Khadijah Tribble: How marijuana reform could repair, reclaim and restore communities | TED

Transcriber:

Çeviri: Y.Gökçe Karaman Gözden geçirme: Yiğit Yıldırım

″Büyüdüğünde ne olmak isterdin?″

Eminim çoğunuz bu soruyu

çocukken duymuşsunuzdur.

"What did you want to be when you grow up"

Ancak yetişme tarzınız benimkine biraz bile benziyorsa,

is a question that I'm sure many of you have heard in your childhood.

Bu soruyu sürekli ve

defalarca duymuşsunuzdur.

Ve ben de yetişkin olana kadar

But if your upbringing was anything like mine,

toplum liderlerimizin, büyükanne ve

it is a question that you heard over and over again.

büyükbabamın bu soruyu sormasının

And it wasn't until I became an adult that I began to understand

önemini anlamaya başlamamıştım.

Yalnızca son zamanlarda yani şu son iki yılda,

the significance of the asking of the questions by our community leaders

tam olarak anlamaya başladım,

and my grandparents.

o sorunun cevabının o zamanlar ve hatta

But it was only recently in the last two years

şimdi bile, ne kadar önem arz ettiğini.

that I get some true understanding

Bakın, 40 yıl önce güneyde büyüyen Siyahi bir kadın için,

of just how much significance and weight there was

in the answer back then and even today.

Bu sorunun cevabına

verilebilecek yanıtlar limitliydi. Gerçek ya da algı,

You see, growing up Black and female in the South more than 40 years ago,

bunun gibi bir çok sınırlamalar vardı.

there are some limitations to the answer to that question.

Ve şuan anlamanızı istediğim şey şu,

Whether real or perceived, there were limitations all the same.

Büyüyen bir genç kız olarak,

İnsan Hakları Hareketi sonrası tüm yaşanılanlarla,

And so what I want you to understand at this moment,

mücadelenin tüm gelişmeleri ile

as a young girl growing up,

Afrikan-Amerikan topluluğunu gelişmeye ve ilerlemeye itmesi gereken şeylerin

with all that was happening right after the civil rights movement,

all of the advancements of the struggle,

mesela Oy Hakları Yasası,

things that were meant to push and advance the African-American community;

Adil Konut Yasası ve pozitif ayrımcılık gibi,

Benim jenerasyonumun bu fırsatlardan tamamiyle yararlanması gerekiyordu.

things like the Voting Rights Act,

The Fair Housing Act and affirmative action,

Yani, bu soruyu sorduklarında,

and my generation was supposed to be taking full advantage

″Büyüyünce ne olmak istiyorsun?″

of all of those opportunities.

Bu onlara bir şey ifade ediyordu.

So, when they ask the question,

Bu soruyu bir yaz, tatil İncil okulunda duyduğumu hatırlıyorum.

"What do you want to be when you grow up?,"

it meant something to them.

Ve burada içinizden güneyli olanlar varsa,

I remember hearing this question one summer at vacation Bible school.

bilirsiniz ki tatil İncil okulu

BTU eğitim okullarına veya pazarları gittiğiniz okullara benzemez.

And if anybody is here from the South,

Bu bir Tatil İncil okulu.

you understand that vacation Bible school

Hala kimin tatili, İncil’i ve okulu

is not to be confused with BTU training school

yan yana koymanın iyi bir fikir olduğunu

or Sunday-go-to-meeting school.

düşündüğünü çözmeye çalışıyorum. (Kahkaha)

it is vacation Bible school.

Ancak her yazın ilk haftası,

I'm still trying to figure out who thought it was a good idea

çocukluğumdaki her yaz

to put a vacation, Bible and school all together ...

Tatil İncil okulunda harcanmıştır.

(Laughter)

Ve bir yaz orada bir öğretmen vardı.

But the first week of every summer, of every summer during my childhood,

Ben ve benim ortaokul arkadaşlarımdan çok da büyük değildi.

it was spent in vacation Bible school.

Kutsal kitabı anladığımızdan ve bu gerçek dünya sorusu

And this one particular summer there was a teacher.

ile bağdaştırabildiğimizden emin olmak istedi.

She wasn't too much older than me and my middle school friends.

She wanted to make sure that we understood scripture

Büyüdüğünde ne olacaksın sorusu.

Ve kalabalık kız grubum ile o gün öğle yemeğinde otururken,

and was able to connect it to this real world question

ne söyleyeceğimizi çözmeye çalıştık.

of what you will be when you grow up.

Şimdi düşünüyorum da, çok ekileyici bir kız grubuydu

And so as my gaggle of girls sat around lunch that day,

çünkü insan hakları avukatları,

trying to figure out what we were going to say,

thinking back now, it was a really impressive group of girls

eğitmen ve doktor gibi şeyler olmak istiyorlardı.

Ben bunların hiçbirini istemiyordum.

because they wanted to be things like civil rights attorneys,

Ben farklı bir şeyler yapacaktım.

Bilirsiniz ya, ben şey olacaktım...

educators and doctors.

Hazırlanın...

I didn't want any of that.

Bir düşünür.

I was going to do something different.

(Kahkaha)

Evet.

You see, I was going to be ...

(Alkış)

wait for it ...

Benim sahneye çıkma ve

A thinker.

(Laughter)

Yes.

tüm tatil İncil okulu ile paylaşma zamanım geldiğinde,

(Applause)

Kendimi tanıttım ve dedim ki,

So when it came time for me to take the stage

″Ben büyüdüğümde bir düşünür olacağım.″

and share with the entire vacation Bible school,

Herkes güldü tabii, kıkırdamalar falan

I introduced myself and I said,

ancak beni gerçekten vazgeçiren öğretmenin yüzündeki onaylamayan bakıştı.

"When I grow up, I'm going to be a thinker."

O yüzden çabucak dedim ki

There was some laughter, some giggles,

″Ben büyüdüğümde, bir avukat olacağım,″ ve sahneden indim.

but it was really the disapproving look on the teacher's face that made me recant.

Ancak 2 yıl öncesine hızlı bir geçiş yapalım

And so I said really quickly,

büyük düşünürler yaratıp yetiştirdiği bilinen

"When I grow up, I'm going to be a lawyer,"

and then I exit stage left.

bir kurumda vakit geçirme fırsatı buldum.

But fast-forward to two years ago

Ancak o zaman bilmiyordum ki Kennedy Okulu’nda bir ritüel varmış.

and I get an opportunity to spend time at an institution

known for creating and cultivating great thinkers.

Öğrenciler ünlü forum sahnesine çıkma fırsatı buluyormuş,

Little did I know at the time

onlara Kennedy Okulu’nda

that there's a ritual at the Kennedy School

neler yapacaklarını anlatabilecekleri 15 saniye veriliyormuş.

where students get an opportunity to stand on the famous forum stage

Şimdi ne düşündüğümü biliyorsunuz değil mi?

and they're given 15 seconds to say

Dönüp dolaşıp gelen bir an. Bu sefer doğru yapacağım.

what they were going to do at the Kennedy School.

Mikrofunu aldım, kendimi tanıtıp akranlarıma,

And so, you know what I'm thinking, right?

It's a full-circle moment. I'm going to get it right.

dekan ve fakülte üyelerine dedim ki

So I take the mic, I introduce myself and I say to my peers,

Buraya, size esrarın

önemli olduğunu söylemek için geldim.

to deans and to faculty members

Pek bir kıkırdama olmadı.

Aslında, baya bir alkışlandım.

that I'm here to tell you

Ancak kafamda düşünüyordum,

that marijuana matters.

″Khadijah, şuan cidden ön gösterim politika sahnesinde durup

Not a lot of giggles.

Actually, it was actually a lot of applause.

insanlara ottan bahsedeceğini mi söyledin?″

(Kahkaha)

But in my head, I'm thinking,

"Khadijah, did you just stand on the premiere policy stage

Aynen öyle yapmıştım.

Ve önümüzdeki 12 ay boyunca,

and tell these folks you’re going to talk about weed?”

kendimi esrar ile ilgili her şeye adadım.

(Laughter)

Gündüz gece farketmeksizin, esrar ile alakalı

That's exactly what I did,

okudum, konuştum, kokladım, düşündüm.

and for the next 12 months,

I immersed myself in all things marijuana,

O kadar ki, sevgili eşim Robyn bu

konuyu yemek masasında açmamı yasakladı.

day in and day out, reading, talking, sniffing, thinking about marijuana.

(Kahkaha)

Ancak işte esrar ile alakalı anladığım şeyler şunlar,

So much so, my lovely wife Robyn banned the topic from the dinner table.

Ve eğer konuşmamdan hiçbir kısmı hatırlamıyor

iseniz, lütfen sadece şunu hatırlayın.

(Laughter)

But here's what I came to understand about marijuana.

Tüm kazanmaya çalıştığımız şeyler

İnsan Hakları Hareketi,

And if you don't remember anything else from my talk, please remember this.

Adil Konut,

Eğitimde genişletilen olanaklar,

That for all of the gains that we were trying to make

İstihdam fırsatları,

Afrikan-Amerikan topluluğunun zenginliğini inşa ederken

with the civil rights movement --

fair housing,

uyuşturucuya karşı savaşın başarısız politikaları tek eliyle her şeyi mahvetti.

expanded opportunities in education,

employment opportunities,

building the wealth of the African-American community,

(Alkış)

the failed policies of the war on drugs single-handedly undid all of that.

Bunu da şu şekilde biliyoruz.

Size beş tane numara vermek istiyorum.

(Applause)

Beş.

Yedi.

Kırkaltı.

And here's how we know that.

Yirmiüç.

I want to give you guys five numbers.

Ve bir.

Ve hayır, Mega Milyon’un loto numaraları değil bunlar.

Five.

Seven.

Bakın, elli yıldan fazla bir süredir

46.

23

bu ülke uyuşturucuya savaş içinde,

and one.

And no, it's not the Mega Millions jackpot numbers.

ki bu siyahi ve kahverengi topluluklara savaş açmaya denk.

See, for more than five decades,

Milyonlarca insan tutuklandı,

this country has waged a war on drugs,

esrar ile alakalı mal bulundurmaktan hüküm giydiler ve hapis yediler.

which has been tantamount to waging a war on Black and brown communities.

Millions of people have been arrested,

Sadece son on yılda, 7 milyon.

convicted and incarcerated for marijuana-related possessions.

Ve o 7 milyon insan 46.000 kadar bilinen

ek sonuçlarla yüzleşti.

In the last decade alone, 7 million.

Şimdi, bazılarınız, ″Suç işlersen, cezasını çekersin.″diyor olabilir.

And those 7 million people are facing

what's known as 46,000 collateral consequences.

yalnızca beş dakikam kaldı, bu yüzden

bu noktayı bugün tartışamayacağım.

Ancak size şunu söyleyeceğim ki tam şuanda,

Now, some of you may be saying, "If you do the crime, you do the time."

33 eyalet ve Columbia bölgesi herhangi bir çeşit

And I only have five minutes left, so I can't argue that point today.

But I will say to you, at this moment,

esrar büyütme, esrar satma

when 33 states and the District of Columbia

esrar tüketme ve devasa skalada

esrar dağıtma düzenlemesine sahip.

have some form of regulated

Bu hala bir suç mu?

growing marijuana, selling marijuana,

Soruyorum, çünkü ülkenin dört bir yanından

consuming marijuana and distributing marijuana on a mass scale,

bu ek sonuçlarla yaşayan insanlarla tanıştım.

is it still a crime?

Keyvette gibi insanlarla,

I ask because I've met people all across this country

gencecik bir kadın, geleceğine karşı enerji dolu.

Liseyi bitirdiğinde,

who are living with those collateral consequences.

azimliymiş ve üniversiteye gitmek istiyormuş.

People like Keyvette, a young woman, very energetic about her future.

Ancak o daha bunun farkına bile varamadan

When she left high school,

rutin trafik ihlali çevirmelerinden birinde durdurulmuş,

she was ambitious and she wanted to go off to college.

sanırım ön farlarından biri kırıkmış.

But before she could realize that

she was stopped for a routine traffic violation,

Ve bu çevirmede polisler esrarın kokusunu almışlar.

I think it was a broken headlight.

Ve eğer Virginia eyaletinde iseniz,

And in the course of that stop the police officers smelled marijuana.

esrar kokusu arama ve el koyma için geçerli bir sebep.

Arabayı aramışlar, arabada kullanılmamış

And if you're in the state of Virginia,

esrar bulunuyormuş.

the smell of marijuana is probable cause for search and seizure.

Onu tutuklamışlar, kayıt edilmiş,

bugüne kadar bile hala esrar ile ilişkili sabıka kaydı var.

The car was searched, there was marijuana that wasn't used.

Bu sabıka kaydı yüzünden,

bir ev bulmakta, iş fırsatları bulmakta sık sık zorlanıyor.

She was arrested, booked,

and to this day, she still has a criminal record related to marijuana.

Because of that record,

Ayrıca, okula gitmek için maddi yardım

she often finds it hard to qualify for an apartment,

kullanma fırsatını da kaybetti. Bazılarınız hiç bilmiyor bile olabilir

employment opportunities.

giriş seviye istihdam fırsatları için

She also lost the opportunity to use financial aid to go to school.

yaklaşık 26 lisanslama var,

Eğer esrar ile bağlantılı bir hükmünüz var ise,

Some of you might not even know

o lisansı alamayabilirsiniz.

there are about 26 licensures for entry-level employment opportunities,

Berber lisansı veya kozmetoloji lisansı gibi,

that if you have a marijuana-related conviction,

Ancak Keyvette’in durumunda çok kırıcı bulduğum da şu,

you may not be able to get that license,

onun iki çocuğu var.

like a barber's license or a cosmetology license.

But the thing that I find so offensive about ??? situation

Ve esrar ile bağlantılı suçlara sahip olan insanların

çocuklarının yoksulluk içinde yaşamalarının

is that she has two kids.

daha olası olduğunu gösteren kanıtlar var.

And there's evidence to suggest children born to individuals

Ve size soruyorum, bu adil mi?

who have a marijuana-related offense,

Adil mi bu?

Ya da Amerika Birleşik Devletleri

they're more likely to live in poverty.

And I ask you guys, is that fair?

Hava Kuvvetleri’nde 26 sene boyunca gururla ve onurla

hizmet etmiş gaziyi ele alalım. Bu hizmeti süresinde,

Is that equitable?

Or take the veteran who proudly and honorably served for 26 years

bacaklarının çalışma işlevini kaybetmiş.

Felçli ve acısını kontrol altına alabilmek

için esrar kullanıyor. Aynı zamanda, anksiyete ve depresyonu

in the United States Air Forces.

In that service, he actually lost the use of his legs,

ile başa çıkmak için de kullanıyor. Siz de hayal edebilirsiniz ki

he's paralyzed and he uses marijuana for pain management.

bunlar özgürlüğü ve hareketliliği kaybetmekle gelebilen şeyler.

He also uses it to deal with his anxiety and depression

Ve esrarı engelli bir gazi olarak kazandığı

sağlık avantajlarını kaybedebilme riski olduğunu

that you can imagine would come with losing independence and mobility.

And he uses marijuana knowing full well

tamamen bilerek kullanıyor.

Bilirsiniz, insanlar bana her zaman soruyor,

that he is at risk of losing the very health benefits

″Khadijah, neden esrar?

that he earned as a disabled veteran.

Neden esrar konusunda bu kadar tutkulusun?″

Gerçek şu ki ben bu işin tüm hayatım boyunca

You know, people ask me all the time,

"Khadijah, why marijuana?

yaptığım işin bir devamı olduğunu düşünüyorum.

Why are you so passionate about marijuana?”

Dışlanmış toplulukların yanında çalıştım,

The reality of it is I feel like this is just a continuation

dışlanmış topluluklara hizmet ettim,

of the work I've done my entire life.

hayatlarını bir nebze olsun iyileştirebileceğimi umarak.

I've worked alongside marginalized communities,

Ancak dürüst olmam gerekirse,

in service of marginalized communities

bu benim için de çok kişisel.

in hopes that I would be able to improve their life in some way.

Esrar benim için kişisel bir sorun.

But if I'm being honest and frank, it's also very personal to me,

Görüyorsunuz ya, o gazi aslında benim babam oluyor,

Emekli Usta Astsubay Çavuş Willie B. Tribble,

marijuana is a personal issue for me.

Ve ben onun ve binlerce

You see, that veteran happens to be my father,

diğer gazinin hakları için savaşacağım

hayatlarını kurtarabilecek olan

Retired Master Sergeant Willie B. Tribble,

ve araştırmalardan henüz bunu bilmiyoruz

and I will fight for his right and the thousands of other veterans

ama potansiyel olarak gaziler için,

to get the life saving --

kaliteli ve güvenli bir ilaç olabileceğini öneriyorum.

and we don't know that yet by research,

Ve Keyvette? Keyvette benim gelinim.

but I suggest that it could potentially be --

medicine that is quality and safe for veterans.

Ve o iki çocuk var ya, King ve Titan,

Onlar benim her şeyim.

And Keyvette? Keyvette is my daughter in law.

Ve aynen büyükanne ve büyükbabamın bana sordukları gibi,

And those two kids, King and Titan,

″Büyüdüğünde ne olmak istiyorsun?″

Kendi torunlarımdan da duyabilmek istiyorum:

mean so much to me.

And just like my grandparents asked me,

Ne olmak istiyorlarsa onu. Dinlediğiniz için teşekkürler.

"What do you want to be when you grow up?,"

I want to be able to hear from my grandsons:

anything they want to be.

Thank you for listening.