25 Ways to Say "NO" in English: Advanced Vocabulary Lesson

Vanessa: Hi.

Vanessa: Merhaba. Ben

I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.

SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

Do you know how to say no 25 different ways?

25 farklı şekilde hayır demeyi biliyor musunuz?

Let's talk about it.

Bunun hakkında konuşalım.

Saying no can be tricky because it's often the answer that the other person doesn't wanna

Hayır demek yanıltıcı olabilir çünkü bu genellikle diğer kişinin duymak istemediği bir cevaptır

hear.

.

But, you know what?

Ama ne var biliyor musun?

Sometimes you just have to say no.

Bazen sadece hayır demen gerekir.

Don't shy away from the word "no".

"Hayır" kelimesinden çekinme.

Shy away from means avoid the word no.

Utangaç, hayır kelimesinden kaçınmak anlamına gelir.

Sometimes no is the strongest clearest answer.

Bazen hayır, en güçlü ve en net cevaptır.

Maybe someone asks you, "Hey.

Belki birisi size "Hey.

Can you help me with this project?"

Bu projede bana yardım edebilir misin?"

And, you say, "No.

Ve "Hayır.

Sorry.

Üzgünüm.

I'm really busy.

Gerçekten meşgulüm.

I have too much going on."

Çok fazla işim var" diyorsunuz.

Great.

Harika.

It's clear, straightforward, and strong.

Açık, net ve güçlü.

But, sometimes you wanna say other things besides just no.

Ama bazen hayır dışında başka şeyler de söylemek istersin . Bu

So, today I'd like to add some tools to your vocabulary toolbox and help you learn more

nedenle, bugün kelime dağarcığı araç kutunuza bazı araçlar eklemek ve

ways to say no for different situations.

farklı durumlar için hayır demenin daha fazla yolunu öğrenmenize yardımcı olmak istiyorum. 22 farklı şekilde

We already talked about how to say yes in 22 different ways.

evet demeyi zaten konuştuk . O videoyu

You can click on the link up here to watch that video.

izlemek için buradaki linke tıklayabilirsiniz .

But, today we're gonna talk about 25 ways to say no.

Ama bugün hayır demenin 25 yolundan bahsedeceğiz .

First, let's focus on 10 ways to say no in normal daily conversations.

İlk olarak, normal günlük konuşmalarda hayır demenin 10 yoluna odaklanalım .

Then, we're gonna focus on five ways to say no super strongly, and then, 10 ways to say

Ardından, güçlü bir şekilde hayır demenin beş yoluna ve ardından

no extra politely.

ekstra kibarca hayır demenin 10 yoluna odaklanacağız.

Are you ready?

Hazır mısın? Günlük

Let's start with the 10 ways to say no in daily conversation.

sohbette hayır demenin 10 yolu ile başlayalım . Akşam

Do you wanna help me cook dinner?

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: Nah.

Dan: Hayır.

Vanessa: Do you wanna help me cut vegetables?

Vanessa: Sebzeleri kesmeme yardım etmek ister misin?

Dan: Nah.

Dan: Hayır. Akşam

Do you wanna help me cook dinner?

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin?

Neh.

Hayır.

Vanessa: Do you wanna help me cut vegetables?

Vanessa: Sebzeleri kesmeme yardım etmek ister misin?

Dan: Nah.

Dan: Hayır.

Vanessa: You just heard me ask, "Do you want to help me cook dinner?"

Vanessa: "Akşam yemeği pişirmeme yardım etmek ister misin?" diye sorduğumu duydun.

But, this question actually sounded like, "Do you wanna help me cook dinner?"

Ama bu soru aslında "Akşam yemeği pişirmeme yardım etmek ister misin?" gibi geliyordu.

Want to often changes to wanna.

Want to, genellikle want olarak değişir.

You're gonna hear this question a lot in this video, so I wanna make sure that you can hear

Bu soruyu bu videoda çok duyacaksınız , bu yüzden

that pronunciation tip.

bu telaffuz ipucunu duyabildiğinizden emin olmak istiyorum. Akşam

Do you wanna help me cook dinner?

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin? Akşam

Do you wanna help me cook dinner?

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin?

And, how did Dan respond?

Ve Dan nasıl karşılık verdi?

Well, he said, "Neh."

Peki, "Neh" dedi.

Or, he could've said, "Nah."

Ya da "Hayır" diyebilirdi.

Here we have two different choices for really casual no answers, neh and nah.

Burada gerçekten gündelik hayır yanıtları için iki farklı seçeneğimiz var , neh ve nah.

Neh and nah.

Hayır ve hayır.

As you can imagine, this is pretty casual, so it's best to be used with people you're

Tahmin edebileceğiniz gibi, bu oldukça sıradan, bu yüzden

really familiar with, and in situations that aren't too serious.

gerçekten aşina olduğunuz insanlarla ve çok ciddi olmayan durumlarda kullanılması en iyisidir.

If someone asks you, "Oh.

Birisi size "

I have an emergency.

Acil bir durumum var.

I really need some help.

Gerçekten yardıma ihtiyacım var.

Can you please help me?"

Lütfen bana yardım eder misiniz?"

And you said, "Neh."

Ve sen "Neh" dedin.

It's not too polite.

Çok kibar değil.

You should decline in one of our other ways we talk about later in polite ways to say

Daha sonra konuşacağımız diğer yollarımızdan birini kibar bir şekilde

no.

hayır demeniz için reddetmelisiniz.

But, when you use "neh", it should be for pretty light informal situations.

Ancak, "neh" kullandığınızda, oldukça hafif gayri resmi durumlar için olmalıdır.

Hey.

Hey.

Do you want some more chicken?

Biraz daha tavuk ister misin?

Dan: Nope.

Hayır.

Vanessa: Do you want some more broccoli?

Vanessa: Biraz daha brokoli ister misin?

Dan: Noppers.

Dan: Hayır.

Vanessa: Hey.

Vanessa: Merhaba.

Do you want some more chicken?

Biraz daha tavuk ister misin?

Dan: Nope.

Hayır.

Vanessa: Do you want some more broccoli?

Vanessa: Biraz daha brokoli ister misin?

Dan: Noppers.

Dan: Hayır.

Vanessa: Let's imagine that you're sitting at the dinner table, and someone offers you

Vanessa: Diyelim ki yemek masasında oturuyorsunuz ve birisi size

some more chicken.

biraz daha tavuk ikram ediyor.

But, you're full.

Ama sen dolusun.

You don't want any more.

Artık istemiyorsun.

How can you decline?

Nasıl reddedebilirsin?

Well, you might say, "Nope, I've had enough.

Pekala, "Hayır, yeteri kadar içtim.

Nope.

Hayır.

I'm full.

Doydum.

Nope.

Hayır.

Nope."

Hayır." diyebilirsiniz.

If you wanna use this in a slang way, it's just kind of funny, joking.

Bunu argo anlamda kullanmak istersen, şaka gibi , biraz komik.

You might say, "Noppers."

"Noppers" diyebilirsin.

This is something, as you can imagine, that's pretty casual, and you only wanna use when

Bu, tahmin edebileceğiniz gibi oldukça sıradan bir şey ve sadece

you wanna be funny.

komik olmak istediğinizde kullanmak istiyorsunuz.

But, you might hear this in TV shows or movies.

Ancak bunu dizilerde veya filmlerde duyabilirsiniz.

"Noppers.

No thanks."

Hayır teşekkürler. Akşam

Do you wanna help me cook dinner?

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: Mm Mm.

Dan: Hım Mm.

Vanessa: Do you wanna help me cut vegetables?

Vanessa: Sebzeleri kesmeme yardım etmek ister misin?

Dan: Uh Uh.

Dan: Hı hı.

Vanessa: Do you wanna help me cook dinner?

Vanessa: Yemek pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: Mm Mm.

Dan: Hım Mm.

Vanessa: Do you wanna help me cut vegetables?

Vanessa: Sebzeleri kesmeme yardım etmek ister misin?

Dan: Uh Uh.

Dan: Hı hı.

Vanessa: You just heard "Mm Mm" and "Uh Uh".

Vanessa: Az önce "Mm Mm" ve "Uh Uh" sözlerini duydunuz.

Here the intonation of your voice is really important.

Burada sesinizin tonlaması gerçekten önemlidir.

If you say "Mm Mm", it means no.

"Mm Mm" derseniz, hayır demektir.

But, if you say, "Mm-hmm (affirmative)", it means yes.

Ama "Mm-hmm (olumlu)" derseniz, bu evet demektir.

So, make sure that your voice sounds like mine.

Bu yüzden, sesinizin benimki gibi olduğundan emin olun .

Mm Mm.

Mm Mm.

Mm Mm.

Mm Mm.

Mm Mm.

Mm Mm.

When you say, "Uh Uh.

"Uh Uh.

Uh Uh."

Uh Uh."

You're going from high to low.

Yüksekten alçağa gidiyorsun.

Mm Mm.

Mm Mm.

Uh Uh.

Ah ah.

This means no.

Bu hayır demektir.

Do you want some more food?

Biraz daha yemek ister misin?

Dan: I'm all set.

Dan: Tamamen hazırım.

Vanessa: Do you want another drink?

Vanessa: Bir içki daha ister misin?

Dan: I'm good.

Dan: Ben iyiyim.

Vanessa: Do you want some more food?

Vanessa: Biraz daha yemek ister misin?

Dan: I'm all set.

Dan: Tamamen hazırım.

Vanessa: Do you want another drink?

Vanessa: Bir içki daha ister misin?

Dan: I'm good.

Dan: Ben iyiyim.

Vanessa: This is a good expression for a restaurant.

Vanessa: Bu bir restoran için iyi bir ifade.

Do you want some more food?

Biraz daha yemek ister misin?

I'm all set.

Hazırım.

I'm good.

İyiyim.

I'm all set.

Hazırım.

I'm good.

İyiyim. Ülkenizin Cumhurbaşkanı

Let's imagine that you're having lunch with the President of your country.

ile öğle yemeği yediğinizi düşünelim .

You should probably say, "I'm all set."

Muhtemelen "Ben hazırım" demelisin.

This is a little bit more polite.

Bu biraz daha kibar.

It's not super polite.

Süper kibar değil.

You can use this if you're visiting your in-laws or maybe your grandparents' house.

Kayınvalidenizi veya büyükbabanızın evini ziyaret ediyorsanız bunu kullanabilirsiniz .

If you say, "I'm good."

"İyiyim" dersen.

It's more for casual situations.

Daha çok gündelik durumlar için.

So, if you're at a restaurant that's not too formal, and the server asks you, "Oh, would

Yani, çok resmi olmayan bir restorandaysanız ve sunucu size "Ah, bir

you like another drink?"

içki daha ister misiniz?"

You could say, "I'm good."

"İyiyim" diyebilirsin.

And, this means, "No thanks.

Bu da "Hayır teşekkürler.

I don't want any more.

Daha fazla istemiyorum.

I'm good."

İyiyim" anlamına geliyor.

Let's eat ice cream for dinner.

Akşam yemeği için dondurma yiyelim.

Dan: Let's not and say we did.

Dan: Yapmayalım ve yaptık diyelim.

Vanessa: Let's eat ice cream for dinner.

Vanessa: Akşam yemeği için dondurma yiyelim.

Dan: Let's not and say we did.

Dan: Yapmayalım ve yaptık diyelim.

Vanessa: Now we're getting into some more advanced ways to say no.

Vanessa: Şimdi hayır demenin daha gelişmiş yollarına geçiyoruz.

Let's imagine that someone asks you something crazy or maybe something a little bit risky.

Birinin size çılgınca bir şey sorduğunu ya da belki biraz riskli bir şey sorduğunu düşünelim. Akşam

Do you wanna have ice cream for dinner?

yemeği için dondurma yemek ister misin?

Well, maybe you wanna be healthy.

Belki sağlıklı olmak istersin.

You wanna be a little practical.

Biraz pratik olmak istiyorsun.

But, you don't want to just kill your friend's energy and excitement.

Ancak, arkadaşınızın enerjisini ve heyecanını öylece öldürmek istemezsiniz.

So you wanna say something clever.

Yani zekice bir şey söylemek istiyorsun.

You could say this expression, "Let's not and say we did."

Bu ifadeyi “Yapmayalım ve yaptık diyelim” diyebilirsiniz.

The full expression is "Let's not do it, but let's say that we did it."

Tam ifade "Yapmayalım ama yaptık diyelim."

So, you're pretending that you did something, but you're not really doing it.

Yani bir şeyi yapmış gibi yapıyorsun ama aslında yapmıyorsun.

So, you can imagine this situation where you're driving down the road and you see an old abandoned

Yani, yolda arabanızla giderken terk edilmiş eski bir

house, and your friend says, "Hey.

ev gördüğünüz ve arkadaşınızın "Hey. Hadi gidip

Let's go check out that house.

şu eve bir bakalım.

I wonder what's there."

Orada ne var merak ediyorum" dediği bir durumu hayal edebilirsiniz.

And, you're thinking, "I don't really want to, but it sounds like a fun idea."

Ve "Gerçekten istemiyorum ama kulağa eğlenceli bir fikir gibi geliyor" diye düşünüyorsunuz.

You can use this expression.

Bu ifadeyi kullanabilirsiniz.

You could say, "Let's not and say we did."

"Yapmayalım ve yaptık diyelim" diyebilirsiniz.

You're kind of laughing at their idea.

Onların fikirlerine gülüyorsun. Kulağa

You're thinking, oh it sounds like fun, but no way.

eğlenceli geliyor ama olmaz diye düşünüyorsun.

I'm not gonna do it.

yapmayacağım

Let's not and say we did.

Yapmayalım ve yaptık diyelim.

Let's eat ice cream for dinner.

Akşam yemeği için dondurma yiyelim.

Dan: No, no, no.

Dan: Hayır, hayır, hayır.

Vanessa: Let's eat ice cream for dinner.

Vanessa: Akşam yemeği için dondurma yiyelim.

Dan: No, no, no.

Dan: Hayır, hayır, hayır.

Vanessa: When you were a kid, did you ever ask your parents for ice cream for dinner?

Vanessa: Çocukken anne babandan akşam yemeği için hiç dondurma istedin mi?

I know that I did all the time.

Her zaman yaptığımı biliyorum.

I loved ice cream.

Dondurmayı severdim. Hala

I still do.

yapıyorum.

But, my parents said, "No, no, no.

Ama ailem "Hayır, hayır, hayır.

No, no, no."

Hayır, hayır, hayır" dedi.

This triple no is kind of childish.

Bu üçlü hayır biraz çocukça.

It's something that's often used towards children.

Genellikle çocuklara karşı kullanılan bir şey.

So, you're gonna see it in TV shows or movies when someone is saying something towards a

Yani, biri bir çocuğa karşı bir şey söylediğinde bunu TV şovlarında veya filmlerde göreceksiniz

child.

.

They might repeat this three times, "No, no, no."

Bunu üç kez tekrarlayabilirler, "Hayır, hayır, hayır."

That's not a good idea.

Bu iyi bir fikir değil.

"No, no, no.

"Hayır, hayır, hayır.

Don't do that.

Bunu yapma.

No, no, no."

Hayır, hayır, hayır."

So, if you say this to a friend or a coworker it's gonna sound a little bit strange, kind

Yani, bunu bir arkadaşınıza veya iş arkadaşınıza söylerseniz, kulağa biraz tuhaf gelecek, sanki

of like you're an authority.

bir otoriteymişsiniz gibi.

You're the parent.

Sen ebeveynsin. Bu

So, make sure that this is directed only towards children.

nedenle, bunun yalnızca çocuklara yönelik olduğundan emin olun . Akşam

Do you wanna help me cook dinner?

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: No way.

Dan: Olamaz.

Vanessa: Do you wanna help me prepare the turkey?

Vanessa: Hindiyi hazırlamama yardım etmek ister misin ?

Dan: No way, Jose.

Dan: Olmaz Jose.

Vanessa: Do you wanna help me cook dinner?

Vanessa: Yemek pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: No way.

Dan: Olamaz.

Vanessa: Do you wanna help me prepare the turkey?

Vanessa: Hindiyi hazırlamama yardım etmek ister misin ?

Dan: No way, Jose.

Dan: Olmaz Jose.

Vanessa: In the U.S., Thanksgiving dinner is a big deal, but it's also a lot of work.

Vanessa: ABD'de Şükran Günü yemeği çok önemli ama aynı zamanda çok iş var.

So, if I ask Dan, "Hey.

Yani, eğer Dan'e "Hey. Yemek

Do you wanna help me cook dinner?"

pişirmeme yardım etmek ister misin?"

And, he said, "No way.

Ve, "Olmaz.

It's too much work."

Çok fazla iş var" dedi.

Maybe he could also say, "No way, Jose."

Belki "Olmaz Jose" de diyebilirdi.

Just as a little joke.

Küçük bir şaka gibi.

This is pretty strong, and if it means that I need to cook dinner all by myself I might

Bu oldukça güçlü ve eğer bu, akşam yemeğini tek başıma pişirmem gerektiği anlamına geliyorsa,

not be too happy about his answer, but if it was someone else, maybe it could be a little

cevabından pek memnun olmayabilirim, ama başka biriyse, belki

bit of a joke.

biraz şaka olabilir.

This is really strong.

Bu gerçekten güçlü.

"No way.

"Hiçbir şekilde

No way."

yolu yok."

Stop.

Durmak.

End of conversation.

Konuşma Sonu.

No way.

Mümkün değil. Akşam

Do you wanna help me cook dinner?

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: Not possible.

Dan: Mümkün değil.

Vanessa: Do you wanna help me pour drinks?

Vanessa: İçecekleri koymama yardım etmek ister misin?

Dan: Never.

Asla.

Vanessa: Do you wanna help me cook dinner?

Vanessa: Yemek pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: Not possible.

Dan: Mümkün değil.

Vanessa: Do you wanna help me pour drinks?

Vanessa: İçecekleri koymama yardım etmek ister misin?

Dan: Never.

Asla.

Vanessa: The next two ways to say no are also really strong.

Vanessa: Hayır demenin sonraki iki yolu da gerçekten güçlü.

Not possible.

Mümkün değil.

Never.

Asla.

You can imagine if someone said this, it kind of ends the conversation.

Tahmin edersiniz ki birisi bunu söylese, bu bir bakıma sohbeti bitirir.

There's nothing else you can say, because that person is ... has a pretty strong opinion.

Söyleyebileceğiniz başka bir şey yok, çünkü o kişi ... oldukça güçlü bir görüşe sahip.

Not possible.

Mümkün değil.

Can you help me with dinner?

Bana akşam yemeğinde yardım eder misin?

Never.

Asla.

Okay.

Tamam aşkım.

I guess that's it.

Sanırım bu kadar.

I guess I'll go make it by myself.

Sanırım gidip kendim yapacağım. Akşam

Do you wanna help me cook dinner?

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: Heavens, no.

Dan: Tanrım, hayır.

Vanessa: Do you wanna help me cook dinner?

Vanessa: Yemek pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: Heavens, no.

Dan: Tanrım, hayır.

Vanessa: The next strong way to say no is fun one.

Vanessa: Hayır demenin bir sonraki güçlü yolu eğlenceli olanıdır.

You can add any swear word you want here.

Buraya istediğiniz küfürü ekleyebilirsiniz.

Or, you can add a euphemism.

Veya bir örtmece ekleyebilirsiniz.

A euphemism is kind of a polite disguised swear word.

Bir örtmece, kibarca gizlenmiş bir küfür türüdür.

So, you might say, "Do you wanna help me cook dinner?

Yani, "Akşam yemeği pişirmeme yardım etmek ister misin ?

Heavens, no.

Tanrım, hayır.

I'm too busy.

Çok meşgulüm.

Heavens, no.

Tanrım, hayır. Yaptığın

That seems like a really difficult Thanksgiving dinner you're making.

gerçekten zor bir Şükran Günü yemeği gibi görünüyor .

Heavens, no.

Tanrım, hayır.

I'm not gonna do it."

Ben değilim." yapacağım."

But, you could also add any swear word you want here.

Ancak buraya istediğiniz küfürü de ekleyebilirsiniz .

"Heavens" is kind of a euphemism, a polite word.

"Gökler" bir tür örtmece, kibar bir kelimedir.

You might say, "Goodness no."

"Tanrı aşkına hayır" diyebilirsiniz.

That's also a euphemism, polite, not too bad.

Bu aynı zamanda bir örtmece, kibar, çok da kötü değil.

But, if you wanna add a swear word here, it's gonna make it extra strong.

Ama buraya bir küfür eklemek istersen, bu onu daha güçlü yapacaktır.

Alright.

Peki.

Let's move on to 10 polite ways to say no.

Hayır demenin 10 kibar yoluna geçelim.

Just to let you know, you can add, "I'm sorry."

Bilmeniz için, "Özür dilerim" ekleyebilirsiniz.

at the beginning of any of these, and it's gonna make it even more polite.

bunların herhangi birinin başında ve bu onu daha da kibar yapacak.

In fact, you can add, "I'm sorry" before any of these no expressions, but especially with

Aslında, bu hiçbir ifadeden herhangi birinin önüne "özür dilerim" ekleyebilirsiniz , ancak özellikle

these polite ones, it'll be a good fit.

bu kibar ifadelerle, bu iyi bir uyum olacaktır.

Do you want some more food?

Biraz daha yemek ister misin?

Dan: Thanks, but no thanks.

Dan: Teşekkürler, ama hayır, teşekkürler.

Vanessa: Do you want some more food?

Vanessa: Biraz daha yemek ister misin?

Dan: Thanks, but no thanks.

Dan: Teşekkürler, ama hayır, teşekkürler.

Vanessa: In this first polite expression, you're not really even saying no.

Vanessa: Bu ilk kibar ifadende, aslında hayır bile demiyorsun.

You're saying thank you.

Teşekkür ederim diyorsun.

"Thanks, but no thanks" and this is just kind of just disguising your answer which is really

"Teşekkürler, ama hayır, teşekkürler" ve bu sadece cevabınızı gizliyor ki bu gerçekten

no.

hayır.

Do you want some more food?

Biraz daha yemek ister misin?

Thanks, but no thanks.

Teşekkürler, ama hayır teşekkürler.

Your dinner was great.

Akşam yemeğin harikaydı.

Thanks, but no thanks.

Teşekkürler, ama hayır teşekkürler.

I don't want anymore.

artık istemiyorum

Thanks, but no thanks.

Teşekkürler, ama hayır teşekkürler. Akşam

Do you wanna help me cook dinner?

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: Not now, I'm busy.

Dan: Şimdi değil, meşgulüm.

Vanessa: Do you wanna help me cook dinner?

Vanessa: Yemek pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: Not now, I'm busy.

Dan: Şimdi değil, meşgulüm.

Vanessa: These next three are kind of delaying your answer which is really no at the moment.

Vanessa: Sonraki üçü, şu anda gerçekten hayır olan cevabınızı biraz geciktiriyor.

But, you're saying, "Not now.

Ama "Şimdi değil.

Not this time.

Bu sefer değil.

Not today."

Bugün değil" diyorsunuz.

You're kind of hinting that maybe you can do it in the future.

Belki gelecekte yapabileceğini ima ediyorsun .

So, it's a little bit softer, a little bit more polite.

Yani biraz daha yumuşak, biraz daha kibar.

I recommend if you use this, make sure that it is actually a possibility that you could

Bunu kullanırsanız, gelecekte yapabilmenizin gerçekten bir olasılık olduğundan emin olmanızı öneririm

do it in the future.

.

If someone asks you, "Oh.

Birisi size "Ah,

Can you help me paint my house?"

evimi boyamama yardım eder misiniz?"

That's a really big deal.

Bu gerçekten büyük bir anlaşma.

If you say, "Not today.

"Bugün olmaz.

I have too much going on."

Çok işim var" derseniz.

Maybe they'll ask you another time, and you might need to say yes because you kind of

Belki sana başka zaman sorarlar ve evet demen gerekebilir çünkü

hinted that you would do it in the future.

bunu gelecekte yapacağını ima etmişsindir. Bu

So, if you use this, make sure that it is a possibility that you could do it the next

nedenle, bunu kullanırsanız, bir dahaki sefere yapabilme olasılığınızın olduğundan emin olun

time.

. Akşam

Do you wanna help me cook dinner?

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: I'm afraid I can't.

Dan: Korkarım yapamam.

Vanessa: Do you wanna help me cook dinner?

Vanessa: Yemek pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: I'm afraid I can't.

Dan: Korkarım yapamam.

Vanessa: I really like this expression because it's pretty polite.

Vanessa: Bu ifadeyi gerçekten seviyorum çünkü oldukça kibar.

"I'm afraid I can't."

"Korkarım yapamam."

It doesn't mean that you're scared of something.

Bu, bir şeyden korktuğun anlamına gelmez.

It just means that you're softening no.

Bu sadece yumuşadığın anlamına geliyor, hayır.

No.

Hayır.

Can you help me cook dinner tonight?

Bu akşam yemek pişirmeme yardım eder misin?

I'm afraid I can't.

Korkarım yapamam.

I have to edit this YouTube video.

Bu YouTube videosunu düzenlemem gerekiyor. Şimdi bitirmem gerekiyormuş

I'm feeling a little bit overwhelmed like I need to get it finished now.

gibi biraz bunalmış hissediyorum .

I'm afraid I can't.

Korkarım yapamam. Akşam

Do you wanna help me cook dinner?

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: I'm sorry.

Üzgünüm.

If only I could.

Keşke yapabilseydim.

Vanessa: Do you wanna help me cook dinner?

Vanessa: Yemek pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: I'm sorry.

Üzgünüm.

If only I could.

Keşke yapabilseydim.

Vanessa: This expression is kind of an exaggeration.

Vanessa: Bu ifade biraz abartı.

You're gonna see in this expression and the next couple the motor verbs could, would,

Bu ifadede göreceksiniz ve sonraki birkaç motor fiiller, yapabilir, yapabilir

and should.

ve yapmalıdır.

If only I could.

Keşke yapabilseydim.

Here you're kind of imagining some extreme situation.

Burada aşırı bir durum hayal ediyorsun .

In my dreams, if only I could do it.

Hayallerimde, keşke yapabilseydim.

It would be amazing.

Harika olurdu.

So, instead, you're shortening this expression.

Bunun yerine, bu ifadeyi kısaltıyorsunuz.

If only I could.

Keşke yapabilseydim.

You're dreaming about helping the other person.

Diğer kişiye yardım etmeyi hayal ediyorsun.

You're dreaming about saying yes.

Evet demeyi hayal ediyorsun.

Can you help me cook dinner tonight?

Bu akşam yemek pişirmeme yardım eder misin?

Oh, if only I could, but I have too much to do.

Ah keşke yapabilsem ama yapacak çok işim var .

If only I could.

Keşke yapabilseydim. Akşam

Do you wanna help me cook dinner?

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: I would if I could, but I can't.

Dan: Yapabilseydim yapardım ama yapamam.

Vanessa: Do you wanna help me cook dinner?

Vanessa: Yemek pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: I would if I could, but I can't.

Dan: Yapabilseydim yapardım ama yapamam.

Vanessa: Here again, you're seeing these motor verbs, I would if I could, but I can't.

Vanessa: Burada yine motor fiilleri görüyorsunuz, yapabilseydim yapardım ama yapamam.

This makes it really polite.

Bu onu gerçekten kibar yapıyor.

You're not saying, "I can't do it."

"Yapamam" demiyorsunuz.

You're saying, "I would do it if I could do it, but I can't do it."

"Yapabilseydim yapardım ama yapamam" diyorsunuz.

I know this uses a lot of words, but really it makes it more polite, because you're softening

Bunun çok fazla kelime kullandığını biliyorum, ama bu gerçekten onu daha kibar yapıyor, çünkü

you're answer.

cevabını yumuşatıyorsun.

I'm sorry.

Üzgünüm. Elimde olsa

I would if I could, but I can't.

yapardım ama yapamam. Akşam

Do you wanna help me cook dinner.

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: I really shouldn't.

Dan: Gerçekten yapmamalıyım.

I'm sick.

Hastayım.

Vanessa: Do you wanna help me cook dinner?

Vanessa: Yemek pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: I really shouldn't.

Dan: Gerçekten yapmamalıyım.

I'm sick.

Hastayım.

Vanessa: This expression is pretty clever, because instead of you saying, "I can't do

Vanessa: Bu ifade oldukça zekice çünkü senin yerine "

it."

Yapamam."

You're kind of blaming something else.

Bir şekilde başka bir şeyi suçluyorsun.

By saying, "I really shouldn't."

"Gerçekten yapmamalıyım" diyerek.

This means that something else is stopping you from saying yes.

Bu, başka bir şeyin evet demenizi engellediği anlamına gelir .

So, let's imagine that you need to clean your house because you have some guests coming

O halde, bazı misafirleriniz geldiği için evinizi temizlemeniz gerektiğini

over, but your partner, your husband, your wife say, "Hey.

, ancak partnerinizin, kocanızın, karının "Hey,

Can you help me cook dinner?"

akşam yemeğini pişirmeme yardım eder misin?" dediğini düşünelim.

And you say, "I really shouldn't, because I need to clean the house."

Ve "Gerçekten yapmamalıyım çünkü evi temizlemem gerekiyor" diyorsunuz.

In this situation you're blaming the house.

Bu durumda evi suçluyorsun.

By saying, "I really shouldn't" you have some other priority and that is the thing to blame.

"Gerçekten yapmamalıyım" diyerek başka bir önceliğiniz olur ve suçlanacak şey budur.

So here you're kind of pushing off the blame on something else and making more polite.

Yani burada suçu başka bir şeye atıyorsun ve daha kibar davranıyorsun.

I really shouldn't.

Gerçekten yapmamalıyım. Akşam

Do you wanna help me cook dinner?

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: I'd love to, but I can't.

Dan: Çok isterdim ama yapamam.

Vanessa: Do you wanna help me cook the Thanksgiving turkey?

vanessa: şükran günü hindisi pişirmeme yardım etmek ister misin ?

Dan: I'm honored, but I can't.

Dan: Onur duydum ama yapamam.

Vanessa: These final two expressions include your feelings.

Vanessa: Bu son iki ifade duygularınızı içeriyor. Çok

I'd love to, but I can't.

isterdim ama yapamam. Onur

I'm honored, but I can't.

duydum ama yapamam.

You would use these in situations where someone asks you to do something that involves your

Bunları, birinin sizden uzmanlığınızı içeren bir şey yapmanızı istediği durumlarda kullanırsınız

expertise.

.

Or, maybe when they ask you to do something, you feel like it's really special that they

Ya da belki sizden bir şey yapmanızı istediklerinde,

asked you to help them.

sizden onlara yardım etmenizi istemelerinin gerçekten özel olduğunu hissedersiniz.

Maybe your friend is having some relationship problems and they ask you, "Hey.

Belki arkadaşınız bazı ilişki sorunları yaşıyor ve size "Hey.

Can you come over this afternoon and help me go through these problems."

Bu öğleden sonra gelip bu sorunları çözmeme yardım eder misiniz?"

But, you're really busy instead, and you can't do it.

Ama bunun yerine gerçekten meşgulsünüz ve bunu yapamazsınız.

You might say, "Oh.

"Ah.

I'd love to come over this afternoon, but I can't.

Bu öğleden sonra gelmeyi çok isterdim ama gelemem.

I have too much going on.

Çok işim var. Sana yardım

I'm honored that you would think that I could help you.

edebileceğimi düşünmen beni onurlandırdı.

That's amazing.

Bu harika. Kendimi

I feel so honored, but I can't."

çok iyi hissediyorum" diyebilirsiniz. onur duydum ama yapamam."

Here you're kind of softening and being polite, but also saying no.

Burada biraz yumuşayıp kibar davranıyorsun ama aynı zamanda hayır diyorsun.

Man, you're not very helpful today.

Dostum, bugün pek yardımcı değilsin.

Dan: But, I don't know how to say yes.

Dan: Ama nasıl evet diyeceğimi bilmiyorum.

Vanessa: Oh, maybe you should watch my video, 22 Ways to Say Yes.

Vanessa: Oh, belki videomu izlemelisiniz, Evet Demenin 22 Yolu.

Dan: Yeah.

Evet.

I mean, no.

Olmaz diyorum. Yani

I mean, yeah.

evet.

Vanessa: Link in the description.

Vanessa: Açıklamadaki bağlantı.

Make sure that you check it out.

Kontrol ettiğinizden emin olun.

Thanks so much for learning these 25 No Expressions with me.

Bu 25 İfadesiz İfadeyi benimle birlikte öğrendiğin için çok teşekkürler .

Let me know in the comments.

Yorumlarda bana bildirin.

Were any of these new for you?

Bunlardan herhangi biri sizin için yeni miydi?

I hope that this will just help to add to your vocabulary toolbox so that you can say

Umarım bu, kibarca

no politely and say a no that will fit that situation.

hayır diyebilmeniz ve bu duruma uyan bir hayır diyebilmeniz için kelime dağarcığınıza eklemeye yardımcı olacaktır .

Thanks so much, and I'll see you again next Friday for a new lesson here on my YouTube

Çok teşekkürler. Önümüzdeki Cuma YouTube kanalımda yeni bir derste görüşmek üzere

channel.

.

I'll see you later.

Sonra görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal. Akşam

Do you wanna help me cook dinner?

yemeğini pişirmeme yardım etmek ister misin?

... Do you wanna help me cook dinner?

... akşam yemeği pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: I'm afraid I can't.

Dan: Korkarım yapamam.

Vanessa: Do you wanna help me cook dinner?

Vanessa: Yemek pişirmeme yardım etmek ister misin?

Dan: I'm afraid I can't.

Dan: Korkarım yapamam.

Vanessa: Can you help me cook dinner?

Vanessa: Akşam yemeğini pişirmeme yardım eder misin?

Dan: Eh.

Dan: Eh.

If only I could.

Keşke yapabilseydim.

My back.

Sırtım.

It hurts.

Acıtıyor.

Vanessa: The next step is to download my free eBook, Five Steps to Becoming a Confident

Vanessa: Bir sonraki adım, ücretsiz e-Kitabım olan Kendine Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım'ı indirmek

English Speaker.

.

You'll learn what you need to do to speak confidently and fluently.

Kendinden emin ve akıcı bir şekilde konuşmak için ne yapman gerektiğini öğreneceksin.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel for more free lessons.

Daha fazla ücretsiz ders için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın.

Thanks so much.

Çok teşekkürler.

Bye.

Hoşçakal.