How to use THOUGH in daily English conversation

Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.

Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa. "

How can you use the word "though"?

Yine de" kelimesini nasıl kullanabilirsiniz?

Let's talk about it.

Bunun hakkında konuşalım.

In this English lesson you're going to learn how native English speakers use the word "though"

Bu İngilizce dersinde, anadili İngilizce olanların günlük konuşmalarda "yine de" kelimesini nasıl kullandıklarını öğreneceksiniz

in daily conversations.

.

You're also going to learn a common mistake that English learners often make with the

Ayrıca, İngilizce öğrenenlerin sık sık "yine de

word "though".

" sözcüğüyle yaptıkları yaygın bir hatayı öğreneceksiniz.

And then we're going to talk about some casual uses of this word.

Ve sonra bu kelimenin gündelik kullanımlarından bahsedeceğiz. Günlük

Let's talk about the best way to use it in daily conversation.

konuşmada onu kullanmanın en iyi yolu hakkında konuşalım .

The other day I met with my friend and she was telling me about her job, her life, her

Geçen gün arkadaşımla buluştum ve bana işini, hayatını, ailesini anlatıyordu

family and she had a lot of energy.

ve çok enerjisi vardı.

She seemed pretty positive.

Oldukça olumlu görünüyordu.

But I could tell by the look on her face, the look in her eyes that something wasn't

Ama yüzündeki ifadeden, gözlerindeki ifadeden bir şeylerin

right.

doğru olmadığını anlayabilirdim.

Something was a little different.

Bir şey biraz farklıydı.

Her fact wasn't matching her words.

Gerçekleri, sözleriyle uyuşmuyordu.

So, in this situation we could say, "Her words are happy but look at her face though."

Yani bu durumda "Sözleri mutlu ama yine de yüzüne bakın" diyebiliriz.

Here we have two contrasting parts.

Burada iki zıt parçamız var.

The first part her face is happy.

Yüzü ilk kısım mutlu.

She's positive.

Pozitif.

She's energetic.

O enerjik.

But, look at her face.

Ama yüzüne bak.

Something is different.

Bir şey farklı.

Something is not matching her words.

Sözleriyle uyuşmayan bir şeyler var.

So we need to use a contrasting word "though".

Bu yüzden "yine de" zıt bir kelime kullanmamız gerekiyor.

What if you said, "English is tough.

Ya "İngilizce zor.

Learning with Vanessa is easy though."

Vanessa ile öğrenmek kolay ama." deseydin?

What does this mean?

Bu ne anlama gelir?

We have a contrasting part.

Zıt bir parçamız var.

The first part, "Learning English is tough."

İlk bölüm, "İngilizce öğrenmek zordur."

It's difficult.

Bu zor.

Oh it's not always easy.

Ah, her zaman kolay değil.

But the second part, "Learning with Vanessa is easy though."

Ama ikinci bölüm, "Yine de Vanessa ile öğrenmek kolay."

We have a contrasting second section of your sentence.

Cümlenizin zıt bir ikinci bölümüne sahibiz .

"It's easy though."

"Yine de kolay."

So when you use the word "though" you're contrasting with something that you already said.

Yani "gerçi" kelimesini kullandığınızda, zaten söylediğiniz bir şeyle çelişiyorsunuz.

You could say, "English is tough.

"İngilizce zordur.

Learning with Vanessa is easy."

Vanessa ile öğrenmek kolaydır" diyebilirsiniz.

But this is kind of beginner-level English and you're here to use advanced English.

Ama bu bir tür başlangıç ​​seviyesi İngilizcesi ve burada ileri seviye İngilizce kullanmak için bulunuyorsunuz.

So the best thing you can do is add "though" at the end of the sentence.

Bu yüzden yapabileceğiniz en iyi şey cümlenin sonuna "yine de" eklemektir .

"English is tough.

"İngilizce zor.

Learning with Vanessa is easy though."

Ama Vanessa ile öğrenmek kolay."

You're often going to hear native English speakers combine two sentences together using

Anadili İngilizce olan kişilerin iki cümleyi bağlaç kullanarak birleştirdiğini sık sık duyacaksınız

a conjunction, but.

, ama.

"English is tough, but learning with Vanessa is easy though."

"İngilizce zor ama Vanessa ile öğrenmek yine de kolay."

And in this sentence we already have a contrasting word.

Ve bu cümlede zaten zıt bir kelimemiz var.

We already are using "but" to show that there's a difference between the first part of your

Cümlenizin ilk kısmı

sentence and the second part of your sentence.

ile ikinci kısmı arasında bir fark olduğunu göstermek için zaten "ama" kullanıyoruz.

So why do native speakers sometimes add "though" at the end when you're already contrasting?

Öyleyse neden anadili İngilizce olan kişiler siz zaten zıtlık kurarken bazen sonuna "yine de" ekler?

Well this is kind of just for extra emphasis.

Pekala, bu sadece ekstra vurgu için. Vanessa

You're extra emphasizing that English with Vanessa is easy.

ile İngilizcenin kolay olduğunu fazladan vurguluyorsun .

You're trying to really show a difference.

Gerçekten bir farklılık göstermeye çalışıyorsun.

"Learning English is tough, but with Vanessa it's easy though."

"İngilizce öğrenmek zor ama Vanessa ile çok kolay."

Let's take a look at a couple other examples.

Diğer birkaç örneğe bir göz atalım.

Let's imagine that you hate onions.

Soğandan nefret ettiğinizi düşünelim.

Some people hate onions.

Bazı insanlar soğandan nefret eder.

They're pretty strong tasting.

Tadları oldukça güçlü.

You might say, "Well, I hate onions, but this onion snack is pretty good though."

"Pekala, soğandan nefret ederim ama bu soğan atıştırması yine de oldukça iyi" diyebilirsiniz.

You're contrasting your hate of onions and this onion snack.

Soğan nefretinle bu soğan yemeğini karşılaştırıyorsun.

What about if you said, "Learning online is great.

Peki ya "Çevrimiçi öğrenmek harika.

My time is limited though."

Ama benim zamanım kısıtlı."

My time is limited though.

Zamanım kısıtlı ama.

We have one part.

Bir parçamız var.

Learning online is great.

Çevrimiçi öğrenmek harika.

It's a positive statement.

Bu olumlu bir ifade.

And then you're using a negative statement.

Ve sonra olumsuz bir ifade kullanıyorsun.

"My time is limited though."

"Zamanım kısıtlı ama."

What about if you said, "I like my job.

"İşimi seviyorum ama

Waking up is hard though."

uyanmak zor ama" deseniz ne dersiniz?

For you if you don't like waking up in the morning, this might be the perfect sentence

Sabah uyanmayı sevmiyorsan bu cümle tam

for you.

sana göre olabilir.

"I like my job.

"İşimi seviyorum.

Waking up is hard though."

Uyanmak zor ama."

Or you could say, "I like my job but waking up is hard though."

Ya da "İşimi seviyorum ama uyanmak zor ama" diyebilirsiniz.

Now that you know how native speakers use "though" in daily conversation, let's talk

Artık anadili İngilizce olan kişilerin günlük konuşmalarda "yine de" kelimesini nasıl kullandıklarını öğrendiğinize göre,

about a common mistake that I hear English learners use all the time.

İngilizce öğrenenlerin her zaman kullandıklarını duyduğum yaygın bir hatadan bahsedelim .

Have you ever said, "Though it's raining, I'm going to go hiking anyway.

Hiç "Yağmur yağsa da ben yine de yürüyüşe çıkacağım.

Though I feel hesitant, I'm going to marry him anyway."

Tereddüt etsem de onunla yine de evleneceğim" dediniz mi?

"Though" plus the rest of your sentence.

"Gerçi" artı cümlenin geri kalanı.

Does this look structurally different than the other sentences?

Bu yapısal olarak diğer cümlelerden farklı görünüyor mu ? Farklı

What's the main thing that you notice that's different?

olduğunu fark ettiğiniz ana şey nedir ?

Well, "though" is at the beginning of the sentence and this is something that is too

Pekala, "yine de" cümlenin başında ve bu

formal for daily conversations.

günlük konuşmalar için fazla resmi bir şey.

If you want to use this in a formal email, maybe in a really formal presentation, go

Bunu resmi bir e-postada, belki gerçekten resmi bir sunumda kullanmak istiyorsanız,

ahead.

devam edin.

No problem.

Sorun değil.

But I know a lot of you use English just while you're traveling or in daily conversations

Ama birçoğunuzun sadece seyahat ederken veya

in less formal situations.

daha az resmi durumlarda günlük konuşmalarda İngilizce kullandığını biliyorum.

So make sure that when you use "though" you put it at the end of that contrasting statement.

Bu nedenle, "düşünmek" kelimesini kullandığınızda, zıt ifadenin sonuna koyduğunuzdan emin olun.

Don't put it at the beginning.

Başlangıca koymayın.

"Though I feel hesitant, I'm going to marry him anyway."

"Kendimi tereddütlü hissetsem de, yine de onunla evleneceğim."

Way too formal.

Fazla resmi.

Not natural.

Doğal değil.

Make sure that you use it at the end.

Sonunda kullandığınızdan emin olun.

So you could say, "I'm going to marry him.

Yani, "Onunla evleneceğim.

Well, I feel hesitate though."

Yine de tereddüt ediyorum" diyebilirsiniz.

You're using it at the end and that's natural.

Sonunda onu kullanıyorsun ve bu doğal.

Now we're going to talk about two casual ways to use the word though.

Şimdi, yine de kelimesini kullanmanın iki gündelik yolundan bahsedeceğiz.

The first one is if I said to you, "That cake looks good, but its taste though."

İlki, sana "Bu pasta güzel görünüyor ama tadına rağmen" dersem olur.

What do you notice about this sentence?

Bu cümlede ne fark ettiniz?

Did I finish it?

Bitirdim mi?

Did I say, "But its taste is bad though."?

"Ama tadı kötü ama" mı dedim?

No I didn't explicitly say what I think about the, but it is implied.

Hayır, hakkında ne düşündüğümü açıkça söylemedim ama ima ediliyor.

Implied means you can understand my meaning even though I didn't use those exact words.

Zımni, tam olarak bu kelimeleri kullanmamış olmama rağmen demek istediğimi anlayabileceğiniz anlamına gelir.

So, when I say, "That cake looks good, but its taste though," you can understand that

Yani, "Bu pasta güzel görünüyor, ama tadı" dediğimde,

I think the taste and the look are opposites.

tat ve görünüşün zıt olduğunu düşündüğümü anlayabilirsiniz.

We have two contrasting statements.

İki zıt ifademiz var.

Because the cake looks good, you can imagine that I think the taste is not good.

Pasta güzel göründüğü için, tadı iyi olmadığını düşündüğümü tahmin edebilirsiniz. Tam

It's the opposite.

tersi.

So you might use this in situations where you want to be a little bit more polite.

Yani bunu biraz daha kibar olmak istediğiniz durumlarda kullanabilirsiniz.

You're saying something negative but you don't want to say it so directly.

Olumsuz bir şey söylüyorsun ama bunu doğrudan söylemek istemiyorsun.

Let's imagine that you said, "I like Vanessa's videos, but her facial expressions though."

"Vanessa'nın videolarını seviyorum ama yüz ifadelerini seviyorum" dediğinizi düşünelim.

This means that you enjoy my lessons but you don't feel the same way about my facial expressions.

Bu, derslerimden zevk aldığınız ama yüz ifadelerimde aynı şekilde hissetmediğiniz anlamına gelir.

Maybe you think my facial expressions are a little crazy or strange or it's just not

Belki yüz ifadelerimin biraz çılgınca ya da tuhaf olduğunu ya da

a good fit for your learning style, but you don't want to directly say that.

senin öğrenme tarzına uymadığını düşünüyorsun ama bunu doğrudan söylemek istemiyorsun.

You don't want to say, "I like Vanessa's lessons, but her facial expressions are strange though."

"Vanessa'nın derslerini seviyorum ama yine de yüz ifadeleri tuhaf" demek istemezsiniz.

Instead, you're going to just stop your sentence.

Bunun yerine, cümleni durduracaksın.

Maybe have a little pause.

Belki biraz ara verirsin.

Maybe elongate that final part.

Belki bu son kısmı uzatır.

"Her facial expressions though," and you're kind of letting your listener imagine what

"Yine de yüz ifadeleri" ve dinleyicinizin ne düşündüğünüzü hayal etmesine izin veriyorsunuz

you think.

.

You're not directly saying it, but it's a little more casual.

Doğrudan söylemiyorsun, ama biraz daha sıradan.

It's implied.

Bu ima edildi. "

For the second casual use of the word "though" you're going to see this most often in really

Gerçi" kelimesinin ikinci gelişigüzel kullanımı için, bunu en çok

casual situations like an Instagram hashtag.

bir Instagram hashtag'i gibi gerçekten gündelik durumlarda göreceksiniz.

Somewhere like this you probably aren't going to say this in conversation.

Bunun gibi bir yerde muhtemelen bunu sohbette söylemeyeceksin.

You might see this.

Bunu görebilirsin.

You might hear it in a TV show.

Bir TV programında duyabilirsiniz.

But I want you to understand what it means.

Ama bunun ne anlama geldiğini anlamanı istiyorum.

Let's take the example, "That smile though."

"Yine de bu gülümseme" örneğini ele alalım.

Here we have that plus a noun plus "though".

Burada o artı bir isim artı "gerçi" var.

What does this mean?

Bu ne anlama gelir?

Well I'd like to give you a quick example.

Pekala, size hızlı bir örnek vermek istiyorum.

I saw a video clip of a girl who got her purse stolen.

Çantası çalınan bir kızın video klibini gördüm .

It was just a skit, it wasn't really real.

Sadece bir skeçti, gerçek değildi.

But she said, "Hey, he stole my purse."

Ama o, "Hey, çantamı çaldı" dedi.

And this guy runs up to save her and to get her purse, but instead he does a backflip

Ve bu adam onu ​​kurtarmak ve çantasını almak için koşuyor ama bunun yerine duvardan ters takla atıyor

off the wall.

.

And she looks really surprised and says, "Hey, he got away.

Ve gerçekten şaşırmış görünüyor ve "Hey, o kaçtı.

He got my purse."

Çantamı aldı" diyor.

And he looks at the camera really proud and says, "The backflip though."

Ve kameraya gerçekten gururla bakıyor ve "Yine de ters takla" diyor.

Why did he use the word "though"?

Neden "gerçi" kelimesini kullandı?

Here he's really just drawing attention to something impressive.

Burada gerçekten etkileyici bir şeye dikkat çekiyor.

It's not a contrast.

Bu bir kontrast değil.

It's not really comparing something.

Gerçekten bir şeyi karşılaştırmak değil.

It's just something that he thinks is impressive and he wants you to realize that it's impressive

Bu sadece etkileyici olduğunu düşündüğü bir şey ve sizin de bunun etkileyici olduğunu anlamanızı istiyor

too.

.

So you might see this if you are looking at Instagram and you see a picture of some famous

Yani, Instagram'a bakarsanız ve ünlü bir ünlünün resmini görürseniz bunu görebilirsiniz

celebrity.

.

Maybe someone would comment, "Whoa, that smile though," and this just means they think that

Belki birileri "Vay canına, o gülümseme olsa da" diye yorum yapar ve bu,

his smile is really handsome.

onun gülümsemesinin gerçekten yakışıklı olduğunu düşündükleri anlamına gelir. Gülüşünü

They want to let everyone know, look, draw attention to his smile.

herkesin bilmesini, bakmasını, dikkat çekmesini isterler .

It's handsome.

Yakışıklı.

This is more common in urban or even African-American English.

Bu, şehir İngilizcesinde ve hatta Afro-Amerikan İngilizcesinde daha yaygındır .

So you're going to see this, you might see this as slang but it might not be a good fit

Yani bunu göreceksin, bunu argo olarak görebilirsin ama

for you to use in daily conversation, but now you know what it means.

günlük konuşmada kullanmak için pek uygun olmayabilir, ama artık ne anlama geldiğini biliyorsun.

Before we go let's do a quick recap or review.

Gitmeden önce hızlı bir özet veya inceleme yapalım.

You might say, "There is a lot of English vocabulary.

"Çok fazla İngilizce kelime var.

This lesson made it easy though."

Yine de bu ders onu kolaylaştırdı" diyebilirsiniz.

I hope that this lesson make it easy for you to understand how to use the word "though",

Umarım bu ders, "yine de" kelimesinin nasıl kullanılacağını, ne

when to use it and how not to make some common mistakes with this word.

zaman kullanılacağını ve bu kelimeyle ilgili bazı yaygın hataların nasıl yapılmayacağını anlamanızı kolaylaştırmıştır.

Let me know in the comments a sentence using the word "though".

Yorumlarda "gerçi" kelimesini kullanarak bir cümle bildirin.

Try your best to use this and repeat it.

Bunu kullanmak için elinizden gelenin en iyisini yapın ve tekrarlayın.

Say it out loud.

Sesli söyle.

Use it yourself.

Kendin kullan.

Thanks so much for learning English with me and I'll see you again next Friday for a new

Benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkürler. Gelecek Cuma, kanalımda yeni bir

YouTube lesson here on my channel.

YouTube dersi için görüşmek üzere.

See you again the next time.

Bir dahaki sefere görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal. Bir

The next step is to download my free e-book, Five Steps To Becoming a Confident English

sonraki adım, ücretsiz e-kitabım olan Kendine Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım'ı indirmek

Speaker.

.

You'll learn what you need to do to speak confidently and fluently.

Kendinden emin ve akıcı bir şekilde konuşmak için ne yapman gerektiğini öğreneceksin.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel for more free lessons.

Daha fazla ücretsiz ders için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın.

Thanks so much.

Çok teşekkürler.

Bye.

Hoşçakal.