing what he does best,
149
552423
1752
yapabildiği en iyi şeyi yapmaya başladı
09:14
and he began to cook hot, free meals for overwhelmed hospital workers.
150
554217
6423
ve yorgun hastane çalışanlarına ücretsiz, sıcak yemekler pişirmeye başladı.
09:21
And when he was starting to do that, other people saw, they were inspired,
151
561182
4713
Ve bunu yapmaya başladığında kendisini diğer insanlar da gördü; ilham aldılar
09:25
they asked if they could join and help out.
152
565937
2043
ve gelip yardım edip edemeyeceklerini sordular.
09:28
And soon they were feeding ambulance crews,
153
568481
3337
Ve kısa bir süre sonra, ambulans ekipleri,
09:31
fire crews, charity workers.
154
571818
3169
itfaiye ekipleri ve gönüllü işçiler için yemek pişirmeye başladı.
09:34
And one year after Sujan started cooking these delicious hot, free meals,
155
574987
5172
Ve bu leziz, sıcak ve ücretsiz yemekleri pişirmeye başladıktan bir yıl sonra Sujan,
09:40
he delivered his 100,000th free meal.
156
580201
3962
100.000'inci ücretsiz yemeğini verdi.
09:45
Now, Sujan closes his restaurant every Tuesday,
157
585039
4296
Şimdi, Sujan restoranını PaylaşmaGünü'nün kutlandığı her salı günü kapatıyor
09:49
every Giving Tuesday,
158
589377
1752
09:51
so that he and his army of volunteers can support their community
159
591170
4672
böylece de kendisi ve kendisinin gönüllüler ordusu,
09:55
in whatever way is needed all day long.
160
595883
3003
topluluklarını gün boyunca ellerinden geldiği şekilde destekliyor.
10:00
And finally, this is Chloe.
161
600888
2628
Ve son olarak, bu Chloe.
10:04
And Chloe is 16 now,
162
604684
3420
Chloe artık 16 yaşında olsa da
10:08
but when she was just eight years old,
163
608146
2377
8 yaşındayken
10:10
she would walk to school with her mom
164
610565
2419
okula annesiyle birlikte yürürdü
10:12
and they would pass the same woman without a home every day.
165
612984
3336
ve her gün aynı evsiz kadının yanından geçerlerdi.
10:16
And Chloe
166
616779
1919
Ve Chloe
10:18
asked her mom a lot of questions.
167
618739
1836
annesine bir sürü soru sorardı.
10:21
Starting with "Why doesn't that woman have a home?"
168
621159
2419
“O kadının neden evi yok?” sorusuyla başlar ve devam ederdi:
10:23
But also things like
169
623578
1668
10:25
"What about when she needs to use the bathroom?"
170
625288
2377
“Ya tuvaleti kullanması gerekirse?”
10:28
"What happens when she has her period?"
171
628166
1876
“Adet dönemindeyken ne yapıyor?”
10:31
Chloe was learning to sew at the time,
172
631169
1835
Chloe, o sıralarda dikmeyi öğreniyordu
10:33
so she asked her grandma to help her sew a beautiful tote bag,
173
633004
5172
bu yüzden büyükannesinden güzel bir el çantası dikmesine yardım etmesini istedi
10:38
and they filled it with toiletries and hygienic products and other goodies.
174
638176
3795
ve onu tuvalet, hijyen ve hediyelik ürünler ile doldurdular.
10:42
And they gifted it to that woman.
175
642013
1835
Ve onu, kadına hediye ettiler.
10:43
Not just handed it to her,
176
643890
1293
Bunu sadece hediye veriyormuş gibi değil, bağlantı ve sohbet kurarak verdiler.
10:45
but with connection and with conversation.
177
645183
2669
10:47
And the woman said she couldn't even remember the last time
178
647852
2794
Ve kadın, en son kimin onun adını sorduğunu bile hatırlamadığını söyledi.
10:50
somebody had asked her her name.
179
650646
1710
10:53
Chloe has since made and delivered 5,000 of those bags.
180
653524
5214
Chloe, o zamandan beri bu çantalardan 5.000 tane yaptı ve teslim etti.
10:59
Chloe also DM’d us on Instagram
181
659405
2711
Chloe ayrıca Instagram'dan bize mesaj atıp
çocuklar için bir PaylaşmaGünü aktivesi olup olmadığını
11:02
to ask if we had a Giving Tuesday Kids
182
662116
2377
11:04
and if we didn't, could she start it?
183
664535
2252
eğer yoksa, "bunu başlatabilir miyim?" diye sordu.
11:06
(Laughter)
184
666787
1210
(Kahkaha)
11:08
And of course -- because she's a very entrepreneurial kid --
185
668039
3378
Ve tabii ki, kendisi çok girişken bir çocuk olduğundan,
11:11
And of course the answer was yes.
186
671459
2836
cevap tabii ki de evetti.
11:14
And what can we do to help?
187
674295
1835
Ve "nasıl yardımcı olabiliriz?" dedik.
11:16
And a few years later,
188
676172
1209
Ve birkaç yıl sonra,
11:17
there is a global community of young people
189
677423
3295
artık gençlerden oluşan küresel bir topluluğumuz var
11:20
who have performed hundreds of thousands of acts of service,
190
680760
4504
ve burada insanlar, yüz binlerce hizmet eylemi yapıyor,
11:25
fighting bullying and hunger,
191
685264
2586
zorbalıkla ve açlıkla mücadele ediyor
11:27
and drawing attention to mental health among young people
192
687892
2878
ve genç insanların akıl sağlığı ile
11:30
and the importance of community.
193
690770
1918
topluluğun önemine dikkat çekiyorlar.
11:32
And they're connected to and support each other.
194
692688
3003
Ayrıca birbirlerine bağlılar ve birbirlerine destek oluyorlar.
11:37
So for every Chloe and Allison and Sujan
195
697735
4588
Yani her Chloe, Allison, Sujan,
11:42
and the people with the chalk and the people with the rocks,
196
702365
3920
tebeşirli insanlar ve taşlı insanlar için dışarıda
11:46
there are countless millions more,
197
706285
2920
yüz milyonlarca daha insan var,
11:49
and the algorithms just don't put them at the top of our feeds.
198
709205
3879
algoritmalar onları her ne kadar Instagram Feed'lerimize koymasa da
11:53
But they're there.
199
713125
1460
onlar halen orada.
11:55
And if we pay attention,
200
715169
1752
Ve eğer dikkat edersek,
11:56
then they remind us that ordinary acts of giving
201
716921
3670
o zaman bize hatırlatırlar ki sıradan bağış hareketleri,
12:00
are actually extraordinary.
202
720591
2252
aslında olağanüstüdürler.
12:03
They remind us that generosity is not a burden.
203
723594
3587
Bize cömertliğin bir yük olmadığını hatırlatırlar.
12:07
It's a gift.
204
727181
1460
Cömertlik bir hediyedir.
12:08
And it's an antidote.
205
728641
1460
Ve ayrıca bir panzehirdir de.
12:10
It's an antidote to our fear and our anxiety,
206
730142
3254
Korkumuza ve endişemize,
12:13
to loneliness and isolation,
207
733437
2586
yalnızlığa ve soyutlanmaya,
12:16
to outrage and indignation.
208
736023
2628
öfkeye ve kızgınlığa karşı bir panzehirdir.
12:19
And they remind us that we have this tool
209
739527
3170
Ve bize hepimizin her gün erişebileceği bir aletimizin olduğunu hatırlatırlar
12:22
accessible to every single one of us every day,
210
742697
3712
12:26
which is the power to change someone else's day,
211
746450
2920
ve bu alet de birinin gününü,
12:29
or maybe even life for the better.
212
749370
2461
hatta belki de hayatını daha iyi hale getirebilir.
12:32
And when we use that tool collectively,
213
752957
3587
Ve bu aleti kitlesel olarak kullandığımızda
12:36
we can build a more joyful,
214
756585
4588
daha neşeli,
12:41
more equitable and more peaceful future.
215
761173
3879
daha adil ve daha barışçıl bir gelecek inşa edebiliriz.
12:45
And that does not seem like too radical a thing to imagine.
216
765511
2878
Ve bu kulağa, hayal edilemeyecek kadar radikal bir şey gibi gelmiyor.
12:50
Thank you.
217
770099
1168
Teşekkür ederim.
12:51
(Applause)
218
771309
4421
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7