Don't Be a Jerk to Your Barista — and Other Thoughts on Frontline Work | Adriann Negreros | TED

26,211 views ・ 2024-01-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ozay Ozaydin Gözden geçirme: esra kurul
00:04
Would it be alright if I told you all about my first kiss?
0
4140
4000
Hepinize ilk öpücüğümü anlatsam sorun olur mu?
00:08
(Cheers)
1
8180
1440
(Tezahüratlar)
00:09
It sounds like it would be, alright.
2
9660
1960
Olur gibi geliyor, tamam.
00:11
So I'm from a small town in the United States,
3
11620
2320
Birleşik Devletler’in küçük bir kasabasındanım
00:13
and I was working at one of the local spots,
4
13980
2960
ve yerel mekanlardan birinde çalışıyordum,
00:16
a job that required me to be in person, a frontline job.
5
16940
3520
yüz yüze olmamı gerektiren bir iş, bir ön cephe işi.
00:21
So I'm there, behind the counter.
6
21180
1800
Oradaydım, tezgahın arkasındaydım.
00:22
The person I really like, they come in.
7
22980
2240
Gerçekten hoşlandığım bir kişi geldi.
00:26
We have a great conversation.
8
26220
1560
Harika bir sohbetimiz oldu.
00:27
And I know this, because it ends with a kiss.
9
27820
2920
Bunu biliyorum, çünkü bir öpücükle bitiyor.
00:31
(Laughter)
10
31460
1120
(Gülüşmeler)
00:32
Perhaps that kiss that day, though, was the only good thing about the job.
11
32620
4120
Belki de o günkü öpücük işle ilgili tek iyi şeydi.
00:36
The work itself was really, really hard.
12
36780
2600
İşin kendisi gerçekten çok zordu.
00:39
Most frontline work is,
13
39860
1480
Uber ya da Lyft için şoförlük yapıyorsanız
00:41
and you know this if you drive for Uber or Lyft,
14
41340
2720
ya da Starbucks’ta barista olarak çalışıyorsanız
00:44
or if you work as a barista at Starbucks.
15
44100
2280
bunu bilirsiniz.
00:47
Today, I spend all my time
16
47020
2240
Bugün, tüm zamanımı
00:49
working with some of the world's largest companies,
17
49300
2520
dünyanın en büyük şirketlerinden bazılarıyla,
00:51
companies with tens of thousands of frontline workers.
18
51860
3080
on binlerce ön saf çalışanı olan şirketlerle çalışarak geçiriyorum.
00:54
Nearly three billion of us around the world do this work,
19
54980
3440
Dünya çapında yaklaşık üç milyar insan bu işi yapıyor
00:58
and it's my mission to make that job as good as possible.
20
58460
3960
ve benim görevim bu işi mümkün olduğunca iyi hale getirmek.
Bu işi neden iyileştirmemiz gerektiğini anlamak için
01:03
It just doesn't take much research
21
63100
1680
01:04
to realize why we need to improve this job.
22
64820
2480
çok fazla araştırma yapmaya gerek yok.
01:07
80 percent of frontline workers faced some form of incivility in 2023,
23
67340
5920
Ön saflarda çalışanların %80′i 2023′te bir tür nezaketsizlikle karşılaştı
01:13
and that's translated into anger.
24
73260
2200
ve bu da öfkeye dönüştü.
01:15
40 percent of the global adult workforce is mad at work.
25
75500
4560
Küresel yetişkin işgücünün %40′ı iş yerinde kızgın.
01:20
Now, I'm not a psychologist, but I can't imagine it's good
26
80060
3560
Ben bir psikolog değilim ama yetişkinlerin yarısının
işlerine kızgın olmasının iyi bir şey olduğunu düşünemiyorum.
01:23
when half of the adults are angry at their job.
27
83660
2280
01:25
And that number has doubled from before COVID.
28
85980
2600
Bu sayı COVID öncesine göre iki katına çıktı.
01:29
I just don't think this has to be the case.
29
89660
2200
Durumun böyle olması gerektiğini düşünmüyorum.
01:31
I think frontline jobs can be great careers.
30
91900
2840
Bence ön cephe işleri harika kariyerler olabilir.
01:34
Let's talk about how to make that happen.
31
94780
2000
Bunu nasıl gerçekleştirebileceğimizi konuşalım.
01:37
For me, it starts at the top.
32
97860
2120
Bana göre bu en tepeden başlıyor.
01:40
CEOs don't know what the frontline job is like,
33
100020
3480
CEO’lar ön saflarda çalışmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorlar
01:43
and they have got to figure it out right now.
34
103500
2920
ve bunu hemen şimdi anlamaları gerekiyor.
01:47
I'm not sure if any of you have seen the show "Undercover Boss."
35
107220
3000
Aranızda “Undercover Boss” dizisini izleyen var mı bilmiyorum.
01:50
It was hot, at least in the United States, for a while.
36
110260
3600
En azından Birleşik Devletler’de bir süre çok popülerdi.
01:53
Very simple premise --
37
113860
1480
Çok basit bir önermesi var --
01:55
executives leave their corner office,
38
115380
2360
Yöneticiler köşe ofislerini terk ediyor,
01:57
they spend some time on the front line,
39
117740
2000
ön cephede biraz zaman geçiriyor
01:59
and they're always really, really shocked what they find.
40
119740
2840
ve buldukları şey karşısında gerçekten şok oluyorlar.
02:02
And you might say, "Adriann, of course they're shocked.
41
122580
2680
Şöyle diyebilirsiniz: “Adriann, tabii ki şok olurlar.
02:05
It's reality TV.
42
125260
1200
Bu reality TV.
02:06
It's American reality TV.
43
126500
1680
Bu Amerikan reality TV’si.
02:08
That is the best of the best."
44
128220
1720
Bu en iyinin de en iyisi.”
02:09
(Laughter)
45
129980
1280
(Gülüşmeler)
02:11
"These executives, they went to Harvard Business School, that's HBS.
46
131300
4920
“Bu yöneticiler, Harvard Business School’a gittiler, yani HBS’ye.
02:16
They have big offices.
47
136260
1880
Büyük ofisleri var.
02:18
They know what the job is like."
48
138140
2080
İşin nasıl bir şey olduğunu biliyorlar.”
02:21
You might be shocked to find CEOs spend just six percent of their working hours
49
141380
4560
CEO’ların çalışma saatlerinin sadece yüzde altısını
ön saflarda geçirdiğini görmek sizi şaşırtabilir.
02:25
with the front line.
50
145940
1160
02:27
They spend 70 percent of their time in meetings.
51
147620
2680
Zamanlarının %70′ini toplantılarda geçiriyorlar.
02:30
I just don't believe you can actually understand the job
52
150860
3440
Yılda sadece birkaç gün geçirdiğiniz bir işi
02:34
when you spend just a few days a year seeing it.
53
154340
2520
gerçekten anlayabileceğinize inanmıyorum.
02:37
What I would like to see, instead --
54
157620
2200
Bunun yerine görmek istediğim şey,
02:39
I would like to see a CEO spend 30 days straight --
55
159860
4160
bir CEO’nun aralıksız 30 gün geçirmesi -
02:44
that's just eight percent of the year,
56
164060
1920
bu yılın sadece yüzde sekizi,
02:46
tons of time, still, for your meetings --
57
166020
3120
yine de toplantılarınız için tonlarca zaman -
02:49
30 days straight doing one shift every single day.
58
169140
4120
30 gün boyunca her gün tek bir vardiya yapması.
02:54
And then spend only the money you make from that shift, with no backups.
59
174020
4280
Sonra sadece o vardiyadan kazandığınız parayı yedekleme yapmadan harcayın.
02:59
After this 30 days, ask yourself ...
60
179380
2400
Bu 30 günden sonra kendinize sorun.
03:02
"Can I make it?
61
182580
1480
“Başarabilir miyim?
03:04
Would I want this job to be my kids' career?"
62
184060
2600
Bu işin çocuklarımın kariyeri olmasını ister miydim?”
Bence bu deneyim sayesinde,
03:07
I think, through this experience,
63
187220
1640
03:08
you'll be a lot more attuned to the problems with the job,
64
188860
2800
işle ilgili sorunlara çok daha fazla uyum sağlayacaksınız
03:11
and you'll also, very importantly,
65
191660
1720
ve ayrıca, çok daha önemlisi,
kendi çalışanlarınızın işi nasıl daha iyi hale getirebilecekleri konusunda
03:13
realize your own employees have a lot of good ideas
66
193420
2960
03:16
on how to make the job better.
67
196380
1680
pek çok iyi fikirleri olduğunu fark edeceksiniz.
03:18
And before I talk about those ideas,
68
198780
1840
Bu fikirlerden bahsetmeden önce,
03:20
let's address the elephant in the room for everyone.
69
200660
2720
herkes için odadaki fili ele alalım.
03:23
That's pay.
70
203420
1120
Bu da ücrettir.
03:25
Wages matter.
71
205740
1840
Ücretler önemlidir.
03:27
And it drives me crazy
72
207620
1360
Fortune 500′deki bazı CEO’ların
03:29
that some CEOs in the Fortune 500 are making 70,000 dollars a day,
73
209020
5120
günde 70.000 dolar kazanması
ve onların bir yılda kazandıklarını
03:34
and it would take their own employees 150 years
74
214180
4280
kendi çalışanlarının 150 yılda kazanması beni deli ediyor.
03:38
to make what they make in one year.
75
218460
1800
03:41
There's a word for this, it's pay inequity,
76
221140
2520
Bunun için bir kelime var, ücret adaletsizliği
03:43
and it's wrong, and it frustrates me.
77
223700
2480
ve bu yanlış ve beni sinirlendiriyor.
03:46
And I could talk about this for hours, believe me.
78
226220
2400
Bu konuda saatlerce konuşabilirim, inanın bana.
03:48
Afterwards, let's go talk about it.
79
228660
1920
Daha sonra bunu konuşalım.
03:50
But today, I want to share something from our own research.
80
230580
3160
Ama bugün, kendi araştırmamızdan bir şey paylaşmak istiyorum.
03:53
We've surveyed tens of thousands of frontline workers around the globe.
81
233780
3880
Dünya çapında on binlerce ön cephe çalışanıyla anket yaptık.
03:58
Why do they say they quit their own job?
82
238220
2600
Neden kendi işlerinden ayrıldıklarını söylüyorlar?
04:00
They say it has to do a lot more with emotional needs
83
240860
2920
Bunun sadece ücretle değil,
duygusal ihtiyaçlarla da ilgili olduğunu söylüyorlar.
04:03
than just pay alone.
84
243820
1600
04:05
A really good example is a high desire for some shift flexibility.
85
245820
3560
Gerçekten iyi bir örnek, vardiya esnekliği için yüksek bir istek.
04:10
And when I bring this up with executives, I often hear:
86
250060
2600
Bu konuyu yöneticilere açtığımda sık sık şunu duyuyorum:
04:12
"Shift flexibility for frontline workers?
87
252700
2200
“Ön saflarda çalışanlar için vardiya esnekliği mi?
04:14
That can't happen.
88
254940
1160
Bu olamaz.
04:16
Their job requires them to be in person.
89
256140
1920
İşleri bizzat orada olmalarını gerektiriyor.
04:18
Way too expensive."
90
258060
1360
Çok pahalı.”
04:19
I don't know if that's true.
91
259860
1720
Bunun doğru olup olmadığını bilmiyorum.
04:21
One company I worked with for a very long time,
92
261580
2560
Çok uzun süre çalıştığım bir şirket,
04:24
they did some superdramatic things.
93
264140
1960
bazı süper dramatik şeyler yaptı.
04:26
So, folks, buckle up those seat belts,
94
266140
1840
Evet, millet, kemerlerinizi bağlayın,
04:28
these are some crazy changes that they made.
95
268020
2600
bunlar yaptıkları bazı çılgın değişiklikler.
04:30
Hold on here.
96
270620
1160
Sıkı tutunun.
04:32
So the first thing they did,
97
272180
1720
Yaptıkları ilk şey,
04:34
they gave their workers a ten-minute buffer in the morning
98
274460
3200
çalışanlarına sabahları çocuklarını zamanında bırakabilmeleri için
04:37
so they could drop their kids off on time.
99
277700
2160
on dakikalık bir tampon süre vermek oldu.
04:40
I know. Crazy, right?
100
280460
1200
Biliyorum. Çılgınca, değil mi?
04:41
My mind was blown when this came up as an idea,
101
281660
2680
Bu bir fikir olarak ortaya çıktığında aklım başımdan gitmişti
04:44
but it gets crazier.
102
284380
1400
ama daha da çılgınca.
04:45
The second thing they did,
103
285820
1960
Yaptıkları ikinci şey,
04:47
they got rid of their point system.
104
287820
1960
puan sisteminden kurtulmak oldu.
04:50
Essentially, there's an attendance-policy system
105
290260
2880
Esasen, hala dünyanın dört bir yanındaki
04:53
at most manufacturing plants, still, around the world.
106
293140
2800
çoğu üretim tesisinde bir devam politikası sistemi var.
04:55
If you're late to work or don't show up,
107
295980
2080
İşe geç kalırsanız ya da işe gitmezseniz,
anaokulunda olduğu gibi isminizin yanında küçük bir onay işareti oluyor.
04:58
you get a little check mark by your name, like in kindergarten.
108
298060
3000
05:01
It's public, people can see this.
109
301060
1640
Bu herkese açık, herkes görebilir.
05:02
They said, "Let's get rid of that."
110
302700
1760
“Bundan kurtulalım” dediler.
05:04
Good idea.
111
304460
1160
İyi fikir.
05:06
The last thing they did,
112
306340
1640
Yaptıkları son şey, ve bu,
05:08
and this is, like, the moon-shot idea, like, a next-gen AI sort of thing.
113
308020
3800
yeni nesil yapay zeka gibi bir şey gibi,
05:11
The thing they decided to do ...
114
311860
2080
Yapmaya karar verdikleri şey ...
05:13
they let their workers end their shifts on time.
115
313940
4120
çalışanlarının vardiyalarını zamanında bitirmelerine izin vermeleriydi.
05:19
You work nine to five, you get to leave at five.
116
319540
3000
Dokuzdan beşe kadar çalışıyorsun, beşte çıkıyorsun.
05:23
It's crazy stuff.
117
323220
1760
Çılgınca bir şey.
05:25
Obviously, I'm kidding. Like, this is clearly a joke.
118
325020
2720
Açıkçası, şaka yapıyorum. Bu açıkça bir şaka.
05:27
But these small changes, very few companies are doing that,
119
327780
3640
Ancak bu küçük değişiklikleri çok az şirket yapıyor
05:31
and the results speak for themselves.
120
331460
2320
ve sonuçlar da ortada.
05:33
At some of these plants, turnover is down 50 percent.
121
333780
3800
Bu fabrikaların bazılarında iş devinimi yüzde 50 azaldı.
05:37
There's a 40 percent reduction in overtime hours,
122
337580
2640
Fazla mesai saatlerinde %40 azalma var
05:40
and there's actually more perfect attendance than ever.
123
340220
3040
ve aslında her zamankinden daha fazla mükemmel katılım var.
05:44
Another company we worked with for a long time,
124
344220
2240
Uzun süredir birlikte çalıştığımız bir başka şirkete geldiğimizde
05:46
we come in and we see people are getting hurt a lot.
125
346460
2960
insanların çok fazla yaralandığını görüyoruz.
05:49
Like, physically injured on the job.
126
349420
2520
İş sırasında fiziksel olarak yaralanıyorlardı.
05:51
And we quickly realize
127
351940
1360
Çalışanlara verilen
05:53
the personal protective gear that's issued to the employees,
128
353300
3040
kişisel koruyucu donanımın
sadece tek bir vücut tipi için üretildiğini fark ettik.
05:56
it's made for only one body type.
129
356380
1880
05:58
You can probably guess what body type.
130
358700
1840
Hangi vücut tipi olduğunu tahmin edebilirsiniz.
06:00
It's the white male body type.
131
360580
2680
Beyaz erkek vücut tipi.
06:04
And we say, "That's not very smart,
132
364060
2720
Biz de “Bu pek akıllıca değil,
o halde birden fazla vücut tipine uyan güvenlik donanımları alalım” dedik.
06:06
so let's get safety gear that fits multiple body types."
133
366820
3440
06:10
And that, along with a couple other very small changes,
134
370660
3440
Bu ve diğer birkaç küçük değişiklikle birlikte
06:14
safety incidents were down 40 percent.
135
374140
2440
kaza vakaları yüzde 40 azaldı.
06:17
And when I bring these examples to executives,
136
377900
2160
Bu örnekleri yöneticilere sunduğumda genellikle şöyle diyorlar:
06:20
they often say, "That makes a ton of sense.
137
380100
2040
“Bu çok mantıklı.
06:22
I'm very compelled by this.
138
382180
1400
Bu beni çok etkiledi.
06:23
But isn't this turning into a 'If You Give a Mouse a Cookie' situation?"
139
383580
4560
Ama bu bir ‘Fareye Kurabiye Verirsen’ durumuna dönüşmüyor mu?”
06:28
And I would say, one, like,
140
388180
1360
Ben de derim ki,
06:29
CEO, great reference, incredible children's book.
141
389580
2320
CEO, harika bir referans, inanılmaz bir çocuk kitabı.
06:31
Go back and read it, if you haven't read it recently.
142
391940
2560
Eğer yakın zamanda okumadıysanız geri dönüp okuyun.
06:34
And two, and very importantly,
143
394540
1680
İkincisi ve en önemlisi,
06:36
yes, it is turning into that situation.
144
396260
2880
evet, bu duruma dönüşüyor.
06:39
You can give your employees the full cookie.
145
399540
2520
Çalışanlarınıza tam kurabiye verebilirsiniz.
06:43
I've talked to hundreds, thousands of workers
146
403500
2120
Son birkaç yıldır yüzlerce,
06:45
over the last couple of years.
147
405660
1440
binlerce çalışanla konuştum.
06:47
And what do the workers say themselves that they need to be successful?
148
407100
3600
Peki çalışanlar başarılı olmak için neye ihtiyaç duyduklarını söylüyorlar?
06:52
They say they need a clean bathroom.
149
412300
2400
Temiz bir tuvalete ihtiyaçları olduğunu söylüyorlar.
06:55
They need safety gear that fits.
150
415420
2120
Üzerlerine tam gelen güvenlik ekipmanına ihtiyaçları var.
06:58
They need a little time to eat lunch.
151
418020
2480
Öğle yemeği yemelik zamana ihtiyaçları var.
07:01
And they need a living wage.
152
421020
1880
Geçinebilecekleri bir ücrete ihtiyaçları var.
07:03
And when I talk to executives, I often hear,
153
423980
2160
Yöneticilerle konuştuğumda sık sık şunu duyuyorum:
07:06
"Well, we can give A, but we can't give B.
154
426140
2880
“A’yı verebiliriz ama B’yi veremeyiz.
07:09
If we give B, our business is going to implode."
155
429020
3320
B’yi verirsek işimiz çöker.”
Özür dilerim, eğer çalışanlarınıza temiz bir banyo
07:13
I'm sorry, if your business is going to implode
156
433380
2280
07:15
because you provide workers, I don't know, a clean bathroom and a living wage,
157
435700
4640
ve geçinebilecekleri bir ücret sağladığınız için işiniz batacaksa,
iş modelinizi tekrar gözden geçirmenin zamanı gelmiş demektir.
07:20
it's time to look at your business model again.
158
440380
2200
07:22
And ...
159
442580
1240
Ve ...
07:23
(Cheers)
160
443860
1040
(Alkışlar)
07:24
Yeah.
161
444940
1120
Evet.
07:26
(Cheers and applause)
162
446100
2000
(Alkışlar ve tezahürat)
07:28
And I'm not saying this to ding CEOs or companies,
163
448100
3280
Bunu CEO’ları ya da şirketleri yermek için söylemiyorum,
07:31
I'm saying this because I have worked with organizations
164
451380
3040
bunu söylüyorum çünkü iş modellerini değiştirmek için
07:34
to change their business model.
165
454420
1600
kuruluşlarla çalıştım.
07:36
It is very possible.
166
456020
1600
Bu çok mümkün.
07:38
And when you make these changes, what actually happens ...
167
458020
3080
Bu değişiklikleri yaptığınızda, aslında olan şey ...
07:41
it pays for itself.
168
461140
1560
kendini amorti etmesi.
07:42
It pays for itself in less overtime,
169
462740
2640
Daha az fazla mesai,
daha az işten ayrılma,
07:45
less turnover
170
465420
1320
daha mutlu ve daha bağlı çalışanlar olarak kendini amorti ediyor.
07:46
and happier and much more engaged employees.
171
466780
2720
07:49
And that's good for your people, CEO,
172
469940
2360
Bu çalışanlarınız için iyi bir şey CEO,
07:52
that's also very good for your business.
173
472340
2120
işiniz için de çok iyi bir şey.
Benim için çok önemli olan başka bir şey daha var.
07:56
There's another thing that matters to me a lot.
174
476140
2280
07:58
I hope it matters to all of you as well.
175
478460
1920
Umarım hepiniz için de önemlidir.
08:00
It's how we treat each other.
176
480380
1920
Birbirimize nasıl davrandığımız.
08:02
Now I'm not saying you have to wander the world
177
482700
2240
Şimdi size dünyanın en iyi iyimser insanı Ted Lasso’nun
08:04
as your own version of the world's best optimist, Ted Lasso.
178
484980
3760
kendi versiyonunuz olarak dünyayı dolaşmanız gerektiğini söylemiyorum.
08:09
You can do that, that would be great.
179
489340
1760
Bunu yapabilirsiniz, bu harika olur.
08:11
More Teds in the world, net positive for the world.
180
491140
2760
Dünyada daha fazla Ted, dünya için net pozitif.
08:13
You're allowed to be mad if a brand provides you a bad experience.
181
493900
3240
Bir marka size kötü bir deneyim yaşatırsa kızmaya hakkınız var.
08:17
That is OK.
182
497140
1160
Bunda bir sorun yok.
08:19
But before you get mad at the worker in front of you,
183
499100
2960
Ancak karşınızdaki çalışana kızmadan önce
kendinize şunu sormanızı istiyorum:
08:22
I want you to ask yourself,
184
502100
1320
08:23
why did this breakdown in experience happen?
185
503460
2600
Bu deneyimdeki bozulma neden oldu?
08:26
Because I think these experiences,
186
506100
2000
Çünkü bence bu deneyimler,
bir çalışanın üstlerinin kararlarından dolayı kötüye gidiyor.
08:28
they go bad from decisions way above a worker's pay grade.
187
508100
3520
08:32
Let me talk a little bit
188
512660
1280
Biraz da çalışanların
08:33
about how workers themselves are mandated to treat all of us
189
513980
3720
hepimize müşteri gibi davranmakla
nasıl yükümlü olduklarından bahsedeyim.
08:37
as customers.
190
517740
1160
08:39
There are these handbooks workers are given on day one,
191
519380
2920
Çalışanlara ilk gün verilen el kitapçıkları var
08:42
and they are filled with rules that employees must follow
192
522340
3240
ve bunlar çalışanların bize iyi müşteri hizmeti sunmaları için
08:45
to provide us good customer service.
193
525580
1880
uymaları gereken kurallarla dolu.
08:47
Let me give you some examples.
194
527500
1480
Size bazı örnekler vereyim.
08:48
At some fast-food chains,
195
528980
2320
Bazı fast-food zincirlerinde çalışanlara,
08:51
employees are told if they see somebody sitting by themselves
196
531340
3320
on dakika kadar
tek başına oturan birini gördüklerinde
08:54
for ten minutes or so,
197
534700
1280
08:55
to go check on them.
198
535980
1600
gidip kontrol etmeleri söylenir.
Bazı perakende mağazalarında,
08:58
At some retail stores,
199
538020
1840
08:59
you must solemnly -- this is written down --
200
539900
2320
birisi size on adım yaklaşırsa, göz teması kuracağınıza,
09:02
solemnly swear, if someone comes within ten feet of you,
201
542260
3600
onlara gülümseyeceğinize ve herhangi bir konuda
09:05
you'll make eye contact,
202
545860
1760
yardımcı olup olamayacağınızı soracağınıza dair
09:07
you'll smile at them,
203
547620
1520
ciddi bir şekilde
09:09
you'll ask if you can help with anything.
204
549140
2160
yemin etmelisiniz - bu yazılıdır -.
09:11
[One of] my favorite rules I've seen recently,
205
551700
2160
Son zamanlarda gördüğüm en sevdiğim kurallardan biri,
09:13
some airlines, they mandate how to treat your dog
206
553860
3360
bazı havayollarının, uçakta bir müşteri olarak
köpeğinize nasıl davranmanız gerektiğini zorunlu kılması.
09:17
as a customer on a plane.
207
557260
1680
09:19
And this includes all types of dogs --
208
559540
1840
Bu, büyük, küçük, havlayan,
09:21
big, small, barking, anxious.
209
561380
1760
endişeli her tür köpeği kapsıyor.
09:23
There are rules the flight attendants must follow.
210
563180
3120
Uçuş görevlilerinin uyması gereken kurallar var.
09:26
I've seen this stuff, I've asked workers about it.
211
566660
2360
Bunları gördüm, çalışanlara sordum.
09:29
I asked about it on Reddit a couple of weeks ago,
212
569060
2320
Birkaç hafta önce Reddit’te sordum
09:31
and on Reddit, the front line comes out in full force,
213
571380
2600
ve Reddit’te ön cephe tam güçle ortaya çıkıyor,
09:34
so go have a look after this.
214
574020
1440
bu yüzden bundan sonra bir göz atın.
09:36
The point is,
215
576900
1240
Mesele şu ki,
09:38
somebody took the time to write down these rules,
216
578180
2520
birileri bu kuralları yazmak için zaman ayırdı
09:40
and mandated the employees follow them.
217
580740
2600
ve çalışanların bunlara uymasını zorunlu kıldı.
09:44
We also can follow a set of rules
218
584420
1960
Biz de “İnsanlığın El Kitabı” olarak
09:46
in what I will call the "Handbook of Humanity."
219
586380
3000
adlandıracağım bir dizi kurala uyabiliriz.
09:50
And I know we can follow these rules.
220
590860
1800
Bu kurallara uyabileceğimizi biliyorum.
09:52
Let me tell you why.
221
592660
1240
Size nedenini söyleyeyim.
09:53
There's this restaurant called the Restaurant of Mistaken Orders.
222
593940
3120
Yanlış Siparişler Restoranı diye bir restoran var.
09:57
I'm not sure if you've heard of it.
223
597100
1720
Duyup duymadığınızdan emin değilim.
09:58
It's based in Tokyo, Japan.
224
598820
1360
Tokyo, Japonya’da bulunuyor.
10:00
Almost all the employees there have dementia.
225
600220
3000
Oradaki çalışanların neredeyse tamamı demans hastası.
10:03
It's a really interesting idea
226
603220
1520
Önümüzdeki birkaç yıl içinde her beş kişiden birinin
10:04
in a country where one in five or so people
227
604780
2160
demanstan etkileneceği bir ülkede
10:06
will be affected by dementia in the next couple of years.
228
606940
2720
bu gerçekten ilginç bir fikir.
10:09
The restaurant is trying to raise awareness,
229
609700
2320
Restoran farkındalık yaratmaya çalışıyor
10:12
and I might be leading the witness just a little bit here.
230
612060
2840
ve ben burada tanığı biraz yönlendiriyor olabilirim.
10:14
At the Restaurant of Mistaken Orders,
231
614940
2640
Yanlış Siparişler Restoranı’nda
10:17
40 percent of the orders are delivered incorrectly.
232
617580
2560
siparişlerin %40′ı yanlış teslim ediliyor.
10:20
You get the wrong food.
233
620140
1240
Yanlış yemek alıyorsunuz.
10:21
(Laughter)
234
621420
1320
(Gülüşmeler)
10:22
99 percent of people have a really good experience at this restaurant.
235
622780
4880
İnsanların %99′u bu restoranda gerçekten iyi bir deneyim yaşıyor.
10:27
The other one percent filled out the survey wrong.
236
627660
2360
Diğer yüzde bir ise anketi yanlış dolduruyor.
10:30
You know, the thing is,
237
630020
1880
“Adriann, belli ki
10:31
you might say, "Adriann, obviously, the Restaurant of Mistaken Orders,
238
631940
4120
Yanlış Siparişler Restoranı, insanlar kuralları biliyor,
10:36
people know the rules, they know what to expect."
239
636100
2360
ne bekleyeceklerini biliyorlar” diyebilirsiniz.
10:39
Yeah, that's true. And you know what?
240
639220
2400
Evet, bu doğru ve ne var biliyor musun?
10:41
The rules in the Handbook of Humanity are also written down,
241
641620
3000
İnsanlığın El Kitabı’ndaki kurallar da yazılıdır,
10:44
they're very clear for everyone to follow.
242
644660
2080
herkesin uyması için çok açıktır.
10:46
Rule number one --
243
646780
1160
Bir numaralı kural -
10:47
if I have to spell it out for everyone -- and I will, don't worry,
244
647980
3160
eğer herkes için hecelemem gerekirse - ve heceleyeceğim, merak etmeyin,
10:51
I'm not going to leave you hanging --
245
651140
1920
sizi bekletmeyeceğim -
10:53
Number one:
246
653060
1160
Bir numara:
10:54
don't be a jerk.
247
654540
1280
pislik olmayın.
10:57
Don't be a jerk when your specialty latte takes a bit too long to brew,
248
657420
4640
Özel lattenizin demlenmesi biraz uzun sürdüğünde
11:02
and don't be a jerk when your flight is delayed
249
662060
2480
ve uçağınız rötar yaptığında ve kapı görevlisi size
11:04
and the gate agent has to tell you, "Because of the thunderstorm" ...
250
664580
3560
“Fırtına yüzünden...” demek zorunda kaldığında hıyarlık yapmayın.
11:08
No, gate agents cannot control the weather, contrary to popular belief.
251
668140
4200
Hayır, kapı görevlileri sanılanın aksine hava durumunu kontrol edemez.
11:13
Don't be a jerk, and be a good human.
252
673580
2480
Pislik olmayın ve iyi bir insan olun.
11:16
The Handbook of Humanity holds in all of these situations.
253
676460
3520
İnsanlığın El Kitabı tüm bu durumlarda geçerlidir.
11:22
There's one more group of people I want to talk to you [about] today,
254
682780
3280
Sözlerime son vermeden önce bugün sizinle [hakkında]
konuşmak istediğim bir grup insan daha var.
11:26
before I end my time.
255
686060
1360
11:27
What is my advice for the three billion of us
256
687460
2800
Ön saflarda çalışan üç milyar insanımıza
11:30
that do frontline work?
257
690260
1560
tavsiyem nedir?
11:31
What can frontline workers themselves do to make their experience better?
258
691820
4080
Ön saflarda çalışanlar deneyimlerini iyileştirmek için ne yapabilirler?
11:37
I've honestly thought about this for a very long time.
259
697100
3040
Dürüst olmak gerekirse bunu çok uzun zamandır düşünüyorum.
11:40
And I don't think frontline workers need to do anything.
260
700180
2680
Bir şey yapmalarına gerek olduğunu düşünmüyorum.
11:44
All I have to say to the three billion frontline workers that show up every day,
261
704260
5360
Her gün, COVID’den önce, COVID sırasında ve hatta bugün de dahil olmak üzere,
11:49
in person, and that includes before COVID,
262
709660
3520
bizzat gelen üç milyar ön saf çalışanına
11:53
during COVID and even today.
263
713180
2400
söyleyeceğim tek şey bu.
11:56
All I have to say,
264
716260
1440
Söylemem gereken
11:57
and all the CEOs of these companies should be saying,
265
717700
3000
ve bu şirketlerin CEO’larının söylemesi gereken tek şey
12:00
is a massive, massive "thank you."
266
720740
3240
kocaman bir “teşekkür”.
12:05
(Cheers and applause)
267
725340
5600
(Alkışlar ve tezahüratlar)
12:10
You should not have to ask for basic human decency,
268
730980
4720
Temel insani değerleri,
rahat çalışma koşullarını
12:15
comfortable working conditions
269
735700
2160
ve geçiminizi sağlayacak bir ücreti istemek zorunda kalmamalısınız.
12:17
and a living wage.
270
737900
1440
12:20
And you should expect all of us, as leaders of companies,
271
740340
4600
Şirketlerin liderleri olarak hepimizden,
etkileşimde bulunduğunuz müşteriler olarak hepimizden,
12:24
all of us as customers you interact with,
272
744940
3200
sadece temel insanlar olarak hepimizden...
12:28
all of us just as basic humans ...
273
748180
1960
daha iyisini yapmamızı beklemelisiniz.
12:30
to do better.
274
750940
1160
12:33
And I am so confident we can do better.
275
753380
3280
Ben daha iyisini yapabileceğimizden çok eminim.
12:38
Let's do better.
276
758340
1280
Hadi daha iyisini yapalım.
12:40
Thank you very much.
277
760460
1200
Çok teşekkür ederim.
12:41
(Cheers and applause)
278
761700
2840
(Alkışlar ve tezahüratlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7