3 Tips To Speak Fast English

Aw yeah! What's up everybody?  Have you ever wondered why  

Ah evet! Naber herkes?

natives always seem to speak so quickly? Well, actually when you think about fast  

Yerlilerin neden her zaman bu kadar hızlı konuştuğunu hiç merak ettiniz mi? Aslında, İngilizce'de hızlı konuşmayı düşündüğünüzde,

speech in English it's the fact that  English is a stress-timed language,  

İngilizce'nin vurgu zamanlaması olan bir dil olduğu,

meaning that some syllables  are stressed and others aren't. 

yani bazı hecelerin vurgulandığı ve diğerlerinin olmadığı gerçeğidir.

So this makes English a rhythmical language and in  today's lesson I'm going to tell you some easy to  

Bu, İngilizceyi ritmik bir dil yapar ve bugünün dersinde, İngilizce konuşurken

apply tips so that you can sound and feel more  natural and confident when you speak English. 

kulağa daha doğal ve kendinden emin gelebilmeniz ve kendinizi daha doğal hissedebilmeniz için size uygulaması kolay bazı ipuçları vereceğim .

We're going to learn contractions, we're going  to learn linking sounds and we're going to learn  

Kasılmaları öğreneceğiz, sesleri bağlamayı öğreneceğiz ve

sentence stress. And the best part is I'm going  to ask you to practice with me as we go through,  

cümle vurgusunu öğreneceğiz. Ve en iyi yanı, sizden bu süreçte benimle pratik yapmanızı isteyeceğim

and right at the end I have a really special  surprise for you, so make sure you watch all of  

ve en sonunda size gerçekten özel bir sürprizim var, bu yüzden bu videonun tamamını izlediğinizden emin olun.

this video to check out what that surprise is. Do you sometimes feel that you don't sound as  

dır-dir. Bazen

natural as you can when you speak English?  Well I want to tell you that every week  

İngilizce konuşurken sesinin olabildiği kadar doğal olmadığını hissediyor musun? Pekala, size her hafta

we help you understand fast native speech, be  understood by anyone and connect to the world. 

hızlı anadili anlamanıza, herkes tarafından anlaşılmanıza ve dünyayla bağlantı kurmanıza yardımcı olduğumuzu söylemek istiyorum.

Just ask Tamara, who says that our channel is now  part of her bedtime ritual. So join Tamara and  

Kanalımızın artık uyku vakti ritüelinin bir parçası olduğunu söyleyen Tamara'ya sorun. Tamara'ya katılın ve

support me and the team at RealLife English. All you need to do is hit that Subscribe  

RealLife English'te beni ve ekibi destekleyin. Yeni derslerimizi kaçırmamak için tek yapmanız gereken Abone Ol

button and the Bell down below so you  don't miss any of our new lessons.

düğmesine ve aşağıdaki Zil'e basmak . Washington DC'deki

We have some breaking news out of a  fast food restaurant in Washington DC,  

bir fast food restoranından son dakika haberlerimiz var ,

an unidentified exchange student was in McDonald's  when a team member asked him what would you like. 

kimliği belirsiz bir değişim öğrencisi McDonald's'taydı ve bir ekip üyesi ona ne istersiniz diye sordu.

The exchange student was confident because  he'd practiced many times before in his head.  

Değişim öğrencisi kendinden emindi çünkü daha önce kafasında birçok kez pratik yapmıştı.

He replied "I'll have a Sprite please." He'd been waiting a while when his name was called  

"Lütfen bir Sprite alacağım" diye cevap verdi. Siparişini aldıktan sonra adı söylendiğinde bir süredir bekliyordu

after getting his order. He was shocked  to realize that he hadn't ordered a Sprite  

. Bir Sprite sipariş etmediğini

but instead he was given a large fries. That same  afternoon he was admitted to hospital due to an  

bunun yerine kendisine büyük bir patates kızartması verildiğini fark edince şok oldu. Aynı gün öğleden sonra, itüzümü otu alerjisi nedeniyle hastaneye kaldırıldı, isminin

allergic reaction to nightshades we spoke to the  restaurant manager who prefers to remain anonymous  

gizli kalmasını tercih eden restoran müdürüyle konuştuk

and he said we didn't know this would happen. I guess he was afraid of losing face so he  

ve bunun olacağını bilmediğimizi söyledi. Sanırım itibarını kaybetmekten korktuğu için

didn't say anything had. He asked we'd  have certainly replaced his order.

bir şey söylemedi. Siparişini kesinlikle değiştireceğimizi sordu. Bir

Well a lesson learned for our  friend next time you order a Sprite  

dahaki sefere bir Sprite sipariş ettiğinizde,

make sure you get a Sprite. This is Ollie,  reporting live from RealLife English headquarters. 

bir Sprite aldığınızdan emin olun. Ben Ollie, RealLife English genel merkezinden canlı yayında bildiriyorum.

What would you do in this situation?  Would you keep the fries or would you  

Bu durumda ne yapardınız? Patatesleri saklar mıydınız yoksa

go back and get your Sprite like you asked for? If you're like me then you have lots of these  

istediğiniz gibi geri dönüp Sprite'ınızı alır mıydınız? Benim gibiyseniz, anlatacak çok   bu

funny stories to tell and in fact if I told  you all of my stories we'd be here for days. 

komik hikayeniz var demektir ve aslında size tüm     hikayelerimi anlatsaydım, günlerce burada olurduk.

So my first tip to speak English  faster is to use contractions.  

İngilizceyi daha hızlı konuşmak için ilk ipucum kısaltmaları kullanmak.

Now, you probably know that contractions  are a combination of two or more words. 

Şimdi, kısaltmaların iki veya daha fazla kelimenin birleşimi olduğunu muhtemelen biliyorsunuzdur.

So contract means to make smaller and you  probably remember your first English lessons  

Yani sözleşme küçültmek anlamına gelir ve muhtemelen

where you learned the verb "to be" and  you were probably taught the contractions. 

"olmak" fiilini öğrendiğiniz ve muhtemelen kasılmaların öğretildiği ilk İngilizce derslerinizi hatırlarsınız.

You're thinking why do I  need to learn the full form  

Neden tam formu

and the contraction as well? Well,  truth is we use contractions a lot. 

ve aynı zamanda kasılmayı öğrenmem gerektiğini düşünüyorsunuz? Gerçek şu ki, kasılmaları çok kullanıyoruz.

We use contractions in every single context  and quite often I get asked by learners  

Her bağlamda kısaltmalar kullanırız ve öğrenciler bana sık sık

if contractions are too informal to use in real  life conversations. And the answer to that is NO. 

kısaltmaların gerçek hayattaki konuşmalarda kullanılamayacak kadar gayri resmi olup olmadığını sorarlar. Ve bunun cevabı HAYIR.

If you watch the news, listen to podcasts,  go to a restaurant and talk to the waiter  

Haberleri izlerseniz, podcast'leri dinlerseniz, bir restorana gidip garsonla konuşursanız

or even talk to your friends at a barbecue,  you're going to hear contractions all the time. 

veya hatta mangalda arkadaşlarınızla konuşursanız, sürekli kasılmalar duyacaksınız.

Truth is they are a part of real life  conversations and real life speech. For example,  

Gerçek şu ki, bunlar gerçek hayattaki konuşmaların ve gerçek hayattaki konuşmaların bir parçasıdır. Örneğin,

instead of saying "Do not play with the  dog," we'd say "Don't play with the dog." 

"Köpekle oynama " demek yerine "Köpekle oynama" deriz.

However the only time where it's not okay  to use contractions is if you're writing  

Ancak kısaltmaları kullanmanın uygun olmadığı tek durum,

a formal email or you're in a job interview.  In fact, Ethan made a great lesson with common  

resmi bir e-posta yazıyorsanız veya bir iş görüşmesindeyseniz. Aslına bakarsanız Ethan, yaygın   iş görüşmesi sorularıyla harika bir ders verdi

job interview questions, so you can check out  that lesson when you finish watching this one.

, dolayısıyla bunu izlemeyi bitirdiğinizde o derse göz atabilirsiniz.

So often learners know how to recognize  contractions, but they actually won't use them.  

Çoğu zaman öğrenciler kasılmaları nasıl tanıyacaklarını bilirler , ancak aslında bunları kullanmazlar.

For example I've been to Brazil is contracted  with "I" and the auxiliary "have." However  

Örneğin, Brezilya'ya gittim, "ben" ve yardımcı "sahiptim" ile sözleşmeli. Ancak

I often hear learners pronounce  this like "I have been to Brazil." 

öğrencilerin bunu "Brezilya'da bulundum" şeklinde telaffuz ettiğini sıklıkla duyuyorum.

So I recommend if you see a contraction,  

Bu nedenle, bir daralma görürseniz

pronounce the contraction. That way you're  going to be able to speak English a lot faster.  

daralmayı telaffuz etmenizi öneririm. Bu şekilde İngilizce'yi çok daha hızlı konuşabileceksiniz.

In a contraction the apostrophe takes  the place of some of the letters.

Bir kısaltmada kesme işareti bazı harflerin yerini alır.

Now let's go and look at some examples that were  used in the news interview that we saw earlier. 

Şimdi gidip daha önce gördüğümüz haber röportajında kullanılan bazı örneklere bakalım.

Now the exchange student said I'll have a Sprite  please. Do you know what "ll" is in this sentence?  

Şimdi değişim öğrencisi bir Sprite alacağımı söyledi lütfen. Bu cümledeki "ll" ne biliyor musunuz?

Yeah, that's right. It's "will." So you can see that the W and  

Evet bu doğru. Bu "irade". Böylece W ve

the I have been taken away. And they've  been replaced with an apostrophe "I'll" 

I'in kaldırıldığını görebilirsiniz. Ve kesme işareti "I'll" ile değiştirilmiştir

Now how would you contract this sentence?  "I had cooked before my parents got home." 

Şimdi bu cümleyi nasıl kurarsınız? "Ailem eve gelmeden önce yemek pişirmiştim."

Yeah, that's right. "I'd cooked  before my parents got home."  

Evet bu doğru. " Ailem eve gelmeden önce yemek pişirmiştim." Kasılmayı kullandığımda sesimin

Did you notice how much faster I  sounded when I used the contraction? 

ne kadar hızlı çıktığını fark ettiniz mi ?

Now I want you to say the  uncontracted sentence after me:  

Şimdi benden sonra belirsiz cümleyi söylemenizi istiyorum:

"I had cooked before my parents got home" It's your turn. 

"Ailem eve gelmeden önce yemek pişirmiştim" Sıra sizde.

Nice job! Okay now let's  try the contracted sentence  

İyi iş! Tamam, şimdi sözleşmeli cümleyi deneyelim

and see if you spoke any faster: "I'd cooked  before my parents got home." Your turn.

ve daha hızlı konuşup konuşmadığınızı görelim: " Ailem eve gelmeden önce yemek pişirmiştim." Senin sıran.

Great job! I'm sure you're already speaking  faster. So you're probably sitting at home  

İyi iş! Eminim zaten daha hızlı konuşuyorsunuzdur. Yani muhtemelen evde oturup

thinking, "But Ollie, how do I know which words  I can contract?" And truth is there are so  

"Ama Ollie, hangi kelimeleri kasabileceğimi nasıl bilebilirim ?" diye düşünüyorsunuz. Ve gerçek şu ki o kadar

many that I would be here for days telling  you every single contraction, so what I'm  

çok var ki, günlerce burada size her bir kısaltmayı anlatırdım, o yüzden

going to do now is I'm going to show you some  common ones that we use every day in English.

şimdi size İngilizce'de her gün kullandığımız bazı yaygın kısaltmaları göstereceğim.

Quiz time! Do you know how we'd  contract these? "Would not have."

Sınav zamanı! Bunları nasıl kasacağımızı biliyor musunuz ? "Sahip olmayabilir."

"Wouldn't have"

"Yapmazdım"

"Why did"

"Neden yaptım" "

"Why'd" Example, "I wouldn't have  

Neden yaptım" Örnek, "

done that if I were you." "Why'd you do that?" So my second tip for you to use to get you  

Senin yerinde olsam bunu yapmazdım." "Bunu neden yaptın?"

speaking English faster is to link the  words, and if this isn't your first time  

İngilizceyi daha hızlı konuşmanızı sağlamak için kullanabileceğiniz ikinci ipucum, kelimeleri birbirine bağlamanızdır ve bu, buradaki ilk seferiniz değilse,

here you have probably seen Ethan, Andrea and  now me talk about connected speech quite a lot,  

muhtemelen Ethan, Andrea ve şimdi beni bağlantılı konuşma hakkında oldukça fazla konuşurken görmüşsünüzdür,

and that's because us natives use connected speech  so we don't have to pronounce word for word. 

ve bu çünkü biz yerliler bağlantılı konuşmayı kullanırız böylece kelime kelime telaffuz etmek zorunda kalmayız. Bağlantılı konuşma

We can make our speech continuous by linking  words and sounds together, which is known as  

olarak bilinen kelimeleri ve sesleri birbirine bağlayarak konuşmamızı sürekli hale getirebiliriz

connected speech. Now do you often feel frustrated  when you don't know how to use connected speech  

. Şimdi, bağlantılı konuşmayı nasıl kullanacağınızı bilmediğinizde

or you don't understand fast speaking natives? Then I highly recommend our Fluent with Friends  

veya hızlı konuşan yerlileri anlamadığınızda  sık sık hayal kırıklığına uğramış hissediyor musunuz? O halde Arkadaşlarla Akıcı Kursumuzu şiddetle tavsiye ederim

Course. In this 48-week course you're going to  learn with the first two seasons of Friends. Each  

. Bu 48 haftalık kursta, Friends'in ilk iki sezonunu öğreneceksiniz. Her

week you'll receive PDF Power Lessons, Vocabulary  Memorization Software, lifetime access to our  

hafta PDF Güç Dersleri, Kelime Ezberleme Yazılımı,

Fluency Circle Global Community and so much more! And do you know what the best thing about this is?  

Fluency Circle Global Topluluğumuza ömür boyu erişim ve çok daha fazlasını alacaksınız! Ve bunun en iyi yanı ne biliyor musun?

You can try it absolutely FREE  with our 3-Part Masterclass.  

3 Parçalı Masterclass'ımızla tamamen ÜCRETSİZ olarak deneyebilirsiniz.

To get started today, all you need to do is  click up here or down in the description below.

Bugün başlamak için tek yapmanız gereken burayı veya aşağıdaki açıklamada aşağıyı tıklamak.

So you might find it difficult to  understand fast speaking natives  

Bu nedenle,

when you aren't too sure about what words  and sounds link together, so when we ask  

hangi kelimelerin ve seslerin birbiriyle bağlantılı olduğundan emin değilseniz, hızlı konuşan yerlileri anlamakta zorlanabilirsiniz. Bu nedenle,

questions we quite often link the words together. So what I recommend you do is learn the question  

sorular sorduğumuzda genellikle kelimeleri birbirine bağlarız. Bu yüzden yapmanızı tavsiye ettiğim şey, soruyu

as a chunk and that way you'll be able to kill two  birds with one stone. Not only will you be able to  

bir yığın olarak öğrenmeniz ve bu şekilde bir taşla iki kuş vurabileceksiniz.

practice the connected speech, but you might also  learn some new vocabulary and sentence structure. 

Bağlantılı konuşma pratiği yapmanın yanı sıra bazı yeni kelimeler ve cümle yapıları da öğrenebilirsiniz.

Here at RealLife English we're big  on guiding you beyond the classroom. 

RealLife English'te, size sınıfın ötesinde rehberlik etme konusunda büyük önem taşıyoruz.

So let's practice some questions  that use connected speech. 

Bağlantılı konuşmayı kullanan bazı sorular üzerinde çalışalım.

So I'm going to say the sentence and  then I'm going to show you where it links  

Cümleyi söyleyeceğim ve sonra size bunun nereye bağlandığını göstereceğim

and then we're going to practice together, right? But first I want to show you what it sounds like  

ve sonra birlikte pratik yapacağız, değil mi? Ama önce size

without linking the words together and then I'm  going to show you what it sounds like when I do  

kelimeleri birbirine bağlamadan kulağa nasıl geldiğini göstermek istiyorum ve sonra

link the words together, and you're going to  recognize that when I link my words together. 

kelimeleri birbirine bağladığımda kulağa nasıl geldiğini göstereceğim ve kelimelerimi bağladığımda bunu anlayacaksınız. birlikte.

I actually sound a lot faster number  one: "What have you been up to?"

Aslında çok daha hızlı konuşuyorum : "Ne yaptın?" Bu cümlede

Did you notice how I actually sounded a lot  quicker when I linked the words together  

kelimeleri birbirine bağladığımda aslında nasıl daha hızlı konuştuğumu fark ettiniz mi

in this sentence? You'll notice that I  reduced have to 've. "What've you...?"

? Azalttığımı fark edeceksiniz . "Ne yaptın...?"

Sentence number two: "What would you do?" 

İki numaralı cümle: "Ne yapardın?" Sen ve senin arasında

Did you notice how I linked  would and you? "Would you?"

nasıl bağlantı kurduğumu fark ettin mi ? "İster misin?"

Sentence number three: "Did you arrive late?"

Üçüncü cümle: "Geç mi geldin?"

Did you notice how I connected the  final d on did with y in you? "Did you?"

Son d on did'i sende y ile nasıl ilişkilendirdiğimi fark ettin mi? "Yaptın mı?"

Okay, now it's time to practice with me. I'm  gonna say it and then I want you to repeat. 

Tamam, şimdi benimle pratik yapma zamanı. Ben söyleyeceğim ve sonra senin tekrar etmeni istiyorum.

"What have you been up to?" "What would you do?" 

"Neler yapıyorsun?" "Sen ne yapardın?"

"Did you arrive late?"

"Geç mi geldin?"

Now if you find that a little difficult there's  an exercise called "back chaining." So instead of  

Şimdi, bunu biraz zor bulursanız "geri zincirleme" adlı bir egzersiz var. Yani

pronouncing the words from start to finish you're  actually going to reverse it or flip it around  

kelimeleri baştan sona telaffuz etmek yerine aslında ters çevirecek veya ters çevireceksiniz

and you're going to say the last  word and then slowly build up. 

ve son kelimeyi söyleyecek ve sonra yavaş yavaş geliştireceksiniz.

Let's take a look at how that works.  So the sentence "Where do you come  

Bunun nasıl çalıştığına bir göz atalım. Yani "Nereden   geliyorsunuz

from?" sounds like this back chaining  goes like this: from - come from -  

?" geri zincirleme şu şekildedir: nereden - nereden geldin -   nereden

did you come from - where did you come from - You can see that when we do this exercise we start  

geldin - nereden geldin - Bu alıştırmayı yaptığımızda

with the last word of the sentence and slowly  work our way up to the first word of the sentence,  

cümlenin son kelimesiyle başladığımızı ve yavaşça yukarıya doğru ilerlediğimizi görebilirsiniz. cümlenin ilk kelimesi,

and that way you're going to build the confidence  to be able to use connected speech when you talk. 

ve bu şekilde konuşurken bağlantılı konuşmayı kullanabilmek için özgüven oluşturacaksınız.

In some, if you can learn questions as chunks  you're going to be able to speak quicker,  

Bazılarında, soruları parçalar halinde öğrenebilirseniz daha hızlı konuşabilirsiniz,

as you'll learn the linking words when you learn  the questions and actually we've made a great  

çünkü soruları öğrendiğinizde bağlantı oluşturan kelimeleri de öğreneceksiniz ve aslında

lesson on how you can ask questions like a native. When you're done with this lesson make sure you  

şu tür soruları nasıl sorabileceğiniz konusunda harika bir   ders yaptık. yerli Bu dersi tamamladığınızda,

check it out by clicking up here  or down in the description below.

burayı veya aşağıdaki açıklamada aşağıyı tıklayarak dersi kontrol ettiğinizden emin olun.

So my third tip to get you speaking faster  is to emphasize the most important words. 

Bu nedenle, daha hızlı konuşmanızı sağlayacak üçüncü ipucum, en önemli kelimeleri vurgulamaktır.

You might remember at the start of this lesson  that I said English is a stressed time language.  

Bu dersin başında İngilizce'nin vurgulu bir zaman dili olduğunu söylediğimi hatırlayabilirsin.

It's the fact that English is a stress time  language meaning stress syllables follow a  

Gerçek şu ki, İngilizce vurgulu bir zaman dilidir, yani vurgulu heceler

certain rhythm and unstressed syllables  are incorporated to fit that rhythm. 

belirli bir ritmi takip eder ve vurgusuz heceler bu ritme uyacak şekilde birleştirilir.

In fact, did you know that music  is a great way to learn rhythm?  

Aslında müziğin ritmi öğrenmenin harika bir yolu olduğunu biliyor muydunuz? TV Dizileriyle İngilizce Öğrenin

We have a great playlist over on our  Learn English with TV Series page.  

sayfamızda harika bir oynatma listemiz var .

To check out that playlist next you can click  up here or down in the description below.

Sıradaki oynatma listesine göz atmak için burayı veya aşağıdaki açıklamada aşağıyı tıklayabilirsiniz.

Now do you remember the story about the  exchange student at the start of this lesson?  

Şimdi, bu dersin başındaki değişim öğrencisiyle ilgili hikayeyi hatırlıyor musunuz?

There were a couple of sentences  where I expressed some stress. 

Biraz stres ifade ettiğim birkaç cümle vardı.

Listen to this sentence without stress: "He was  shocked to realize." I pretty much stressed every  

Şu cümleyi stres olmadan dinleyin: " Farkına vardığında şok oldu." Hemen hemen her

word, but in English in fact we don't do that. Listen again: "He was shocked to realize."

kelimeyi vurguladım ama aslında İngilizcede bunu yapmıyoruz. Tekrar dinleyin: "Anlayınca şok oldu."

Which words do you think I stressed?

Sizce hangi kelimeleri vurguladım?

Yeah, that's right. I stress  "shocked" and "realize."  

Evet bu doğru. "Şok oldum" ve "fark ettim"i vurguluyorum. Hangi kelimelerin vurgulandığını

A great way of trying to understand  which words are stressed is by knowing  

anlamaya çalışmanın harika bir yolu,

which words are content words and  which words are function words. 

hangi kelimelerin içerik kelimeleri ve hangi kelimelerin işlev kelimeleri olduğunu bilmektir.

Content words refer to those words  that have meaning. So in my example  

İçerik kelimeleri, anlamı olan kelimelere atıfta bulunur . Yani benim örneğimde

"shocked" and "realized" have meaning. And function words are the words that  

"şok oldum" ve "fark ettim" anlamları var. Ve işlev kelimeleri

don't have meaning, for example "was" and  "to," so I didn't stress "was" or "to." 

anlamı olmayan kelimelerdir, örneğin "was" ve "to" , bu yüzden "was" veya "to" kelimelerini vurgulamadım.

I actually reduced them to was  and "he was shocked to realize." 

Aslında onları was'a indirdim ve "anladığında şok oldu."

However, content words and function words  are not set in stone, so the speaker can  

Bununla birlikte, içerik sözcükleri ve işlev sözcükleri sabit değildir, dolayısıyla konuşmacı

decide which words they wish to emphasize. So let's look at another example from the  

hangi sözcükleri vurgulamak istediğine karar verebilir. O halde, haber raporundan başka bir örneğe bakalım

news report: "He was given a large fries." Which words do you think I stressed here¿

: "Ona büyük bir patates kızartması verildi." Sizce burada hangi kelimeleri vurguladım¿

Yeah, that's right. I stressed "given" and  "fries." Now listen to me change the content and  

Evet, doğru. "Verildi" ve "patates kızartması"nı vurguladım. Şimdi beni dinle, içerik ve

function words and see if it changes the meaning. "He was given a large fries." 

işlev sözcüklerini değiştir ve anlamını değiştirip değiştirmediğine bak. "Ona büyük bir patates kızartması verildi."

In this sentence the stress  is on "was" and "large"  

Bu cümlede vurgu "oldu" ve "büyük" üzerindedir

and this is used to emphasize that the exchange  student was actually given the large fries. 

ve bu, değişim öğrencisine aslında patates kızartması verildiğini vurgulamak için kullanılır.

Okay so do you remember at the start of the  lesson I said I have a special surprise for you? 

Tamam, dersin başında sana özel bir sürprizim olduğunu söylediğimi hatırlıyor musun?

Well we're now going to have a conversation.  You're going to duo me, so I want you to say  

Pekala, şimdi bir konuşma yapacağız. Beni ikili yapacaksın, bu yüzden

the sentences where it says you. First,  we're going to do it without contractions  

seni anlatan cümleleri söylemeni istiyorum. İlk olarak, kısaltmalar olmadan yapacağız

and then in the second part we're going to  highlight the contractions where things are  

ve ardından ikinci bölümde, nesnelerin birbiriyle bağlantılı olduğu kısaltmaları

connected and the stressed words in the sentence. So are you ready? Let's go!

ve cümledeki vurgulu kelimeleri vurgulayacağız. Hazır mısın? Hadi gidelim! Bu

So I want to thank you for  joining me in today's lesson.  

nedenle, bugünün dersinde bana katıldığınız için teşekkür etmek istiyorum.

I hope these tips will be able to  guide you beyond the classroom,  

Umarım bu ipuçları,

where you can start living your English  and speaking faster just like us natives. 

İngilizcenizi yaşamaya ve tıpkı biz yerliler gibi daha hızlı konuşmaya başlayabileceğiniz sınıfın ötesinde size rehberlik edebilir. Haftalık derslerimizi kaçırmamak için Abone Ol düğmesine   ve aşağıdaki Zil'e basarak RealLife

Don't forget to support me and the team at  RealLife English by hitting that Subscribe button  

English'te beni ve ekibi desteklemeyi unutmayın

and the Bell down below so you don't miss  any of our weekly lessons. See you next time!

. Bir dahaki sefere görüşürüz!