The Truth: Why your English is NOT improving

Vanessa: I really  

want to improve my English-speaking skills,  but I just don't have anyone to speak with,  

Vanessa:

İngilizce konuşma becerilerimi gerçekten geliştirmek istiyorum, ancak konuşacak kimsem yok

and then when I do have an English conversation, I  totally forget the words that I want to say. Does  

ve sonra İngilizce sohbet ettiğimde, söylemek istediğim kelimeleri tamamen unutuyorum.

this sound like you? If so, you are not alone.  Last month, I asked my English students what  

Bu size benziyor mu? Eğer öyleyse, yalnız değilsin. Geçen ay, İngilizce öğrencilerime

their biggest frustrations with learning English  were and there were five common frustrations that  

İngilizce öğrenirken yaşadıkları en büyük hayal kırıklıklarının ne olduğunu sordum ve

seemed the same, no matter the student's level,  no matter the student's country or background,  

öğrencinin seviyesi, öğrencinin ülkesi veya geçmişi ne olursa olsun  aynı görünen beş yaygın hayal kırıklığı vardı

and they might be the same for you too. Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com,  

ve bunlar sizin için de aynı olabilir . Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa,

and today I want to help you with the top  five English learning frustrations and how  

ve bugün size İngilizce öğrenmede yaşanan ilk beş sıkıntı ve bu hayal kırıklıklarına uzun süre

to fix them because you don't want to be stuck  in your frustrations for long. You'll lose your  

takılıp kalmak istemediğiniz için bunları nasıl düzelteceğiniz konusunda yardımcı olmak istiyorum . Motivasyonunuzu kaybedeceksiniz

motivation. You'll stop learning English.  You might never get that promotion to an  

. İngilizce öğrenmeyi bırakacaksın. İngilizce konuşulan bir işe bu terfiyi asla alamayabilirsiniz

English-speaking job or travel easily around the  world. I want you to reach your English goals. So  

veya dünyayı kolayca dolaşamayabilirsiniz . İngilizce hedeflerinize ulaşmanızı istiyorum. O halde

let's tackle these top five English frustrations  and fix them once and for all. And like always,  

İngilizce'deki bu ilk beş hayal kırıklığının üstesinden gelin ve bunları kesin olarak düzeltelim. Ve her zaman olduğu gibi,   diğer videoları izleyebilmeniz ve   bu sorunu çözmenize  yardımcı olacak başka kaynaklara sahip olabilmeniz için

I've created a free PDF worksheet for you to  download with all of today's top frustrations,  

bugünün en büyük hayal kırıklıklarını,

how to fix them, and some important links  so that you can watch other videos and  

bunları nasıl düzelteceğinizi ve bazı önemli bağlantıları içeren  indirmeniz için ücretsiz bir PDF çalışma sayfası oluşturdum.

have other resources that will help you  to solve that frustration for yourself.  

kendin için hayal kırıklığı.

You can click on the link in the description  to download that free PDF worksheet today. 

Bu ücretsiz PDF çalışma sayfasını bugün indirmek için açıklamadaki bağlantıya tıklayabilirsiniz. Bir

Let's get started with English frustration number  one. English frustration Number one is this,  

numaralı İngilizce hüsranla başlayalım . İngilizce hayal kırıklığı Bir numara şudur:

"I can't remember the words I want to  say when I speak." This is so frustrating  

" Konuştuğum zaman söylemek istediğim sözcükleri hatırlayamıyorum." Bu çok sinir bozucu

because maybe you're watching vocabulary  lessons, you're trying to memorize lists,  

çünkü belki kelime dersleri izliyorsunuz,   listeleri ezberlemeye çalışıyorsunuz,

you're trying to build your vocabulary so that  when you have a conversation, you have the words  

kelime dağarcığınızı oluşturmaya çalışıyorsunuz, böylece sohbet ettiğinizde  söylemek istediğiniz   kelimelere   sahip oluyorsunuz

that you want to say, but then they just seem to  go floating away in one ear and out the other. So  

, ama sonra onlar sadece bir kulaktan girip diğerinden uçup gidiyor gibi görünüyor. Peki

what can you do to actually remember vocabulary?  I recommend using the four-step vocabulary method,  

kelimeleri gerçekten hatırlamak için ne yapabilirsiniz? Birazdan uygulayacağımız dört adımlı kelime dağarcığı yöntemini kullanmanızı öneririm

which we'll practice in just a minute, but let's  take a look at the four steps. Let's imagine that  

, ancak şimdi dört adıma bir göz atalım.

there's a new word that you want to learn. Maybe  "ever since." You heard other people using this,  

Öğrenmek istediğiniz   yeni bir kelime olduğunu hayal edelim. Belki "o zamandan beri." Başkalarının bunu kullandığını duydunuz,

you get the general idea, but you never  use it yourself in conversation. So how  

genel fikri anladınız, ancak bunu kendiniz konuşmada asla kullanmıyorsunuz. Peki

can you remember "ever since?" Step number one, you need to look  

"o zamandan beri" nasıl hatırlayabilirsiniz? Birinci adım,

it up in a dictionary. I highly  recommend the online dictionary  

bir sözlüğe bakmanız gerekir. Çevrimiçi sözlüğü

YouGlish because it involves clips from around  the internet, and you can hear people using  

YouGlish'i önemle tavsiye ederim çünkü internetten klipler içerir ve insanların

this in real sentences, not just textbook  sentences. After you write down the meaning,  

bunu yalnızca ders kitabı cümleleriyle değil gerçek cümlelerle kullandığını duyabilirsiniz . Anlamını yazdıktan sonra,

write down some sample sentences that you saw in  the dictionary, you can move on to number two,  

sözlükte gördüğünüz bazı örnek cümleleri yazın , ikinciye geçebilirsiniz,

which is while you're watching English  movies and TV shows, listening to podcasts,  

İngilizce film ve TV şovları izlerken, podcast'leri dinlerken,

watching my lessons, listen especially for the  key phrase "ever since" that, you want to learn,  

derslerimi izlerken, özellikle dinleyin öğrenmek istediğin "o zamandan beri" anahtar ifadesi için

and write down those sentences that you hear  because that's how it's really used in real life. 

ve duyduğun cümleleri yaz çünkü gerçek hayatta gerçekten böyle kullanılıyor.

Number three is that you can look for it in  writing. As you're reading English news articles,  

Üçüncüsü, bunu yazılı olarak arayabilmenizdir . İngilizce haber makalelerini okurken,

as you're reading English emails, look for  the key phrase that you're trying to remember,  

İngilizce e-postaları okurken, hatırlamaya çalıştığınız anahtar ifadeyi arayın,

"ever since." Do you see here that we're trying  to find out how to use this phrase in real life  

"o zamandan beri." Burada, sonunda beyninize nüfuz etmesi için bu ifadeyi gerçek hayatta

using a lot of different media so that it finally  soaks into your brain? Because step number four is  

pek çok farklı medya kullanarak nasıl kullanacağımızı bulmaya çalıştığımızı görüyor musunuz ? Çünkü dördüncü adım

to use it in conversation. You might need  to consciously decide to use it. It might  

onu sohbette kullanmaktır. Bunu bilinçli olarak kullanmaya karar vermeniz gerekebilir.

not spontaneously come up yet. So you can think  about common conversation topics that you have.  

Henüz kendiliğinden ortaya çıkmayabilir. Böylece, sahip olduğunuz ortak konuşma konuları hakkında düşünebilirsiniz.

Maybe you commonly have small talk in the office.  Well, you can integrate the word "ever since" into  

Belki de ofiste genellikle havadan sudan konuşursunuz. Pekala, "o zamandan beri" kelimesini

a common phrase that you might say. When someone  asks, "Hey, how was your weekend?" You could say,  

söyleyebileceğiniz yaygın bir ifadeye entegre edebilirsiniz. Biri "Hey, haftasonun nasıl geçti?" diye sorduğunda

"You know what? It was great. Ever since I started  going to bed earlier, I feel so much better."  

"Biliyor musun? Harikaydı. Daha erken yatmaya başladığımdan beri kendimi çok daha iyi hissediyorum." diyebilirsiniz.

You used it in conversation, you. Great work. So now I'd like to take a look at a clip where  

Sohbette kullandın, sen. Harika iş. Şimdi,

we are actually practicing this technique  together. We're going to take a look at a clip  

bu tekniği gerçekten birlikte uyguladığımız bir klibe bakmak istiyorum.

from this video where we use the four-step  vocabulary method together. Let's watch. 

Dört adımlı kelime dağarcığı yöntemini birlikte kullandığımız bu videodan bir klibe göz atacağız. Hadi izleyelim.

Let's imagine that you want to remember this  phrase, "ever since." Maybe you heard me use  

"O zamandan beri" ifadesini hatırlamak istediğinizi düşünelim. Belki

it in a video. "I found Vanessa's English lesson  six months ago, and I've been passionate about  

bir videoda kullandığımı duymuşsunuzdur. "Vanessa'nın İngilizce dersini altı ay önce buldum ve o zamandan

English ever since." Oh, this is a great phrase.  You want to be able to use it too, but when you  

beri İngilizce konusunda tutkuluyum." Ah bu harika bir söz. Siz de kullanabilmek istiyorsunuz, ancak

have an English conversation, you know that you're  just going to forget it. So what can you do? Well,  

İngilizce sohbet ettiğinizde, onu unutacağınızı bilirsiniz. Ne yapabilirsin? Pekala,

let's go through the four steps so that you  can remember this lovely phrase "ever since." 

bu güzel "o zamandan beri" ifadesini hatırlayabilmeniz için dört adımı gözden geçirelim.

Step number one is to look up the word in a  dictionary. You need to know the basic meaning.  

Birinci adım, kelimeyi bir sözlükte aramaktır . Temel anlamını bilmeniz gerekir.

I recommend using an English dictionary. If this  is too tricky for you, maybe you are a pretty  

İngilizce sözlük kullanmanızı tavsiye ederim. Bu sizin için çok zorsa, belki

low beginner, it's okay to use a translated  dictionary, but if you are a little bit above  

başlangıçta oldukça düşük seviyedesiniz, çevrilmiş bir sözlük kullanabilirsiniz, ancak başlangıç seviyesinden   biraz daha üstünseniz

a beginner, if you can understand this lesson in  English, I recommend using an English dictionary.  

bu dersi İngilizce olarak anlayabiliyorsanız İngilizce sözlük kullanmanızı öneririm .

This way, you are immersing yourself in English.  So look it up in the dictionary, in your notebook,  

Bu şekilde kendinizi İngilizceye kaptırmış olursunuz. Bu yüzden sözlüğe bakın, not defterinize

write down the definition. Oh, ever since means  from that moment. Okay, but I need a little bit  

tanımını yazın. Oh, o zamandan beri demek o andan itibaren . Tamam, ama

more than that. So you can use a pronunciation  dictionary or a dictionary in context, such as  

bundan biraz daha fazlasına ihtiyacım var. Böylece, bu web sitesi YouGlish gibi bir telaffuz sözlüğü veya bağlam içinde bir sözlük kullanabilirsiniz

this website YouGlish. YouGlish is awesome because  you can type any phrase and it will find somewhere  

. YouGlish harika çünkü herhangi bir ifadeyi yazdığınızda

that uses this phrase in a video. Beautiful.  You've got context, you've got pronunciation,  

bu ifadenin bir videoda kullanıldığı bir yer bulacaktır. Güzel. Bağlamınız var, telaffuzunuz var,

you've got some kind of interest because there's  a topic. So let's watch a clip from YouGlish where  

bir tür ilginiz var çünkü bir konu var. O halde,

you'll see "ever since" used. Speaker 2: 

"o zamandan beri" ifadesinin kullanıldığını göreceğiniz bir YouGlish klibi izleyelim. 2. Konuşmacı:

Ever since I was probably five years old,  I always wanted to work with animals. 

Muhtemelen beş yaşımdan beri, her zaman hayvanlarla çalışmak istemişimdir.

Ever since I was probably five years old,  I always wanted to work with animals. 

Muhtemelen beş yaşımdan beri hep hayvanlarla çalışmak istemişimdir.

Vanessa: Excellent. Now  

Vanessa: Mükemmel. Artık

that you have the definition, you've watched it  on YouGlish, you can make your own sentence in  

tanımı bildiğinize, YouGlish'te izlediğinize göre, not defterinizde kendi cümlenizi oluşturabilirsiniz

your notebook. So you might say, "Ever since I  found Vanessa's lessons, I have been passionate  

. Yani, " Vanessa'nın derslerini bulduğumdan beri,

about English." Lovely. Let's go on to step number  two, which is to listen for that phrase in movies,  

İngilizce konusunda tutkuluyum" diyebilirsiniz. Sevimli. Filmlerde,

TV shows or songs. These common phrases come up  all the time, so when you can hear them, you'll  

TV şovlarında veya şarkılarda bu cümleyi dinlemek olan iki numaralı adıma geçelim. Bu yaygın ifadeler her zaman ortaya çıkar, bu nedenle onları duyduğunuzda

get more context for how to use them and you won't  forget them. Let's take a look at a quick clip  

bunları nasıl kullanacağınız konusunda daha fazla bağlam elde edersiniz ve onları unutmazsınız.

from a movie called Ernest Saves Christmas, where  you'll hear the phrase "ever since." Let's watch. 

"O zamandan beri" ifadesini duyacağınız Ernest Noel'i Kurtarıyor adlı filmden kısa bir klibe bakalım. Hadi izleyelim.

Speaker 3: Christmas is just about  

3. Konuşmacı: Noel neredeyse   en

my favorite time. Ever since I was a little kid,  I always felt like it was my own personal holiday. 

sevdiğim zamandır. Küçüklüğümden beri bu benim kişisel tatilimmiş gibi hissettim.

Christmas is just about my favorite time. Ever  since I was a little kid, I always felt like it  

Noel en sevdiğim zamandır. Küçüklüğümden beri, bunun her zaman

was my own personal holiday. Vanessa: 

kendi kişisel tatilim olduğunu düşünmüşümdür. Vanessa:

You heard him say, "Ever since I was a little  kid, I felt like Christmas was my own personal  

"Küçüklüğümden beri Noel'in benim kişisel tatilim olduğunu hissettim

holiday." Ever since I was a little kid.  So at that moment, from that moment,  

" dediğini duydunuz. Küçüklüğümden beri. Yani o andan itibaren,

he has always felt like Christmas was his  own personal holiday, basically for his  

Noel'in temelde tüm hayatı boyunca kendi kişisel tatili olduğunu hissetmiştir

whole life. Let's take a look at this in a song.  Unfortunately, I can't play this song for you  

. Bunu bir şarkıda inceleyelim. Maalesef bu şarkıyı sizin için çalamıyorum

because YouTube will have some problems with my  video, but in this Harry Style's song, he says,  

çünkü YouTube videomla ilgili bazı sorunlar yaşayacak , ancak Harry Style'ın bu şarkısında

"I've been praying ever since New York."  Okay, well, he went to New York City and  

"New York'tan beri dua ediyorum" diyor. Pekala, New York'a gitti ve

something happened, and he has needed to pray.  From that moment, from that trip until now,  

bir şey oldu ve dua etmeye ihtiyacı var. O andan, o yolculuktan bugüne,

"Ever since New York, I've been praying. I've been  praying ever since New York." Great. You've got  

"New York'tan beri dua ediyorum. New York'tan beri dua ediyorum." Harika.

more input by finding it, listening for it  in media. Let's go on to step number three. 

Onu bularak, medyada dinleyerek   daha fazla girdi elde edersiniz . Üç numaralı adıma geçelim.

Step number three is to look for this phrase in  a book. Are you noticing a theme here? The more  

Üçüncü adım, bu ifadeyi bir kitapta aramaktır. Burada bir tema fark ediyor musunuz? Ne kadar

input you have, the easier it will be to remember  this phrase. So let's take a look at a quote from  

girdiniz olursa, bu ifadeyi hatırlamanız o kadar kolay olacaktır . O zamandan beri kullanılan bir kitaptan bir alıntıya bakalım

a book that uses ever since. I'm going to read  this phrase for you here, author Rupi Kaur says,  

. Yazar Rupi Kaur, burada sizin için bu cümleyi okuyacağım,

"I felt like you threw me so far from myself.  I've been trying to find my way back ever since."  

"Beni kendimden çok uzağa fırlatmışsınız gibi hissettim.  O zamandan beri yolumu bulmaya çalışıyorum."

So he was in a relationship that really made him  feel unsteady, and when that relationship ended,  

Yani, kendisini gerçekten istikrarsız hissettiren bir ilişki içindeydi ve bu ilişki sona erdiğinde,

he's been trying to find himself again. So he  says, "I've been trying to find my way back  

kendini yeniden bulmaya çalışıyordu. Bu yüzden , "O zamandan beri kendime dönüş yolumu bulmaya çalışıyorum

to myself ever since." So since that person  threw him, so far it's a little poetic here,  

" diyor. Yani o kişi onu fırlattığından beri, şimdiye kadar biraz şiirsel,

he's been trying to find his way back  ever since, from that moment. Beautiful. 

o zamandan beri, o andan itibaren geri dönüş yolunu bulmaya çalışıyor. Güzel.

All right, and step number four is to use it in  a conversation. When you have been focusing on  

Pekala, dördüncü adım bunu bir görüşmede kullanmak.

the phrase "ever since" in books, in movies, in TV  shows, in YouGlish, in a dictionary, writing those  

Kitaplarda, filmlerde, TV şovlarında, YouGlish'te, bir sözlükte "o zamandan beri" ifadesine odaklanıp bu

sentences down, it is in your mind, it is stuck  in your mind. So you can consciously, this means  

cümleleri yazarken, bu ifade zihninizdedir, zihninizde takılıp kalmıştır. Yani bilinçli olarak yapabilirsiniz, bu,   bir dahaki görüşmenizde

you make the decision to use this phrase the next  time you have a conversation. So you might say,  

bu ifadeyi kullanmaya karar verdiğiniz anlamına gelir . Yani,

"I started watching cartoons in English when I was  a child, and I've been excited about English ever  

"Çocukken İngilizce çizgi film izlemeye başladım ve o

since." If someone asks you, "Oh, your English  is pretty good, how did you get started learning  

zamandan beri İngilizce beni heyecanlandırıyor" diyebilirsiniz. Birisi size "Oh, İngilizceniz oldukça iyi, İngilizce öğrenmeye nasıl başladınız

English?" You could use this phrase, "Oh, well,  I've been watching cartoons since I was a kid,  

?" Şu ifadeyi kullanabilirsiniz, "Oh, pekala, Çocukluğumdan beri çizgi film izliyorum

and I've been excited about English ever since.  From the moment I was a child until now," and it's  

ve o zamandan beri İngilizce beni heyecanlandırıyor. Çocukluğumdan bu yana," ve bu ifade

continuing into the future. Ever since, success.  You have used this phrase in a conversation. 

gelecek. O zamandan beri, başarı. Bu cümleyi bir sohbette kullandınız.

All right, let's go on to common English  frustration number two, which is,  

Pekala, iki numaralı İngilizce hayal kırıklığına geçelim, yani

"I want to speak, but I don't have anyone to  speak with." Well, good on you wanting to speak  

"Konuşmak istiyorum ama konuşacak kimsem yok ." İngilizce konuşmak istemen ne güzel

in English. You know that it's important, but how  can you really find someone to speak with? Well,  

. Bunun önemli olduğunu biliyorsunuz, ancak gerçekten konuşacak birini nasıl bulabilirsiniz? Pekala,

the solution is you can learn English  and speak in English right now from home.  

çözüm, şu anda İngilizce öğrenip İngilizce konuşabilmenizdir.

Yep, it's true. In 2022, the YouTube English  lessons that you loved the most were part of  

Evet, bu doğru. 2022'de en çok sevdiğiniz YouTube İngilizce dersleri, benimle konuşma pratiği yapma

a speaking series where you got the chance to  practice speaking with me. This is a great low  

şansı yakaladığınız bir konuşma dizisinin parçasıydı . Bu, konuşma pratiği yapmanın harika bir düşük

stress way to practice speaking so that  when you get the chance to speak with  

stres yoludur, böylece gerçek dünyada biriyle konuşma fırsatı bulduğunuzda

someone in the real world, you will be ready. So what we're going to do, you're going to see  

hazır olursunuz. Şimdi ne yapacağız,

a sample conversation with my husband, Dan  and I, where we're talking about a topic,  

kocam Dan ve ben ile bir konu hakkında konuştuğumuz örnek bir sohbet izleyeceksiniz

and then you will get the chance to answer the  same questions and practice speaking with me.  

ve ardından aynı soruları yanıtlama ve konuşma pratiği yapma şansınız olacak. Benimle.

We'll do this for two different conversation  topics, and I challenge you to listen to the  

Bunu iki farklı sohbet konusu için yapacağız ve sizi

sample conversation and then to also practice  speaking out loud. The great thing about a video  

örnek sohbeti dinlemeye ve ardından yüksek sesle konuşma pratiği yapmaya davet ediyorum. Bir videonun   harika yanı, videoyu istediğiniz

is that you can always pause and review and watch  it as many times as you need to. Let's watch. 

zaman durdurup inceleyebilmeniz ve istediğiniz kadar izleyebilmenizdir. Hadi izleyelim.

Hey, Dan, how's your week going? Dan: 

Dan, haftan nasıl gidiyor? Dan:

Oh, it's going great. I just got  back from a week at the beach. 

Oh, harika gidiyor. Sahilde bir haftadan yeni döndüm.

Vanessa: Oh, where'd you go? 

Vanessa: Oh, nereye gittin?

Dan: We went to Pawleys Island. My  

Dan: Pawleys Adası'na gittik.

family's been going there for years. Vanessa: 

Ailem yıllardır oraya gidiyor. Vanessa:

Oh, what do you like to do at the beach? Dan: 

Ah, plajda ne yapmaktan hoşlanırsın? Dan:

Just hang out at the beach, mostly. We play in the  sand, build sandcastles, read books. I love it. 

Çoğunlukla sahilde takıl. Kumda oynuyoruz , kumdan kaleler yapıyoruz, kitaplar okuyoruz. Bayıldım.

Vanessa: Do you do that every year? 

Vanessa: Bunu her yıl yapıyor musun?

Dan: Yeah, we try to go over there every summer,  

Dan: Evet, her yaz oraya gitmeye çalışıyoruz

and sometimes for a holiday too. Vanessa: 

ve bazen tatil için de. Vanessa:

Oh, well, welcome back. Hey, how's your week going?  

Oh, peki, tekrar hoş geldiniz. Haftan nasıl geçiyor?

Oh, great. Where'd you go?  

Ah harika. Nereye giderdin?

Oh, what do you like to do at the beach?  

Ah, sahilde ne yapmaktan hoşlanırsın? Kulağa

That sounds like a great vacation.  Do you do that every year?  

harika bir tatil gibi geliyor. Bunu her yıl yapıyor musun?

Oh, cool. Well, welcome back. Hey, Dan, you doing anything fun this weekend? 

Oh harika. Tekrar hoşgeldiniz. Dan, bu hafta sonu eğlenceli bir şey yapıyor musun?

Dan: Yeah, I'm going to be hanging out  

Dan: Evet,

with some friends from out of town. Vanessa: 

şehir dışından bazı arkadaşlarla   takılacağım. Vanessa:

Oh, that sounds great. What are you going to do? Dan: 

Ah, kulağa harika geliyor. Ne yapacaksın? Dan:

Mostly just hang out, but we're going to go on  a hike and then go to my favorite restaurant. 

Çoğunlukla sadece takılırız, ancak  yürüyüşe çıkacağız ve ardından en sevdiğim restorana gideceğiz.

Vanessa: Oh, what's your favorite restaurant? 

Vanessa: En sevdiğin restoran hangisi?

Dan: It's an Asian fusion restaurant  

Dan:

with great tacos and delicious kimchi. Vanessa: 

Harika taco'ları ve lezzetli kimchi'leri olan   bir Asya füzyon restoranı. Vanessa:

Sounds wonderful. What else are you going to do? Dan: 

Kulağa harika geliyor. Başka ne yapacaksın? Dan:

Just walk around downtown and go to a few  shops, grab a few beers at the local breweries. 

Sadece şehir merkezinde dolaşın ve birkaç dükkâna gidin, yerel bira fabrikalarından birkaç bira alın.

Vanessa: I hope you have a great time. Enjoy your weekend. 

Vanessa: Umarım iyi vakit geçirirsin. Hafta sonunun tadını çıkar.

Hey, are you doing anything fun this weekend?  

Hey, bu hafta sonu eğlenceli bir şeyler yapıyor musun?

That sounds fun. What are you going to do?  

Bu eğlenceli geliyor. Ne yapacaksın?

Cool. Where's your favorite place to go?  

Serin. Gitmeyi en sevdiğin yer neresi?

Well, that sounds fun. What  else are you going to do?  

Kulağa eğlenceli geliyor. Başka ne yapacaksın?

Well, have a great weekend. I'll see you later. Great work practicing speaking with me. I hope  

İyi hafta sonları. Sonra görüşürüz. Benimle konuşma pratiği yapmak harika bir işti. Umarım

this was a low stress way to start speaking  now. Let's go on to common English frustration  

bu, şimdi konuşmaya başlamak için stresi azaltan bir yol olmuştur . Üç numaralı yaygın İngilizce hüsranına geçelim

number three, which is, "Ugh, I cannot  understand fast english conversations."  

, yani " Hızlı İngilizce konuşmaları anlayamıyorum."

Has this ever happened to you that you're  watching an English movie or TV show,  

Hiç başınıza geldi mi bir İngilizce film veya TV programı izlerken

and as people are speaking, you think, "Oh my  goodness, this is absolutely like a different  

ve insanlar konuşurken "Aman Tanrım, bu

language than the one I learned at school.  Is this even English?" Well, you know what,  

benim okulda öğrendiğimden kesinlikle farklı bir dil. Bu gerçekten doğru mu? İngilizce?" Pekala,

you learned classroom English at school and real  English is quite different than what you actually  

okulda sınıf İngilizcesi öğrendiniz ve gerçek İngilizce, gerçekte sınıfta  öğrendiğinizden oldukça farklı

learned in the classroom. This means that in  the real world, people use real English with  

. Bu, gerçek dünyada insanların, sizin sınıfta bir ders kitabında öğrendiğinizden

linking and reductions and different ways to speak  than you learned in the classroom in a textbook. 

bağlantılar, kısaltmalar ve farklı konuşma biçimleriyle gerçek İngilizceyi kullandıkları anlamına gelir .

It can be really frustrating when all of the words  just blurred together. You've been practicing so  

Tüm kelimelerin birlikte bulanıklaşması gerçekten sinir bozucu olabilir . Kelime

hard to improve your vocabulary and grammar and  pronunciation, and then you try to listen and  

dağarcığınızı, dil bilginizi ve telaffuzunuzu geliştirmek için çok  sıkı çalışıyorsunuz ve ardından dinlemeye çalışıyorsunuz ve

nothing makes sense. So what's a solution? How  can you understand fast english conversations?  

hiçbir şey anlam ifade etmiyor. Peki çözüm nedir? Hızlı İngilizce konuşmaları nasıl anlayabilirsiniz?

I recommend using the conversation breakdown  method where you will analyze real English  

Gerçek İngilizce konuşmaları analiz edeceğiniz

conversations and breakdown what makes them  so fast so that you can understand them and  

ve konuşmaları bu kadar hızlı yapan şeyleri analiz edeceğiniz konuşma dökümü yöntemini kullanmanızı öneririm; böylece onları anlayabilir ve

use that type of natural speaking yourself.  Let's take a look at a clip where my husband,  

bu tür doğal konuşmayı kendiniz kullanabilirsiniz. Kocam

Dan, and I try different desserts. You'll see a  short clip of us speaking, and then we'll use the  

Dan ve benim farklı tatlılar denediğimiz klibe bir göz atalım. Konuştuğumuz kısa bir klip göreceksiniz ve ardından  konuşmayı

conversation breakdown method to break down some  common, fast speaking points in our conversation  

so that you can understand it better and  also speak better yourself. Let's watch. 

daha iyi anlayabilmeniz ve kendi başınıza daha iyi konuşabilmeniz için   konuşmamızdaki bazı yaygın, hızlı konuşma noktalarını açıklamak için   konuşma dökümü yöntemini kullanacağız. Hadi izleyelim.

All right. You want to try the peanut brittle? Dan: 

Elbette. Fıstık ezmesini denemek ister misin? Dan:

Sure. I'm going to take this huge piece. Vanessa: 

Tabii. Bu büyük parçayı alacağım. Vanessa:

Okay. All right. You want to  

Tamam. Elbette.

try the peanut brittle? Dan: 

Fıstık ezmesini   denemek ister misiniz? Dan:

Sure. I'm going to take this huge piece. Vanessa: 

Tabii. Bu büyük parçayı alacağım. Vanessa:

Okay. You heard Dan say, "I'm going to take this  

Tamam. Dan'in "Bu

huge piece," but did it sound like that? Nope.  He said, "I'm going to take this huge piece."  

büyük parçayı alacağım" dediğini duydunuz ama kulağa öyle mi geldi? Hayır. "Bu büyük parçayı alacağım" dedi.

Let's break this down. At the beginning of  the sentence, he uses a great contraction,  

Bunu parçalayalım. Cümlenin başında büyük bir kısaltma kullanıyor,

"I'm. I'm." This is I plus am. That makes I'm.  And then, he makes a reduction within another  

"I'm. I'm." Bu ben artı benim. Bu beni yapar. Ve sonra, başka bir indirgeme içinde bir indirgeme yapar

reduction. He says, "Going to take," but he  doesn't say going to, he says, "Gonna," and then  

. "Alacağım" diyor ama alacağım demiyor, "Alacağım" diyor ve ardından daha da

he reduces it even further. He cuts off the G and  says, "unna. I'm going to take this huge piece.  

azaltıyor. G'yi keser ve "unna. Bu devasa parçayı alacağım.

I'm unna take this huge piece." Sometimes when  we're speaking really quickly, we reduce going to,  

Bu büyük parçayı almayacağım" der. Bazen gerçekten hızlı konuşurken, "going to" kelimesini "

to gonna. "I'm gonna to take this huge piece," but  we might reduce it even more. Cut off the G and  

going" olarak azaltırız. "Bu devasa parçayı alacağım", ancak daha da azaltabiliriz. G'yi kesin ve

just say, "I'm unna take this huge piece. I'm unna  take this huge piece." Do you want to practice a  

"Bu büyük parçayı almayacağım. Bu büyük parçayı almayacağım" deyin. Benimle örnek bir cümle üzerinde pratik yapmak ister misin

sample sentence with me? Yes. Let's do it. "I'm going to visit my friend," becomes,  

? Evet. Hadi yapalım. "Arkadaşımı ziyaret edeceğim",

"I'm unna visit my friend." Can you say that with  me? Let's say it slowly first and then we'll speed  

"Arkadaşımı ziyaret etmeyeceğim" olur. Bunu benimle söyleyebilir misin ? Önce yavaş söyleyelim, sonra

it up, because if you're going to use "unna,"  it needs to be in fast English. You can't say,  

hızlandıralım, çünkü "unna" kullanacaksanız hızlı İngilizce olması gerekir.

"I'm unna meet my friend." No. This needs to be  a reduction in a fast sentence, so let's say it  

"Arkadaşımla tanışmayacağım" diyemezsiniz. Hayır. Bunun hızlı bir cümlede kısaltma olması gerekir, bu yüzden

slowly and then we'll speed it up, "I'm unna  visit my friend. I'm unna visit my friend."  

yavaş yavaş söyleyelim ve ardından " Arkadaşımı  ziyaret etmeyeceğim. Arkadaşımı ziyaret etmeyeceğim."

Let's say it fast, "I'm unna visit my friend. I'm  unna visit my friend. I'm unna visit my friend."  

Hızlıca söyleyelim, "Arkadaşımı ziyaret etmeyeceğim. Arkadaşımı  ziyaret etmeyeceğim. Arkadaşımı ziyaret etmeyeceğim."

Great work. All right, let's watch the  original clip one more time and I want to know,  

Harika iş. Pekala, orijinal klibi bir kez daha izleyelim ve öğrenmek istiyorum,

has your listening and pronunciation  skills improved with just this one clip?  

sadece bu kliple dinleme ve telaffuz becerileriniz gelişti mi? Bu videodaki

Imagine when we do all of the other clips  from this video. All right, let's watch. 

diğer tüm klipleri yaptığımızı hayal edin . Pekala, hadi izleyelim.

All right, you want to try the peanut brittle? Dan: 

Pekala, fıstık ezmesini denemek ister misin? Dan:

Sure. I'm going to take this huge piece. Vanessa: 

Tabii. Bu büyük parçayı alacağım. Vanessa:

Okay. All right. You want to  

Tamam. Elbette.

try the peanut brittle? Dan: 

Fıstık ezmesini   denemek ister misin? Dan:

Sure. I'm going to take this huge piece. Vanessa: 

Tabii. Bu büyük parçayı alacağım. Vanessa:

Okay. Great work. I hope  

Tamam. Harika iş. Umarım

you are able to understand this fast English  conversation sentence and that you are able  

bu hızlı İngilizce konuşma cümlesini anlayabilir ve

to improve your listening skills. Let's go on to  common English learning frustration number four,  

dinleme becerilerinizi geliştirebilirsiniz. Dört numaralı yaygın İngilizce öğrenme hüsranına devam edelim,

and that's this, "I don't have time to study  English." You know what, our world now is a  

ve bu, "İngilizce çalışmak için zamanım yok ." Biliyor musun, dünyamız artık

busy place. If you ask 10 people if they're busy,  I bet 10 people will say, "Yes." What about you?  

meşgul bir yer. 10 kişiye meşgul olup olmadıklarını sorarsanız, bahse girerim 10 kişi "Evet" diyecektir. Senden ne haber?

Are you a busy person? Probably so. So who really  has time to improve their English skills? Well,  

Meşgul biri misin? Muhtemelen. Peki kimin İngilizce becerilerini geliştirmek için gerçekten zamanı var?

the answer is no one. No one has time. You have  to make time. Well, we're certainly not someone  

Cevap hiç kimse. Kimsenin zamanı yok. Zaman ayırmanız gerekir. Pekala, biz kesinlikle

who has control of the universe and can stretch  out time, so how can we really make time? Well,  

evreni kontrol eden ve zamanı uzatabilen biri değiliz, öyleyse nasıl gerçekten zaman kazanabiliriz? Pekala,   Size,

I'd like to show you a clip where I give you four  useful and important suggestions to help you,  

yes, busy you, to make time to study English  during your hectic busy life. Let's take a look. 

evet, meşgul olmanıza, yoğun ve yoğun hayatınız sırasında İngilizce çalışmaya zaman ayırmanıza yardımcı olacak dört yararlı ve önemli öneri verdiğim bir klip göstermek istiyorum . Hadi bir bakalım.

Suggestion number one, schedule a  certain time each day for English.  

Bir numaralı öneri, İngilizce için her gün belirli bir zaman planlayın.

Make sure that this is realistic. You cannot  say, "I will study for four hours after I come  

Bunun gerçekçi olduğundan emin olun. "Her gün işten eve geldikten sonra dört saat çalışacağım

home from work every day." Do you know what's  going to happen after one week, maybe less?  

" diyemezsiniz. Bir hafta, belki daha az sonra ne olacağını biliyor musunuz?

We call this burnout. You will burn out.  That means you will become so exhausted  

Biz buna tükenmişlik diyoruz. Tükeneceksin. Bu, çok yorulacağınız

and you will be annoyed at learning English.  You won't want to do it anymore, so make sure  

ve İngilizce öğrenmekten rahatsız olacağınız anlamına gelir. Artık bunu yapmak istemeyeceksiniz, bu yüzden

that you set a realistic time, 15 minutes, 30  minutes, set this time aside and make it the  

gerçekçi bir süre belirlediğinizden emin olun, 15 dakika, 30 dakika, bu zamanı bir kenara ayırın ve o gün

most important thing that you want to accomplish  that day. For that 15 or 30 minutes, you can play  

başarmak istediğiniz en önemli şey yapın . Bu 15 veya 30 dakika boyunca, işe

a podcast in English while you are commuting to  work. If you don't commute, you could listen to  

giderken İngilizce bir podcast dinleyebilirsiniz . İşe gidip gelmiyorsanız,

a podcast while you're cooking breakfast, while  you're folding the laundry, while you're taking  

kahvaltı hazırlarken, çamaşırları katlarken,

a walk around your neighborhood. You can just  spend that time doing something with English. 

mahallede yürüyüş yaparken bir podcast dinleyebilirsiniz. O zamanı İngilizce ile ilgili bir şeyler yaparak geçirebilirsin.

Or you could subscribe to my YouTube  channel. I have over 300 English lessons.  

Ya da YouTube kanalıma abone olabilirsiniz . 300'den fazla İngilizce dersim var.

Maybe you have not seen all of them, so you could  watch one lesson per day. That's about 30 minutes  

Belki hepsini izlemediniz, yani günde bir ders izleyebilirsiniz. Bu, her gün yaklaşık 30 dakika   eder

each day. Immerse yourself in English and learn  something new. Great, and I hope you'll enjoy it  

. Kendinizi İngilizceye kaptırın ve yeni bir şeyler öğrenin. Harika ve umarım

at the same time. My first tip was to set aside  a specific amount of time every day. My second  

aynı zamanda beğenirsiniz  . İlk ipucum, her gün belirli bir süre ayırmaktı. İkinci

tip is to surround yourself with English. Even  if you're not in an English-speaking country,  

ipucum, etrafınızı İngilizce ile çevrelemek. İngilizce konuşulan bir ülkede olmasanız bile

you can still do this. You can find fun and  creative ways to immerse yourself. Here are some  

bunu yine de yapabilirsiniz. Kendinizi kaptırmanın eğlenceli ve yaratıcı yollarını bulabilirsiniz. İşte

of my suggestions. You can change the language  settings on your phone or on your browser on the  

önerilerimden bazıları. Dil ayarlarını telefonunuzda veya bilgisayardaki tarayıcınızda değiştirebilirsiniz

computer. That means that just as you are looking  at news articles or as you are reading a recipe,  

. Bu, tıpkı haber makalelerine bakarken veya bir yemek tarifi okurken,

whatever you're doing on your phone, all of  the text is going to be in English. Simple,  

telefonunuzda ne yapıyor olursanız olun, metnin tamamının İngilizce olacağı anlamına gelir. Basit,

effective, and doesn't take any extra time. You could also take some sticky notes  

etkili ve fazladan zaman almıyor. Ayrıca yapışkan notlar

or little pieces of paper with tape and put them  around your house to label different items. Write  

veya bantlı küçük kağıt parçaları alıp farklı öğeleri etiketlemek için evinizin etrafına koyabilirsiniz.

a full sentence, and this will help you to be  able to see English and have your brain switch  

Tam bir cümle yazın ve bu, İngilizceyi görebilmenize ve

over to English for that moment. You could read  your favorite books in English. If you need any  

o an için beyninizin İngilizceye geçmesine yardımcı olacaktır. En sevdiğiniz kitapları İngilizce okuyabilirsiniz.

recommendations for good books in English, I  love reading, so I have made, I think, four  

İyi İngilizce kitaplar için herhangi bir öneriye ihtiyacınız varsa, okumayı seviyorum, bu yüzden sanırım

videos about book recommendations. You can check  out this one up here, which is beginner books,  

kitap önerileriyle ilgili dört   video hazırladım. Başlangıç ​​kitapları olan buna buradan göz atabilirsiniz

or if you have never read a book in English  before, I recommend starting with those books.  

veya daha önce hiç İngilizce kitap okumadıysanız bu kitaplardan başlamanızı öneririm. Fikir

You can check out that link up here to get  some ideas, or you can check out the link in  

edinmek için buradaki bağlantıya göz atabilir veya

the description, which is my Amazon storefront. I have listed on there all of the books that  

açıklamadaki Amazon vitrinim olan bağlantıya göz atabilirsiniz. Önerdiğim   tüm kitapları orada listeledim

I recommend, and you can just click on them and  purchase them. I think I get like 10 cents from  

ve üzerlerine tıklayıp satın alabilirsiniz. Sanırım her satın alma işleminden yaklaşık 10 sent alıyorum

each purchase, so it's not really that much for  me, but it's just a way to show you the books that  

, bu yüzden benim için o kadar da fazla değil , ancak bu yalnızca size okuyabileceğiniz kitapları göstermenin

you can read and give some recommendations and  where you can get them. And finally, of course,  

ve bazı önerilerde bulunmanın ve bunları nereden alabileceğinizi göstermenin bir yolu. Ve son olarak,

you can watch some TV shows or cartoons in  English. Sometimes children's cartoons are  

bazı TV şovlarını veya çizgi filmleri İngilizce olarak izleyebilirsiniz . Bazen çocuk çizgi filmleri

a great way to get started. They use simple  language for kids and they speak slowly. You  

başlamak için harika bir yoldur. Çocuklar için basit bir dil kullanırlar ve yavaş konuşurlar.

can see the action developing. It's a good way  to start to immerse yourself more in English. 

Eylemin geliştiğini   görebilirsiniz. Kendinizi İngilizceye daha fazla kaptırmaya başlamanın iyi bir yolu.

Well, now that you have made time for  English, let's go on to our fifth and  

Pekala, İngilizce için zaman ayırdığınıza göre ,

final biggest frustration when learning English,  and that's this, "I feel like I'm not making any  

İngilizce öğrenirken yaşadığımız en büyük beşinci ve son hayal kırıklığımıza geçelim ve bu, "Hiçbir ilerleme kaydetmiyormuşum gibi hissediyorum

progress." Has this ever happened to you? You  start the new year with lots of motivation,  

." Bu hiç başınıza geldi mi? Yeni yıla büyük bir motivasyonla başlarsınız,

"Yeah, this is the year I'm going to improve  my English. I'm going to speak confidently. I'm  

"Evet, bu yıl İngilizcemi geliştireceğim . Kendime güvenerek konuşacağım.

going to do it," and then two weeks later, what  happens? Your motivation starts to go down and you  

Bunu   yapacağım" ve ardından iki hafta sonra ne olur mu? Motivasyonunuz azalmaya başlar ve en başta

start to lose sight of why you wanted to improve  your English in the first place. If this is you,  

neden İngilizcenizi geliştirmek istediğinizi gözden kaçırmaya başlarsınız . Bu sizseniz,   kendinizi

don't feel bad. This has happened to almost all  of us, but we want to fix this. We want to grow  

kötü hissetmeyin. Bu neredeyse hepimizin başına gelmiştir , ancak bunu düzeltmek istiyoruz.

our motivation and maintain it so that you can  see progress and you can actually improve. So  

İlerlemeyi görebilmeniz ve gerçekten gelişebilmeniz için motivasyonumuzu   artırmak ve sürdürmek istiyoruz. Peki,

how can you maintain your motivation so  that you can really see real progress? 

gerçek ilerlemeyi gerçekten görebilmek için motivasyonunuzu nasıl koruyabilirsiniz?

Well, my solution is to track your progress,  and this way you can see the real results that  

Benim çözümüm ilerlemenizi takip etmektir ve bu şekilde elde ettiğiniz gerçek sonuçları görebilirsiniz

you're having. For some people, this might mean  taking an English test, but for a lot of people,  

. Bazı insanlar için bu, İngilizce sınavına girmek anlamına gelebilir, ancak birçok kişi için ilerlemenizi görmek için altı ayda

it's not realistic to take an English exam  every six months to see your progress. So  

bir İngilizce sınavına girmek gerçekçi değildir . Peki   bunun

what could you do instead? I recommend giving  yourself a short term deadline. You don't  

yerine ne yapabilirsiniz? Kendinize kısa vadeli bir son tarih vermenizi öneririm.

know what your life is going to be like in  three months or eight months or four years,  

Üç ay, sekiz ay veya dört yıl sonra hayatınızın nasıl olacağını bilmiyorsunuz,

so instead, make a goal for this month. This  way you can see your progress over 30 days,  

bu yüzden bunun yerine bu ay için bir hedef belirleyin. Bu şekilde 30 gün içindeki ilerlemenizi görebilir

and that will help you to  maintain your motivation. 

ve bu, motivasyonunuzu  korumanıza yardımcı olur .

Well, congratulations. We have overcome the  top five frustrations that you as an English  

Tebrikler. İngilizce öğrenen biri olarak sizin hissediyor olabileceğiniz ilk beş hayal kırıklığının üstesinden geldik

learner might be feeling. I'm here to help you.  I'm your teacher. Don't forget to download the  

. Ben sana yardım etmek için buradayım. Ben senin öğretmeninim.

free PDF worksheet for today's important lesson  with all of the frustrations, solutions, links,  

Bugünün önemli dersi için, tüm hayal kırıklıklarını, çözümleri, bağlantıları

and ideas to help you overcome them step by step.  Well, thank you so much for learning English with  

ve bunların adım adım üstesinden gelmenize yardımcı olacak fikirleri içeren  ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmeyi unutmayın. Benimle   İngilizce öğrendiğiniz için çok teşekkür ederim

me, and I'll see you again next Friday for a new  lesson here on my YouTube channel. Bye. But wait,  

. Gelecek Cuma YouTube kanalımda yeni bir ders için tekrar görüşmek üzere . Hoşçakal. Ama bekleyin,

do you want more? I recommend watching  this video next where you will learn how  

daha fazlasını ister misiniz?

to become a fluent English speaker in 2023.  You'll learn my top 10 tips for finally  

2023'te akıcı bir şekilde İngilizce konuşan biri olmayı öğreneceğiniz bir sonraki videoyu izlemenizi tavsiye ederim. Sonunda İngilizcede akıcılık ve özgüven kazanmak için en iyi 10 ipucumu öğreneceksiniz

achieving fluency and confidence in English.  I can't wait to help you. I'll see you there.

. Sana yardım etmek için sabırsızlanıyorum. Seni orada göreceğim.