Talk about HOBBIES Fluently in English

Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.

Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

What are your hobbies?

Hobilerin neler?

Let's talk about it.

Bunun hakkında konuşalım.

What are you going to do this weekend?

Bu haftasonu ne yapacaksın?

Are you going to stay on the couch relaxing or are you going to have a lot of friends

Kanepede dinlenerek mi kalacaksınız yoksa

and family over to your house for a big dinner?

büyük bir akşam yemeği için bir sürü arkadaşınız ve ailenizle evinize mi geleceksiniz?

Everyone has different activities that they like to do in their free-time, and these activities

Herkesin boş zamanlarında yapmaktan hoşlandığı farklı aktiviteleri vardır ve bu aktiviteler

are a common topic in daily conversation.

günlük sohbette ortak bir konudur. Bu

So, today I'm going to help you learn how to talk about your hobbies in English.

yüzden, bugün hobileriniz hakkında İngilizce konuşmayı öğrenmenize yardımcı olacağım.

I have something that I need to get off my chest.

Göğsümden çıkarmam gereken bir şey var .

This means I have something important that has been weighing me down that I need to share

Bu, sizinle paylaşmam gereken, beni ağırlaştıran önemli bir şeyim olduğu anlamına geliyor

with you.

.

And that's this.

İşte bu.

In daily natural English conversations, we never use the word hobbies.

Günlük doğal İngilizce konuşmalarda hobi kelimesini asla kullanmayız.

What?

Ne?

We never say, "What are your hobbies?"

Asla "hobilerin neler?" demeyiz.

"I have a lot of hobbies."

"Bir sürü hobim var."

Nope.

Hayır.

Unfortunately, this is a common word that's used in English textbooks, but in real conversation,

Ne yazık ki bu, İngilizce ders kitaplarında kullanılan yaygın bir kelimedir, ancak gerçek konuşmada

we never use the word hobbies.

hobi kelimesini asla kullanmayız.

You might occasionally see this in news programs or some kind of situation like this, but in

Bunu ara sıra haber programlarında veya buna benzer durumlarda görebilirsiniz, ancak

daily conversation, we don't use hobbies.

günlük konuşmalarda hobileri kullanmayız.

In today's lesson, I'm going to use the word hobby as you can see up here in the title

Bugünün dersinde, başlıkta da görebileceğiniz gibi hobi kelimesini kullanacağım

because it's like a news article presenting about hobbies.

çünkü bu, hobiler hakkında bir haber makalesi gibi .

But don't worry, I'm also going to share with you some natural ways that you can discuss

Ama merak etmeyin,

hobbies without actually using that word, but we'll get to that in a moment.

hobilerinizi aslında o kelimeyi kullanmadan tartışabileceğiniz bazı doğal yolları da sizinle paylaşacağım, ama buna birazdan geleceğiz.

First, let's talk about how to describe your hobbies in English.

Öncelikle hobilerinizi İngilizce olarak nasıl tanımlayacağınızdan bahsedelim . Hobilerimizden bahsederken

There are four common sentences that we use when we're talking about our hobbies and they're

kullandığımız dört genel cümle vardır ve bunlar

pretty simple.

oldukça basittir.

They are, I like to, I love to, when I have time, I usually, I wish I had more time to.

Onlar, severim, severim, zamanım olduğunda, genellikle, keşke daha fazla zamanım olsaydı.

They seem pretty simple, right?

Oldukça basit görünüyorlar, değil mi?

Well, I would like to present to you 20 common hobbies.

Pekala, size 20 ortak hobi sunmak istiyorum .

We're going to be practicing these sentences.

Bu cümleleri çalışacağız.

You're welcome to say these sentences out loud with me or after you watch the video,

Bu cümleleri benimle yüksek sesle söyleyebilirsin ya da videoyu izledikten sonra geri

you can go back and say them out loud with me to exercise your pronunciation muscles

dönüp benimle yüksek sesle söyleyerek telaffuz kaslarını çalıştırabilirsin

and it's a great way to remember them by speaking out loud as well.

ve bu, yüksek sesle konuşarak onları hatırlamanın harika bir yolu .

All right, let's practice these sentences.

Pekala, hadi bu cümleleri çalışalım.

I like to meet up with my friends.

Arkadaşlarımla buluşmayı severim.

I love to have a good meal with my family.

Ailemle güzel bir yemek yemeyi seviyorum.

When I have time, I usually have friends over.

Zamanım olduğunda, genellikle arkadaşlarım gelir.

I wish I had more time to just chill on the couch.

Keşke kanepede dinlenmek için daha fazla zamanım olsaydı .

I like to watch TV.

Televizyon izlemeyi severim.

I love to go to the movie theater.

Sinemaya gitmeyi seviyorum.

When I have time, I usually surf on the internet.

Vakit buldukça genellikle internette gezinirim. Keşke

I wish I had more time to play video games.

video oyunları oynamak için daha fazla zamanım olsaydı.

I like to play the piano.

Piyano çalmayı severim.

I like to play the guitar.

gitar çalmayı severim

I like to play the drums.

Davul çalmayı severim.

Whatever instrument you like to play.

Çalmayı sevdiğiniz enstrüman ne olursa olsun.

I love to listen to music.

Müzik dinlemeyi seviyorum.

When I have time, I usually sing, I usually dance.

Zamanım olduğunda genellikle şarkı söylerim, genellikle dans ederim. Keşke

I wish I had more time to go to concerts.

konserlere gitmek için daha fazla zamanım olsaydı.

I like to learn English.

İngilizce öğrenmeyi seviyorum.

I love to travel.

Seyahat etmeyi seviyorum.

When I have time, I usually take pictures of nature, of my friends, of my kids.

Vakit buldukça genellikle doğa, arkadaşlarım, çocuklarımın fotoğraflarını çekerim.

I wish I had more time to read books about self-improvement.

Keşke kişisel gelişimle ilgili kitaplar okumak için daha fazla zamanım olsaydı .

I wish I had more time to read something.

Keşke bir şeyler okumak için daha fazla zamanım olsaydı.

I like to work in the garden.

Bahçede çalışmayı severim.

Or just use garden as a verb, I like to garden.

Ya da sadece bahçeyi bir fiil olarak kullanın, bahçeyi severim.

I love to go for a hike.

Yürüyüşe çıkmayı seviyorum.

I love to go for a walk.

Yürüyüşe çıkmayı seviyorum.

You can say, "I love to hike."

"Yürümeyi seviyorum" diyebilirsiniz.

"I love to walk," but it's a little bit more natural in conversation to say, "I love to

"Yürümeyi seviyorum" ama sohbette "

go for a hike."

Yürüyüşe çıkmayı seviyorum" demek biraz daha doğal.

"I love to go for a walk."

"Yürüyüşe çıkmayı seviyorum."

When I have time, I usually play with my dog.

Zamanım olduğunda, genellikle köpeğimle oynarım.

When I have time, I usually play with my kids or I wish I had more time to play soccer.

Zamanım olduğunda, genellikle çocuklarımla oynarım ya da keşke futbol oynamak için daha fazla zamanım olsaydı. Keşke

I wish I had more time to play tennis.

tenis oynamak için daha fazla zamanım olsaydı.

We can also use the word do for some activities.

Bazı etkinlikler için do kelimesini de kullanabiliriz. Keşke

I wish I had more time to do yoga.

yoga yapmak için daha fazla zamanım olsaydı. Keşke

I wish I had more time to do aerobics.

aerobik yapmak için daha fazla zamanım olsaydı.

The difference between play and do has a lot of different rules.

Oynamak ve yapmak arasındaki farkın birçok farklı kuralı vardır.

That's another video for another time, but you can use this to talk about your hobbies.

Bu başka bir zaman için başka bir video ama bunu hobileriniz hakkında konuşmak için kullanabilirsiniz.

Now that you know how to talk about free time activities, let's go back to the problem of

Artık boş zaman aktivitelerinden nasıl bahsedeceğinizi bildiğinize göre , hobi kelimesi problemine geri dönelim

the word hobby.

. Hobi kelimesini kullanamıyorsan,

How can you ask someone about their hobby if you can't use the word hobby?

birine hobisini nasıl sorabilirsin ?

Well, I'd like to tell you four common questions that we use to bring up the topic of free

Pekala, size boş zaman etkinlikleri konusunu gündeme getirmek için kullandığımız dört ortak sorudan bahsetmek istiyorum

time activities.

.

Question number one, "What did you do this weekend?"

Bir numaralı soru, "Bu hafta sonu ne yaptın?"

This is not a specific question.

Bu belirli bir soru değil.

This is not directly asking, "What activities do you like to do?"

Bu, doğrudan "Hangi etkinlikleri yapmaktan hoşlanırsınız?" diye sormak değildir.

This is indirect, but when I say, "I went to an outdoor skating rink because it was

Bu dolaylı, ama "Dışarısı buz gibi olduğu için açık hava paten pistine gittim

freezing outside and it was a lot of fun."

ve çok eğlenceliydi" dediğimde.

You learned something about me.

Benim hakkımda bir şey öğrendin.

You learned about an activity that I like, skating.

Sevdiğim bir aktiviteyi öğrendin, paten kaymak.

Ooh, you've taken that information now.

Ooh, bu bilgiyi şimdi aldın.

This shows that we often ask about hobbies or about free time activities in an indirect

Bu, genellikle hobiler veya boş zaman etkinlikleri hakkında dolaylı bir

way.

şekilde soru sorduğumuzu gösterir. Bir

Let's take a look at the next question.

sonraki soruya bir göz atalım.

When someone asks you, "What did you do this weekend?"

Birisi size "Bu hafta sonu ne yaptınız?"

Or, "What did you do yesterday?"

Veya, "Dün ne yaptın?"

You might say, "I went for a hike.

"Yürüyüşe çıktım.

Have you ever been to Craggy Gardens?"

Hiç Craggy Gardens'a gittin mi?" diyebilirsiniz.

This is a common popular hiking destination in my city, Craggy Gardens.

Bu, benim şehrim Craggy Gardens'ta yaygın olarak kullanılan popüler bir yürüyüş yeridir .

When you ask, "Have you ever?"

"Hiç yaptın mı?"

Related to something that you've done, you're trying to find something in common, and this

Yaptığınız bir şeyle ilgili olarak, ortak bir şey bulmaya çalışıyorsunuz ve bu, hobi kelimesini kullanmadan aynı hobileri paylaşıp paylaşmadığınızı

is a really popular way to ask someone if you share the same hobbies without using the

birine sormanın gerçekten popüler bir yoludur

word hobbies.

.

So you might ask, "Have you ever read science fiction?"

Yani, "Hiç bilim kurgu okudunuz mu?" diye sorabilirsiniz.

If you mention, "Oh yeah, I just read a great book, this science fiction book."

"Ah evet, harika bir kitap okudum, bu bilim kurgu kitabı."

You might ask someone, "Oh, have you ever read science fiction?"

Birine "Oh, hiç bilim kurgu okudun mu?"

If they say, "No."

"Hayır" derlerse.

Okay, you know you don't share a hobby, but they might say, "Yeah, I read this once,"

Tamam, ortak bir hobin olmadığını biliyorsun ama "Evet, bunu bir kez okudum" diyebilirler

and you can talk about it.

ve bunun hakkında konuşabilirsin.

Or you might say, "This weekend I went to the movie theater and I saw Toy Story 4.

Ya da "Bu hafta sonu sinemaya gittim ve Toy Story 4'ü izledim.

Have you ever seen Toy Story 4?"

Hiç Toy Story 4'ü izlediniz mi?" diyebilirsiniz.

Or, "Have you seen Toy Story 4?"

Veya "Oyuncak Hikayesi 4'ü gördünüz mü?"

You're trying to find a connection with them and it's an indirect way to ask about their

Onlarla bir bağlantı kurmaya çalışıyorsunuz ve bu onların hobileri hakkında soru sormanın dolaylı bir yolu

hobbies, but you're trying to find something in common.

ama ortak bir şey bulmaya çalışıyorsunuz .

The third question is, "What kind of things do you like to do?"

Üçüncü soru, "Ne tür şeyler yapmaktan hoşlanırsınız?"

You're not asking what kind of hobbies do you like to do?

Ne tür hobiler yapmaktan hoşlandığını sormuyorsun?

We're using the general word things, which is certainly less exciting than the word hobby,

Hobi kelimesinden kesinlikle daha az heyecan verici olan genel şeyler kelimesini kullanıyoruz,

but it's more natural and that's what I want to help you speak is natural English.

ancak bu daha doğal ve benim de doğal İngilizce konuşmanıza yardımcı olmak istediğim şey bu.

This question is more direct.

Bu soru daha doğrudan.

What kind of things do you like to do?

Ne tür şeyler yapmaktan hoşlanırsın?

It feels like it's better to use this question in a more structured situation.

Bu soruyu daha yapılandırılmış bir durumda kullanmak daha iyi gibi geliyor .

So, if you're on a date and you want to get to know someone else, the other person, you

Yani, eğer bir randevudaysanız ve başka birini, diğer kişiyi tanımak istiyorsanız, onları tanımaya başlarken

could use this kind of structured question as you're getting to know them, but if you're

bu tür yapılandırılmış soruları kullanabilirsiniz , ancak

in the office and your boss introduces you to your new coworker and you're just having

ofisteyseniz ve patron sizi yeni iş arkadaşınızla tanıştırıyor ve siz sadece

some small talk, you probably wouldn't use this direct question because it feels a little

biraz sohbet ediyorsunuz, muhtemelen bu doğrudan soruyu kullanmazsınız çünkü bu

bit like an interview maybe, but when you're on a date that's fine, right?

biraz röportaj gibi gelebilir, ama bir randevudayken sorun değil, değil mi? Doğrudan diğer kişi

You want to get to know more information about the other person directly.

hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsunuz .

So, you can use this in more structured situations.

Böylece, bunu daha yapılandırılmış durumlarda kullanabilirsiniz.

When you're having that conversation with a coworker, a new coworker you've never met,

Bir iş arkadaşınızla, hiç tanışmadığınız yeni bir iş arkadaşınızla o sohbeti yaparken,

you can use those first two questions.

bu ilk iki soruyu kullanabilirsiniz.

On the other hand, you can use this more direct question with a really casual tone so that

Öte yandan, bu daha doğrudan soruyu gerçekten rahat bir tonla kullanabilirsiniz, böylece

it doesn't feel like an interview.

bir röportaj gibi hissetmezsiniz.

For example, recently my husband and I went on a hike with a friend who we don't know

Mesela geçenlerde eşimle çok iyi tanımadığımız bir arkadaşımızla yürüyüşe çıktık

very well, we just talked with him a couple of times.

, onunla sadece birkaç kez konuştuk.

But we went on a hike together and as we were driving to that hike I said, "What other things

Ama birlikte bir yürüyüşe çıktık ve o yürüyüşe giderken "

do you like to do besides hiking?"

Yürüyüş dışında başka ne yapmaktan hoşlanırsın?" Birlikte yürüyüşe çıkacağımız

I know that he already likes hiking because we're going hiking together, but I want to

için yürüyüş yapmayı zaten sevdiğini biliyorum ama

know what other activities, what other hobbies does he have?

başka hangi aktiviteleri, başka hangi hobileri olduğunu bilmek istiyorum. Bu

So, I'm just asking this in a really casual way just to dig deeper and get to know more

yüzden, bunu bir röportaj gibi olmadan sadece daha derine inmek ve onun hakkında daha fazla şey öğrenmek için gerçekten rahat bir şekilde soruyorum

about him without it being like an interview.

.

"Oh, what other kinds of things do you like to do besides hiking?"

"Ah, yürüyüş dışında başka ne tür şeyler yapmaktan hoşlanırsın?"

Very casual if you ask it with that casual tone.

O rahat tonla sorarsan çok rahat .

The fourth question is also for structured situations and that is, "What do you like

Dördüncü soru da yapılandırılmış durumlar içindir ve "

to do in your free time?"

Boş zamanlarında ne yapmaktan hoşlanırsın?"

This is similar in that it's better for maybe a date when you're really trying to get to

Bu, belki bir başkasını gerçekten tanımaya çalıştığınız bir randevu için

know someone else or maybe for an interview in a structured situation because it is direct

veya belki yapılandırılmış bir durumda bir röportaj için daha iyi olması bakımından benzerdir, çünkü

to usually in daily conversation, we're not so direct about getting to know someone else

genellikle günlük konuşmada doğrudandır, almak konusunda o kadar doğrudan değiliz. bu röportajda başka birini tanımak

in this interview type of way.

bir şekilde.

Instead, we'll ask more indirectly like, "What did you do this weekend?"

Bunun yerine, daha dolaylı olarak " Bu hafta sonu ne yaptın?" gibi soracağız.

Or, "I like to do this.

Veya "Bunu yapmayı seviyorum.

Have you ever done this?"

Bunu hiç yaptın mı?"

Those first two questions are going to be much more indirect for daily conversation,

Bu ilk iki soru günlük konuşma için çok daha dolaylı olacak,

but the second two questions can be used in structured situations, which we all do encounter

ancak ikinci iki soru hepimizin hayatta karşılaştığı yapılandırılmış durumlarda kullanılabilir

in life.

.

They're just in different places.

Sadece farklı yerlerdeler.

Let's go to the final and possibly the most important section, how to ask follow up questions.

Gelelim son ve belki de en önemli kısma, devam sorularının nasıl sorulacağına.

When someone shares a free time activity with you and they say, "Yeah, when I have time,

Birisi sizinle bir boş zaman etkinliği paylaştığında ve "Evet, zamanım olduğunda

I like to garden."

bahçeyle uğraşmayı severim" dediğinde.

Oh, great.

Ah harika.

This is your chance.

Bu senin şansın. Onu

Don't lose it.

kaybetme.

You have received a key piece of information.

Önemli bir bilgi aldınız.

This is your mission impossible, except it's not impossible because you've watched this

Bu senin görevin imkansız, ancak bu dersi izlediğin için imkansız değil

lesson.

.

You've received the information that this person likes to garden.

Bu kişinin bahçecilikten hoşlandığı bilgisini aldınız.

All right, it's time to dig deeper.

Tamam, daha derine inme zamanı.

Dig deeper in the garden, yes, but dig deeper and get to know more about this interest that

Bahçede daha derine inin, evet, ama daha derine inin ve sahip oldukları bu ilgi hakkında daha fazla bilgi edinin

they have.

.

Don't just nod your head and say, "Oh, cool."

Sadece başınızı sallayıp "Oh, harika" demeyin.

No.

Hayır.

If that's all you do, you're losing an opportunity to get to know someone else.

Tüm yaptığın buysa, başka birini tanıma fırsatını kaybediyorsun.

So, here are four common followup questions that you can ask to continue the conversation

after someone has shared some kind of free time activity that they like to do.

Birisi yapmaktan hoşlandığı bir tür boş zaman etkinliği paylaştıktan sonra sohbete devam etmek için sorabileceğiniz dört yaygın takip sorusu.

Number one, "How did you get into that?"

Birincisi, "Bu konuya nasıl girdin?"

We can substitute that for their hobby.

Bunu onların hobisi yerine koyabiliriz.

You could say, "How did you get into gardening?"

"Bahçıvanlığa nasıl başladınız?" diyebilirsiniz.

But because they've already mentioned gardening, you don't need to say it again.

Ancak bahçecilikten daha önce bahsettikleri için tekrar söylemenize gerek yok.

You could just say, "How did you get into that?"

"Nasıl bu hale geldin?" diyebilirsin.

That means, how did you start your interest in this hobby?

Yani bu hobiye ilginiz nasıl başladı ?

And they might say, "Oh, well I wanted to spend more time outside, so I just went for

Ve "Ah, dışarıda daha fazla zaman geçirmek istedim, bu yüzden öylece gittim

it."

" diyebilirler.

Cool, you're asking a followup question.

Harika, devam eden bir soru soruyorsun.

Let's look at the next one.

Bir sonrakine bakalım.

"How long have you been doing that?"

"Ne zamandır bunu yapıyorsun?"

"How long have you been gardening?"

"Ne zamandır bahçecilik yapıyorsun?"

They might say, "Well, it's just my second year, so my garden's not that big, but I really

"Şey, daha ikinci yılım, bu yüzden bahçem o kadar büyük değil ama gerçekten

enjoy it."

zevk alıyorum" diyebilirler.

"How long have you been doing," whatever the activity is?

"Ne zamandır yapıyorsun" etkinliği ne olursa olsun?

"Did you grow up doing that?"

"Bunu yaparak mı büyüdün?"

"Did you grow up gardening?"

"Bahçecilikle mi büyüdün?"

They might say, "Well, yeah, my dad had a vegetable garden when I was growing up, but

"Evet, ben büyürken babamın bir sebze bahçesi vardı ama

I didn't really help him that much with it."

ona bu konuda pek yardımcı olmadım" diyebilirler.

This question doesn't apply of course to every activity, but it's a common one, especially

Bu soru elbette her aktivite için geçerli değildir , ancak özellikle büyürken

for something that you might have learned as you were growing up.

öğrenmiş olabileceğiniz bir şey için yaygın bir sorudur .

The fourth question is, "Do you usually do it alone or do you have friends who do it

Dördüncü soru, " Bunu genellikle tek başına mı yapıyorsun yoksa seninle yapan arkadaşların var mı

with you?"

?"

You might add the activity here.

Etkinliği buraya ekleyebilirsiniz.

"Do you usually garden alone" Or, "Do you have friends who garden with you?"

"Genelde tek başına mı bahçecilik yaparsın" veya " Seninle bahçecilik yapan arkadaşların var mı?"

The other person might say, "Yeah, sometimes my kids help to pick the tomatoes, but they

Diğer kişi, "Evet, bazen çocuklarım domatesleri toplamaya yardım ediyor ama bahçedeki yabani otları

mysteriously disappear when it's time to weed the garden."

temizleme zamanı geldiğinde gizemli bir şekilde ortadan kayboluyorlar " diyebilir.

Of course, you don't want to ask those four questions like a rapid-fire interrogation.

Tabii ki, bu dört soruyu hızlı bir sorgulama gibi sormak istemezsiniz.

This isn't really mission impossible, but it's a great way to continue the conversation

Bu gerçekten imkansız bir görev değil, ancak sohbete devam etmek

and dig a little bit deeper.

ve biraz daha derine inmek için harika bir yol.

I mentioned in one of my previous videos how to use English and make friends in English

Daha önceki videolarımdan birinde İngilizceyi nasıl kullanacağımdan ve İngilizce arkadaş edinebileceğimden bahsetmiştim, başka

that when you find something in common with someone else, don't lose that piece of information.

biriyle ortak bir şey bulduğunuzda , o bilgiyi kaybetmeyin.

Tell them that you have something in common.

Onlara ortak bir yönünüz olduğunu söyleyin.

So, if you also like gardening or if you had a garden 10 years ago, okay, share this information

Yani, siz de bahçeciliği seviyorsanız veya 10 yıl önce bir bahçeniz varsa, tamam, bu bilgiyi paylaşın

so that you can connect with them.

ki onlarla bağlantı kurabilesiniz.

"Yeah, I used to have a garden and I worked really hard on it and then when the day came

"Evet, eskiden bir bahçem vardı ve üzerinde çok çalışırdım ve sonra

to pick all of the tomatoes, I went outside and the deer had eaten all of them."

bütün domatesleri toplama günü geldiğinde dışarı çıktım ve geyik hepsini yemişti."

This is a true story, it was very sad.

Bu gerçek bir hikaye, çok üzücüydü.

But it's a way to connect because you have, maybe you're not a gardener now, but you have

Ama bu bağlantı kurmanın bir yolu çünkü artık bahçıvan olmayabilirsin ama

something in common.

ortak bir noktan var.

You're trying to find some way to connect.

Bağlanmanın bir yolunu bulmaya çalışıyorsun.

That's a wonderful basis for a friendship.

Bu bir arkadaşlık için harika bir temel.

And now I have a question for you.

Ve şimdi size bir sorum var.

"What do you like to do in your free time?"

"Boş zamanlarında ne yapmaktan hoşlanırsın?"

I talked about just a few activities in this lesson, but of course, there are 100s more,

Bu derste sadece birkaç aktiviteden bahsettim ama tabii ki daha 100 tane daha var,

so make sure that you check the comments to see what friends from around the world like

bu yüzden dünyanın dört bir yanından arkadaşlarınızın

to do in their free time.

boş zamanlarında neler yapmaktan hoşlandıklarını görmek için yorumları kontrol ettiğinizden emin olun. Kelime dağarcığınızı

It's a great way to expand your vocabulary beyond what you've learned in this lesson.

bu derste öğrendiklerinizin ötesine genişletmenin harika bir yolu.

Thanks so much for learning English with me and I'll see you again next Friday for another

Benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkürler. Önümüzdeki Cuma

lesson here on my YouTube channel.

YouTube kanalımda başka bir derste görüşmek üzere.

Bye.

Hoşçakal. Bir

The next step is to download my free ebook, Five Steps to Becoming a Confident English

sonraki adım, ücretsiz e-kitabım olan Kendine Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım'ı indirmek

Speaker.

.

You'll learn what you need to do to speak confidently and fluently.

Kendinden emin ve akıcı bir şekilde konuşmak için ne yapman gerektiğini öğreneceksin.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel for more free lessons.

Daha fazla ücretsiz ders için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın.

Thanks so much.

Çok teşekkürler.

Bye.

Hoşçakal.