English for Beginner Level: Speak Real English

Hi. I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.  

MERHABA. Ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

Do you want to learn English but you don't know  where to start? Don't worry, today I will help  

İngilizce öğrenmek istiyor ancak nereden başlayacağınızı bilmiyor musunuz? Endişelenme, bugün sana yardım edeceğim

you. Let's get started. Vanessa: 

. Başlayalım. Vanessa:

Recently, something shocked me. I asked my  students to choose their own level, beginner,  

Son zamanlarda bir şey beni şok etti. Öğrencilerimden kendi İngilizce seviyelerini, başlangıç,

intermediate or advanced in English and 25% of you  chose beginner. This shocked me because most of my  

orta veya ileri seviyelerini seçmelerini istedim ve sizlerin %25'i başlangıç ​​seviyesini seçti. Bu beni şok etti çünkü

YouTube videos and all of my English courses are  for intermediate and advanced English learners.  

YouTube videolarımın çoğu ve İngilizce kurslarımın tümü orta ve ileri düzeyde İngilizce öğrenenler içindir.

I'm sorry to my precious beginner English  learners, I want to help you. For the past year,  

Başlangıç ​​seviyesindeki değerli İngilizce öğrencilerimden özür dilerim , size yardımcı olmak istiyorum. Geçen yıl,   sizin için

I have worked very hard to create a beginner  English course for you and today, I would like  

bir başlangıç İngilizce kursu oluşturmak için çok çalıştım ve bugün

to show you a free sample of that course. Vanessa: 

size bu kursun ücretsiz bir örneğini göstermek istiyorum. Vanessa:

Introducing, the Fearless Fluency Club Beginner.  You will be able to speak about your family, food,  

Korkusuz Akıcılık Kulübü Acemi Karşınızda. Aileniz, yemek,

your house, traveling, your free time activities.  What a wonderful start to your English journey.  

eviniz, seyahat, boş zaman aktiviteleriniz hakkında konuşabileceksiniz. İngilizce yolculuğunuz için ne harika bir başlangıç.

Today, you will see module three, which is about  the house. I recommend clicking CC to view the  

Bugün, evle ilgili olan üçüncü modülü göreceksiniz . Altyazıların tamamını görüntülemek için CC'yi tıklamanızı öneririm

full subtitles. This way you don't miss any words. Vanessa: 

. Bu şekilde hiçbir kelimeyi kaçırmazsınız. Vanessa: Bugünkü derste öğrendiğiniz

To help you remember everything  that you learn in today's lesson,  

her şeyi hatırlamanıza yardımcı olmak için

I have created a free PDF worksheet with all of  the vocabulary, all of the grammar, all of the  

tüm kelimeleri, tüm dilbilgisini, tüm   telaffuzları içeren ücretsiz bir PDF çalışma sayfası oluşturdum,

pronunciation, plus you can answer Vanessa's  challenge question using what you've learned.  

ayrıca öğrendiklerinizi kullanarak Vanessa'nın meydan okuma sorusunu yanıtlayabilirsiniz. .

You can click on the link in the description  to download this free PDF worksheet today. 

Bu ücretsiz PDF çalışma sayfasını bugün indirmek için açıklamadaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Vanessa: If you enjoyed this lesson, I invite you  

Vanessa: Bu dersi beğendiyseniz, sonunda İngilizce öğrenebileceğiniz ve güvenle konuşabileceğiniz

to join me in the Fearless Fluency Club Beginner,  where you can finally learn English and speak  

Fearless Fluency Club Beginner'da bana katılmaya davet ediyorum

confidently. Course member Ildiko said, "This  course is fantastic. I like the most that you  

. Kurs üyesi Ildiko, "Bu kurs harika. En çok

teach us real English, not classroom English, real  English spoken by real American English speakers."  

bize sınıf İngilizcesini değil, gerçek Amerikan İngilizcesi konuşanlar tarafından konuşulan gerçek İngilizceyi öğretmeniz hoşuma gidiyor.

Elaine from Brazil said that she joined the  course to improve her English but then something  

Brezilya'dan Elaine, kursa İngilizcesini geliştirmek için katıldığını ancak ardından bir şeyin

surprised her. "What surprised me even more was  the wonderful community and the opportunity to  

onu şaşırttığını söyledi. "Beni daha da şaşırtan şey, harika topluluk ve dünya çapında

meet and interact with so many wonderful friends  around the world." Love it. Great, Elaine. 

pek çok harika arkadaşla tanışma ve etkileşim kurma fırsatıydı ." Onu seviyorum. Harika, Elaine.

Vanessa: You can click on the link in the description  

Vanessa:

to join me in the Fearless Fluency Club Beginner.  And if you join the course and you think,  

Fearless Fluency Club Beginner'da bana katılmak için açıklamadaki bağlantıya   tıklayabilirsiniz. Ve kursa katılırsanız ve

this is too easy for me, no problem. Within  two weeks of your purchase, send me an email  

bunun benim için çok kolay olduğunu düşünürseniz, sorun değil. Satın alma işleminizden sonraki iki hafta içinde bana bir e-posta gönderin  ,

and I can switch you to the intermediate  level. No problem, no hassle, very easy. 

sizi orta seviyeye geçirebilirim. Sorun yok, zorluk yok, çok kolay.

Vanessa: Let's test if the Fearless Fluency  

Vanessa: Fearless Fluency

Club Beginner can help you to really improve  your English speaking skills. The course uses the  

Club Beginner'ın İngilizce konuşma becerilerinizi gerçekten geliştirmenize yardımcı olup olmayacağını test edelim . Kurs,

conversation breakdown method. This method helps  you to catch the real meaning of conversations  

görüşme dökümü yöntemini kullanır. Bu yöntem, konuşmaların gerçek anlamını yakalamanıza

and learn real vocabulary, real expressions  and real pronunciation used in daily life.  

ve günlük hayatta kullanılan gerçek kelimeleri, gerçek ifadeleri ve gerçek telaffuzu öğrenmenize yardımcı olur.

This lesson is just a short sample of  the full course. In the full course,  

Bu ders, tüm kursun yalnızca kısa bir örneğidir . Kursun tamamında

you get five modules but in this lesson,  there's only one. Let's test if the conversation  

beş modül alırsınız ancak bu derste yalnızca bir modül vardır.

breakdown method in the Fearless Fluency Club  can help you to level up your English. Let's get  

Fearless Fluency Club'daki konuşma çözümleme yönteminin İngilizce seviyenizi yükseltmenize yardımcı olup olmayacağını test edelim.

started by watching a quick conversation. Vanessa: 

Hızlı bir sohbeti izleyerek   başlayalım. Vanessa:

Welcome to the Fearless Fluency Club Beginner  conversation lesson. Let's watch Vanessa, me,  

Fearless Fluency Club Başlangıç konuşma dersine hoş geldiniz. Vanessa, ben

and Dan clean the house. Listen for all of  the vocabulary, grammar and pronunciation  

ve Dan'in evi temizlemesini izleyelim. Üç derslik modülde öğrendiğiniz tüm kelimeleri, dil bilgisini ve telaffuzu dinleyin

that you learned in the module three lessons.  And don't forget to check out the guide, how to  

. Ve bu sohbetle

use this course for more tips about learning  with this conversation. Let's get started. 

öğrenmeye ilişkin daha fazla ipucu için bu kursun nasıl kullanılacağına ilişkin kılavuza göz atmayı unutmayın . Başlayalım.

Vanessa: Hey Dan, aren't you ready to tidy up? 

Vanessa: Hey Dan, ortalığı toplamaya hazır değil misin?

Dan: No, I'm not. It'll take all day and  

Dan: Hayır, değilim. Bütün gün sürecek ve

I'm trying to find my hockey stick. Vanessa: 

hokey sopamı bulmaya çalışıyorum. Vanessa:

No, it won't take all day and  maybe we can find your stick  

Hayır, bütün gün sürmez ve  temizlik yaparken belki bastonunuzu   bulabiliriz

while we clean. Dan: 

. Dan:

Okay. What's the first thing we need to do? Vanessa: 

Tamam. Yapmamız gereken ilk şey nedir? Vanessa:

We need to find the cleaning supplies. Dan: 

Temizlik malzemelerini bulmamız gerekiyor. Dan:

They're below the kitchen sink and the  vacuum and the broom are inside the closet  

Mutfak lavabosunun altındalar ve elektrik süpürgesi ve süpürge

in the dining room. Vanessa: 

yemek odasındaki   dolabın içinde. Vanessa:

Okay. Hey, aren't you going to get the supplies? Dan: 

Tamam. Hey, malzemeleri almayacak mısın? Dan:

I will, but can you do the laundry? The washing  machine is empty so we'll be able to wash the  

Yapacağım ama çamaşırları yıkayabilir misin? Çamaşır makinesi boş olduğundan

pillow cases, the sheets and the comforter. Vanessa: 

yastık kılıflarını, çarşafları ve yorganı yıkayabileceğiz. Vanessa:

Okay, that's a good idea. Vanessa: 

Tamam, bu iyi bir fikir. Vanessa:

I don't think everything will fit in the washer,  it'll overflow. I'll start with the sheets.  

Çamaşır makinesine her şeyin sığacağını düşünmüyorum, taşar. Çarşaflarla başlayacağım.

Where's the laundry basket? Dan: 

Çamaşır sepeti nerede? Dan:

It isn't on top of the dresser in the bedroom. Vanessa: 

Yatak odasındaki şifonyerin üstünde değil. Vanessa:

That's where we always put it. I didn't move it. Dan: 

Her zaman koyduğumuz yer orası. Ben hareket ettirmedim. Dan:

I found it. You're not going  to believe where it was. 

Buldum. Nerede olduğuna inanmayacaksın.

Vanessa: Was it between the bookshelf and the TV?  

Vanessa: Kitaplık ve televizyon arasında mıydı?

By the coffee table? Next to the bathroom cabinet? Dan: 

Sehpanın yanında mı? Banyo dolabının yanında mı? Dan:

No, it was outside. Vanessa: 

Hayır, dışarıdaydı. Vanessa:

Wow. Well, I'm glad you found it. Dan: 

Vay canına. Bulduğuna sevindim. Dan:

All right, Vanessa, what's next? Vanessa: 

Pekala Vanessa, sırada ne var? Vanessa:

Well, we need to clean the rug  and the carpet in the living room. 

Halıyı ve oturma odasındaki halıyı temizlememiz gerekiyor.

Dan: You can do that. I'll clean the bathroom. 

Dan: Bunu yapabilirsin. Banyoyu temizleyeceğim.

Vanessa: Don't forget to scrub  

Vanessa:

between the sink and the toilet. Dan: 

Lavaboyla tuvalet arasını ovmayı unutmayın. Dan:

I'll wipe down the mirror too. Dan: 

Ben de aynayı sileceğim. Dan:

Do you need any help? Vanessa: 

Yardıma ihtiyacınız var mı? Vanessa:

I'm trying to move the couch but it doesn't  want to move. And I don't want to scratch  

Kanepeyi hareket ettirmeye çalışıyorum ama o hareket etmek istemiyor. Ve yeri çizmek istemiyorum

the floor. Dan: 

. Dan:

That's because there's something under it, silly. Vanessa: 

Çünkü altında bir şey var, aptalca. Vanessa:

I didn't see anything. Dan: 

Hiçbir şey görmedim. Dan:

Look, beside the lamp. It'll surprise you. Vanessa: 

Bak, lambanın yanında. Seni şaşırtacak. Vanessa:

It's your hockey stick. Vanessa: 

Bu senin hokey sopan. Vanessa:

Did you enjoy that conversation about finding  Dan's hockey stick and cleaning the house? Now  

Dan'in hokey sopasını bulma ve evi temizleme hakkındaki o sohbet hoşunuza gitti mi? Şimdi   o konuşmada kullandığımız

it's time to move on to a vocabulary lesson so  you can use the same vocabulary that we used  

kelime dağarcığını kullanabilmeniz için kelime bilgisi dersine geçme zamanı

in that conversation. Let's go. Vanessa: 

. Hadi gidelim. Vanessa:

Are you ready to naturally talk about cleaning  and organizing in English? In this lesson,  

Doğal olarak temizlik  ve düzenleme hakkında İngilizce konuşmaya hazır mısınız ? Bu derste,   temizlik ve düzenleme hakkında konuşmak

you will learn some common verbs that we use to  talk about cleaning and organizing and then I will  

için kullandığımız bazı yaygın fiilleri öğreneceksiniz ve ardından

show you in my house, some items that are often  used in this topic, cleaning and organizing.  

size evimde bu konuda sıklıkla kullanılan bazı öğeleri, temizlik ve düzenlemeyi göstereceğim.

Let's get started with the verbs. Vanessa: 

Fiillerle başlayalım. Vanessa:

To clean. I clean the kitchen. Are you  cleaning? Let's say it together. Are you  

Temizlemek için. Mutfağı temizliyorum. Temizlik yapıyor musunuz ? Hadi birlikte söyleyelim.

ready? Speak out loud. Use your voice.  You can do it. "I clean the kitchen.  

Hazır mısın? Sesli konuş. Sesini kullan. Bunu yapabilirsin. "Mutfağı temizliyorum.

I clean the kitchen." Try this, "I  clean the floor in the bathroom.  

Mutfağı temizliyorum." Şunu deneyin: " Banyoda yerleri temizliyorum.

I clean the floor in the bathroom." The floor is  on the ground. I clean the floor in the bathroom. 

Banyoda yerleri temizliyorum." Zemin yerdedir. Banyoda zemini temizliyorum.

Vanessa: To tidy up.  

Vanessa: Toparlanmak için.

To tidy up. Say this with me, "I tidy up the  kitchen table. I tidy up the kitchen table."  

Düzenlemek için. Bana şunu söyleyin: " Mutfak masasını topluyorum. Mutfak masasını topluyorum."

To tidy up is used when a lot of things are piled  up. Maybe there's a jacket, a cup, a shirt, a bag  

Toplamak, birçok şey biriktiğinde kullanılır . Belki masanın üzerinde bir ceket, bir fincan, bir gömlek, bir çanta vardır

on the table. You need to tidy up the table. Say  this with me, "I tidy up the coffee table in the  

. Masayı toplamanız gerekiyor. Bunu benimle birlikte söyleyin, "Oturma odasındaki sehpayı topluyorum

living room." The coffee table is a short table  in front of your couch. It's for books, for cups,  

." Sehpa, kanepenizin önünde bulunan kısa bir masadır . Kitaplar için, kupalar için,

for playing for kids, for anything. It's a  coffee table. Say this with me, "I tidy up the  

çocuklar için oyunlar için, her şey için. Bu bir sehpa. Benimle birlikte "

coffee table in the living room." Some people  say living room, some people say family room  

Oturma odasındaki sehpayı topluyorum" deyin. Bazıları oturma odası, bazıları ise aile odası

or main room. Some people say great room. It's  your choice. For me, I say the living room. This  

veya ana oda der. Bazı insanlar harika oda diyor. Bu senin seçimin. Benim için oturma odası diyorum. Burası

is where I live. This is the living room. Vanessa: 

benim yaşadığım yer. Burası oturma odası. Vanessa:

To lock. To lock. I lock the front door. Do you  lock your front door? Say the sentence with me,  

Kilitlemek için. Kilitlemek için. Ön kapıyı kilitledim. Ön kapınızı kilitliyor musunuz? Benimle birlikte şu cümleyi söyleyin:

"I lock the front door. I lock the front door  or oops, I forgot to lock the front door." 

"Ön kapıyı kilitliyorum. Ön kapıyı kilitliyorum ya da ah, ön kapıyı kilitlemeyi unuttum."

Vanessa: To find. When you look for something,  

Vanessa: Bulmak için. Bir şey aradığınızda,   işte

oh, there it is. I find my favorite mug for tea  or in the past you can say yesterday I found my  

orada. Çay için en sevdiğim kupayı buluyorum veya geçmişte dün en

favorite mug. Yesterday, I found my favorite  mug. Can you say this sentence with me?  

sevdiğim kupayı buldum diyebilirsiniz. Dün en sevdiğim kupayı buldum. Bu cümleyi benimle birlikte söyler misin?

"I find the broom and the vacuum in the closet."  Say it together, "I find the broom and the vacuum  

"Dolabın içinde süpürgeyi ve elektrikli süpürgeyi buldum." Birlikte söyleyin, "Dolapta süpürgeyi ve elektrikli süpürgeyi   buldum

in the closet. We need a broom to clean, we  need a vacuum to clean but we need to find them.  

. Temizlemek için bir süpürgeye ihtiyacımız var, temizlemek için bir elektrikli süpürgeye ihtiyacımız var ama onları bulmamız gerekiyor.

They are in the closet." Now that we practiced  some common verbs for cleaning and organizing,  

Dolabın içindeler." Artık temizlik ve düzenleme için bazı yaygın fiilleri çalıştığımıza göre,

let's go into my house and I will show you some  common items that you will need to know to talk  

evime gidelim ve size eviniz hakkında konuşmak için bilmeniz gereken bazı genel öğeleri göstereceğim

about your house. Let's go. Vanessa: 

. Hadi gidelim. Vanessa:

I'm in the kitchen. The kitchen. Say  it with me, "I'm in the kitchen." 

Mutfaktayım. Mutfak. Benimle birlikte "Mutfaktayım" deyin.

Vanessa: I'm in the living room. I'm in the living room. 

Vanessa: Oturma odasındayım. oturma odasındayım

Vanessa: This is the wall. This is  

Vanessa: Bu duvar. Bu

the wall. This is the floor. Vanessa: 

duvar. Burası kat. Vanessa:

This is the floor. This is the carpet. This is  the carpet or this is the rug. This is the rug.  

Burası kat. Bu halı. Bu halı veya bu halı. Bu halı.

Usually a rug is small and a carpet is big. Vanessa: 

Genellikle bir kilim küçüktür ve bir halı büyüktür. Vanessa:

This is the ceiling, the  ceiling. This is the ceiling. 

Bu tavan, tavan. Bu tavan.

Vanessa: There are books on the bookshelf. Say it with me,  

Vanessa: Kitaplıkta kitaplar var. Benimle birlikte söyle,

"There are books on the bookshelf." Vanessa: 

"Kitaplıkta kitaplar var." Vanessa:

The TV is on the wall. The TV is on the wall. Vanessa: 

TV duvarda. TV duvarda. Vanessa:

My mug is on the coffee table. My mug is on the  coffee table. A coffee table is a small table  

Kupam sehpanın üzerinde. Kupam sehpanın üzerinde. Sehpa,

in the living room for coffee, books, toys, games,  anything. The pillow is on the couch. The pillow  

oturma odasında kahve, kitap, oyuncak, oyun vb. her şey için küçük bir masadır. Yastık kanepenin üzerinde. Yastık

is on the couch. Some people say sofa. The pillow  is on the sofa. Both are correct. Sofa or couch.  

kanepenin üzerindedir. Bazıları kanepe diyor. Yastık kanepenin üzerindedir. İkisi de doğru. Kanepe veya kanepe.

For me, I say couch. The pillow is on  the couch. The lamp is beside the couch.  

Benim için kanepe diyorum. Yastık kanepenin üzerindedir. Lamba kanepenin yanında.

The lamp is beside the couch. Vanessa: 

Lamba kanepenin yanında. Vanessa:

This is the dining room. We  eat in the dining room. I sit  

Burası yemek odası. Yemek odasında yiyoruz.

on a kitchen chair. Can you say it with  me? "I sit on a kitchen chair and this  

Bir mutfak sandalyesine oturuyorum. benimle birlikte söyleyebilir misin ? "Bir mutfak sandalyesine oturuyorum ve bu da

is the kitchen table." This is the  kitchen table but I need to tidy up  

mutfak masası." Bu mutfak masası ama

the kitchen table. I tidied up the kitchen table. Vanessa: 

mutfak masasını toplamam gerekiyor. Mutfak masasını düzenledim. Vanessa:

This is the bedroom. The bedroom. Can you say it  with me? "This is the bedroom." In the bedroom  

Burası yatak odası. Yatak odası. benimle birlikte söyleyebilir misin? "Burası yatak odası." Yatak odasında

is a bed. Let's talk about the bed. There  are pillows. Can you say it with me?  

bir yatak vardır. Yatak hakkında konuşalım. Yastıklar vardır. Benimle söyler misin?

"There are the pillows." There are the pillows and  I have a comforter. Say it with me, "A comforter."  

"Yastıklar burada." Yastıklar ve benim bir yorganım var. Benimle birlikte söyle, "Yorgan."

Under the comforter is a sheet. A sheet. Say it  with me, "I have two sheets." I have two sheets  

Yorganın altında bir çarşaf var. Bir sayfa. Benimle birlikte "İki sayfam var" deyin. Yorganımın altında iki çarşaf   var

under my comforter. Vanessa: 

. Vanessa:

I put my clothes in the dresser. In the dresser.  Can you say it with me? "I put my clothes  

Kıyafetlerimi şifonyere koydum. şifonyerde. Benimle söyler misin? "Kıyafetlerimi şifonyere koydum

in the dresser." Vanessa: 

." Vanessa:

This is the bathroom. This is the bathroom.  And in the bathroom, there is a sink.  

Burası banyo. Burası banyo. Ve banyoda bir lavabo var.

You can say, "This is the bathroom sink." Say it  with me, "This is the bathroom sink," or just,  

"Bu banyo lavabosu" diyebilirsiniz. Benimle birlikte "Bu banyo lavabosu" deyin veya sadece

this is the sink. This is the sink. In the  bathroom there is a mirror. A mirror. I know this  

bu lavabo. Bu lavabo. Banyoda bir ayna vardır. Bir ayna. Bu

word is tough. Say it With me slowly, "Mirror."  Mirror. This is the mirror. And inside the mirror  

kelimenin zor olduğunu biliyorum. Benimle yavaşça söyle, "Ayna." Ayna. Bu ayna. Ve aynanın içinde

is a cabinet. A cabinet. My cabinet has medicine  and other things. Can you say it with me? "The  

bir dolap var. Bir dolap. Dolabımda ilaç ve başka şeyler var. Benimle söyler misin? "

bathroom cabinet." This is the bathroom cabinet. Vanessa: 

Banyo dolabı." Bu banyo dolabı. Vanessa:

In the bathroom there is a toilet. A toilet. This  is the toilet. Can you say it with me? "This is  

Banyoda tuvalet var. Tuvalet. Bu tuvalet. Benimle söyler misin? "Bu

the toilet." Vanessa: 

tuvalet." Vanessa:

This is the shower. The shower. Say it with me,  "This is the shower." Or this is the bathtub.  

Burası duş. Duş. Benimle birlikte "Burası duş." Ya da bu küvet.

The bathtub. This is a bathtub. Vanessa: 

Küvet. Bu bir küvet. Vanessa:

This is the washing machine. The washing machine.  Sometimes we say washer. This is the washer.  

Bu çamaşır makinesi. Çamaşır makinesi. Bazen çamaşır makinesi diyoruz. Bu çamaşır makinesi.

The laundry basket is on top of the washer and the  broom is also on top of the washer. Can you say  

Çamaşır sepeti çamaşır makinesinin üzerindedir ve süpürge de çamaşır makinesinin üzerindedir.

this with me? "This is the washing machine." This  is the washer. The laundry basket is on top of the  

Bunu benimle   söyleyebilir misin? "Bu çamaşır makinesi." Bu yıkayıcı. Çamaşır sepeti, yıkayıcının üzerindedir

washer. The broom is on top of the washer too. Vanessa: 

. Süpürge de çamaşır makinesinin üstünde. Vanessa:

Great work practicing these cleaning and  organizing house words. The next step is to  

Bu temizlik ve ev sözcüklerini düzenlemek harika iş. Sonraki adım,

review this lesson. Watch it again and again  and please speak out loud with me. Repeat my  

bu dersi incelemektir. Tekrar tekrar izleyin ve lütfen benimle yüksek sesle konuşun.

sentences out loud. It will help you to remember  these words a lot. Well, thanks so much and I'll  

Cümlelerimi   yüksek sesle tekrarla. Bu kelimeleri hatırlamanıza çok yardımcı olacaktır. Pekala, çok teşekkürler ve

see you the next time. Bye. Vanessa: 

bir dahaki sefere görüşürüz. Hoşçakal. Vanessa:

How did you enjoy that vocabulary lesson?  Now it's time for a grammar lesson about  

O kelime dersinden nasıl keyif aldın? Şimdi

prepositions of place so that you can use  these words on, between, on top of, under,  

bu kelimeleri günlük yaşamınızda üzerinde, arasında, üstünde, altında,   kullanabilmeniz için yer edatları hakkında bir gramer dersi vermenin zamanı geldi

in your daily life. Plus, a little quiz. Let's go. Vanessa: 

. Artı, küçük bir test. Hadi gidelim. Vanessa:

Where's the fork? Where's the bowl? Where's  the cup? Let's talk about prepositions of  

Çatal nerede? Kase nerede? Kupa nerede?

place in today's lesson. You are going to  master how to explain where an item is located.  

Bugünün dersinde yer edatları hakkında konuşalım. Bir öğenin nerede olduğunu nasıl açıklayacağınız konusunda ustalaşacaksınız.

I'm going to help you with some similar words and  after each section, there will be a little test  

Size bazı benzer kelimelerle yardımcı olacağım ve her bölümden sonra küçük bir test olacak bu

so pay attention. Vanessa: 

nedenle dikkatli olun. Vanessa:

Let's start with these three words, above, on  top of and on. I want you to say these sentences  

Yukarıdaki bu üç kelimeyle başlayalım . Bu cümleleri

with me. Are you ready? "The picture is above the  piano." The picture is above the piano. It is not  

benimle birlikte söylemeni istiyorum. Hazır mısın? "Resim piyanonun üzerindedir ." Resim piyanonun üzerindedir.

touching the piano. It is above the piano. Say  this with me, "The food is on top of the fridge."  

Piyanoya dokunmuyor. Piyanonun üzerindedir. Bunu benimle birlikte söyleyin, "Yiyecek buzdolabının üstünde."

The food is on top of the fridge. It is touching  the fridge. The food is on top of the fridge. Say  

Yiyecekler buzdolabının üstünde. Buzdolabına dokunuyor. Yiyecekler buzdolabının üstünde.

this sentence, "The plates are on the shelf."  The plates are on the shelf. The plates are  

Şu cümleyi söyleyin: "Tabaklar rafta." Plakalar rafta. Tabaklar

touching the shelf. Vanessa: 

rafa değiyor. Vanessa:

What's the difference on top of or on? Usually  on top of is a high place, on top of the fridge.  

Üstünde veya üzerinde fark nedir? Genellikle buzdolabının üzerinde yüksek bir yer bulunur.

And on is everything else, on the shelf, on  the table, on the floor. It's not a high place.  

Ve diğer her şey rafta, masada, yerde. Yüksek bir yer değil.

Are you ready for a little test? Where is the  bowl? Is the bowl above the plate? Is the bowl  

Küçük bir teste hazır mısınız? Kase nerede? Kase tabağın üstünde mi? Kase

on top of the plate? Or is the bowl on the plate?  I'll give you three seconds to choose. Three. The  

tabağın üstünde mi? Yoksa kase tabakta mı? Seçmen için sana üç saniye vereceğim. Üç.

bowl is on the plate. It's not super high, it's  touching the plate so the bowl is on the plate. 

Kase tabağın üzerindedir. Çok yüksek değil, tabağa dokunuyor, böylece kase tabağın üzerinde.

Vanessa: Take a look at these words,  

Vanessa: Aşağıdaki kelimelere   bir göz atın

under, below. Under, below. Can you  say this sentence with me? "The sheets  

. Altında, aşağıda. Bu cümleyi benimle birlikte söyleyebilir misiniz? "Çarşaf

are under the comforter." One more time,  "The sheets are under the comforter".  

yorganın altında." Bir kez daha "Çarşaf yorganın altında".

Well, you can also say the sheets are below  the comforter but do you know what? The word  

Çarşafların yorganın altında olduğunu da söyleyebilirsin ama ne var biliyor musun?

below is not commonly used. It's more common to  say under. The sheets are under the comforter.  

Aşağıdaki kelime   yaygın olarak kullanılmaz. Altında demek daha yaygındır. Çarşaflar yorganın altında.

What about these words, underneath, beneath.  The sheets are underneath the comforter. The  

Peki ya bu kelimeler, altındaki, altındaki. Çarşaflar yorganın altındadır.

sheets are beneath the comforter. These words  are very formal. We don't often use underneath or  

Çarşaflar yorganın altındadır. Bu sözler çok resmidir. Günlük konuşmalarda genellikle under veya

beneath in daily conversation so your best  choice is under. Let's have a little test. 

under'ı kullanmayız, bu nedenle en iyi seçiminiz under'dir. Küçük bir test yapalım.

Vanessa: Where is the cup? Is the cup  

Vanessa: Fincan nerede? Fincan

under the plate? Is the cup below the plate?  Is the cup underneath the plate or is the cup  

tabağın altında mı? Bardak tabağın altında mı? Bardak tabağın altında mı yoksa fincan

beneath the plate? I'll give you three seconds  to choose the best answer. Three, two, one.  

tabağın altında mı? En iyi yanıtı seçmeniz için size üç saniye vereceğim. Üç iki bir.

The cup is under the plate. All of these words  are okay but the best word for daily conversation  

Fincan tabağın altındadır. Bu kelimelerin tümü tamamdır ancak günlük konuşma için en iyi kelime

is just under. The cup up is under the plate. Vanessa: 

hemen altındadır. Bardak yukarı tabağın altındadır. Vanessa:

Next we have behind, in front of. Behind  and in front of our opposites. Take a look  

Sırada arkamız var, önümüz var. Karşıtlarımızın önünde ve arkasında. Bu cümleye bir göz atın

at this sentence, say it out loud with me.  "The broom is behind the laundry basket."  

, benimle birlikte yüksek sesle söyleyin. "Süpürge çamaşır sepetinin arkasında."

Or, "The laundry basket is in front  of the broom." Great. These are  

Veya "Çamaşır sepeti süpürgenin önündedir." Harika. Bunlar

opposites. Their placement is opposite. Let's  have a test sentence. Where is the fork?  

karşıtlardır. Yerleşimleri zıttır. Bir test cümlesi oluşturalım. çatal nerede?

Is the fork behind the cup? Or is the fork in  front of the cup? I'll give you three seconds.  

Çatal bardağın arkasında mı? Yoksa çatal bardağın önünde mi? Sana üç saniye vereceğim.

Three, two, one. The fork is in front  of the cup. Can you say that with me?  

Üç iki bir. Çatal bardağın önündedir. Bunu benimle söyler misin?

"The fork is in front of the cup." Great work. Vanessa: 

"Çatal bardağın önündedir." Harika iş. Vanessa:

The next prepositions are between, beside and  next to. Who can you say this sentence with me?  

Sonraki edatlar arasında, yanında ve yanındadır. Bu cümleyi benimle kime söyleyebilirsin?

"The sink is between the shelf  and the laundry basket." Between,  

"Lavabo, raf ve çamaşır sepeti arasında." Arada,   her

there is something on both sides. Let's say it  one more time. "The sink is between the shelf  

iki tarafta da bir şeyler var. Bir kez daha söyleyelim. "Lavabo, raf

and the laundry basket." What about  this? The shelf is beside the sink.  

ile çamaşır sepeti arasındadır." Peki buna ne dersin ? Raf lavabonun yanındadır.

The shelf is next to the sink. Beside, next to,  what's the difference? I have good news. Both of  

Raf lavabonun yanındadır. Yanında, yanında, fark nedir? İyi haberlerim var.

these expressions are the same and we use both  expressions in daily life so you have a choice.  

Bu ifadelerin ikisi de aynıdır ve günlük hayatta her iki ifadeyi de kullanırız, böylece bir seçeneğiniz olur.

Can you say the sentence with me? "The shelf is  beside the sink. The shelf is next to the sink."  

Cümleyi benimle söyler misin? "Raf lavabonun yanında. Raf lavabonun yanında."

Great work. Are you ready for a test? Vanessa: 

Harika iş. Test için hazır mısın? Vanessa:

Where is the bowl? Where is the bowl? Is the bowl  between the fork and the cup? Is the bowl next to  

Kase nerede? Kase nerede? Kase çatal ve fincan arasında mı? Kase bardağın yanında mı

the cup? Or is the bowl beside the cup? Choose the  best option. I'll give you through three seconds.  

? Yoksa kase bardağın yanında mı? En iyi seçeneği belirleyin. Sana üç saniye vereceğim.

Three, two, one. The bowl is beside the cup or  the bowl is next to the cup. What about the other  

Üç iki bir. Kase, bardağın yanındadır veya kase, bardağın yanındadır. Peki ya diğer

things? The cup is between the fork and the bowl  because there's something on both sides. Great. 

şeyler? Bardak, çatalla kasenin arasındadır çünkü her iki tarafta da bir şeyler vardır. Harika.

Vanessa: Take a look at these words near,  

Vanessa: Yakında,   bu kelimelere bir göz atın

close by and by. Are they similar? Are  they different? Look at these sentences.  

. Benzerler mi? Farklılar mı? Şu cümlelere bak.

The coffee table is near the couch. Can you say  it with me? "The coffee table is near the couch."  

Sehpa kanepenin yanında. benimle birlikte söyleyebilir misin? "Sehpa kanepenin yanında."

Or, "The coffee table is close by the couch." Are  you saying it with me? "The coffee table is close  

Veya "Sehpa kanepenin yanında." Bunu benimle birlikte mi söylüyorsun? "

by the couch." Or finally, "The coffee table is  by the couch." The coffee table is by the couch.  

Sehpa kanepenin yanında." Veya son olarak, " Sehpa kanepenin yanındadır." Sehpa kanepenin yanında.

I have more good news, these three words  have the same meaning. You can use them  

Daha iyi haberlerim var, bu üç kelime aynı anlama geliyor.

whenever you want because all three are the same. Vanessa: 

Üçü de aynı olduğu için bunları   istediğiniz zaman kullanabilirsiniz. Vanessa:

Let's have a little test. Where  is the fork? Where's the fork.  

Küçük bir test yapalım. çatal nerede? Çatal nerede?

The fork is near the cup, the fork is close  to the plate or the fork is by the plate.  

Çatal bardağa yakın, çatal tabağa yakın veya çatal tabağın yanında. En

What's the best option? I'll tell you in three,  two, one. The fork is close to the plate or the  

iyi seçenek nedir? Size üç, iki, bir sonra söyleyeceğim. Çatal tabağa yakın veya   çatal

fork is by the plate. Their location is the close  to each other. It's of course correct to say near  

tabağın yanında. Konumları birbirine yakındır. Yakın demek elbette doğrudur,

but the fork is not near the cup. Instead, we  can say the fork is near the plate. Great work. 

ancak çatal bardağa yakın değildir. Bunun yerine çatalın tabağa yakın olduğunu söyleyebiliriz. Harika iş.

Vanessa: Look at these words, in, inside.  

Vanessa: İçerideki şu kelimelere bak.

Are they similar? Are they different? Let's look  at some sentences. The soap is in the bottle.  

Benzerler mi? Onlar farklı mı? Bazı cümlelere bakalım. Sabun şişede.

The soap is in the cabinet. The soap is inside the  cabinet. What's the difference? Well really they  

Sabun dolapta. Sabun dolabın içindedir . Fark ne? Gerçekten de

have the same meaning but we use in more commonly  in daily conversation. It's not wrong, it's not  

aynı anlama geliyorlar, ancak günlük konuşmada daha yaygın olarak  kullanırız .

weird to say the soap is inside the cabinet.  It's fine but it's more common to say the soap is  

Sabunun dolabın içinde olduğunu söylemek yanlış değil, tuhaf değil. Sorun değil ama sabunun dolapta olduğunu söylemek daha yaygın

in the cabinet. Let's have a little test sentence. Vanessa: 

. Küçük bir deneme cümlesi yapalım. Vanessa:

Where is the fork? Where's the fork? The fork  is inside the cup or the fork is in the cup?  

Çatal nerede? Çatal nerede? Çatal bardağın içinde mi yoksa çatal bardağın içinde mi?

Which one is the best for daily conversation?  Can you say it out loud? I'll give you three,  

Günlük konuşma için hangisi en iyisidir? Bunu yüksek sesle söyleyebilir misin? Sana üç,

two, one. The fork is in the cup.  The fork is in the cup. Great work. 

iki, bir vereceğim. Çatal bardağın içindedir. Çatal bardağın içindedir. Harika iş.

Vanessa: Look at our last two prepositions of place,  

Vanessa: Son iki yer edatımıza bakın,

out of or outside or outside of. Look at these  sentences and say them out loud with me. "The  

dışında veya dışında veya dışında. Bu cümlelere bakın ve benimle birlikte yüksek sesle söyleyin. "

shirt is out of the dresser." Or, "The shirt is  outside the dresser." Or, "The shirt is outside of  

Gömlek şifonyerden çıktı." Veya "Gömlek şifoniyerin dışında." Veya "Gömlek

the dresser." With the word outside, you have two  choices, outside the dresser or you can add of,  

şifonyerin dışında." Dışarıda kelimesiyle, şifonyerin dışında olmak üzere iki seçeneğiniz vardır veya

outside of the dresser. Both options are  great and very natural so it's your choice  

şifonyerin dışına ekleyebilirsiniz. Her iki seçenek de harika ve çok doğal, bu yüzden seçim sizin

but what is the difference friends between the  shirt is out of the dresser and the shirt is  

ama gömleğin şifonyerin dışında olmasıyla   gömleğin

outside of the dresser. Well, the first  option, the shirt is out of the dresser means  

şifonyerin dışında olması arasındaki fark nedir arkadaşlar. Pekala, ilk seçenek, gömlek şifonyerin dışında

the shirt was in the dresser and it moved out of  the dresser. We are thinking about where it was  

gömleğin şifonyerin içinde olduğu ve şifoniyerin dışına taşındığı anlamına gelir . Daha önce nerede olduğunu düşünüyoruz

before. There's some movement that happens.  Let me give you another example. I am out of  

. Bazı hareketler oluyor. başka bir örnek vereyim. Arabadan indim

the car. I am out of the car. This means before  I was in the car and I moved out of the car. 

. Arabadan çıktım. Bu, ben arabaya binip arabadan inmeden önce anlamına gelir.

Vanessa: What about the second sentence?  

Vanessa: Peki ya ikinci cümle?

The shirt is outside of the dresser. The shirt is  outside of the dresser. Okay, it is a statement. A  

Gömlek şifonyerin dışında. Gömlek şifonyerin dışında. Tamam, bu bir açıklama. Bir

fact. There's no movement, just oh, the shirt  is outside of the dresser. Same for people.  

gerçek. Hiç hareket yok, sadece ah, gömlek şifonyerin dışında. İnsanlar için aynı.

I am outside of the car. I am standing outside  of the car. Maybe I was never in the car, my body  

Arabanın dışındayım. Arabanın dışında duruyorum . Belki de hiç arabada olmadım, vücudum

just outside of the car. It's more about placement  instead of movement. Are you ready for a little  

arabanın hemen dışındaydı. Hareketten çok yerleşimle ilgilidir . Küçük bir

challenge test sentence? Yes, you can do it. Vanessa: 

meydan okuma test cümlesine hazır mısınız? Evet, bunu yapabilirsin. Vanessa:

Where is the bowl? Where's the bowl.  

Kase nerede? Kase nerede?

Tell me, where's the bowl. I'll give  you three seconds. Three, two, one.  

Söyle bana, kase nerede? Sana üç saniye vereceğim. Üç iki bir.

The bowl is out of the box. The bowl is out of  the box. Why is out of correct? Because you saw  

Kase kutudan çıkmıştır. Kase kutudan çıktı . Neden doğru değil? Çünkü

it was in the box and now it moved  out of the box. But let's imagine  

kutunun içinde olduğunu gördünüz ve şimdi kutunun dışına taşındı. Ama

this is our original situation. You  don't know where the bowl was before,  

bunun orijinal durumumuz olduğunu hayal edelim. Kasenin önceden nerede olduğunu bilmiyorsanız,

you can use either. The bowl is out of  the box or the bowl is outside the box.  

ikisini de kullanabilirsiniz. Kase kutunun dışında veya kase kutunun dışında.

The bowl is outside of the box. If this is what  you see, no problem. You can use both options. 

Kase kutunun dışındadır. Gördüğünüz buysa , sorun değil. Her iki seçeneği de kullanabilirsiniz.

Vanessa: Great work, practicing all of these  

Vanessa: Tüm bu yerleştirme edatlarını uygulayarak harika iş çıkardınız

prepositions of placement. I recommend now going  back and reviewing this lesson, speaking out loud,  

. Şimdi geri dönüp bu dersi gözden geçirmenizi, yüksek sesle konuşmanızı,

practicing all of these sentences and also  make sure you listen for these prepositions  

tüm bu cümleleri uygulamanızı ve ayrıca

while you watch English movies, TV shows, songs  because I know that you will hear them in daily  

İngilizce filmler, TV şovları, şarkılar  izlerken bu edatları dinlediğinizden emin olmanızı öneririm çünkü bunları günlük konuşmalarda duyacağınızı biliyorum

conversation and I want you to be able to use them  naturally yourself. Well, great work and I'll see  

ve Bunları doğal bir şekilde kendi kendinize kullanabilmenizi istiyorum. Harika iş çıkardınız ve bir

you again the next time. Bye. Vanessa: 

dahaki sefere görüşürüz. Hoşçakal. Vanessa:

Now that you feel more comfortable with under,  on top of, beside, these prepositions of place,  

Artık bu yer edatlarının altında,  üstünde, yanında daha rahat hissettiğine göre,

let's go on to the pronunciation lesson. To speak  

telaffuz dersine geçelim.

real English and express yourself as naturally  as possible, you need to use contractions.  

Gerçek İngilizce konuşmak ve kendinizi olabildiğince doğal bir şekilde ifade etmek için kısaltmaları kullanmanız gerekir.

What's a contraction? Well, let's find out. Vanessa: 

Kasılma nedir? Hadi öğrenelim. Vanessa:

Are you ready to speak English more clearly?  Let's do it. In lesson, you will master  

İngilizce'yi daha net konuşmaya hazır mısınız? Hadi yapalım. Derste,

how to use contractions in daily English.  What's a contraction? A contraction is two  

günlük İngilizcede kısaltmaların nasıl kullanılacağı konusunda ustalaşacaksınız. Kasılma nedir? Büzülme,

words put together with an apostrophe like this.  I plus am is I'm. Notice the letter A is gone.  

bunun gibi bir kesme işaretiyle bir araya getirilen iki   kelimedir. ben artı öyleyim. A harfinin kaybolduğuna dikkat edin.

It's because the apostrophe replaced A so you  can say I'm. I'm. It's not a problem to say I am  

Bunun nedeni, A'nın yerine kesme işaretinin gelmesidir, böylece ben'im diyebilirsiniz. Ben. Ben olduğumu söylemek sorun değil,

but in daily English, it is very common to use a  contraction. I'm. Most contractions use a pronoun.  

ancak günlük İngilizcede kısaltma kullanmak çok yaygındır . Ben. Çoğu kasılma bir zamir kullanır.

A pronoun is I, you, he, she, it, we, you, they.  Let's start by talking about contractions with  

Zamir ben, sen, o, o, biz, sen, onlar şeklindedir. To be fiiliyle kasılmalar hakkında konuşarak başlayalım

the verb to be. Let's get to work. Vanessa: 

. Hadi çalışalım. Vanessa:

Because this is a pronunciation lesson, you  need to be active. You need to speak out loud.  

Bu bir telaffuz dersi olduğu için aktif olmanız gerekir. Yüksek sesle konuşmanız gerekiyor.

I want you to repeat the sentences out loud with  me. Don't think the sentences, say them out loud.  

Cümleleri benimle yüksek sesle tekrar etmeni istiyorum . Cümleleri düşünme, yüksek sesle söyle.

This will help your pronunciation muscles and your  confidence. Let's see some common contractions  

Bu, telaffuz kaslarınıza ve özgüveninize yardımcı olacaktır . Şimdi to be ile ilgili bazı yaygın kısaltmaları görelim

with to be. I am, I'm. Say it with me, "I'm." I'm  cleaning under the couch. Say it with me, "I'm  

. Ben benim. Benimle birlikte "Ben" deyin. Kanepenin altını temizliyorum. Benimle birlikte "

cleaning under the couch." You are, you're. Say it  with me, "You're." Let's say a sentence together.  

Kanepenin altını temizliyorum" deyin. Sen sensin. Benimle birlikte "Sensin" deyin. Birlikte bir cümle söyleyelim.

"You're cooking breakfast." You're cooking  breakfast. Great. Let's change the first word, he  

"Kahvaltı hazırlıyorsun." Kahvaltı hazırlıyorsunuz. Harika. İlk kelimeyi değiştirelim,

is. He's cooking breakfast. Say it with  me, "He's cooking breakfast." Or she is,  

o  . Kahvaltı hazırlıyor. Benimle birlikte "Kahvaltı hazırlıyor" deyin. Ya da öyle,

she's cooking breakfast. Say it with me, "She's  cooking breakfast." It is. It's my favorite food.  

kahvaltı hazırlıyor. Benimle birlikte " Kahvaltı hazırlıyor" deyin. Bu. Bu benim en sevdiğim yemek.

Say it with me, "It's my favorite food." We are.  We're cleaning the whole house. Say it with me.  

Benimle birlikte söyle, "Bu benim en sevdiğim yemek." Biz. Bütün evi temizliyoruz. Benimle söyle.

"We're cleaning the whole house." I didn't say  we cleaning. I said, "We're." Say that with me,  

"Bütün evi temizliyoruz." Temizliyoruz demedim. "Biz" dedim. Bunu benimle birlikte söyleyin,

"We're." Great. They are, they're. They're.  They're coming to visit. Say it with me,  

"Biziz." Harika. Onlar, onlar. onlar Ziyarete geliyorlar. Benimle birlikte söyle,

"They're coming to visit." Vanessa: 

"Ziyarete geliyorlar." Vanessa:

Before we talk about adding a negative word, not,  let's talk about some contractions that don't use  

Olumsuz bir kelime eklemekten bahsetmeden önce,

a pronoun but they use the verb to be. That is,  that's. That's my dinner. Say it with me, "That's  

bir zamir kullanmayan ancak olmak fiilini kullanan bazı kısaltmalardan bahsedelim. Yani bu kadar . Bu benim akşam yemeğim. Benimle birlikte "Bu

my dinner." There is, there's. There's my  dinner. Say it with me, "There's my dinner."  

benim akşam yemeğim" deyin. var, var. İşte akşam yemeğim. Benimle söyle, "İşte benim akşam yemeğim."

What is, what's my dinner? Say it  with me, "What's my dinner?" Great. 

Nedir, akşam yemeğim nedir? Benimle "Akşam yemeğim ne?" Harika.

Vanessa: Let's move on to some negative contractions.  

Vanessa: Bazı olumsuz kasılmalara geçelim.

Is plus not makes isn't. Isn't. Which  letter is gone? The letter O. He isn't  

Artı değil, değil yapar. değil Hangi mektup gitti? O harfi.

tidying up. Can you say it with me? "He  isn't tidying up." Are plus not is aren't.  

Ortalığı toparlamıyor. Benimle söyler misin? " Ortalığı toparlamıyor." artı değil, değil.

Aren't. We aren't organized. Can you say  it with me? "We aren't organized." Great. 

değil Organize değiliz. benimle birlikte söyleyebilir misin? "Organize değiliz." Harika.

Vanessa: Let's review these contractions with  

Vanessa:

to be before we go on to some other verbs. I want  you to say them out loud with me. Are you ready?  

Diğer fiillere geçmeden önce to be ile bu kasılmaları gözden geçirelim. Bunları benimle birlikte yüksek sesle söylemeni istiyorum. Hazır mısın?

I'm cleaning. You're cleaning. He's cleaning.  She's cleaning. It's clean. We're cleaning.  

Temizlik yapıyorum. temizlik yapıyorsun O temizlik yapıyor. O temizlik yapıyor. Temiz. temizliyoruz.

They're cleaning. That's my broom. There's  my broom. What's a broom. It isn't a broom.  

Temizliyorlar. Bu benim süpürgem. İşte benim süpürgem. Süpürge nedir? Bu bir süpürge değil.

They aren't brooms. Great practice. Vanessa: 

Süpürge değiller. Harika pratik. Vanessa: Başka bir fiil

Let's go on to some contractions that use  another verb, do. We only use contractions with  

kullanan bazı kasılmalara geçelim , do.

do when we include the word not. This is taking  it to the next level. Do you remember, he isn't?  

Not kelimesini eklediğimizde yalnızca do ile kısaltmalar kullanırız. Bu, onu bir sonraki seviyeye taşıyor. Hatırlıyor musun, o değil mi?

This is a negative contraction. Isn't. We are  going to do the same thing with the verb do.  

Bu negatif bir kasılmadır. değil Aynı şeyi yapmak fiiliyle de yapacağız.

Take a look at this. I don't like hot dogs. I  don't. What's happening here? We have do plus not  

Şuna bir bak. Sosisli sandviç sevmiyorum. Yapmıyorum. Burada neler oluyor? Yapmak artı yapmamak elimizde

and the O is gone. It is replaced with  an apostrophe. Same as isn't or aren't,  

ve O gitti. Kesme işaretiyle değiştirilir.

which also have the O gone and an apostrophe.  Do you think you can a sentence with me?  

O'nun olmadığı ve kesme işaretinin de bulunduğu, is not or not ile aynı. Benimle bir cümle kurabileceğini düşünüyor musun?

"I don't like hot dogs." I don't like hot  dogs. Great. Or we can use the past tense,  

"Sosisli sandviç sevmem." Sosisli sandviç sevmem. Harika. Ya da geçmiş zamanı kullanabiliriz,

I didn't tidy up my bedroom. Can you say that  with me? We have did plus not. Say it out loud,  

Yatak odamı toplamadım. Bunu benimle söyleyebilir misin ? Yaptık artı yapmadık. Yüksek sesle söyleyin,

"I didn't tidy up my bedroom." Great. Vanessa: 

"Yatak odamı toplamadım." Harika. Vanessa:

Next we have does plus not, doesn't. Doesn't. Can  you say it with me? "Doesn't." Let's put it in a  

Sırada, yapar artı yapmaz, yapmaz. değil benimle birlikte söyleyebilir misin? "Değil." Bir   cümleye koyalım

sentence. He doesn't like to clean the bathroom.  He doesn't like to clean the bathroom. Great work. 

. Banyoyu temizlemeyi sevmiyor. Banyoyu temizlemeyi sevmiyor. Harika iş.

Vanessa: The next contractions include the word  

Vanessa: Sonraki kısaltmalar irade kelimesini içeriyor

will. We use will for the future. Something  that will happen in the future. Take a look  

. Will'i gelecek için kullanırız. Gelecekte olacak bir şey. Şuna bir bak

at this. I'll introduce you to my cousin.  I'll introduce you. What's that first word?  

. Seni kuzenimle tanıştıracağım. Seni tanıştırayım. İlk kelime nedir?

I plus will is I'll. Here, two letters are  gone. Do you know what they are? I'll, W and I  

ben artı irade yapacağım. Burada iki harf gitti. Ne olduklarını biliyor musun? Ben, W ve ben

are gone so you can say, "I'll introduce  you to my cousin." Can you say that with me?  

gittik, böylece " Sizi kuzenimle tanıştıracağım" diyebilirsiniz. Bunu benimle söyler misin?

"I'll introduce you to my cousin." Great.  What about this? You will, you'll. You'll.  

"Seni kuzenimle tanıştıracağım." Harika. Peki buna ne dersin? Yapacaksın, yapacaksın. yapacaksın

Make sure you have a clear L. Your  tongue is between your teeth. You'll.  

Net bir L'ye sahip olduğunuzdan emin olun. Diliniz dişlerinizin arasındadır. yapacaksın

You'll love this cake. Can you say that sentence  with me? "You'll love this cake." Great. What  

Bu pastaya bayılacaksınız. Bu cümleyi benimle söyler misin ? "Bu pastaya bayılacaksınız." Harika.

about these words? He will, she will, it will.  Let's take out W and I and make it he'll, she'll,  

Peki ya bu kelimeler? O yapacak, o yapacak, o yapacak. Haydi W ve ben'i çıkaralım ve o yapacak, o yapacak,

it'll. Say the sentence with me, "He'll clean  the whole house. She'll clean the whole house.  

yapacak. Benimle birlikte şu cümleyi söyleyin: " Bütün evi temizleyecek. O tüm evi temizleyecek.

It'll be clean." Can you say that again with  me? "He'll clean the whole house. She'll clean  

Temiz olacak." Bunu benimle tekrar söyleyebilir misin ? "Bütün evi o temizleyecek. O

the whole house. It'll be clean." Vanessa: 

tüm evi temizleyecek. Temiz olacak." Vanessa:  Bir

Let's go on to the next one. They plus will  is they'll. They'll. Say it with me, "They'll.  

sonrakine geçelim. Onlar artı irade  yapacaklardır . Acaklar. Benimle birlikte "İzleyecekler.

They'll watch TV in the living room." Can you say  the sentence? Yes, of course you can. "They'll  

Oturma odasında TV izleyecekler" deyin. Cümleyi söyleyebilir misiniz ? Evet tabiki yapabilirsin. "

watch TV in the living room." We plus will is  we'll. We'll. We'll meet my sister tomorrow.  

Oturma odasında TV izleyecekler." Biz artı irade biz'dir. Kuyu. Yarın kız kardeşimle buluşacağız.

We'll meet my sister tomorrow. Vanessa: 

Yarın kız kardeşimle buluşacağız. Vanessa:

Next I have a negative contraction  using will. What is will plus not?  

Sonra, iradeyi kullanarak negatif bir kasılma elde ediyorum . Will artı değil nedir?

There is an unusual change that happens.  Will plus not becomes won't. Won't.  

Olağandışı bir değişiklik oluyor. Will artı değil, olmayacak olur. Alışkanlık.

Here we are taking out the I but we are adding,  O. Don't forget this. This is an exception. Won't.  

Burada I'yi çıkarıyoruz ama O'yu ekliyoruz. Bunu unutma. Bu bir istisnadır. Alışkanlık.

Won't. Let's say a sentence. "They won't  be happy if we are late." Say it with me.  

Alışkanlık. Bir cümle söyleyelim. " Geç kalırsak mutlu olmayacaklar." Benimle söyle.

"They won't be happy if we are late." Great work. Vanessa: 

"Geç kalırsak mutlu olmayacaklar." Harika iş. Vanessa:

Let's review these contractions with will. Say it  out loud with me. "I'll tidy up. You'll tidy up.  

Bu kasılmaları irade ile gözden geçirelim. Benimle yüksek sesle söyle. "Ben ortalığı toparlayacağım. Sen ortalığı toparlayacaksın.   O toplayacak. O toplayacak. Toplayacak.

He'll tidy up. She'll tidy up. It'll be tidy up.  They'll tidy up. We'll tidy up. We won't tidy up."  

Onlar toplayacak. Biz toplayacağız. Biz toplamayacağız. ."

Great work practicing these natural contractions.  It will help your speech to become more fluent and  

Bu doğal kasılmaları uygulamak harika bir iş. Konuşmanızın daha akıcı hale gelmesine ve

for you to become more confident when you speak. Vanessa: 

konuşurken kendinize daha fazla güvenmenize yardımcı olacaktır. Vanessa:

I recommend reviewing this lesson, speaking  out loud and listening for contractions  

Bu dersi gözden geçirmenizi, yüksek sesle konuşmanızı ve

while you are watching TV, while you are listening  to songs. You can do it. Keep up the great work  

TV seyrederken, şarkı dinlerken kasılmaları dinlemenizi öneririm. Bunu yapabilirsin. Harika çalışmaya devam edin

and I'll see you the next time. Bye. Vanessa: 

bir dahaki sefere görüşürüz. Hoşçakal. Vanessa:

Are your pronunciation muscles warmed up?  I hope so because now it's time to speak.  

Telaffuz kaslarınız ısındı mı? Umarım öyledir çünkü artık konuşma zamanı.

Let's check out the speaking lesson. Let's go. Vanessa: 

Konuşma dersine bir göz atalım. Hadi gidelim. Vanessa:

Are you ready to practice speaking English with  me? Yes, let's do it. Today, you will practice  

Benimle İngilizce konuşma pratiği yapmaya hazır mısın ? Evet hadi yapalım. Bugün, üçüncü modülde

five questions from the vocabulary lesson,  five questions from the grammar lesson and  

kelime bilgisi dersinden beş soru, gramer dersinden beş soru ve

five questions from the pronunciation lesson  in module three. I will ask the question. I  

telaffuz dersinden beş soru üzerinde pratik yapacaksınız . soruyu soracağım

want you to listen and then speak out loud.  Answer out loud. Don't answer in your head,  

Dinlemenizi ve ardından yüksek sesle konuşmanızı istiyorum. Yüksek sesle cevap ver. Kafandan cevap verme,

answer out loud. And when I pause, I will listen  to you. Wherever you live, I will listen to your  

yüksek sesle cevap ver. Durduğumda seni dinleyeceğim. Nerede yaşıyor olursanız olun, yanıtınızı dinleyeceğim, bu

answer so please be active. Speak out loud. If you  need more time, you can click pause on the video,  

nedenle lütfen aktif olun. Sesli konuş. Daha fazla zamana ihtiyacınız varsa videoyu duraklat'ı tıklayabilir,

answer for more time and then continue the video.  All right, are you ready for five questions from  

daha fazla süre için yanıtlayabilir ve ardından videoya devam edebilirsiniz. Pekala, kelime bilgisi dersinden   beş soruya hazır mısınız

the vocabulary lesson? Let's start. Vanessa: 

? Hadi başlayalım. Vanessa:

Where can I find the broom to sweep the floor?  

Yeri süpürmek için süpürgeyi nerede bulabilirim?

You could say, "You can find the broom in  the closet." Great. I want you to make a  

"Süpürgeyi dolapta bulabilirsin " diyebilirsin. Harika. Tam bir cümle kurmanı istiyorum

full sentence. You could say, "In the closet,"  but this is too short for our speaking practice.  

. "Dolapta" diyebilirsiniz ancak bu, konuşma pratiğimiz için çok kısa.

I want you to make a full sentence. The broom is  in the closet. The broom to sweep the floor is in  

Tam bir cümle kurmanı istiyorum. Süpürge dolabın içinde. Yeri süpürmek için kullanılan süpürge dolabın içindedir

the closet. This is very good. Let me ask again,  where can I find the broom to sweep the floor?  

. Bu çok iyi. Tekrar sorayım, yerleri süpürmek için süpürgeyi nerede bulabilirim?

Great work. When will you tidy up the living  room? How often do you clean the kitchen?  

Harika iş. Oturma odasını ne zaman toplayacaksınız ? Mutfağı ne sıklıkla temizlersiniz?

Did you find that coffee mug?  

O kahve kupasını buldun mu?

Notice this question, you can say, "Yes," or you  can say, "No," but this does not practice the key  

Bu soruya dikkat edin, "Evet" diyebilirsiniz veya " Hayır" diyebilirsiniz, ancak bu, anahtar

vocabulary so please is make a full sentence.  Yes, I found the coffee mug. Or, no, I did not  

kelime dağarcığını uygulamaz, bu nedenle lütfen tam bir cümle kurun. Evet, kahve kupasını buldum. Veya hayır,

find the coffee mug. Great. A full sentence. Do  you know someone who doesn't lock their door?  

kahve kupasını bulamadım. Harika. Tam bir cümle. Kapısını kilitlemeyen birini tanıyor musunuz?

Excellent. Vanessa: 

Harika. Vanessa:

Let's go on to five questions from the grammar  lesson. What is on that shelf? You could say,  

Gramer  dersinden beş soruya geçelim . O rafta ne var?

"There is a book on the shelf." Great.  Let me ask again, what is on that shelf?  

"Rafta bir kitap var" diyebilirsiniz. Harika. Tekrar sorayım, o rafta ne var?

How often do you clean under fridge?  

Buzdolabının altını ne sıklıkla temizliyorsunuz?

Who put the cookies on top of the freezer?  

Kurabiyeleri dondurucunun üstüne kim koydu?

Do you always put dirty laundry in the  laundry basket? What is next to your bed?  

Kirli çamaşırları her zaman çamaşır sepetine mi koyarsınız? Yatağının yanında ne var?

Great work. Vanessa: 

Harika iş. Vanessa:  Telaffuz

Let's go on to five questions from the  pronunciation lesson. Do you know what  

dersindeki  beş soruya geçelim .

time we are meeting for dinner? You can say,  "We're meeting for dinner at 7:00 o'clock."  

Akşam yemeği için ne zaman buluşacağımızı biliyor musunuz? "Saat 7:00'de akşam yemeği için buluşuyoruz" diyebilirsiniz.

Great. Please use the contraction, we're meeting  for dinner at 7:00 o'clock. Let me ask again,  

Harika. Lütfen kısaltmayı kullanın, akşam yemeği için saat 7:00'de buluşuyoruz. Tekrar sorayım,

do you know time we're meeting for dinner?  Why isn't the laundry basket in the closet?  

akşam yemeği için ne zaman buluşacağımızı biliyor musunuz? Çamaşır sepeti neden dolapta değil?

Why aren't you ready yet?  

Neden henüz hazır değilsin? Sence

Do you think they'll love the dessert?  

tatlıyı sevecekler mi?

Why didn't you tidy up before the party? Great  work practicing all of these questions in speaking  

Neden partiden önce ortalığı toplamadın? Yüksek sesle konuşarak tüm bu soruları uygulamak harika bir işti

out loud. I recommend reviewing this lesson and  continuing to practice your speaking skills.  

. Bu dersi gözden geçirmenizi ve konuşma becerilerinizi geliştirmeye devam etmenizi öneririm. Bir

I'll see you again the next time. Bye. Vanessa: 

dahaki sefere görüşürüz. Hoşçakal. Vanessa:

Great job getting out of your comfort zone and  speaking in English. In the Fearless Fluency Club,  

Rahat alanınızdan çıkmak ve İngilizce konuşmak harika bir iş. Fearless Fluency Club'da

along with vocabulary, grammar, pronunciation and  speaking lessons, you'll get access to the MP3  

kelime bilgisi, dilbilgisi, telaffuz ve konuşma derslerinin yanı sıra yemek

versions, full subtitles and PDF transcripts  so that you can study while you're cooking,  

pişirirken,

driving or even sleeping. Each  module includes a lesson guide,  

araba kullanırken ve hatta uyurken çalışabilmeniz için MP3   sürümlerine, tam altyazılara ve PDF transkriptlerine erişebileceksiniz. Her modül,

which is like a mini textbook that I've created  for you so that you have all the information in  

tüm bilgilere uygun tek bir yerde sahip olmanız için sizin için oluşturduğum mini bir ders kitabına benzeyen bir ders kılavuzu içerir

one convenient place. Vanessa: 

. Vanessa:

Gely from Mexico said, "This is the best  course I've ever had." Wonderful, Gely. 

Meksika'dan Gely, "Bu şimdiye kadar sahip olduğum en iyi kurs." dedi. Harika, Gely.

Vanessa: You'll also have access to a community of  

Vanessa:

motivated English learners so that you can  practice speaking in English and meet friends from  

İngilizce konuşma pratiği yapabilmek ve

around the world. A lot of members speak together  on Skype, Facebook, Zoom on a weekly basis,  

dünyanın dört bir yanından arkadaşlar edinmek için motive olmuş İngilizce öğrenenlerden oluşan bir topluluğa da erişiminiz olacak. Pek çok üye Skype, Facebook ve Zoom'da haftalık olarak,

sometimes even daily. It's a great way to make  friends around the world and practice speaking  

bazen her gün birlikte konuşur. Dünyanın her yerinden arkadaşlar edinmenin ve İngilizce konuşma pratiği yapmanın harika bir yolu

English. Plus, I host weekly live lessons in  our private Facebook group so that you can  

. Ayrıca, motive olmanız için özel Facebook grubumuzda haftalık canlı dersler düzenliyorum

stay motivated and I can answer your questions  directly. Click on the link below this video to  

ve sorularınızı doğrudan yanıtlayabiliyorum.

join me in the Fearless Fluency Club Beginner  and start speaking real American English today. 

Fearless Fluency Club Beginner'da bana katılmak ve bugün gerçek Amerikan İngilizcesi konuşmaya başlamak için bu videonun altındaki bağlantıyı tıklayın.

Vanessa: And now I have a question for you,  

Vanessa: Ve şimdi sana bir sorum var,

let me know in the comments who your house? Is it  you? Is it your mom? Your husband? Maybe nobody?  

evin kim? O sen misin? annen mi Senin kocan? Belki kimse?

Let me know in the comments who cleans your  house. And thank you so much for learning  

Yorumlarda evinizi kimin temizlediğini bana bildirin . Ve benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkür ederim

English with me. I will see you again next Friday  for a new lesson here on my YouTube channel. Bye. 

. Önümüzdeki Cuma, YouTube kanalımda yeni bir ders için tekrar görüşürüz. Hoşçakal.

Vanessa: The next step  

Vanessa: Sonraki adım

is to download the free PDF worksheet for this  lesson. With this free PDF, you will master  

bu  ders için ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmektir . Bu ücretsiz PDF ile

today's lesson and never forget what you have  learned. You can be a confident English speaker.  

bugünün dersinde ustalaşacak ve öğrendiklerinizi asla unutmayacaksınız . Kendine güvenen bir İngilizce konuşmacısı olabilirsiniz.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel  for a free English lesson every Friday. Bye.

Her cuma ücretsiz İngilizce dersi için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın. Hoşçakal.