Speak With Me: English Speaking Practice

Vanessa: Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.

Vanessa: Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

Are you ready to speak with me?

benimle konuşmaya hazır mısın? Hadi

Let's do it.

yapalım.

Vanessa: Hey, what's your feeling for dinner tonight?

Vanessa: Hey, bu akşam yemek için ne hissediyorsun?

You want to grab something to go, or you want to eat out?

Gidecek bir şeyler mi almak istersin yoksa dışarıda mı yemek istersin?

Huh?

Ha? Size

If I asked you this, would you know how to respond, or would your heart start beating

bunu sorsam, nasıl cevap vereceğinizi bilir misiniz , yoksa kalbiniz hızla atmaya başlar

quickly and you think, "What do I say?"

ve "Ne diyeceğim?" diye düşünür müsünüz?

Well, never fear.

Peki, asla korkma.

In today's lesson, we're going to talk about some common questions that are often asked

Bugünün dersinde,

in conversations about restaurants or eating out, deciding what you want to eat, and also

restoranlar veya dışarıda yemek yeme , ne yemek istediğinize karar verme ile ilgili konuşmalarda sıklıkla sorulan bazı yaygın sorulardan ve ayrıca bir sonraki etkileşimlerinizde kendinize güvenmeniz

some common responses to this so that you can feel confident in your next interactions.

için buna verilen bazı yaygın yanıtlardan bahsedeceğiz. .

Vanessa: At the end of this lesson, you'll have a chance

Vanessa: Bu dersin sonunda

to speak with me and practice what you've learned.

benimle konuşma ve öğrendiklerini uygulama şansın olacak .

So make sure to listen carefully.

Bu yüzden dikkatlice dinlediğinizden emin olun.

Let's start with some common questions for talking about eating out in restaurants.

Restoranlarda dışarıda yemek yemek hakkında konuşmak için bazı genel sorularla başlayalım.

Since the pandemic began, a lot of restaurants have changed their service model.

Pandemi başladığından beri birçok restoran hizmet modelini değiştirdi.

These questions will cover eating in a restaurant, but also ordering food to go.

Bu sorular, bir restoranda yemek yemeyi ve aynı zamanda gitmek için yemek sipariş etmeyi kapsayacaktır.

I hope that these will help you in any situation that you're in.

Umarım içinde bulunduğunuz her durumda bunlar size yardımcı olur .

Let's start with our first question.

İlk sorumuzla başlayalım. Yemek

Do you want to eat?

istermisin?

Out this phrasal verb "to eat out" means at a restaurant.

Bu deyimsel fiilden "dışarıda yemek yemek", bir restoranda anlamına gelir.

Vanessa: We don't often say, "Do you want to go to

Vanessa: "Bir restorana gitmek ister misin

a restaurant?

?

Do you want to eat at a restaurant?"

Bir restoranda yemek yemek ister misin?"

We just say "eat out."

Biz sadece "dışarıda ye" diyoruz.

Do you want to eat out?

Dışarıda yemek ister misin?

But we often reduce this question to sound a little more comfortable and casual.

Ancak, bu soruyu biraz daha rahat ve rahat görünecek şekilde sık sık azaltıyoruz.

Ya want to eat out?

Dışarıda yemek ister misin?

Ya is you.

Sen misin?

You want to eat out?

Dışarıda yemek ister misin?

Ya want to eat out?

Dışarıda yemek ister misin?

We've dropped the question word completely do.

Soru kelimesini tamamen bıraktık .

Just ya, ya.

Sadece evet, evet.

And then we have reduced want to to become wanna.

Ve sonra, olmak istemeyi azalttık .

This is a common reduction in English.

Bu, İngilizcede yaygın bir azalmadır.

Can you say this question with me?

Bu soruyu benimle birlikte söyler misin?

Ya want to eat out?

Dışarıda yemek ister misin?

Ya want to eat out?

Dışarıda yemek ister misin?

Or we could cut off that first word ya completely and just say, "Wanna eat out?"

Ya da o ilk "ya" kelimesini tamamen kesebilir ve "Dışarıda yemek ister misin?"

Vanessa: Ask it with me.

Vanessa: Benimle birlikte sor.

Wanna eat out?

Dışarıda yemek ister misin?

Great.

Harika.

Then you might ask, where do you want to go?

O zaman nereye gitmek istiyorsun diye sorabilirsin.

Where do you want to go?

Nereye gitmek istersin?

But do you think we say it clearly like this?

Ama böyle açıkça söylediğimizi mi sanıyorsun? Ne

Unfortunately not.

yazık ki değil.

Instead, you could say, "Where ya wanna go?"

Bunun yerine, "Nereye gitmek istersin?" diyebilirsin.

Where ya wanna go?

nereye gitmek istersin

This is a similar reduction to our first question.

Bu, ilk sorumuza benzer bir indirgemedir.

You becomes ya and want to becomes wanna.

Sen sen olursun ve istemek, istemek olur.

Where ya wanna go?

nereye gitmek istersin

Where ya wanna go?

nereye gitmek istersin

Where ya wanna go?

nereye gitmek istersin Gelip

Should we order pick up?

sipariş vermeli miyiz? Teslim alma

Should we order pickup?

siparişi vermeli miyiz?

I want to let you know that in the US there are a lot of terms that are used for this

Amerika'da restoranda yemek yemediğiniz fikri için kullanılan pek çok terim olduğunu bilmenizi isterim

idea that you're not eating in the restaurant.

.

Vanessa: You're ordering food, but then you get the

Vanessa: Yemek ısmarlıyorsun ama sonra

food and you take it somewhere else.

yemeği alıyorsun ve başka bir yere götürüyorsun.

Maybe you take it back home or you take it to a park.

Belki eve geri götürürsün ya da bir parka götürürsün.

We could use a couple of different phrases, and it's just your personal preference.

Birkaç farklı ifade kullanabiliriz ve bu sadece sizin kişisel tercihiniz.

For me, I say pick up.

Benim için alın diyorum.

Do you want to order pick up?

Gelip sipariş vermek ister misiniz?

Do you want to get pick up?

Almak ister misin?

But you could also say, should we order take out?

Ama şunu da söyleyebilirsiniz, dışarı sipariş verelim mi ? Yürütme

Should we order carry out?

emri vermeli miyiz? Gel

Should we order take-away?

-al siparişi vermeli miyiz? Pek

So a lot of different phrases and you are going to hear these all around the US.

çok farklı ifade ve bunları ABD'nin her yerinde duyacaksınız. Ne

It's just your choice what you'd like to use.

kullanmak istediğiniz sadece sizin seçiminiz.

Vanessa: Another fun question to ask what someone would

Vanessa: Birine ne yemek istediğini sormak için eğlenceli bir soru da

like to eat is, what are you in the mood for?

, canın nasıl?

What are you in the mood for?

Ne yapma modundasın?

Don't deny it.

İnkar etme.

Sometimes in your heart you're just in the mood for comfort food.

Bazen kalbinizde rahat yemek yeme havasındasınızdır.

Something that's heavy and rich and reminds you of a cozy, warm time in your childhood.

Ağır ve zengin olan ve size çocukluğunuzdaki rahat, sıcak zamanları hatırlatan bir şey.

Maybe it's not very healthy, but you're in the mood for comfort food, or maybe you're

Belki çok sağlıklı değil, ama rahat yemek yeme havasındasınız ya da belki

in the mood for something light.

hafif bir şeyler yeme havasındasınız.

You want a salad or sushi.

Salata ya da suşi istiyorsun.

Something light.

Hafif bir şey.

This idea of what are you feeling like you want to eat, but we often reduce this question.

Bu fikir ne hissediyorsun yemek istiyor gibisin ama biz bu soruyu sık sık azaltıyoruz.

And instead of saying, "What are you in the mood for?"

Ve "Ne havasındasın?" demek yerine.

Vanessa: We might say, "Whatcha in the mood for?"

Vanessa: "Ne havasındasın?" diyebiliriz.

Whatcha, whatcha is what are you, whatcha in the mood for?

Ne yapıyorsun, ne yapıyorsun, ne havasındasın?

Here, the word you has been reduced to cha, cha.

Burada sen kelimesi cha, cha'ya indirgenmiştir.

This is extremely common in spoken English that the word you gets changed up in a lot

Bu, konuşulan İngilizcede son derece yaygındır, aldığınız kelimenin

of ways.

birçok yönden değişmesidir.

We already talked about one of those, ya, and this is another, cha.

Bunlardan biri hakkında zaten konuştuk, evet ve bu başka bir şey, cha.

Whatcha in the mood for?

Havanda ne var?

Whatcha in the mood for?

Havanda ne var?

Or we could reduce this even further, wha'ya in the mood for?

Ya da bunu daha da azaltabiliriz, ne havasındayız?

Wha'ya in the mood for?

Ne havasındasın?

This is extremely reduced, but notice what's happening.

Bu son derece azaldı, ancak ne olduğuna dikkat edin .

What are you in the mood for?

Ne yapma modundasın?

The word R is gone and the word you has been reduced to ya.

R kelimesi gitmiş, sen kelimesi ya'ya indirgenmiştir.

Vanessa: So when we linked together what and you, it's

Vanessa: Yani neyi ve seni birbirine bağladığımızda

super fast.

süper hızlı oluyor.

Wha'ya in the mood for?

Ne havasındasın?

Wha'ya in the mood for?

Ne havasındasın?

You don't want to say this reduction slowly, wha'ya in the mood for?

Bu indirgemeyi yavaş yavaş söylemek istemiyor musun, ne havasındasın?

No.

Hayır.

We can say it like that to practice for this lesson.

Bu derse pratik yapmak için böyle diyebiliriz .

But when this is in daily conversation, it's really fast.

Ancak bu günlük konuşmada olduğunda, gerçekten hızlıdır.

That's the purpose of a reduction.

İndirimin amacı bu.

Do you think you could say this with me really fast?

Bunu benimle gerçekten hızlı bir şekilde söyleyebileceğini düşünüyor musun ?

Wha'ya in the mood for?

Ne havasındasın?

Wha'ya in the mood for?

Ne havasındasın?

Wha'ya in the mood for?

Ne havasındasın?

Great.

Harika.

All right.

Elbette. Hazırlıklı ve hazır olabilmeniz için

Let's talk about some common answers to these questions so that you can be prepared and

bu sorulara verilen bazı genel yanıtlardan bahsedelim

ready.

.

Vanessa: When someone asks you wha'ya in the mood for,

Vanessa: Birisi sana havanda ne olduğunu sorduğunda,

you might say, "Let's order in.

"Sipariş verelim.

How about some option?

Bir seçeneğe ne dersin?

How about pizza?"

Pizzaya ne dersin?" diyebilirsin. Hadi

Let's order in.

sipariş verelim.

This is another phrase for talking about bringing the food back to your house.

Bu, yemeği evinize geri getirmekten bahsetmek için başka bir deyim .

You don't want to get all ready and then go to the restaurant, or maybe you don't feel

Tamamen hazırlanıp sonra restorana gitmek istemezsiniz ya da belki

comfortable doing that.

bunu yaparken kendinizi rahat hissetmiyorsunuzdur.

So you might just say, "Let's order in.

Yani, "Sipariş verelim.

How about pizza?"

Pizzaya ne dersin?" diyebilirsiniz.

This expression, how about, is a great way to give a suggestion.

Bu ifade, nasıl olur, bir öneride bulunmanın harika bir yoludur.

Vanessa: This is excellent in professional situations,

Vanessa: Bu, profesyonel durumlarda mükemmel,

"Hey, how about if we try this marketing plan," or it's great for informal situations to give

"Hey, bu pazarlama planını denesek

a suggestion about something you want to eat, "How about pizza?

nasıl olur?"

What do you think about that?"

?"

Sometimes this question is reduced and it sounds like this, "How 'bout pizza?"

Bazen bu soru azaltılır ve "Pizzaya ne dersin?"

How 'bout pizza?

Pizzaya ne dersin?

The first A in the word about is gone.

Hakkında kelimesindeki ilk A gitmiş.

Hmm, it's just missing.

Hmm, sadece kayıp.

We say, "How 'bout pizza?"

"Pizzaya ne dersin?"

Can you say that reduction quickly with me?

Bu azalmayı benimle hızlı bir şekilde söyleyebilir misiniz?

How 'bout pizza?How 'bout pizza?

Pizzaya ne dersin?Pizzaya ne dersin?

Great.

Harika.

Or you could say, "I'm feeling tacos.

Ya da "Taco hissediyorum.

Does that sound good?"

Kulağa hoş geliyor mu?" diyebilirsiniz.

Vanessa: So you're giving your opinion, you'd like

Vanessa: Yani fikrini söylüyorsun,

to eat tacos.

taco yemek istiyorsun.

But you also want to know what the other person wants, so you use a great question, does that

Ama aynı zamanda diğer kişinin ne istediğini de bilmek istiyorsun , bu yüzden harika bir soru kullanıyorsun,

sound good?

kulağa hoş geliyor mu?

But we often reduce this a lot.

Ama çoğu zaman bunu çok azaltıyoruz.

So let's take a look at the first reduction.

O halde ilk indirgemeye bir göz atalım.

You might say, "I'm feelin'," cutting off that G, "I'm feelin' tacos.

"Hissediyorum" diyebilirsin, o G'yi keserek, "Tacos hissediyorum.

How'zat sound?"

Sesin nasıl?"

How'zat sound?

Ses nasıl? Bunun

Instead of, how does that sound, you can say how'zat, how'zat sound?

yerine, bu kulağa nasıl geliyor, how'zat, how'zat sound diyebilirsiniz.

How'zat sound?

Ses nasıl?

Can you say that quickly with me?

Bunu benimle hızlıca söyler misin?

I'm feelin' tacos.

Taco hissediyorum.

How'zat sound?

Ses nasıl?

I'm feelin' tacos.

Taco hissediyorum.

How'zat sound?

Ses nasıl?

Great.

Harika.

We can also reduce it and switch it up a little bit.

Ayrıca azaltabilir ve biraz değiştirebiliriz .

Vanessa: I'm feelin' tacos.

Vanessa: Taco hissediyorum.

Zat sound okay?

Ses iyi mi?

I'm feelin' tacos.

Taco hissediyorum.

That's what I want, but I want to know your opinion.

Ben de bunu istiyorum ama sizin fikrinizi öğrenmek istiyorum .

Does that sound okay reduces to zat sound okay?

Bu ses tamam mı, zat sesi tamam mı?

Does that becomes zat.

Bu zat olur mu?

Zat sound okay?

Ses iyi mi?

Zat sound okay?

Ses iyi mi?

Can you say it with me?

Benimle söyler misin?

I'm feelin' tacos.

Taco hissediyorum.

Zat sound okay?

Ses iyi mi?

Great question.

Harika soru. Geçen yıl

Because a lot of restaurants have changed over the last year and you never know when

birçok restoran değiştiğinden ve bir restoranın ne zaman kapanacağını asla bilemeyeceğiniz için

a restaurant might be closed, it's a good question to ask, is Ted's Cafe open?

, Ted's Cafe açık mı diye sormak iyi bir soru.

I would love to go there.

Oraya gitmeyi çok isterim.

Is some restaurant open?

Bazı restoranlar açık mı?

I would love to go there.

Oraya gitmeyi çok isterim.

There is a little way that we can reduce this question.

Bu soruyu azaltmanın küçük bir yolu var .

Vanessa: Take a look at this.

Vanessa: Şuna bir bak.

Is Ted's Cafe open?

Ted'in Kafesi açık mı?

I'd love to go there.

oraya gitmeyi çok isterim

The word would becomes I'd.

Kelime, I'd olur.

I would, I'd.

Yapardım, yapardım.

You can say, "Is Ted's Cafe open?

"Ted's Cafe açık mı?

I'd love to go there."

Oraya gitmeyi çok isterim" diyebilirsiniz.

Can you say it with me?

Benimle söyler misin?

Is Ted's Cafe open?

Ted'in Kafesi açık mı?

I'd love to go there.

oraya gitmeyi çok isterim

Great.

Harika.

In the US, a lot of restaurants are having outdoor seating.

ABD'de birçok restoran açık havada oturma alanına sahiptir.

So you could say, "Let's go to Louie's, a restaurant name, Louie's.

Yani, "Haydi Louie's adlı bir restorana gidelim. Louie's'e

Let's go to Louie's and eat lunch on their patio.

gidelim ve onların verandasında öğle yemeği yiyelim

Eat lunch on their patio.

This is like an outdoor dining area.

.

Vanessa: It's really nice when restaurants have this,

because sometimes you don't feel like eating at home, but especially with kids, if you

çünkü bazen evde yemek yemek istemezsiniz ama özellikle çocuklar varken

don't feel like confining them inside a restaurant, or maybe you don't feel comfortable doing

onları bir restoranın içine hapsetmek istemezseniz veya belki bunu yapmak için rahat hissetmezsiniz.Bir

that.

If a restaurant has a patio, it's more informal feeling, and it's kind of a nice spur of the

restoranın verandası varsa, Bu daha resmi olmayan bir duygu ve bu, yapılacak güzel bir

moment thing to do.

anlık hareket.

A great expression that you can use is, let's grab a bite at Louie's.

Kullanabileceğiniz harika bir ifade, hadi Louie's'de bir şeyler atıştıralım.

Let's grab a bite at Ted's Cafe.

Ted's Cafe'de bir şeyler atıştıralım.

To grab a bite is usually a quick meal.

Bir şeyler atıştırmak genellikle hızlı yemek.

It might be lunch.

Öğle yemeği olabilir.

Usually it's not dinner because it's pretty quick, but it might just be a short experience.

Genellikle akşam yemeği değildir çünkü oldukça hızlıdır, ancak kısa bir deneyim olabilir.

Vanessa: It's not a long dinner.

Vanessa: Uzun bir akşam yemeği değil.

It's not a big to do.

Yapılması büyük bir şey değil.

Let's grab a bite at Ted's Cafe because I have to go somewhere later.

Ted's Cafe'de bir şeyler yiyelim çünkü ben Daha sonra bir yere gitmem gerekiyor.

Let's grab a bite at somewhere else.

Başka bir yerde bir şeyler atıştıralım.

Can you say that with me?

Bunu benimle birlikte söyler misin?

Let's grab a bite at Ted's Cafe.

Ted's Cafe'de bir şeyler atıştıralım. Hadi

Let's grab a bite.

bir şeyler atıştıralım.

Our final answer to the question, what you want to eat, is, I know a place, or I know

Ne yemek istersiniz sorusuna son cevabımız, bir yer biliyorum ya da

a spot that has great pasta.

harika makarnası olan bir yer biliyorum.

I know a place that has great pizza.

Harika pizzası olan bir yer biliyorum.

I know a place.

Bir yer biliyorum.

You could leave this simple and just say, "I know a place.

Bunu basit bırakıp "Bir yer biliyorum.

Come with me."

Benimle gel" diyebilirsin.

Vanessa: But if you want to be a little less mysterious,

Vanessa: Ama biraz daha az gizemli olmak istiyorsan,

you could just say, "Oh, I know a place that has great pasta.

"Ah, harika makarnaları olan bir yer biliyorum.

Come with me and you've got to try it."

Benimle gel, denemelisin" diyebilirsin.

This is kind of maybe an unknown restaurant location that not many people know about,

Bu, belki de pek çok kişinin bilmediği, bilinmeyen bir restoran konumudur

and it's a great phrase to use.

ve kullanması harika bir ifadedir.

Oh, I know a place that you're going to love.

Oh, bayılacağın bir yer biliyorum.

Excellent.

Harika.

Are you ready to practice these.

Bunları uygulamaya hazır mısınız?

First, I would like you to watch the sample conversation between my husband and I, as

Öncelikle kocamla aramızda ne yemek

we talk about where we want to eat, what we want to eat.

istediğimizi, nerede yemek istediğimizi konuştuğumuz örnek sohbeti izlemenizi isterim.

Think about those phrases.

Bu ifadeleri düşünün.

Notice the phrases that we use.

Kullandığımız ifadelere dikkat edin.

Vanessa: And then after that, you're going to have

Vanessa: Ondan sonra ,

a chance to speak out loud and practice it yourself.

yüksek sesle konuşma ve kendi başına pratik yapma şansın olacak.

Let's watch the sample conversation.

Örnek sohbeti izleyelim.

Vanessa: Hey, you want to grab lunch?

Vanessa: Hey, öğle yemeği yemek ister misin?

Dan: Sure, but I only have time for a quick bite

Dan: Tabii, ama futbol maçımdan önce hızlıca bir şeyler atıştırmak için zamanım var

before my soccer game.

. Kulağa

What sounds good?

hoş gelen nedir?

Vanessa: Hmm, how about pasta?

Vanessa: Hmm, makarnaya ne dersin?

Dan: That sounds great.

Dan: Kulağa harika geliyor.

How about I call it in, you pick it up, and we'll pick Nick in the park before my game

Ben arasam, sen alsan ve ben oyunum başlamadan önce parkta Nick'i bulsak nasıl olur?

starts.

Vanessa: That sounds great.

Vanessa: Kulağa harika geliyor.

I know a place that's close by and has great tomato sauce.

Yakınlarda harika domates sosu olan bir yer biliyorum .

Vanessa: All right.

Vanessa: Pekala.

Now, it's your turn.

Şimdi senin sıran.

I want you to use these phrases that you've learned.

Öğrendiğin bu cümleleri kullanmanı istiyorum .

I'm going to ask you a question.

Sana bir soru soracağım. Birlikte

We're going to have a little conversation together.

biraz sohbet edeceğiz .

It's your chance to speak out loud.

Yüksek sesle konuşma şansın.

I'm going to ask a question and pause.

Bir soru soracağım ve ara vereceğim.

Wait for your answer.

Cevabınızı bekleyin.

No matter where you are around the world, I will be listening to you.

Dünyanın neresinde olursan ol, seni dinliyor olacağım.

Please take this opportunity to speak and use what you've learned.

Lütfen bu fırsatı konuşmak ve öğrendiklerinizi kullanmak için kullanın.

If you need to repeat this section again and again, do that.

Bu bölümü tekrar tekrar yapmanız gerekiyorsa , bunu yapın.

It's a great way to gain confidence as you speak.

Konuşurken güven kazanmanın harika bir yolu .

Are you ready?

Hazır mısın?

Hey, I'm hungry.

Acıktım. Öğle

Let's grab lunch.

yemeği yiyelim.

Whatcha in the mood for?

Havanda ne var?

Vanessa: Oh, that sounds good.

Vanessa: Oh, kulağa hoş geliyor.

Do you know a good place?

İyi bir yer biliyor musun? Kulağa

Oh, that sounds good.

hoş geliyor.

Do you wanna eat there or get take-out?

Orada mı yemek istersin yoksa paket servis mi?

Great.

Harika. Hadi

Let's go.

gidelim.

Well, how did you do?

Nasıl yaptın?

Do you feel a little more confident discussing dining options and talking about eating out?

Yemek seçeneklerini tartışırken ve dışarıda yemek yemek hakkında konuşurken biraz daha özgüvenli hissediyor musunuz?

I hope so.

Umarım.

I want you to let me know in the comments.

Yorumlarda bana bildirmenizi istiyorum.

Right now in your country, can you order take out?

Şu anda ülkenizde paket servis siparişi verebilir misiniz ?

Is this a possibility?

Bu bir olasılık mı?

Let me know in the comments and I can't wait to see your answers.

Yorumlarda bana bildirin ve cevaplarınızı görmek için sabırsızlanıyorum.

Thank you so much for learning English with me, and I'll see you again next Friday for

Benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkür ederim . Gelecek Cuma

a new lesson here on my YouTube channel.

YouTube kanalımda yeni bir ders için tekrar görüşmek üzere.

Bye.

Hoşçakal.

Vanessa: The next step is to download my free ebook,

Vanessa: Bir sonraki adım, ücretsiz e-kitabım olan Kendine

Five Steps to Becoming a Confident English Speaker.

Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım'ı indirmek .

You'll learn what you need to do to speak confidently and fluently.

Kendinden emin ve akıcı bir şekilde konuşmak için ne yapman gerektiğini öğreneceksin.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel for more free lessons.

Daha fazla ücretsiz ders için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın.

Thanks so much.

Çok teşekkürler.

Bye.

Hoşçakal.