The Secret To Never Confusing English Words Again! (Homophones)

Is it the verb to be? Or is it B as in bzz?

Olmak fiili mi? Yoksa bzz'deki gibi B mi?

Aww yeah, what's up RealLifer's?! Ollie here. Today's lesson is all about homophones, words

Aww evet, RealLifer'ın durumu ne?! Ollie burada. Bugünün dersi sesteş sözcüklerle, yani

that sound the same, are spelled differently, and have different meanings. Confusing, right?

kulağa aynı gelen, farklı hecelenen ve farklı anlamlara sahip sözcüklerle ilgili. Kafa karıştırıcı, değil mi?

Understanding homophones will greatly improve your listening. And if you're one of those

Homofonları anlamak, dinlemenizi büyük ölçüde geliştirecektir . Ve eğer

people who easily confuses words, don't worry because by the end of this lesson, you will

kelimeleri kolayca karıştıran insanlardan biriyseniz, merak etmeyin çünkü bu dersin sonunda size bu derste

be a master of the 10 homophones that I'm going to teach you in this lesson because

öğreteceğim 10 sesteş sesin ustası olacaksınız çünkü

I have a little secret so that you never confuse these words again. But before we get started,

bende bir ses var. bu kelimeleri bir daha asla karıştırmamak için küçük bir sır . Ama başlamadan önce,

I would like to give a shout-out today to Aman Singh, who says that having lessons with

bugün

Ollie and with us at RealLife English is everything that you need to be able to speak fluently.

Ollie ve bizimle RealLife English'te ders almanın akıcı bir şekilde konuşabilmek için ihtiyacınız olan her şey olduğunu söyleyen Aman Singh'e bir not vermek istiyorum.

Thank you so much Aman for such kind words. And if you want to get shouted-out, in one

Böyle güzel sözlerin için çok teşekkür ederim Aman. Ve bu derslerden birinde bağırmak istiyorsanız

of these lessons, make sure you leave me a comment below. And furthermore, if you want

, aşağıda bana bir yorum bıraktığınızdan emin olun . Ayrıca,

to be able to understand fast native speech, be understood by anyone, and connect to the

hızlı yerel konuşmayı anlamak, herkes tarafından anlaşılmak ve dünyayla bağlantı kurmak istiyorsanız

world, then make sure you hit that subscribe button and the bell down below so you don't

, yeni derslerimizi kaçırmamak için abone ol düğmesine ve aşağıdaki zile bastığınızdan emin olun.

miss any of our new lessons. Okay, so let's get on to today's lesson and it's all about

. Tamam, o zaman bugünün dersine geçelim ve bu tamamen

homophones. As I said, these are words that sound the same, are spelled differently, and

sesteş sözcüklerle ilgili. Dediğim gibi bunlar kulağa aynı gelen, farklı yazılışları olan ve

have different meanings. And you might see on the internet quite a few memes, okay. So

farklı anlamları olan kelimelerdir. Ve internette epeyce mem görebilirsiniz, tamam mı? Yani

this one is funny. If I never mixed up homophones, that wood bee grate. You could see, you can

bu komik. Eşsesli harfleri hiç karıştırmadıysam, o tahta arı ızgarası.

see that wood, bee, and grate are all spelled incorrectly because they sound like other

Tahta, arı ve ızgaranın yanlış yazıldığını görebilirsin çünkü kulağa

forms of the word. English is fun, right? And you can see a few more funny ones here

kelimenin diğer biçimleri gibi geliyorlar. İngilizce eğlenceli, değil mi? Ve burada birkaç tane daha komik olanı

as well. I actually love the Reece Witherspoon. Witherspoon is her last name. With, with a

da görebilirsiniz. Aslında Reece Witherspoon'u seviyorum. Witherspoon onun soyadı. İle,

spoon if you slow it down, with a spoon, and in the second one, it's Reece without a spoon.

eğer yavaşlarsan kaşıkla, kaşıkla ve ikincisinde Reece kaşıksız.

So if you see things like this on the internet, then you know that it's quite funny. Okay,

Yani internette buna benzer şeyler görürseniz, bunun oldukça komik olduğunu bilirsiniz. Tamam,

let's get on with today's lesson. I want you to pause the video and write down the

bugünün dersine geçelim. Videoyu duraklatmanızı ve

two words that you think are spelled. Be careful because there are two answers for each number.

yazıldığından emin olduğunuz iki kelimeyi yazmanızı istiyorum. Dikkatli olun çünkü her numara için iki cevap var.

I've used the international phonetical alphabet. I've put both the us and the UK pronunciation

Uluslararası fonetik alfabeyi kullandım. Size yardımcı olması için hem biz hem de Birleşik Krallık telaffuzlarını koydum

to help you. So pause the video now and see if you can

. Şimdi videoyu duraklatın ve

get the correct words. So for number one, if you put complement or compliment, then

doğru kelimeleri bulup bulamayacağınıza bakın. Yani bir numara için, iltifat veya iltifat koyarsanız

you are correct. Sound the same, have different meanings. Let's look at the example here.

haklısınız demektir. Aynı ses, farklı anlamlara sahip. Buradaki örneğe bakalım.

The sauce you made really complements the tender chicken. Wow, that's an amazing compliment.

Yaptığınız sos gerçekten yumuşacık tavuğu tamamlıyor. Vay canına, bu harika bir iltifat.

Which compliment/complement do you think goes in the first space and which compliment/complement

Sizce hangi iltifat/tamamlayıcı ilk boşluğa ve hangi iltifat/tamamlayıcı

do you think goes in the second space? I'm going to give you four seconds.

ikinci boşluğa gelir? Sana dört saniye vereceğim.

Okay. If you put complement with an E, then you are correct, and this complement is a

Tamam aşkım. Tümleci bir E ile koyarsanız, o zaman haklısınız ve bu tümleç bir

verb and it means to enhance something or to make it better. And if you put in the second

fiildir ve bir şeyi geliştirmek veya daha iyi hale getirmek anlamına gelir. Ve ikinci iltifatı

one, compliment with an I, you are correct because this is a noun. And it basically,

bir I ile iltifat ederseniz, haklısınız çünkü bu bir isimdir. Ve temelde,

you say this when you want to tell somebody that they have done a good job. So the secret

birine iyi bir iş çıkardığını söylemek istediğinizde bunu söylüyorsunuz. Yani sır,

is complement with an E is a verb and compliment with an I is a noun. So there's a secret that

E ile tamamlanan bir fiildir ve I ile yapılan iltifat bir isimdir.

you can use to not get these two confused again. Let's move on. Number two, if you put

Bu ikisini tekrar karıştırmamak için kullanabileceğiniz bir sır var . Hadi devam edelim. İkincisi,

stationary or stationery, stationary or stationery, then you are correct. Let's look at the example

sabit veya kırtasiye, sabit veya kırtasiye koyarsanız, o zaman haklısınız.

sentence on the way to the stationery shop to buy some new materials for school, the

Okula yeni malzemeler almak için kırtasiyeye giderken örnek cümleye bakalım,

traffic got slower and slower until it was stationary. Okay, I'm going to give you four

trafik durağan olana kadar yavaşladı ve yavaşladı . Tamam, sana

seconds to choose the correct answer. Okay, If you put stationery with an E, then

doğru cevabı seçmen için dört saniye vereceğim. Tamam, E ile kırtasiye koyarsanız,

you are correct there. Uh, and this is a noun. So that's the secret, right? And stationary

orada haklısınız. Uh, ve bu bir isim. Demek sır bu, değil mi? Ve kırtasiye,

refers to like your materials, pens, anything that you need for school, pen, book, eraser,

malzemelerinizi, kalemlerinizi, okul için ihtiyacınız olan her şeyi, kalem, kitap, silgi gibi

things like that. Let's continue on. To buy some new materials for school the traffic

şeyleri ifade eder. Devam edelim. Okul için bazı yeni malzemeler satın almak için trafik

got slower and slower until it was stationary. This is an adjective and it means not moving.

durağan olana kadar yavaşladı ve yavaşladı. Bu bir sıfattır ve hareket etmemek anlamındadır.

Okay. So if you hear stationary in the context of cars, it means they are not moving. Secret

Tamam aşkım. Dolayısıyla, arabalar bağlamında durağan kelimesini duyarsanız , hareket etmiyorlar demektir. Sır

is stationery with an E is a noun. Stationary with an a is an adjective. Easy, right!? If

kırtasiyedir ve E bir isimdir. A ile durağan bir sıfattır. Kolay değil mi!? Eşsesli harfleri

you are still confused with how to identify homophones and be able to use them correctly,

nasıl tanımlayacağınız ve bunları doğru bir şekilde nasıl kullanacağınız konusunda hala kafanız karıştıysa,

then our Native Immersion Course is perfect for you.

Yerel Dilde Yoğunlaşma Kursumuz tam size göre.

This is a 41 week course that is the next best thing to living in an English speaking

Bu, İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamanın ikinci en iyi yanı olan 41 haftalık bir kurstur

country. You're going to learn pronunciation. You're going to learn connected speech, and

. Telaffuz öğreneceksin. Bağlantılı konuşmayı öğreneceksin ve

you're going to learn all about our culture. And the best part is you can try it for free

kültürümüz hakkında her şeyi öğreneceksin. Ve en iyi yanı,

today with our Three-part Power Learning Series. To get started today, I've left a link in

Üç Bölümlü Güç Öğrenimi Serimizle bugün ücretsiz olarak deneyebilmenizdir. Bugün başlamak için, aşağıdaki açıklamaya bir bağlantı bıraktım

the description below. All right, let's go on. Number three, steel and steal. Hmm. Let's

. Pekala, devam edelim. Üç numara, çelik ve hırsızlık. Hmm.

look at the example sentence. Someone who decides to steal a car has committed a crime,

Örnek cümleye bakalım. Araba çalmaya karar veren biri suç işlemiştir

but auto parts are made of steel. I'm going to give you four seconds to think of your

ama otomobil parçaları çelikten yapılmıştır. Cevabını düşünmen için sana dört saniye veriyorum

answer. Let's have a look. Good, someone who decides to steal a car has committed a crime,

. Bir bakalım. İyi, araba çalmaya karar veren biri, çalmaktan

as you can tell by the word that comes before steal, to. Steal is a verb, alright. And it

önce gelen kelimeden de anlayabileceğiniz gibi, suç işlemiş demektir . Çalmak bir fiildir, tamam. Ve bu, senin

means that you take something that is not yours. And the second one, but auto parts

olmayan bir şeyi aldığın anlamına gelir . Ve ikincisi, ancak otomobil parçaları

are made of steel. Here, this steel is a noun and it refers to the silver material that

çelikten yapılmıştır. Burada bu çelik bir isim ve bir

we use to build things, right. Awesome. Okay. Let's move on to number four. Pier and pier.

şeyler inşa etmek için kullandığımız gümüş malzemeyi ifade ediyor, değil mi? Mükemmel. Tamam aşkım. Dört numaraya geçelim. İskele ve iskele.

Let's look at the example sentence. I thought I saw a shark in the water, so I wanted to

Örnek cümleye bakalım. Suda bir köpekbalığı gördüğümü sandım, bu yüzden

peer off the pier to see if I could see it. So confusing, right? Four seconds to think

onu görüp göremeyeceğimi görmek için iskeleden dışarı bakmak istedim. Çok kafa karıştırıcı, değil mi? Cevabınızı düşünmek için dört saniye

of your answer. Four... Okay. If you put peer with two E's that is correct. And as you can

. Dört... Tamam. Eşi iki E ile koyarsanız, bu doğrudur. Ve

tell by the word that comes before it, it is a verb. And to peer means to have a little

kendisinden önce gelen kelimeden de anlayabileceğiniz gibi, bu bir fiildir. Ve akran olmak,

look over something that you can't really see. So if I'm back here, I can't peer. I

gerçekten göremediğiniz bir şeye biraz bakmak demektir . Yani buraya geri dönersem, akran olamam.

can't look, but if I get closer, I can peer off the edge and that's fine. Okay. And the

Bakamıyorum ama yaklaşırsam kenardan bakabilirim ve sorun değil. Tamam aşkım. Ve bir

next one is the pier. And you can tell that this is a noun by the, the pier. And a pier,

sonraki iskele. Ve bunun iskele tarafından bir isim olduğunu söyleyebilirsin. Ve bir iskele,

if you live near the beach, or if you, uh, go and visit a beach and you see like a wooden

eğer sahile yakın bir yerde yaşıyorsanız veya bir kumsala gidip su üzerinde uzanan ahşap bir yapı görürseniz

structure that goes out on over the water and you have like shops and things on

ve orada dükkanlar gibi şeyler varsa

there. Santa Monica pier in Los Angeles, I think is a famous one. A famous oop, my microphone,

. Los Angeles'taki Santa Monica iskelesi, sanırım ünlü biri. Ünlü bir oop, mikrofonum,

is a famous pier. Okay. So it's the wooden structure that you go on and it is a noun.

ünlü bir iskeledir. Tamam aşkım. Yani devam ettiğiniz ahşap yapı ve bir isim.

So you can start using these words today on the RealLife English app. We have been working

Böylece bu kelimeleri bugün RealLife English uygulamasında kullanmaya başlayabilirsiniz.

really hard to develop this app. And on the app, you can listen to our podcast and read

Bu uygulamayı geliştirmek için gerçekten çok çalışıyoruz. Ve uygulamada, podcast'imizi dinleyebilir ve

the transcript at the same time. This will improve your listening, your reading, and

aynı anda transkripti okuyabilirsiniz. Bu, dinlemenizi, okumanızı ve

your spelling as well. The app also has a speaking part where you can

hecelemenizi de geliştirecektir. Uygulama ayrıca, konuşma pratiği yapmak için

connect with people from all around the world to practice your speaking. If you haven't

dünyanın her yerinden insanlarla bağlantı kurabileceğiniz bir konuşma bölümüne sahiptir .

tested the app, what are you waiting for?! To download it today, there is a link down

Uygulamayı test etmediyseniz, ne bekliyorsunuz?! Bugün indirmek için, aşağıdaki açıklamada bir bağlantı var

in the description below. You can also download it on your Android and we will keep you updated

. Android cihazınıza da indirebilirsiniz ve

of when it's available in the Apple store. All right, let's look at number five. If you

Apple Store'da kullanıma sunulduğunda sizi haberdar edeceğiz. Pekala, beş numaraya bakalım.

put heel and heal, you are correct. Let's look at the example sentence. If the heel

Topuk koyup iyileştirirseniz, haklısınız. Örnek cümleye bakalım.

breaks on your shoe, you might fall. However your injuries will heal over time. Oop, I

Ayakkabınızın topuğu kırılırsa düşebilirsiniz. Ancak yaralarınız zamanla iyileşir. Oop,

gave that one away. Four seconds, four... Okay. If the heel breaks on your shoe, okay.

onu verdim. Dört saniye, dört... Tamam. Ayakkabının topuğu kırılırsa, tamam.

So as you can tell from the word before heel 'the', heel is a noun, and it's basically,

Topuk 'the' kelimesinden de anlayabileceğiniz gibi, topuk bir isimdir ve temelde

think of your shoe as this, your toes are here. The heel is this part at the back, right?

ayakkabınızı şöyle düşünün, ayak parmaklarınız burada. Topuk arkadaki bu kısım, değil mi?

The heel of your shoe, the heel of your shoe. And you also have a heel on your foot as well.

Ayakkabının topuğu, ayakkabının topuğu. Ayağınızda da bir topuk var.

Breaks on your shoe, you might fall. However, your injuries will heal over time. And to

Ayakkabın kırılır, düşebilirsin. Ancak yaralarınız zamanla iyileşir. Ve

heal means to cure or to get better. Yeah. Interesting, right. So what

iyileştirmek, iyileştirmek veya iyileşmek anlamına gelir . Evet. İlginç, doğru. Yani

you've learned in this lesson is that even though some words in English sound the same,

bu derste öğrendiğiniz şey şu ki, İngilizce'deki bazı kelimeler kulağa aynı gelse,

are spelled differently, and have different meanings, they are often easy to

farklı şekilde hecelense ve farklı anlamlara sahip olsa da,

identify depending on what part of speech. That is, is it a noun? Is it a verb? Is it

konuşmanın hangi kısmına bağlı olarak bunları belirlemek genellikle kolaydır. Yani, bir isim mi? Bu bir fiil mi? Bu

an adjective? So next time you think, Oh, what's the word?

bir sıfat mı? Bir dahaki sefere, Oh, kelime nedir?

Think to yourself, is it a verb? Is it a noun? Is it an adjective or what part of speech

Kendi kendinize düşünün, bu bir fiil mi? Bu bir isim mi? Bu bir sıfat mı yoksa konuşmanın hangi kısmı

it is, and that is going to help you to be able to not get confused again, it's the secret,

ve bu, tekrar kafanızın karışmamasına yardımcı olacak , sır bu,

right? And before I go, I just want to say, and lastly, bye to say goodbye, I can say,

değil mi? Ve gitmeden önce şunu söylemek istiyorum ve son olarak hoşçakal demek için

I am going to buy some new clothes, or I can say that this video was made by me. And don't

yeni kıyafetler alacağım veya bu videoyu benim yaptığımı söyleyebilirim. Ve

forget, you can chat with me over on the RealLife English Instagram @RealLife.English. I will

unutma, benimle RealLife English Instagram @RealLife.English üzerinden sohbet edebilirsin.

be there answering all your questions. Thank you for joining me today and I will see you

Tüm sorularınızı yanıtlamak için orada olacağım. Bugün bana katıldığınız için teşekkür ederim ve

next time. Aww yeah!

bir dahaki sefere görüşürüz. Tamam evet!