20 Difficult English Phrases you need to know

Vanessa: Hi, I'm Vanessa  

Vanessa: Merhaba, ben

from SpeakEnglishWithVanessa.com. Have  you had a bad day? Let's talk about it.  

SpeakEnglishWithVanessa.com'dan   Vanessa. Kötü bir gün mü geçirdiniz? Bunun hakkında konuşalım. Hiç

Has someone ever asked you, "How are you doing?"  And you've had a really bad day and you just  

biri size "Nasılsın?" diye sordu mu? Ve gerçekten kötü bir gün geçirdin ve

don't know what to say? Or maybe  even worse, someone is telling you  

ne diyeceğini mi bilmiyorsun? Ya da belki daha da kötüsü, birisi size

about their bad day and you don't  know what to say. You just say,  

kötü gününden bahsediyor ve siz ne söyleyeceğinizi bilmiyorsunuz.

"Okay, sorry." Let me help you. In today's  lesson, you're going to learn the top daily life  

"Tamam, özür dilerim" demeniz yeterlidir. Sana yardım edeyim. Bugünkü derste,

expressions to talk about difficult situations,  so the next time you accidentally spill coffee  

zor durumlar hakkında konuşmak için en iyi günlük yaşam  ifadelerini öğreneceksiniz, böylece bir dahaki sefere yanlışlıkla gömleğinize kahve döktüğünüzde

on your shirt, or someone tells you that their  dog died, you will know exactly what to say. 

veya biri size köpeğinin öldüğünü söylediğinde, tam olarak ne söyleyeceğinizi bileceksiniz.

And for today's lesson, like always, I have  created a free PDF worksheet that you can download  

Ve bugünün dersi için, her zaman olduğu gibi, açıklamadaki bağlantıyla hemen şimdi indirebileceğiniz ücretsiz bir PDF çalışma sayfası oluşturdum

right now with the link in the description.  It includes all of today's expressions,  

. Bugünün tüm ifadelerini,   bugün konuşacağımız kullanmanız gereken

all of the situations and nuances when you should  use them that we'll talk about today, and you can  

tüm durumları ve nüansları içerir ve

answer Vanessa's challenge question at the bottom  of the PDF worksheet. You can click on the link in  

Vanessa'nın meydan okuma sorusunu PDF çalışma sayfasının alt kısmında yanıtlayabilirsiniz.

the description to download that worksheet today. All right, let's get started with the first  

Bu çalışma sayfasını bugün indirmek için açıklamadaki bağlantıya tıklayabilirsiniz. Pekala, ilk    kategoriyle başlayalım. Bu kategoride

category, which is some minor inconveniences  or difficulties, nothing too serious. How  

bazı küçük rahatsızlıklar veya zorluklar var, çok ciddi bir şey yok. Ne

disappointing. Ugh. This loaf of bread has  already gone stale? How disappointing. My date  

hayal kırıklığı. Ah. Bu somun ekmek çoktan bayatladı mı? Ne kadar hayal kırıklığı yarattı. Randevum

doesn't look anything like his profile picture?  How disappointing. It's unfortunate. That's  

onun profil resmine hiç benzemiyor mu? Ne kadar hayal kırıklığı yarattı. Talihsiz. Bu

unfortunate. This is especially used when there's  some element of luck involved or maybe being  

talihsizlik. Bu, özellikle işin içinde biraz şans unsuru olduğunda veya belki de

unlucky. Let's say you bite into a cookie. Ugh.  I thought these were chocolate chip cookies, but  

şanssız olduğunda kullanılır. Diyelim ki bir kurabiyeyi ısırdın. Ah. Bunların çikolata parçacıklı kurabiyeler olduğunu düşünmüştüm ama

they have raisins. Ugh. That's unfortunate. It's  just bad luck. It's not ideal. That's not ideal.  

üzerlerinde kuru üzüm var. Ah. Bu talihsizlik. Bu sadece şanssızlık. İdeal değil. Bu ideal değil.

You could say there was a lot of traffic, so I  took a shortcut and then I lost. It wasn't ideal.  

Çok fazla trafik olduğunu söyleyebilirsiniz, bu yüzden kestirmeden gittim ve sonra kaybettim. İdeal değildi.

Well, yeah, that's true. It's not the best  situation. Ideal means amazing, the best.  

Evet, bu doğru. Bu en iyi durum değil. İdeal, harika, en iyi anlamına gelir.

So you might say, eh, that's not ideal. Or what about this situation? I wanted to  

Yani, eh, bu ideal değil diyebilirsiniz. Peki ya bu durum?

spend the weekend relaxing and then my mom asked  me if I would help her to clean out her garage.  

Hafta sonunu rahatlayarak geçirmek istedim ve sonra annem garajını temizlemesine yardım edip edemeyeceğimi sordu.

It's not ideal, but I'll help her. This wasn't my  idea of a perfect weekend, but you know what? I'll  

İdeal değil ama ona yardım edeceğim. Bu benim mükemmel bir hafta sonu fikrim değildi, ama biliyor musunuz?

do it. It's not ideal, but I'll do it. Now, just  a little note. This can be used sarcastically.  

Yaparım. İdeal değil ama yapacağım. Şimdi, küçük bir not. Bu alaycı bir şekilde kullanılabilir.

Let's imagine a situation. Let's say  you're driving and you accidentally  

Bir durum hayal edelim. Diyelim ki araba sürüyorsunuz ve yanlışlıkla

hit your neighbor's trash can and it dents the  front of your car and cracks your windshield.  

komşunuzun çöp kutusuna çarptınız ve bu, arabanızın önünü ezdi ve ön camınızı kırdı.

Okay. It's not ideal, but it's kind of worse  than that, right? Like this is a big deal.  

Tamam aşkım. İdeal değil ama bundan biraz daha kötü , değil mi? Sanki bu büyük bir mesele.

You have to get it fixed. It's probably going to  be really expensive. And it was all your fault.  

Onu tamir ettirmelisin. Muhtemelen gerçekten pahalı olacak. Ve hepsi senin hatandı.

And it was kind of a dumb thing too, right?  So when you're telling someone what happened,  

Ve bu da biraz aptalca bir şeydi, değil mi? Yani birine ne olduğunu anlatırken

they might say, that's not ideal. This is very sarcastic, because of course  

bunun ideal olmadığını söyleyebilirler. Bu çok alaycı çünkü elbette

it's not ideal. This is so obvious, right? That's  not ideal. Notice the tone of my voice, the look  

ideal değil. Bu çok açık, değil mi? Bu ideal değil. Sesimin tonuna, yüzümdeki ifadeye dikkat edin

on my face. I'm saying it in a sarcastic way. I'm  saying, "Yeah, that was a bad thing that happened.  

. Bunu alaycı bir şekilde söylüyorum. "Evet, olan kötü bir şeydi.

But I'm going to say it a little sarcastically."  Yeah. That's not ideal. You shouldn't have done  

Ama bunu biraz alaycı bir şekilde söyleyeceğim." Evet. Bu ideal değil.

that. That was kind of dumb. So it can be used  sarcastically, too. So just pay attention to  

Bunu yapmamalıydın. Bu biraz aptalcaydı. Yani alaycı bir şekilde de kullanılabilir. O yüzden

someone's tone of voice. It's discouraging. That's  discouraging. My date said he would call me,  

birinin ses tonuna   dikkat edin. Bu cesaret kırıcı. Bu cesaret kırıcı. Randevum beni arayacağını söyledi,

but it's been two weeks. It's discouraging. This  is the 10th date that hasn't called me back.  

ama iki hafta oldu. Bu cesaret kırıcı. Bu, beni geri aramayan 10. randevu.

It's discouraging. This is especially true if  you are hoping for something good and then, ugh,  

Bu cesaret kırıcı. Bu özellikle iyi bir şey umuyorsanız ve ardından

it's so discouraging. Or if you bought  some lottery tickets and you were hoping  

bu çok cesaret kırıcıysa doğrudur. Ya da bir piyango bileti aldıysanız ve

that you would win and you hear them call the  winning lottery numbers and they're not yours,  

kazanacağınızı umduysanız ve onların kazanan piyango numaralarını söylediklerini duyduysanız ve bunlar size ait değilse,

you could say, ugh, that's so discouraging. I  buy lottery tickets every day and I still haven't  

bu çok cesaret kırıcı diyebilirsiniz. Her gün piyango bileti alıyorum ve hala

won. Hmm. Maybe it's a sign that you shouldn't  buy lottery tickets. Well, personal choice. 

kazanmadım. Hmm. Belki de piyango bileti almamanız gerektiğinin bir işaretidir . Peki, kişisel seçim.

The next set of three words is very casual.  Don't use this in the workplace, but  

Sonraki üç kelime grubu çok rahat. Bunu işyerinde kullanmayın, ancak

in other situations, it's fine. You could say,  nuts. Crap. Dang it. Has this ever happened  

diğer durumlarda sorun olmaz. Deli diyebilirsin. Saçmalık. Kahretsin. Bu hiç

to you? You thought you were putting sugar in  your food. Maybe it's your tea or your coffee,  

başınıza geldi mi? Yemeğinize şeker koyduğunuzu düşündünüz . Belki de çayınız veya kahveniz,

or even a cake that you're making. And then  you look and say, "Ah, crap, it's salt."  

veya yaptığınız pastadır. Sonra bakıp "Ah, kahretsin, bu tuz" dersiniz. Şeker

You don't want to substitute salt for  sugar. Ugh. So you can use these for  

yerine tuz kullanmak istemezsiniz . Ah. Böylece küçük rahatsızlıklar için bunları kullanabilirsiniz

minor inconveniences. Ah, nuts. This is  very polite, more polite. Then we have  

. Deli. Bu çok kibar, daha kibar. O zaman

crap. That's what I say the most. And then  there's dang it, which is a euphemism.  

saçmalıklarımız olur. En çok bunu söylüyorum. Ve sonra bir örtmece olan kahretsin var.

This means a slightly kinder or softer  word instead of saying a bad word, which is  

Bu, kötü bir kelime söylemek yerine biraz daha nazik veya daha yumuşak bir kelime anlamına gelir ki bu da

damn it. So if you put salt in your tea instead  of sugar, you can say, dang it. And it's  

lanet olsun. Yani çayınıza şeker yerine tuz koyarsanız , lanet olsun diyebilirsiniz. Ve

okay to say that with children or maybe with your  family. If you don't want your kids to repeat it,  

bunu çocuklarla veya belki de ailenizle birlikte söylemenizde bir sakınca yoktur . Çocuklarınızın bunu tekrarlamasını istemiyorsanız

well, maybe don't say it around them, but it  is certainly much nicer than the swear word. 

, belki onların yanında söylemeyin ama kesinlikle küfürden çok daha hoştur.

Another casual expression is, oh man. This  is especially when you're disappointed.  

Başka bir gündelik ifade, oh adamım. Bu, özellikle hayal kırıklığına uğradığınızda olur.

You might say, "Oh man, I ordered a burger  and fries and they gave me a salad instead.  

"Aman Tanrım, hamburger ve patates kızartması sipariş ettim ve onun yerine bana salata verdiler.   Ah,

Oh man." Let's say it's the beginning of  winter. This has happened to me many times.  

aman." diyebilirsiniz. Diyelim ki kış başlangıcı. Bu birçok kez başıma geldi.

I open up my drawer of sweaters and I pick up  my favorite sweater. Oh, man, there's a little  

Kazak çekmecemi açıp en sevdiğim kazağımı alıyorum. Oh, adamım, içinde küçük bir

hole in it. How did that happen? I didn't touch  it all winter. Oh man, this is disappointing. 

delik var. Bu nasıl oldu? Bütün kış dokunmadım. Dostum, bu hayal kırıklığı yaratıyor. Bir

The next one is also casual. That sucks. This is  also kind of a little bit rude, I would say. When  

sonraki de gündelik. Bu berbat. Bu aynı zamanda biraz kaba da diyebilirim.

I was a kid, my parents told me that's not a nice  word. Don't say it. But as an adult, people use  

Ben çocukken, ailem bana bunun hoş bir kelime olmadığını söyledi . söyleme Ancak bir yetişkin olarak insanlar

it pretty flippantly. That means casually and  comfortably all the time. So I would say avoid  

bunu oldukça küstahça kullanır. Bu, her zaman gelişigüzel ve rahat bir şekilde anlamına gelir. Bu yüzden

it at work, but with friends or with family,  it's okay. If you're a kid, it's not really  

işyerinde bundan kaçının derdim, ancak arkadaşlarınızla veya ailenizle  sorun değil . Eğer bir çocuksanız, gerçekten

that great. But if you're an adult, it's fine. Let's imagine that you're watching your favorite  

o kadar da harika değil. Ama eğer bir yetişkinsen, sorun değil. En sevdiğiniz

football team in the championship and they lose.  You say, "Ah, my favorite team lost. That sucks."  

futbol takımını şampiyonada izlediğinizi ve takımın kaybettiğini düşünelim. "Ah, favori takımım kaybetti. Bu berbat" diyorsunuz. Hayal

You're disappointed. You could also use this to  potentially comfort someone. So if your friend  

kırıklığına uğradın. Bunu potansiyel olarak birini rahatlatmak için de kullanabilirsiniz. Yani arkadaşınız

is hoping to get a promotion, you could say,  "Ah, I'm sorry, you didn't get the promotion you  

terfi almayı umuyorsa, "Ah, üzgünüm, istediğiniz terfiyi alamadınız

wanted. That sucks. I hope you get it next time."  So it seems like it could be used for really  

. Bu berbat. Umarım bir dahaki sefere terfi alırsınız" diyebilirsiniz. Yani gerçekten sığ durumlar için kullanılabilir gibi görünüyor

shallow situations. Your team losing.  Maybe that's very serious for you.  

. Takımın kaybediyor. Belki bu senin için çok ciddidir.

Or for more serious situations, too, to express  care and empathy. Oh man, that sucks. I'm sorry. 

Veya daha ciddi durumlar için de ilgi ve empati göstermek için. Ah adamım, bu berbat. Üzgünüm.

It's a bummer. That's a bummer. I use this  one a lot. Let's say you want to go to the  

Bu bir serseri. Bu bir serseri. Bunu çok kullanıyorum. Diyelim ki plaja gitmek istiyorsunuz

beach and it's raining. Ugh. That's a bummer. You  booked this trip. You were so excited and now it's  

ve yağmur yağıyor. Ah. Bu bir serseri. Bu seyahat için rezervasyon yaptınız. Çok heyecanlıydınız ve şimdi

going to rain all week. Sorry. That's a bummer.  The next one is a fun one. Oh, come on, seriously?  

tüm hafta yağmur yağacak. Üzgünüm. Bu bir serseri. Bir sonraki eğlenceli. Hadi ama, cidden mi?

You can use this when you are annoyed and  frustrated. Let's imagine. You might say,  

Sinirli ve sinirli olduğunuzda bunu kullanabilirsiniz . Hayal edelim.

"Ugh, come on. Seriously? I break down in the  middle of nowhere and then it starts to rain  

"Hadi ama. Cidden mi? Hiçliğin ortasında bozuluyorum ve sonra yağmur yağmaya başlıyor

and I'm late for my job interview? Ugh, come  on. Seriously?" You are questioning the motives  

ve iş görüşmeme geç kalıyorum? Ah, hadi . Cidden mi?" diyebilirsiniz. Evrenin güdülerini sorguluyorsunuz

of the universe. Ugh. Come on, seriously? I would recommend not saying this to other  

. Ah. Hadi ama, ciddi misin? Bunu başkalarına söylememenizi

people and only saying this to you yourself,  because if you said this to someone else, let's  

ve sadece kendinize söylemenizi tavsiye ederim, çünkü bunu başka birine söylediyseniz,

imagine that your coworker spills coffee on her  white shirt and it's messy all day. You wouldn't  

iş arkadaşınızın beyaz gömleğine kahve döktüğünü ve tüm gün dağınık olduğunu düşünelim. Ona

want to say to her, "Oh, come on, seriously?"  Because you would be telling her, "You are  

"Hadi ama, cidden mi?" demek istemezsin. Çünkü ona "Sen   çok

such a clumsy person. Why do you do that?" It's  quite negative. You're telling the other person,  

beceriksiz bir insansın. Bunu neden yapıyorsun?" Oldukça olumsuz. Diğer kişiye

"You're a bad person." That's not so nice. But you  can say it to yourself. Oh, come on. Seriously?  

"Sen kötü bir insansın" diyorsun. Bu pek hoş değil. Ancak bunu kendinize söyleyebilirsiniz. Ah, hadi ama. Cidden?

Why did this happen to me? Come on, seriously. Another fun one is, you've got to be kidding me.  

Bu neden benim başıma geldi? Hadi, cidden. Bir başka eğlenceli de, benimle dalga geçiyor olmalısın.

You got to be kidding me. They fired  you because your classes were too  

Bana şaka yapıyor olması lazım. Derslerin çok eğlenceli olduğu için seni kovdular mı

fun? You've got to be kidding me. This  might or might not have happened to me.  

? Şaka yapıyor olmalısın. Bu  benim başıma gelebilir veya gelmeyebilir.

You've got to be kidding me. Or what about this  situation? She broke up with you because she said  

Şaka yapıyor olmalısın. Peki ya bu durum? Kedisinin senden hoşlanmadığını söylediği için mi senden ayrıldı

her cat didn't like you? You've got to be kidding  me. Can you see in all of these situations,  

? Şaka yapıyor olmalısın . Tüm bu durumlarda,

you are shocked. You are outraged. You've got to  be kidding me. This is a phrase that you can say  

şok olduğunuzu görebiliyor musunuz? Öfkelendin. Şaka yapıyor olmalısın. Bu,

to someone else, if you want to share their shock.  So if your friend says, "Yeah, he broke up with  

şokunu paylaşmak istediğiniz başka birine söyleyebileceğiniz bir ifadedir. Yani arkadaşınız "Evet,

me because he said his cat didn't like me." You  can reply. "You've got to be kidding me. That's  

kedisinin benden hoşlanmadığını söylediği için benden ayrıldı" derse. Yanıt verebilirsiniz. "Benimle dalga geçiyor olmalısın.

the most shallow reason to break up with someone.  What was he thinking? You got to be kidding me." 

Birinden ayrılmak için en sığ sebep bu. O ne düşünüyordu? Benimle dalga geçiyor olmalısın."

Before we go to our seriously difficult  situation expressions, let's talk about  

Cidden zor durum ifadelerimize geçmeden önce ,

one final melodramatic phrase. Why, God?  Why? So this one, you can sense the drama.  

son bir melodramatik cümleden bahsedelim. Neden Tanrım? Neden? Yani bu, dramayı hissedebiliyorsunuz. Daha önce de

Let's imagine that you, like I mentioned  before, accidentally put salt into your  

belirttiğim gibi çayınıza şeker yerine yanlışlıkla tuz koyduğunuzu

tea instead of sugar, but you also have  woken up late. You have a job interview.  

ancak geç uyandığınızı düşünelim. Bir iş görüşmeniz var.

You're just feeling generally pretty bad. You  woke up on the wrong side of the bed and then  

Sadece genel olarak oldukça kötü hissediyorsun. Yatağın ters tarafında uyandınız ve ardından

you put salt into your tea. You might say, "Why  God, why? Why is everything going wrong today?"  

çayınıza tuz koydunuz. "Neden Tanrım, neden? Bugün neden her şey ters gidiyor?" Bir

You're kind of appealing to the universe. Why,  why is everything against me today? So make sure  

nevi evrene çekici geliyorsun. Neden, bugün neden her şey bana karşı? Bu yüzden

you use this one for not so serious situations,  but just when you want to be overly dramatic. 

bunu çok ciddi durumlar için değil, aşırı derecede dramatik olmak istediğinizde kullandığınızdan emin olun.

And now let's go on to some phrases you can use  for seriously difficult situations, whether it's  

Şimdi, ister

to talk about yourself or to comfort someone else  and to talk about what they're going through.  

kendinizden bahsetmek, ister bir başkasını teselli etmek ve onların yaşadıklarından bahsetmek için olsun, ciddi anlamda zor durumlar için kullanabileceğiniz bazı ifadelere geçelim.

It's too bad. That's too bad. You lost your  job? That's too bad. That doesn't mean you did  

Çok kötü. Bu çok kötü. İşinizi mi kaybettiniz ? Bu çok kötü. Bu,

something wrong. It just means in general, I am  sympathizing with your hard time. That's too bad. 

yanlış bir şey yaptığınız anlamına gelmez. Bu sadece genel olarak, zor zamanlarınıza sempati duyuyorum anlamına gelir. Bu çok kötü.

Now just a little note, this can be used a  sarcastic tone of voice. So let's take a look  

Şimdi küçük bir not, bu alaycı bir ses tonu olarak kullanılabilir. Öyleyse bu duruma   bir göz atalım

at this situation. Let's say you're talking about  a couple and you hear that they have broken up.  

. Diyelim ki bir çiftten bahsediyorsunuz ve ayrıldıklarını duydunuz.

You might say, "Oh, they broke up. That's  too bad." Okay. Well you can see by my face,  

"Ah, ayrıldılar. Bu çok kötü" diyebilirsiniz. Tamam aşkım. Yüzümden anlayabilirsiniz,

I'm not exactly devastated about this news.  Possibly I predicted that they would break up,  

Bu haberden tam anlamıyla yıkılmış değilim. Muhtemelen ayrılacaklarını tahmin etmiştim

or possibly I am interested in one of those people  who is now newly single. So you might say, "Oh,  

veya muhtemelen şu anda yeni bekar olan insanlardan biriyle ilgileniyorum. Yani, "Oh,

that's too bad that they broke up." So your words  and your tone of voice are very different. So this  

ayrılmaları çok kötü" diyebilirsiniz. Dolayısıyla, sözleriniz ve ses tonunuz çok farklı. Yani bu

is something you need to watch out for in English,  is when someone's tone doesn't match their words.  

İngilizcede dikkat etmeniz gereken bir şeydir, birinin üslubunun sözleriyle eşleşmemesidir.

Oh, that's too bad. Oh, I got a big  smile on my face. So I'm not really sad.  

Bu çok kötü. Oh, yüzümde kocaman bir gülümseme var. Yani gerçekten üzgün değilim.

I'm just saying the thing that's socially  appropriate, but really that's not how I feel. 

Sadece sosyal açıdan uygun olanı söylüyorum, ama gerçekten böyle hissetmiyorum.

It's a shame. That's a shame. She wanted  to be a professional figure skater and then  

Bu bir utanç. Bu utanç verici. Profesyonel bir artistik patinajcı olmak istedi ve ardından

she broke her leg. Ugh, that's a shame. It's  just something that's disappointing and sad.  

bacağını kırdı. Bu çok yazık. Bu sadece hayal kırıklığı yaratan ve üzücü bir şey.

Possibly life changing or just a big roadblock.  You might say, he wanted to be a lawyer and then  

Muhtemelen hayat değişiyor ya da sadece büyük bir barikat. Avukat olmak istedi ve ardından

he didn't pass the bar exam and he just gave up.  He decided not to take it again. That's a shame.  

baro sınavını geçemedi ve öylece vazgeçti diyebilirsiniz. Bir daha almamaya karar verdi. Bu utanç verici.

It's a pity. That's a pity. It's a pity you  have to move away for your new job. I was  

Çok yazık. Ne yazık. Yeni işiniz için taşınmak zorunda olmanız üzücü. Senin

really loving being your neighbor. You can't  have cats in your apartment? Ugh. That's such  

komşun olmayı gerçekten seviyordum. Dairenizde kedi olamaz mı? Ah. Bu çok

a pity. I know how much you love your cats. So here in this situation, it's pretty serious,  

üzücü. Kedilerinizi ne kadar çok sevdiğinizi biliyorum. Yani bu durumda durum oldukça ciddi,

right? Well, either someone's moving away,  they can't keep their pet or in the previous  

değil mi? Ya birisi taşınıyor, evcil hayvanına sahip çıkamıyor ya da bir önceki

expression, it's a shame, it's quite serious as  well. So these two, make sure you don't use in  

ifadeyle, bu çok yazık, aynı zamanda oldukça ciddi . Bu nedenle, bu ikisini, kaygısız durumlarda kullanmadığınızdan emin olun

lighthearted situations. It's a shame or it's  a pity or for serious things. It's awful.  

. Yazık ya da yazık ya da ciddi şeyler için. Bu korkunç.

That's awful. Ugh. He asked for a divorce on your  anniversary? That's awful. I'm so sorry. It's very  

Bu korkunç. Ah. Yıldönümünüzde boşanma mı istedi ? Bu korkunç. Ben çok üzgünüm. Çok

strong, very serious and pretty big thing, huh?  You could also say, I spilled coffee on my shirt.  

güçlü, çok ciddi ve oldukça büyük bir şey, ha? Gömleğime kahve döktüm de diyebilirsiniz.

I was late on the way to work and I got fired.  That's awful. Yes. This is really, truly awful. 

İşe geç kaldım ve kovuldum. Bu korkunç. Evet. Bu gerçekten, gerçekten korkunç.

The final three expressions are for extremely  serious situations. You can say, it's devastating.  

Son üç ifade, son derece ciddi durumlar içindir. Bunun yıkıcı olduğunu söyleyebilirsin.

That's devastating. To be devastated means you  can kind of imagine you're completely just on  

Bu yıkıcı. Yıkılmış olmak, tamamen yerde olduğunuzu hayal edebileceğiniz anlamına gelir

the floor. You can't move for weeks. Everything in  your life is terrible, or there's something that's  

. Haftalarca hareket edemezsin. Hayatınızdaki her şey berbat veya

so bad that you can't function normally. It's  devastating. So if someone that you love dies,  

normal şekilde çalışamayacağınız kadar kötü bir şey var. Yıkıcı. Yani sevdiğiniz biri ölürse

it's devastating. Maybe if someone tells you about  some really tragic thing that happened to them.  

bu yıkıcı olur. Belki birisi size başına gelen gerçekten trajik bir olaydan bahsederse.

"Yeah, my grandma died and she  was just totally fine. And she,  

"Evet, büyükannem öldü ve tamamen iyiydi. Ve o

all of a sudden," and they tell you the story, you  could say, "Oh, that's devastating. I'm so sorry." 

birdenbire" ve size hikayeyi anlatırlar, "Ah, bu yıkıcı. Çok üzgünüm" diyebilirsiniz.

So you're using this word in the accurate  situation, where there is something that is  

Yani bu kelimeyi doğru durumda,

completely difficult for someone else and you are  acknowledging that, and that might make them feel  

başkası için tamamen zor olan bir şeyin olduğu yerde kullanıyorsunuz ve bunu kabul ediyorsunuz ve bu onların kendilerini

validated or heard. And it can be good to use  this word only in very serious situations. Ugh.  

onaylanmış veya işitilmiş hissetmelerine neden olabilir. Ve bu kelimeyi yalnızca çok ciddi durumlarda kullanmak iyi olabilir. Ah.

It's devastating. I can't believe that this  happened. If someone tells you something tragic,  

Yıkıcı. Bunun olduğuna inanamıyorum. Biri size trajik bir şey söylerse,

let's imagine that same situation that someone's  grandma dies. What can you say? The most common  

birinin büyükannesinin öldüğü aynı durumu hayal edelim . Ne söyleyebilirsin? En yaygın

thing to say is, "I'm so sorry to hear that."  I'm so sorry to hear that. Is there anything I  

şey, "Bunu duyduğuma çok üzüldüm" şeklindedir. Bunu duyduğuma çok üzüldüm. Size yardımcı olabileceğim herhangi bir   şey var mı

can help you with? Hey, can I bring you some  food tomorrow? I'm so sorry to hear that. 

? Hey, yarın sana biraz yiyecek getirebilir miyim ? Bunu duyduğuma çok üzüldüm.

But you could also add on to this. I'm so sorry to  hear that your grandma died. I'm so sorry to hear  

Ancak buna şunu da ekleyebilirsiniz. Büyükannenizin öldüğünü duyduğuma çok üzüldüm.

that you have to move to another state and you  really don't want to. I'm so sorry to hear that,  

Başka bir eyalete taşınmak zorunda olduğunuzu ve bunu gerçekten istemediğinizi duyduğuma çok üzüldüm. Bunu duyduğuma çok üzüldüm

plus the thing. This is great to write in a card,  too, because often in these devastating or tragic  

artı şey. Bu, bir karta yazmak da harikadır, çünkü çoğu zaman bu yıkıcı veya trajik

situations, we write a letter or write a card to  someone and give it to them. Those are the special  

durumlarda, birine bir mektup yazıp veya bir kart yazıp onlara veririz. Bunlar,

moments when something physical really touches and  means a lot. So this is a good expression you can  

fiziksel bir şeyin gerçekten dokunduğu ve çok şey ifade ettiği özel anlardır. Yani bu, yazabileceğiniz   iyi bir ifadedir

write. I'm sorry to hear that your grandmother  passed away. I'd like to stop by tomorrow and  

. Büyükannenizin vefat ettiğini duyduğuma üzüldüm . Yarın uğrayıp

bring you some food. This is great. So kind. Our final expression for talking about difficult  

size biraz yiyecek getirmek istiyorum. Bu harika. Çok kibar. Zor durumlardan bahsederken son ifademiz

situations is, "I can't imagine." Now, this is  short for a fuller expression. I can't imagine  

"Hayal edemiyorum" olur. Şimdi, bu daha dolgun bir ifadenin kısaltmasıdır.

what it must feel like to have your grandmother  die. Of course you don't understand because it's  

Büyükannenizin ölmesinin nasıl bir duygu olduğunu hayal bile edemiyorum. Elbette anlamıyorsunuz çünkü o

not your grandmother. You haven't been in that  situation. But to say that full expression is  

büyükanneniz değil. Bu durumda olmadınız. Ancak tam ifadenin

less common. It's more common to just say,  "Oh, I can't imagine. It must be really tough  

daha az yaygın olduğunu söylemek. "Ah, hayal bile edemiyorum.

for you right now. I'd like to help bring you  some food tomorrow." Or, "Can I walk your dog  

Şu anda senin için gerçekten zor olmalı. Yarın sana yiyecek getirmeme yardım etmek isterim ." Veya "Köpeğinizi

for you?" I can't imagine. Let me help you. Oh  man, this lesson this kind of a bummer, right? 

sizin için gezdirebilir miyim?" hayal edemiyorum Sana yardım edeyim. Oh adamım, bu ders tam bir serseri, değil mi?

Well, I hope that I can help you in these  difficult times because you know what?  

Umarım bu zor zamanlarda size yardımcı olabilirim çünkü biliyor musunuz?

Sometimes things that are shame or even things  that are devastating, they happen in daily life,  

Bazen utanç verici hatta yıkıcı şeyler günlük hayatta meydana gelir

and we need to be able to express them and  talk about them. And we need to be able to  

ve bunları ifade edebilmemiz ve onlar hakkında konuşabilmemiz gerekir. Ve başlarına

empathize with other people who have difficult  things happening to them. So I have a question  

zor şeyler gelen diğer insanlarla empati kurabilmemiz gerekir . Bu yüzden size   bir sorum var

for you. Let me know in the comments, if I told  you that I failed a test and then broke my arm,  

. Yorumlarda bana bildirin, size bir testte başarısız olduğumu ve ardından kolumu kırdığımı söylesem,

what would you say to me? Which one  of these expressions would you use  

bana ne söylersiniz?

to empathize with my difficult situation? Well, don't forget to download today's for  

Zor durumumla empati kurmak için bu ifadelerden hangisini kullanırdınız? Pekala,

PDF with all of these bummer expressions,  but quite useful and necessary. Make sure  

tüm bu can sıkıcı ifadeleri  içeren   bugünün PDF'sini indirmeyi unutmayın, ancak oldukça yararlı ve gerekli.

you download the free PDF worksheet so that you  can accurately use these in daily life, and you  

Ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirdiğinizden emin olun, böylece bunları günlük hayatta doğru bir şekilde kullanabilirsiniz ve

can see all of the sample sentences and answer  Vanessa's challenge question at the bottom of the  

tüm örnek cümleleri görebilir ve çalışma sayfasının alt kısmında Vanessa'nın meydan okuma sorusunu yanıtlayabilirsiniz

worksheet. There's a link in the description. You  can click that to download the worksheet today. 

. Açıklamada link var. Çalışma sayfasını bugün indirmek için buna tıklayabilirsiniz. Benimle

Well, thank you so much for learning English  with me, and I will see you again next Friday  

İngilizce öğrendiğin için çok teşekkür ederim . Gelecek Cuma   YouTube

for a new lesson that's less sad here on  my YouTube channel. Bye. The next step is  

kanalımda daha az üzücü yeni bir ders için görüşürüz . Hoşçakal. Sonraki adım,

to download the free PDF worksheet for this  lesson. With this free PDF, you will master  

bu  ders için ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmektir . Bu ücretsiz PDF ile

today's lesson and never forget what you have  learned. You can be a confident English speaker.  

bugünün dersinde ustalaşacak ve öğrendiklerinizi asla unutmayacaksınız . Kendine güvenen bir İngilizce konuşmacısı olabilirsiniz.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel  for a free English lesson every Friday. Bye.

Her cuma ücretsiz İngilizce dersi için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın. Hoşçakal.