You can WRITE, but not SPEAK ENGLISH? — Watch this.

So Ethan, how was the movie?

Ethan, film nasıldı?

I heard some people were disappointed with it.

Bazı insanların bundan hayal kırıklığına uğradığını duydum .

I liked the movie... uh...

Filmi beğendim... uh...

I think...

Sanırım...

uh...

uh... En

My favorite character...

sevdiğim karakter...

Does this feel familiar to you?

Bu sana tanıdık geliyor mu?

Well today we will look at some of the reasons why you might feel more confident writing

Pekala bugün,

English than you do when you speak it.

İngilizce yazarken kendinizi konuşurken olduğundan daha özgüvenli hissetmenizin nedenlerinden bazılarına bakacağız.

And we'll also give you four practical tips that will help you to feel just as confident

Ayrıca, İngilizce konuşurken de yazarken olduğu kadar özgüvenli hissetmenize yardımcı olacak dört pratik ipucu vereceğiz

speaking English as you do writing it.

.

Because here at RealLife English every single week we make lessons like this one that help

Çünkü burada, RealLife English'te her hafta,

you go from feeling like a lost and insecure English learner, to being a confident, successful

kaybolmuş ve güvensiz bir İngilizce öğrenicisi gibi hissetmekten kendine güvenen, başarılı bir

English speaker.

İngilizce konuşmacısı olmanıza yardımcı olacak bunun gibi dersler yapıyoruz.

So if that sounds like what you want for your English, then be sure to join us by hitting

Yani, İngilizcen için istediğin buysa ,

that subscribe button and the bell below and that way you won't miss a single new lesson.

abone ol düğmesine ve aşağıdaki zile basarak bize katıldığından emin ol ve böylece tek bir yeni dersi bile kaçırmamış olursun.

So I just want to start out by saying that if this is the case for you, that your writing

Bu yüzden şunu söyleyerek başlamak istiyorum, eğer sizin için durum buysa, yazmanız

is much better than you're speaking, it's probably not your fault.

konuştuğunuzdan çok daha iyiyse, bu muhtemelen sizin suçunuz değildir.

So stop beating yourself up about it.

Bu yüzden kendini bu konuda hırpalamayı bırak.

You know, traditional methods that most of us learn languages with tend to put a very

Bilirsiniz, çoğumuzun dil öğrendiği geleneksel yöntemler

heavy focus on grammar and writing because it's what's easiest to teach to the masses.

dil bilgisi ve yazmaya çok fazla odaklanır çünkü kitlelere öğretmek en kolay olanıdır.

So without a doubt, you've gotten in plenty of hours of English writing in.

Bu nedenle, hiç şüphesiz, İngilizce yazmak için bolca saat harcadınız.

But very few, if any, practical speaking opportunities in.

Ancak pratik konuşma fırsatları varsa bile çok az .

So while it's not your fault that the English teaching system is largely like this, it is

Bu nedenle, İngilizce öğretim sisteminin büyük ölçüde böyle olması sizin suçunuz olmasa da, bu

your responsibility to actually start looking for opportunities to practice speaking English.

sizin sorumluluğunuzdur. İngilizce konuşma pratiği yapma fırsatlarını gerçekten aramaya başlamak.

So don't give up.

Bu yüzden pes etme.

So when learning the language, it's really important that you grasps the difference between

Bu yüzden, dili öğrenirken girdi ve çıktı arasındaki farkı kavramanız gerçekten önemlidir

input and output.

.

So input is the different things that you consume in the language that you're learning.

Girdi, öğrenmekte olduğunuz dilde tükettiğiniz farklı şeylerdir.

So this could be, for example, reading, but it's also things like listening to podcasts,

Bu, örneğin okumak olabilir, ama aynı zamanda podcast dinlemek, en

watching your favorite movie or series, or listening to the radio while you're cooking.

sevdiğiniz filmi veya diziyi izlemek veya yemek yaparken radyo dinlemek gibi şeyler de olabilir. Kendine

In order to become a confident English communicator, it's super important that you build habits

güvenen bir İngilizce iletişimci olmak için,

that help you to be consuming English constantly.

sürekli olarak İngilizce tüketmenize yardımcı olacak alışkanlıklar geliştirmeniz çok önemlidir.

Now, if you start filling your day with different opportunities to be listening to the language,

Şimdi, gününüzü dili dinlemek için farklı fırsatlarla doldurmaya başlarsanız, konuşma zamanı geldiğinde ihtiyaç duyacağınız

they're going to find that you're just absorbing the vocabulary, the grammar and the sounds

kelime dağarcığı, dilbilgisi ve sesleri özümsediğinizi görecekler

that you'll need when it comes time to speak.

.

Remember, it's super important that this input is actually related to the things that you

Unutmayın, bu girdinin aslında

enjoy in your life.

hayatınızda zevk aldığınız şeylerle ilgili olması çok önemlidir.

So, for example, just because someone told you that watching the news in English can

Yani, örneğin birisi size İngilizce haberleri izlemenin

be good for learning different vocabulary.

farklı kelimeler öğrenmek için iyi olabileceğini söyledi diye.

If that's nothing you're already doing and enjoying in your native language, then you're

Bu zaten ana dilinizde yaptığınız ve zevk aldığınız bir şey değilse, o zaman

probably not going to be very effective at actually keeping up a habit with that.

muhtemelen bununla bir alışkanlığa ayak uydurmada çok etkili olmayacaksınız.

If on the other hand, you love sports, then maybe reading the news about your favorite

Öte yandan, sporu seviyorsan, belki de en sevdiğin spor takımıyla ilgili haberleri İngilizce okumak,

sports team in English could be a great way for you to get some vocabulary related to

the things that you love and are most likely to be speaking about because here at RealLife

sevdiğin ve muhtemelen hakkında konuşulması muhtemel şeylerle ilgili bazı kelimeler öğrenmen için harika bir yol olabilir çünkü burada RealLife

English, We really believe that you need to own your English and find convenient ways

English olarak, İngilizcenize sahip çıkmanız ve

to make it a part of your everyday life.

onu günlük hayatınızın bir parçası haline getirmenin uygun yollarını bulmanız gerektiğine gerçekten inanıyoruz.

Now, moving on to output, these are the productive parts of the language, such as writing and

Şimdi çıktıya geçecek olursak bunlar dilin üretken kısımlarıdır, örneğin yazma ve

speaking, of course.

konuşma gibi tabii ki.

So the quality of your output is directly related to how much input you have.

Dolayısıyla çıktınızın kalitesi, ne kadar girdiye sahip olduğunuzla doğrudan ilişkilidir.

So the more meaningful content you consume in English, the better that your speaking

Yani İngilizce içeriği ne kadar anlamlı tüketirseniz , konuşmanız o kadar iyi

will become.

olur.

And of course, you have to actively be searching for different speaking opportunities.

Ve tabii ki, aktif olarak farklı konuşma fırsatları arıyor olmalısınız.

Now, I know that it can be really simple to find many different ways to have input, but

Girdi almanın birçok farklı yolunu bulmanın gerçekten basit olabileceğini biliyorum, ancak

then it's really difficult for you to actually find ways where you can actually practice

o zaman, konuşma gibi, çıktınızı fiilen uygulayabileceğiniz yolları bulmanız gerçekten zor

your output, such as speaking.

.

That's why we decided to create the RealLife app and solve this problem for you.

Bu yüzden RealLife uygulamasını oluşturmaya ve bu sorunu sizin için çözmeye karar verdik.

Just check out what one of our app users, Pedro, said about his experience.

Uygulama kullanıcılarımızdan biri olan Pedro'nun deneyimi hakkında ne söylediğine bir bakın.

It's awesome.

Bu harika.

You can practice your English and gain confidence, develop new skills to communicate with citizens

İngilizcenizi pratik edip güven kazanabilir, dünyanın her yerindeki vatandaşlarla iletişim kurmak için yeni beceriler geliştirebilir

around the world, and at the same time you can help those that want to improve their

ve aynı zamanda bilgilerini geliştirmek

knowledge and understand accents It is a great experience.

ve aksanları anlamak isteyenlere yardımcı olabilirsiniz. Bu harika bir deneyim.

So just like Pedro, you can have fascinating conversations with global citizens from around

Yani tıpkı Pedro gibi, dünyanın dört bir yanından gelen küresel vatandaşlarla

the world about your life, about your passions, Or you can just talk about what the weather

hayatınız, tutkularınız hakkında büyüleyici sohbetler yapabilir veya isterseniz sadece dışarıda havanın nasıl olduğu hakkında konuşabilirsiniz

is like outside if you want.

.

You also have input opportunities by listening to our podcast with full transcripts and vocabulary

Ayrıca tam transkriptler ve kelime tanımları içeren podcast'imizi dinleyerek girdi fırsatlarına sahip olursunuz

definitions.

.

So what are you waiting for?

Peki ne bekliyorsun?

Give it a try it right now by downloading the RealLife app by clicking up here or down

Buraya veya aşağıdaki açıklamaya tıklayarak RealLife uygulamasını indirerek hemen şimdi deneyin

description below.

.

Or you can search for RealLife English in the Apple app or Google Play Store.

Veya Apple uygulamasında veya Google Play Store'da RealLife English'i arayabilirsiniz.

See you there.

Orada görüşürüz.

All right.

Elbette.

So now let's look at some actual tips that can help you to improve your confidence when

Şimdi, İngilizce konuşurken özgüveninizi geliştirmenize yardımcı olabilecek bazı gerçek ipuçlarına bakalım

speaking English.

.

So first off, finding a model now with my students, I actually used to have them do

İlk olarak, şimdi öğrencilerimle bir model bularak , aslında onlara

an exercise where they would identify an English mother or father.

bir İngiliz anne veya babasını tanımlayacakları bir egzersiz yaptırırdım.

And this was basically just picking a celebrity, for example, that they really liked and constantly

Ve bu temelde sadece bir ünlüyü seçmekti, örneğin, gerçekten sevdikleri ve

consuming content from that person speaking and trying to shadow or imitate this person's

o kişinin konuşmasını,

way of speaking, their accent, the musicality they use in their speak and so on.

aksanını, konuşmalarında kullandıkları müzikalliği vb.

Now, it doesn't necessarily need to be a celebrity.

Şimdi, mutlaka bir ünlü olması gerekmiyor. Sahip

It could be a native friend that you have.

olduğunuz yerli bir arkadaşınız olabilir. Bu

It could be someone from your country who has an English that you really admire and

kişi, ülkenizden gerçekten hayran olduğunuz bir İngilizceye sahip biri olabilir ve

you would like to also arrive at that level.

siz de o seviyeye gelmek isteyebilirsiniz.

It could be your English teacher.

İngilizce öğretmeniniz olabilir.

Or maybe you have a friend who speaks really great English, and you could ask them if you

Ya da belki çok iyi İngilizce konuşan bir arkadaşınız vardır ve ona

could start practicing your English together.

birlikte İngilizce pratik yapmaya başlayıp başlayamayacağınızı sorabilirsiniz.

The basic idea is that you find someone who has English very similar to what you would

Temel fikir, sahip olmak istediğinize çok benzer bir İngilizceye sahip birini bulmanız

like to have, and you model that person.

ve o kişiyi modellemenizdir.

So, for example, for me, when I first started learning Catalan, I found this band that I

Örneğin, benim için Katalanca öğrenmeye ilk başladığımda,

really liked and so on to gather more men.

daha fazla erkek toplamak için gerçekten sevdiğim bu grubu buldum.

This goes all the way up, but background is quite funny because they are from the interior

Bu, sonuna kadar gider, ancak arka plan oldukça komik çünkü onlar Katalonya'nın iç kesimlerinden

of Catalonia.

.

So they had a rather thick accent and I just was listening to music all the time and singing

Bu yüzden oldukça kalın bir aksanları vardı ve ben sürekli müzik dinliyor ve şarkı söylüyordum

along.

.

And so I kind of developed that accent.

Ve böylece bu aksanı geliştirdim.

And when I would speak with people there asked me, you know, Where are you from?

Ve insanlarla konuştuğumda bana sordular, bilirsiniz, nerelisiniz?

You sound like you're from the countryside.

Kırsal kesimdenmiş gibi konuşuyorsun.

So the second exercise is to break down common patterns of questions or simple sentences.

Yani ikinci alıştırma, yaygın soru kalıplarını veya basit cümleleri parçalamaktır. Hadi

Let's take

a look.

bir bakalım. Bir

The next exercise is to repeat sentences that you learned with different moods.

sonraki alıştırma, öğrendiğiniz cümleleri farklı ruh halleriyle tekrar etmektir.

So let's take a look at some examples: I don't know what to do.

O halde bazı örneklere bakalım: Ne yapacağımı bilmiyorum.

I don't know what to do.

Ne yapacağımı bilmiyorum.

I don't know what to do.

Ne yapacağımı bilmiyorum.

I don't know what to do.

Ne yapacağımı bilmiyorum. Kulağa

That sounds great.

harika geliyor. Kulağa

That sounds great.

harika geliyor. Kulağa

That sounds great.

harika geliyor.

Yeah, that sounds great.

Evet, kulağa harika geliyor.

Exercise number four is to look around you and observe and look for different opportunities

Dördüncü egzersiz, etrafınıza bakmak ve İngilizce pratik yapabileceğiniz farklı fırsatları gözlemlemek ve aramaktır

where you can practice your English.

. Bunu

So just to give you an example of how you could do this.

nasıl yapabileceğinize dair bir örnek vermek için .

If you're walking down the street, you could look around and identify the different things

Sokakta yürüyorsan, etrafına bakıp gördüğün farklı şeyleri tanımlayabilir

that you're seeing and try to think of how you call those things in English.

ve bunları İngilizce'de nasıl adlandırdığını düşünmeye çalışabilirsin.

And when you get stuck, you can't think of how you would say one thing in English.

Ve takılıp kaldığınızda, İngilizce bir şeyi nasıl söyleyeceğinizi düşünemezsiniz.

Then that's an opportunity for you to look it up and learn a new word.

O zaman bu, ona bakmanız ve yeni bir kelime öğrenmeniz için bir fırsattır.

And it doesn't just have to be things that you're seeing.

Ve sadece gördüğünüz şeyler olmak zorunda değil . Ne yaptığınızı açıklayarak

You could also try to think in your mind in English, describing what you're doing.

zihninizde İngilizce düşünmeye de çalışabilirsiniz .

So maybe you're at the gym and you could say, I'm lifting weights or I'm running on a treadmill.

Yani belki spor salonundasınız ve ağırlık kaldırıyorum ya da koşu bandında koşuyorum diyebilirsiniz.

So you can see it's not even necessary to live in an English speaking country to find

Böylece, dilde farklı sürükleyici deneyimler bulmak için İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamanın bile gerekli olmadığını görebilirsiniz

different immersive experiences in the language.

.

And if you start doing this at a bunch of different places, well, you're going to be

Ve bunu bir sürü farklı yerde yapmaya başlarsan,

exposing yourself to just a ton of different vocabulary.

kendini bir ton farklı kelime dağarcığına maruz bırakacaksın.

Why not do it also at a café or do it while you're riding the bus and just look out the

Neden bunu bir kafede yapmıyorsunuz ya da otobüse binerken pencereden dışarı bakmıyorsunuz

window?

?

You could do this at a restaurant like, for example, look at the menu and try to think,

Bunu bir restoranda örneğin menüye bakıp düşünmeye çalışabilirsiniz,

how would you say some of the different plates, some of the different dishes in English?

bazı farklı tabakları, bazı farklı yemekleri İngilizce olarak nasıl söylersiniz?

Or maybe you can even take the next step and go to a terrific part of your city and pretend

Ya da belki bir sonraki adımı atabilir ve şehrinizin harika bir yerine gidebilir ve şehir

that you're from out of town, you're from another country, and you only speak English

dışındanmışsınız, başka bir ülkedenmişsiniz gibi davranabilir ve sadece İngilizce konuşuyorsunuz

and actually have that interaction with the waiter in English.

ve aslında garsonla o etkileşimi yaşıyorsunuz. İngilizce.

You can do this at the supermarket by trying to look at the different products and think

Bunu süpermarkette farklı ürünlere bakmaya çalışarak ve

how you would say them in English.

bunları İngilizce olarak nasıl söyleyeceğinizi düşünerek yapabilirsiniz.

As you can see, creating an immersive experience in English doesn't require traveling thousands

Gördüğünüz gibi, sürükleyici bir İngilizce deneyimi yaratmak için binlerce

of miles away.

kilometre uzağa seyahat etmek gerekmiyor.

It just requires a little bit of creativity.

Sadece biraz yaratıcılık gerektiriyor.

And before you go, let me give you a few bonus tips.

Ve gitmeden önce, sana birkaç bonus ipucu vereyim.

So use what you know.

Öyleyse bildiklerini kullan.

You know, you don't have to be studying forever.

Biliyorsun, sonsuza kadar çalışmak zorunda değilsin.

You don't have to have perfect pronunciation or grammar to start speaking.

Konuşmaya başlamak için mükemmel bir telaffuza veya dilbilgisine sahip olmanız gerekmez.

So if you're a beginner, for example, then just try to have a simple introduction in

Örneğin, yeni başlayan biriyseniz, o zaman İngilizce olarak basit bir giriş yapmayı deneyin

English.

.

Maybe if you've never had a conversation before, then really try to get down saying, Hello,

Belki daha önce hiç sohbet etmediyseniz, o zaman gerçekten merhaba,

my name is what do you do for a living?

benim adım ne iş yapıyorsunuz?

I do this or I study this and so on, and try to get that really down so that you'll feel

Bunu yapıyorum ya da bunu çalışıyorum ve bunu gerçekten not etmeye çalışıyorum, böylece

confident in those situations.

bu durumlarda kendinden emin hissedeceksin.

Remember, it's really important to value connection over perfection.

Unutmayın, bağlantıya mükemmellikten daha çok değer vermek gerçekten önemlidir .

And when you follow up on the different tips that we've done today, when you get out of

Ve bugün yaptığımız farklı ipuçlarını takip ettiğinizde ,

your comfort zone and you start having conversations with other people, without a doubt your confidence

konfor alanınızın dışına çıkıp diğer insanlarla sohbet etmeye başladığınızda , kendinize olan güveninizin

will develop over time.

zamanla gelişeceğine şüphe yok. Bu

So just stick in there when it's difficult sometimes just to envision yourself in the

yüzden, bazen kendinizi

future as that confident English speaker and you will get there.

gelecekte o kendine güvenen İngilizce konuşan kişi olarak hayal etmenin zor olduğu zamanlarda orada kalın ve oraya varacaksınız. İnsanların söylediğini

There's a really great phrase that I've heard people say, which is fake it until you make

duyduğum harika bir söz var, siz onu yapana kadar taklit edin

it, which basically means that if you fake doing something, eventually you will be able

, yani temelde bir şeyi yapıyor numarası yaparsanız, sonunda

to do that thing.

o şeyi yapabileceksiniz demektir.

Next step is to be comfortable laughing at yourself.

Bir sonraki adım, kendinize rahatça gülmek .

So sometimes when you're speaking another language, you will feel like a child.

Yani bazen başka bir dil konuşurken kendinizi bir çocuk gibi hissedeceksiniz.

So just lean into that.

Bu yüzden sadece buna yaslanın.

Embrace the experience.

Deneyimi kucaklayın.

You know, you may never speak with the same level of comfortableness in English as you

Biliyorsunuz, İngilizcede hiçbir zaman

do in your native language because you've spent countless hours speaking your native

ana dilinizdeki kadar rahat konuşamayabilirsiniz çünkü ana

tongue and English as a language that you're now learning as an adult probably.

dilinizi ve muhtemelen bir yetişkin olarak şu anda öğrenmekte olduğunuz bir dil olarak İngilizceyi konuşarak sayısız saat geçirdiniz.

So be patient with yourself and be a little bit silly with it.

Bu yüzden kendinize karşı sabırlı olun ve onunla biraz aptal olun.

Have fun with it.

Onunla iyi eğlenceler.

And finally, a super born tip is to make it a habit.

Ve son olarak, süper doğuştan bir ipucu, bunu bir alışkanlık haline getirmektir.

Do it every single day, even if it's just for 5 minutes.

Bunu her gün yapın, sadece 5 dakika için bile olsa. Başka biriyle olmasa

Find an opportunity where you can speak, even if it's not with another person.

bile konuşabileceğiniz bir fırsat bulun .

Record yourself, listen to it, give yourself feedback, whatever you can do to make sure

Kendinizi kaydedin, dinleyin, kendinize geri bildirimde bulunun, her gün İngilizce ile bu temas noktalarını deneyimlediğinizden emin olmak için yapabileceğiniz her şeyi yapın

that you are getting those immersion experiences Those touch points with English every single

day.

.

Now I want to hear from you.

Şimdi senden duymak istiyorum.

Which of the four core skills in English which are reading, writing speaking and listening

İngilizce'deki dört temel beceri olan okuma, yazma, konuşma ve dinlemeden hangisini

do you find most difficult?

en zor buluyorsunuz?

Let us know down in the comments below.

Aşağıdaki yorumlarda bize bildirin.

And that way we can make a lesson to help you with your biggest English frustration.

Ve bu şekilde, en büyük İngilizce hayal kırıklığınızda size yardımcı olacak bir ders oluşturabiliriz.

Oh yeah.

Ah evet.

And if you have difficulty speaking, then one of the reasons might be that you just

Ve konuşmakta güçlük çekiyorsanız, bunun nedenlerinden biri,

don't have enough of the vocabulary that you need to have a competent conversation in English.

yetkin bir İngilizce konuşması yapmak için ihtiyaç duyduğunuz yeterli kelime dağarcığına sahip olmamanız olabilir.

So I highly recommend that next you check out this lesson where I'll teach you one tip

Bu yüzden, size İngilizce'de binlerce kelime öğrenmenize yardımcı olabilecek bir ipucu vereceğim bu derse göz atmanızı şiddetle tavsiye ederim

that can help you to learn thousands of words in English.

.

Sounds too good to be true?

Kulağa gerçek olamayacak kadar iyi mi geliyor? Öğrenmek

You'll have to watch the lesson so that you can find out.

için dersi izlemeniz gerekecek .

Let's check out a clip.

Bir klibe göz atalım.